Doğum tarihi bilinmeyen ancak, ölümü halife Osman'nın sürgüne göndermesi ile Medine çöllerinde 652 de gerçekleştiğini bildiğimiz sahabelerden biridir.
622 yılında Medine sözleşmesi ile kurulan İslam Devleti peygamberimiz Hz Muhammed'in vefatı sonrası halifelik makamı ile icra edilmiştir. İşte bu dönemde doğruluğu ve inançlarına sadakatle bağlı Ebu Zef el- Gifari'yi ortaya çıkarmıştır.
Halife Osman dönemi devlet kadrolaşmasında akraba ilişkilerine dayalı atama sistemi İslam dünyasında büyük ayrılıkları oluşturmaya başlamıştır. Bu duruma bir çok yerden karşı itirazlar yükselmiş. En önemli eleştiride Ebu Zer el-Gifari tarafından yapılmıştır.
Bu durumdan rahatsız olamaya başlayan Halife Osman ebu Zer'e makam ve maaş teklifi yapmış ancak kabul görmemiştir. Bunun Üzerine Ebu Zer için birinci Sürgün hayatı başlamış.
Halife'nin akrabası olan Şam Valisi Muaviye'nin yanına Şam'a sürgün edilmiştir.
Şam'a gelen Ebu Zer'i karşılayan Şam Valisi Muaviye ona şöyle bir soru sorar; '' Sarayımı nasıl buldun?'' Öyle bir cevap alır ki bugün her israfta ve yolsuzlukta gündem olur.
Ebu Zer el Gifari şöyle bir cevap verir; ''Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan israftır. Eğer halkın parasıyla yaptırdıysan ihanettir ve haramdır. Kul hakkına girer. Bunu ancak firavunlar yapar''
Özellikle İslami kaideleri referans alanlar için ne kadar anlamlı ve hatırlatıcı bir sözdür. Bugün devletin itibarını saraylardan ibaret sananlar, mübarek günlerde şaşalı iftar ve sahur organize edenler hiç mi Ebu Zer'i okumamış? Hiç mi muaviye ile ilgili kıssasına vakıf değiller?
Geçtiğimiz gece Ağrı da Ak parti gençlik kollarının şaşalı, halktan kopuk sahur programına itiraz edecek hiç mi Ak parti yöneticisi bulunmamaktadır.
Yozlaşmanın getirdiği bu durum hafızalarımızda sürekli yer alacaktır.
622 yılında Medine sözleşmesi ile kurulan İslam Devleti peygamberimiz Hz Muhammed'in vefatı sonrası halifelik makamı ile icra edilmiştir. İşte bu dönemde doğruluğu ve inançlarına sadakatle bağlı Ebu Zef el- Gifari'yi ortaya çıkarmıştır.
Halife Osman dönemi devlet kadrolaşmasında akraba ilişkilerine dayalı atama sistemi İslam dünyasında büyük ayrılıkları oluşturmaya başlamıştır. Bu duruma bir çok yerden karşı itirazlar yükselmiş. En önemli eleştiride Ebu Zer el-Gifari tarafından yapılmıştır.
Bu durumdan rahatsız olamaya başlayan Halife Osman ebu Zer'e makam ve maaş teklifi yapmış ancak kabul görmemiştir. Bunun Üzerine Ebu Zer için birinci Sürgün hayatı başlamış.
Halife'nin akrabası olan Şam Valisi Muaviye'nin yanına Şam'a sürgün edilmiştir.
Şam'a gelen Ebu Zer'i karşılayan Şam Valisi Muaviye ona şöyle bir soru sorar; '' Sarayımı nasıl buldun?'' Öyle bir cevap alır ki bugün her israfta ve yolsuzlukta gündem olur.
Ebu Zer el Gifari şöyle bir cevap verir; ''Ey Muaviye! Eğer bu sarayı kendi paranla yaptırdıysan israftır. Eğer halkın parasıyla yaptırdıysan ihanettir ve haramdır. Kul hakkına girer. Bunu ancak firavunlar yapar''
Özellikle İslami kaideleri referans alanlar için ne kadar anlamlı ve hatırlatıcı bir sözdür. Bugün devletin itibarını saraylardan ibaret sananlar, mübarek günlerde şaşalı iftar ve sahur organize edenler hiç mi Ebu Zer'i okumamış? Hiç mi muaviye ile ilgili kıssasına vakıf değiller?
Geçtiğimiz gece Ağrı da Ak parti gençlik kollarının şaşalı, halktan kopuk sahur programına itiraz edecek hiç mi Ak parti yöneticisi bulunmamaktadır.
Yozlaşmanın getirdiği bu durum hafızalarımızda sürekli yer alacaktır.