Mitral kapak düşüklüğü ya da pro-Iapsusu kalpte sol kulakçıkla sol karınacığı ayıran mitral kapağın yapısal bir bozukluğudur. Bazı olgularda mitral kaapağın iki kanadının yüzeyleri normalden daha geniştir; bu nedenle sol karıncığın her kasılmasında (sistol) kapağın kanatalan sol kulakçığa doğru bombeleşir. Baazı olgularda ise kapağı yerinde tutan kirişsi bağlar normalden uzun olduğundan kapak aralığı genişler. ^~m~
20. yüzyıla değin tanınmayan bir hastalık olan mitral kapak düşüklüğü günümüzde erişkin nüfusun yüzde 5-10′unda görülmektedir. Görülme sıklığı her İki cinste de aynıdır.
Tam yöntemlerindeki gelişmeler, özellikle de anjiyografiyle kalp damarlannın görüntülenmesi ve ekokardiyo-grafi gibi incelemeler mitral kapak düaşüklüğünde erken tanıya olanak vermekatedir. Böylece kapağın görünümü kesin olarak saptanabilmekte ve hastalığın ne yönde gelişeceği görülebilmektedir.
Mitral kapak düşüklüğü bazen tek başına, bazen de kulakçıklar arası bağalantı gibi bir doğumsal kalp hastalığıyla ya da kunduracı göğsü gibi bir iskelet bozulduğuyla birlikte görülür. Ayrıca düşüklük başka kalp kapakçıklarında da olabilir. Örneğin mitral kapakla birlikte ya da tek basma triküspid kapak (sağ kulakçıkla sağ karıncığı ayıran kapakaçık) düşüklüğü bulunabilir; aort kapaağında düşüklük akciğer atardamarı kaapağından daha sık ortaya çıkar, istatisatiklere göre mitral kapak düşüklüğüyle birlikte bakteri kökenli yan akut kalp iç zan iltihabı (subakut bakteriyel endo-kardit), kalpte ritim bozuklukları, anji-na pektoris tipi göğüs ağnlan, ani ölüm, ağır mitral* kapak yetmezliği ve beyin damarlannda tıkanma olasılığının arttığı da unutulmamalıdır.
TANI
Mitral kapak düşüklüğünde çok çeşitli klinik belirtiler ortaya çıkabilir. Hastaaların büyük bölümünde tümüyle belirtiasiz kalır ve hiçbir yakınmaya yol açamaz. Bazen de bir dizi belirti verir, ama bu belirtilerin mitral kapak düşüklüğüy-le ilişkisini kurmak çok güçtür.
Mitral kapağı aşağı doğru sarkmış olan kişiler genellikle ince yapılı, uzun boyludurlar. Göğüste gelip geçici ağrıalardan, çarpıntıdan ve ara sıra baygınlık duygusundan yakınırlar. Mitral kapak düşüklüğünde göğüs ağrıları kendiliğinaden ya da seyrek olarak bedensel etkinalikten sonra ortaya çıkar. Hastalar bu ağrıları “kaburgalar arasında ağrı” ya da “göğüste sıkışma duygusu” biçiminde betimlerler. Ağrılar trinitrin alınmasıyla geçmez, bedensel etkinlikle de artmaz.
Çarpıntılar, kalp atımlarının rahatasızlık verecek derecede hissedilmesi, kalp ritmindeki ani bozulmalar, nefes darlığı, baş dönmesi ve bazı hafif ruhsal bozukluklar da mitral kapak düşüklüğüane eşlik edebilir.
Kalbi dinleyerek yapılan muayenede olguların yüzde 10-20’sinde bulgular normaldir. Ama hastaların büyük bölüamünde tanıda çok değerli olan iki Önemli belirti saptanır:
• Sistolik klik: Kasılma sırasında kalabin tepe noktasında duyulabüen, omuz ya da kola doğru yayılmayan ve soluanum ya da vücudun konumuna göre deağişebilen kısa süreli bir kalp sesidir.
• Mitral kapak yetmezliğine bağlı kalp üfürümü: Kalbin üzerinde sol kaarıncığın alt ucuna karşılık gelen kalp tepesinde duyulur. Sol koltukaltına doğru yayılır. Bu sesin şiddeti vücudun konumuna ve solunuma bağlı olarak değişir.
Hastaların yaklaşık üçte ikisinde elektrokardiyografide (EKG) çok tipik olmayan, ama tanı açısından önem taşıayan değişikliklere rastlanır. Bunlar süarekli değildir, ara sıra ortaya çıkar. EKG değişiklikleri göğüs ağrısının bualunduğu durumlarda yanlışlıkla koroner kalp hastalığı tanısına yöneltebilir.
Olgularm yüzde 10-15′inde kulakçık ek atımları (ekstrasistol) ortaya çıkar. Bazen de kulakçık kasının titreşim biçiaminde düzensiz kasılması (flater), kualakçık kasılmalarının işlevsiz ve düzenasiz seğirmelere dönüşmesi (fibrilasyon),taşikardi nöbetleri gibi daha ağır kalp ritmi bozuklukları görülür.
Çok ender olarak mitral kapak düaşüklüğünde karıncık ek atımları, karıncık taşikardisi ve karıncık fibrilasyonu gibi tehlikeli ritim bozuklukları ortaya çıkar. Mitral kapak düşüklüğünde ani Ölümler karıncık fibrilasyonuna bağlanır.
EKOKARDİYOGRAFİ
Mitral kapak düşüklüğü tanısında ekokar-diyografi hastaya hiçbir rahatsızlık verameyen ve çok güvenilir olan bir inceleamedir. Hastalığa tanı koyma olanaklarını da önemli ölçüde genişletmiştir. Tipik bir mitral kapak düşüklüğü olgusunda eko-kardiyografik inceleme şu bulguları verir:
• Mitral kapakta kepçeyi andıran biaçim bozukluğu. Bu görüntü mitral kaapak düşüklüğü için çok tipiktir ve kesin tanıya yol açar.
• Hamak biçiminde mitral kapak. Bu görüntü tipik olarak hastalığın ilerlemiş evrelerinde ortaya çıkar.
Ekokardiyografik incelemede yanlış değerlendirmeye yol açabilen başlıca etkenler kalp dış zarında sıvı toplanmaası, mitral kapakta kalınlaşma, romatizama ya da enfeksiyon kökenli kalp iç zaarı iltihabıdır.
ÖBÜR İNCELEMELER
Mitral kapak düşüklüğünde ağır bir mitral kapak yetmezliği, buna bağlı sol kulakçık genişlemesi ve akciğer atardaamarlarında basmç artışı gelişmedikçe göğüs filmi çekilmesinin tanıya fazla yardımı olmaz.
Kalp boşluklarına kateter ile girilearek yapılan anjiyografik inceleme de kesin tanı olanağı sağlamakla birlikte daha zor bir girişim olması ve sonuçlaarının tedavi seçimine yardımcı olmamaası nedeniyle görece seyrek başvurulan bir tanı aracıdır.
KOMPLİKASYÖNLAR
Mitral kapak düşüklüğü iyi huylu olmaası nedeniyle hastaların çoğunda hiçbir belirti ve rahatsızlığa yol açmaz. Az saayıda hastada ise bazı komplikasyonlann ortaya çıkmasıyla hastalık ağrrlaşabilir. Kalpte ritim bozuklukları. Mitral kapak düşüklüğünde görülebilen bir komplikasyondur Saatte 30′dan fazla karıncık ek atımının görülmesi duruamunda daha ağır ritim bozukluklarını önlemek için hastaya kalp ritmini düazenleyici tedavi uygulanması gerekir. Endokardit. Kalp boşluğunu döşeyen iç zarın iltihabıdır. Bazı istatistiklere göre endokardit hastalarının yüzde 25′inde mitral kapak düşüklüğü bulunmaktadır. Bu tip kalp hastalarında enfeksiyonlar eraken dönemde tedavi edilmeli, diş çürükaleri gibi kalbi etkileyebilen enfeksiyon odaklarının bulunması durumunda uyagun antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Beyin damarlarında tıkanma. Mitral kapak düşüklüğü kan akımını bozarak dolaşımda pıhtıların oluşma riskini artıaran bir durumdur. Bu pıhtılar beyin daamarlarına giderek tıkanmaya neden olaabilir. Vücudun yarısında felç görülen hastaların önemli bölümünde mitral kaapak düşüklüğüne bağlı kalp ritmi boazukluğu olduğu saptanmıştır. Mitral kapak yetmezliği. Mitral kapak düşüklüğünde kalp üfürümünün aniden şiddetlenmesi mitral kapak yetmezliği gibi bir komplikasyonu düşündürür. Bu durum çoğu kez mitral kapağı yerinde tutan kirişsi bağlardan birinin yırtılmaasına bağlıdır.
TEDAVİ
Mitral kapak düşüklüğünün tedavisinde izlenecek yol hastalığın belirtilerine, mitral kapak yetmezliğinin ağırlığına ve kalp ritmindeki bozukluklara bağlı olarak değişir.
Belirti vermeyen olgularda kalp iç zan iltihabına karşı koruyucu önlemler dışında bir tedaviye gerek yoktur.
Ağır mitral kapak yetmezliğinde ise cerrahi girişim tek etkili tedavi yöntemiadir. Kalp ritmi bozukluklarında beta-en-gelleyici ilaçlara başvurulur. Bu ilaçlaradan yarar sağlanamazsa kalp ritmini düazenleyici ilaçlar denenir. Beta-ahcılaraı etkisini engelleyen ilaçlar aynı zamanda göğüs ağrılarına karşı etkilidir. Ağrılar bu tedaviyle giderilemezse geç etkili daamar genişleticilere başvurulur. Anjina pektoris tipi ağrıların beta-engelleyici ya da damar genişleticilere dirençli olması, Çok seyrek görülen bir durumdur. Böyle bir durumda ağrıların kökeni titizlikle yeniden araştırılmalı, koroner atardamar hastalığı üzerinde durulmalıdır.
20. yüzyıla değin tanınmayan bir hastalık olan mitral kapak düşüklüğü günümüzde erişkin nüfusun yüzde 5-10′unda görülmektedir. Görülme sıklığı her İki cinste de aynıdır.
Tam yöntemlerindeki gelişmeler, özellikle de anjiyografiyle kalp damarlannın görüntülenmesi ve ekokardiyo-grafi gibi incelemeler mitral kapak düaşüklüğünde erken tanıya olanak vermekatedir. Böylece kapağın görünümü kesin olarak saptanabilmekte ve hastalığın ne yönde gelişeceği görülebilmektedir.
Mitral kapak düşüklüğü bazen tek başına, bazen de kulakçıklar arası bağalantı gibi bir doğumsal kalp hastalığıyla ya da kunduracı göğsü gibi bir iskelet bozulduğuyla birlikte görülür. Ayrıca düşüklük başka kalp kapakçıklarında da olabilir. Örneğin mitral kapakla birlikte ya da tek basma triküspid kapak (sağ kulakçıkla sağ karıncığı ayıran kapakaçık) düşüklüğü bulunabilir; aort kapaağında düşüklük akciğer atardamarı kaapağından daha sık ortaya çıkar, istatisatiklere göre mitral kapak düşüklüğüyle birlikte bakteri kökenli yan akut kalp iç zan iltihabı (subakut bakteriyel endo-kardit), kalpte ritim bozuklukları, anji-na pektoris tipi göğüs ağnlan, ani ölüm, ağır mitral* kapak yetmezliği ve beyin damarlannda tıkanma olasılığının arttığı da unutulmamalıdır.
TANI
Mitral kapak düşüklüğünde çok çeşitli klinik belirtiler ortaya çıkabilir. Hastaaların büyük bölümünde tümüyle belirtiasiz kalır ve hiçbir yakınmaya yol açamaz. Bazen de bir dizi belirti verir, ama bu belirtilerin mitral kapak düşüklüğüy-le ilişkisini kurmak çok güçtür.
Mitral kapağı aşağı doğru sarkmış olan kişiler genellikle ince yapılı, uzun boyludurlar. Göğüste gelip geçici ağrıalardan, çarpıntıdan ve ara sıra baygınlık duygusundan yakınırlar. Mitral kapak düşüklüğünde göğüs ağrıları kendiliğinaden ya da seyrek olarak bedensel etkinalikten sonra ortaya çıkar. Hastalar bu ağrıları “kaburgalar arasında ağrı” ya da “göğüste sıkışma duygusu” biçiminde betimlerler. Ağrılar trinitrin alınmasıyla geçmez, bedensel etkinlikle de artmaz.
Çarpıntılar, kalp atımlarının rahatasızlık verecek derecede hissedilmesi, kalp ritmindeki ani bozulmalar, nefes darlığı, baş dönmesi ve bazı hafif ruhsal bozukluklar da mitral kapak düşüklüğüane eşlik edebilir.
Kalbi dinleyerek yapılan muayenede olguların yüzde 10-20’sinde bulgular normaldir. Ama hastaların büyük bölüamünde tanıda çok değerli olan iki Önemli belirti saptanır:
• Sistolik klik: Kasılma sırasında kalabin tepe noktasında duyulabüen, omuz ya da kola doğru yayılmayan ve soluanum ya da vücudun konumuna göre deağişebilen kısa süreli bir kalp sesidir.
• Mitral kapak yetmezliğine bağlı kalp üfürümü: Kalbin üzerinde sol kaarıncığın alt ucuna karşılık gelen kalp tepesinde duyulur. Sol koltukaltına doğru yayılır. Bu sesin şiddeti vücudun konumuna ve solunuma bağlı olarak değişir.
Hastaların yaklaşık üçte ikisinde elektrokardiyografide (EKG) çok tipik olmayan, ama tanı açısından önem taşıayan değişikliklere rastlanır. Bunlar süarekli değildir, ara sıra ortaya çıkar. EKG değişiklikleri göğüs ağrısının bualunduğu durumlarda yanlışlıkla koroner kalp hastalığı tanısına yöneltebilir.
Olgularm yüzde 10-15′inde kulakçık ek atımları (ekstrasistol) ortaya çıkar. Bazen de kulakçık kasının titreşim biçiaminde düzensiz kasılması (flater), kualakçık kasılmalarının işlevsiz ve düzenasiz seğirmelere dönüşmesi (fibrilasyon),taşikardi nöbetleri gibi daha ağır kalp ritmi bozuklukları görülür.
Çok ender olarak mitral kapak düaşüklüğünde karıncık ek atımları, karıncık taşikardisi ve karıncık fibrilasyonu gibi tehlikeli ritim bozuklukları ortaya çıkar. Mitral kapak düşüklüğünde ani Ölümler karıncık fibrilasyonuna bağlanır.
EKOKARDİYOGRAFİ
Mitral kapak düşüklüğü tanısında ekokar-diyografi hastaya hiçbir rahatsızlık verameyen ve çok güvenilir olan bir inceleamedir. Hastalığa tanı koyma olanaklarını da önemli ölçüde genişletmiştir. Tipik bir mitral kapak düşüklüğü olgusunda eko-kardiyografik inceleme şu bulguları verir:
• Mitral kapakta kepçeyi andıran biaçim bozukluğu. Bu görüntü mitral kaapak düşüklüğü için çok tipiktir ve kesin tanıya yol açar.
• Hamak biçiminde mitral kapak. Bu görüntü tipik olarak hastalığın ilerlemiş evrelerinde ortaya çıkar.
Ekokardiyografik incelemede yanlış değerlendirmeye yol açabilen başlıca etkenler kalp dış zarında sıvı toplanmaası, mitral kapakta kalınlaşma, romatizama ya da enfeksiyon kökenli kalp iç zaarı iltihabıdır.
ÖBÜR İNCELEMELER
Mitral kapak düşüklüğünde ağır bir mitral kapak yetmezliği, buna bağlı sol kulakçık genişlemesi ve akciğer atardaamarlarında basmç artışı gelişmedikçe göğüs filmi çekilmesinin tanıya fazla yardımı olmaz.
Kalp boşluklarına kateter ile girilearek yapılan anjiyografik inceleme de kesin tanı olanağı sağlamakla birlikte daha zor bir girişim olması ve sonuçlaarının tedavi seçimine yardımcı olmamaası nedeniyle görece seyrek başvurulan bir tanı aracıdır.
KOMPLİKASYÖNLAR
Mitral kapak düşüklüğü iyi huylu olmaası nedeniyle hastaların çoğunda hiçbir belirti ve rahatsızlığa yol açmaz. Az saayıda hastada ise bazı komplikasyonlann ortaya çıkmasıyla hastalık ağrrlaşabilir. Kalpte ritim bozuklukları. Mitral kapak düşüklüğünde görülebilen bir komplikasyondur Saatte 30′dan fazla karıncık ek atımının görülmesi duruamunda daha ağır ritim bozukluklarını önlemek için hastaya kalp ritmini düazenleyici tedavi uygulanması gerekir. Endokardit. Kalp boşluğunu döşeyen iç zarın iltihabıdır. Bazı istatistiklere göre endokardit hastalarının yüzde 25′inde mitral kapak düşüklüğü bulunmaktadır. Bu tip kalp hastalarında enfeksiyonlar eraken dönemde tedavi edilmeli, diş çürükaleri gibi kalbi etkileyebilen enfeksiyon odaklarının bulunması durumunda uyagun antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Beyin damarlarında tıkanma. Mitral kapak düşüklüğü kan akımını bozarak dolaşımda pıhtıların oluşma riskini artıaran bir durumdur. Bu pıhtılar beyin daamarlarına giderek tıkanmaya neden olaabilir. Vücudun yarısında felç görülen hastaların önemli bölümünde mitral kaapak düşüklüğüne bağlı kalp ritmi boazukluğu olduğu saptanmıştır. Mitral kapak yetmezliği. Mitral kapak düşüklüğünde kalp üfürümünün aniden şiddetlenmesi mitral kapak yetmezliği gibi bir komplikasyonu düşündürür. Bu durum çoğu kez mitral kapağı yerinde tutan kirişsi bağlardan birinin yırtılmaasına bağlıdır.
TEDAVİ
Mitral kapak düşüklüğünün tedavisinde izlenecek yol hastalığın belirtilerine, mitral kapak yetmezliğinin ağırlığına ve kalp ritmindeki bozukluklara bağlı olarak değişir.
Belirti vermeyen olgularda kalp iç zan iltihabına karşı koruyucu önlemler dışında bir tedaviye gerek yoktur.
Ağır mitral kapak yetmezliğinde ise cerrahi girişim tek etkili tedavi yöntemiadir. Kalp ritmi bozukluklarında beta-en-gelleyici ilaçlara başvurulur. Bu ilaçlaradan yarar sağlanamazsa kalp ritmini düazenleyici ilaçlar denenir. Beta-ahcılaraı etkisini engelleyen ilaçlar aynı zamanda göğüs ağrılarına karşı etkilidir. Ağrılar bu tedaviyle giderilemezse geç etkili daamar genişleticilere başvurulur. Anjina pektoris tipi ağrıların beta-engelleyici ya da damar genişleticilere dirençli olması, Çok seyrek görülen bir durumdur. Böyle bir durumda ağrıların kökeni titizlikle yeniden araştırılmalı, koroner atardamar hastalığı üzerinde durulmalıdır.