Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkan Yardımcısı Taha Çakmak, ekonomi politikasının önemli bir bileşeni haline gelen kredi düzenlemelerinin, KOBİ kredilerini tarihi zirveye taşıdığını, böylece kaynakların sürdürülebilir büyüme için ihtiyaç duyulan alanlara gittiğini söyledi.
Kredi düzenlemeleriyle ilgili Reuters'a açıklama yapan Çakmak, "2022 yılının Ocak-Eylül döneminde bankacılık sektörü tarafından firmalara 1.21 trilyon TL kredi sağlandı. Sektörün sadece Eylül ayında firmalara sağladığı 163 milyar TL kredi, önceki yılın ilk 9 aylık toplamından daha fazla ve geçen yılın aynı ayının 5 katı seviyesinde" dedi ve ekledi: "Uygulanan makro ihtiyadi tedbirlerle kredilerin daha hedefli kullandırılması amaçlanmıştır. Bunun en önemli sonucu, KOBİ'lere ocak-eylül döneminde nette 558 milyar TL kredi kullandırılması olup, bu tutar 2021'in aynı döneminde 54 milyar TL olan KOBİ net kredi kullanımının 10 katıdır." TCMB geçen yıl eylülde başlayan faiz indirimleri ile birlikte önce döviz, ardından da kredi ve tahvil piyasasında da kendisini daha belirleyici konuma getirdi. Politikalarla net ihracat, istihdam, yatırım odaklı kredilere öncelik verilirken bu sayede kalıcı cari fazlaya ulaşılması ve bu dengenin enflasyonda da kalıcı bir düşüş getireceği öngörülüyor. Çakmak düzenlemelerin KOBİ'lerin kredilerinden aldığı "tarihteki en yüksek pay ve tutara" ulaştırdığını söyledi. "KAYNAKLAR İHTİYAÇ DUYULAN ALANLARA YÖNELİYOR" Verilere göre kurumsal tarafta yeni kredilerde ağustos ayı itibarıyla KOBİ'lere verilen kredi ilk kez büyük firmalara verilen kredi tutarını yakaladı. Eylül ayında ise KOBİ'lere verilen yeni krediler nette 82 milyar TL büyük firmalara verilenler 81 milyar TL oldu. Çakmak, "2021 yılında ortalama olarak yüzde 23 civarında olan TL ticari kredi faizleri yüzde 18 seviyesine kadar gerilemiştir. Ticari kredi faizinin politika faizi ile uyumlu bir aralığa geldiğini gözlemlemekteyiz" dedi ve şöyle devam etti: "Uygulanmakta olan politika bileşiminin enflasyonist baskı yaratmaması ve kaynakların sürdürülebilir ekonomik faaliyetin ihtiyaç duyduğu alanlara yönelmesi sadece makro ihtiyati tedbirlerle değil tüm paydaşların yeni ekonomik modele katkılarıyla sağlanmaktadır." "KREDİLERDE TL'NİN PAYI ARTTI" Kredi kompozisyonunda TL'nin payının arttığına da dikkat çeken Çakmak, bunun aynı zamanda uzun vadeli TL finansmanın finansal sistemde tutunabilmesi için gerekli zemini hazırladığını da söyledi. Çakmak, "Ayrıca, KOBİ, esnaf ve tarım kredileri gibi krediye erişim imkânı daha sınırlı olan müşterilerin uzun vadeli ve düşük maliyetli finansman imkânına kavuşarak faaliyetlerini sürdürülebilir bir yapıda devam ettirmeleri amaçlanmakta" dedi ve şöyle devam etti: "Güçlü ve sürdürülebilir iktisadi faaliyetin en önemli bileşenlerinden olan ihracatçı sektörler ile ekonominin büyüme potansiyelini artırmada kritik öneme sahip olan yatırım kredilerinin desteklenmesi de bu politika bileşenin diğer önemli unsurlarından." Bu çerçevede, faiz indirimlerinin ikinci çeyrekten başlayarak makroihtiyati politikalarla güçlendirildiğine dikkat çeken Çakmak şunları söyledi: "Makro ihtiyati politikalarla yatırım, istihdam, katma değerli üretim ve ihracatı artırıcı selektif kredi anlayışını uygulamaya başlattık. Bu anlayış çerçevesinde, ihracatçılara 1 yıl vadeye kadar yüzde 9'a kadar faizle TL cinsi reeskont kredisi kullandırılmaktadır." "BANKALARIN KREDİ KULLANDIRMALARININ ÖNÜ AÇIK" İhracata ve ithal ikamesine yönelik yatırım kararı almış firmalara tahsis edilen uzun vadeli TCMB kaynaklı krediler ile şu ana kadar yaklaşık 350 firmaya 60 milyar TL'yi bulan Yatırım Taahhütlü Avans Kredileri'nin TCMB kaynaklarından kullanıldığını da söyleyen Çakmak şunları kaydetti: "Bankaların menkul kıymet tesisiyle birlikte istediği alanlardaki firmalara kredi kullandırmalarının önü açıktır. Düzenlemeler sonrası bankacılık sektörü tarafından alınan Hazine kağıtlarıyla getiri eğrisi özellikle uzun vadelerde aşağı gelmiştir, bu gelişimin sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz."