Edirne'de mevsim yağışlarının azalmasıyla tarım arazilerini sulayan önemli su kaynaklarından Meriç Nehri'ndeki su, son 5 yılın en düşük seviyesinde akmaya başladı. Sulamada sıkıntı yaşayan çiftçiler, durumdan endişeli.
Son yılların en sıcak yazının hissedildiği Edirne'de termometreler 40 dereceyi görürken, kavurucu hava ve yağış eksikliği nehirleri de etkiledi. Bölgenin can damarı konumundaki su kaynaklarından Meriç Nehri, kış ve ilkbahar aylarında yetersiz kalan yağışların ardından son 5 yılın en düşük seviyesinde akmaya başladı.
Kentte 2018 yılının aynı döneminde 158 metreküp/saniyeyle akan nehir, bu yıl 54 metreküp/saniyeye geriledi. Nehirden ürününü sulamak amacıyla yararlanan Karaağaç Mahallesi'ndeki üreticiler ise su seviyesinin düşüklüğünden dolayı tedirginlik yaşamaya başladı.
Edirne'de 1930 ile 2023 yılları arasındaki 90 yıllık süreçte maksimum sıcaklık ortalamasının 37 derece olduğunu, bunun bu yıl 40 derecenin üstüne çıktığını kaydeden Meteoroloji Mühendisleri Odası Edirne Temsilcisi Bilhan Dalkılıç, "Eğer bir bölgede maksimum sıcaklık değeri ortalamanın, Edirne'de olduğu gibi 37 derecenin 5 derece üstüne çıkıyorsa ve bu sıcaklık değeri 5 gün devam ediyorsa; bu artık sıcak hava dalgası olarak değerlendirilir. Bölgemizde temmuz ayı içerisinde özellikle Güneydoğu'dan gelen Basra alçak basınç merkezinin etkisiyle sıcaklık değerleri yükselmiştir. Buna yine son dönemde Kuzey Afrika'dan gelen sıcaklıkların da etkisiyle sıcaklık dalgaları, yaşam kalitesini negatif yönde etkilemiştir." dedi.
Kırsaldan kente göçün artmasıyla "kentsel ısı adası" olarak adlandırılan kentsel ısılarda artış meydana geldiğini belirten Dalkılıç, "Nüfusun kırsal kesimden şehirlere hareket etmesiyle beraber şehirlerde nüfus artmıştır ve kentler üzerinde artı ısı artışı meydana gelmiştir. Bunun sebebi; asfaltların gündüz güneşten gelen ultraviyole ışınlarını emmeleri, bunu yaz gecelerinde ise salmalarıdır. Şimdi hiçbirimiz çok rahat uyuyamıyoruz. Gündüz asfalt ve beton bunu emiyor, gece ise ısı 20 derecenin altına düşmesi beklenirken 25-30'larda seyrediyor. Çoğumuz uyuyamıyoruz ve işimize rahat şekilde gidemiyoruz." diye konuştu.
Sıcak hava dalgasından, bu dönemde nehirlerin de etkilendiğini belirten Dalkıran, "Meriç Nehri Bulgaristan'daki Riva Dağları'ndan doğduktan sonra 300 -*400*kilometre sonra şehrimize intikal etmekte ve şehir merkezinden geçmektedir. Ancak bu nehrin membasındaki depolama faaliyetleri bizimle ilgili olmadığı için bunun planlamasını rahatça yapamıyoruz; çünkü uluslararası bir su kaynağı. Meriç Nehri'ne ne kadar su gelirse razı oluyoruz. Şu an gördüğünüz gibi 40 metreküp civarında. Aşağı doğru su kullanımları devam ediyor, çeltikçilerimiz su kullanıyorlar. Ama tabi iklim değişikliği nedeniyle bugünden güne daha da azalıyor; Meriç Nehri'nin debisi, bu da tabi sıkıntılar yaratıyor." dedi.
Üreticinin sıcak hava dalgasını da göz önünde bulundurup, planlı ekim yapması gerektiğini söyleyen Dalkılıç, "Suyun kıymetini anlamamız lazım çünkü bundan sonra hep böyle olacak. Bu artık bizim olağan bir durumumuz oldu. Bu durumda artık uyum sağlayıp, tedbirler almaktan başka çaremiz yok. Üretici de bu durumu öngörüp planlı davranmalı. Su kayıpları risktir. Bu suya kıştan bakıp, yazın böyle bir tabloyla karşılaşıldığı zaman çiftçi sıkıntı yaşayacaktır." diye konuştu.
Bölgede üreticilikle uğraşan Yavuz Sekirden de tarlalarını sulamakta kullandıkları kuyularında su kalmadığını söyledi. Sekirden, "Kuyularımızda ne yazık ki su yok. Yağmur olmayınca, sıcak hava da bastırınca sularımız azaldı. Kuyularımızdan su çekemez hale geldik. Bu durum bizi çok etkiliyor. Dolayısıyla su bulmak için 1-2 metre daha aşağıya inmeyi düşünüyoruz, o da maliyeti arttırıyor. 72 yaşındayım, aşağı yukarı 50 yıldan beri çiftçilik yapıyorum ama bu seneki gibi kuraklık görmedim. Yağış yok, ondan kaynaklanıyor sanırım. Etrafımızda, Balkanlar'da da yok. Bölge zaten kış yağışını alamadı, kaldı ki kış göremedik. Bu durum bize ekonomik olarak kötü yansıyacak, maliyetimiz artacak" diye konuştu.