Şimdi Bazı Kanunları Değiştiren Kanun 2; Limanların Dönüşü tekrar Meclis'e gelecek. Partilerimiz basına "Katarlılara Sattırmayız" görüntüsü verip Meclis'te olanları bizden saklayacak mı? İktidarın kendini rahatlatacağı ve limanlara çöken şirketlerde de payını vereceği bu kanun teklifine dair ne yapılacak?
Bizler konuyu basından "Antalya Limanı'nı 2047'ye kadar Katar işletecek" başlıklı
Peki bu konu neden gündem oldu ve asıl mesele burada ne?
Bu konuyu, krize giren Türkiye ekonomisinde hem krizi atlatmak hem de paydaşlara/ortaklara kaynak sağlamak amacı ile halkın mülklerini bir daha satan ve bunu gelecekteki olası kazançları ipotek altına alarak yapan, bunu yaparken yasama faaliyetleri ile meşruluk kazandırmaya çabalayanlara karşı, muhalefetin de 'böyle bir durum yokmuş gibi davranması' şeklinde kompleks bir cümle ile özetleyebiliriz. Aslında meselenin tanımı da budur diyebiliriz.
Buradaki her ifadeyi açıklayalım. Çünkü her kelimenin bir belgesi, kanun maddesi, olayı var.
KRİZ?
Malûm, bir süredir krizdeyiz ve krizin en büyük nedeni; özelleştirmelerle takatsiz kalan bir ekonomide kamu-özel ortaklığı ile geleceğin de satılması, bunlara döviz ve müşteri garantili gelirlerin verilmesi ile takatsizliğin en üst seviyeye çıkması. Bunun aşırı fosil yakıt bağımlılığı ile ne hale geldiğini geçen hafta
Böyle bir resimde, sermaye aktarımı bağımlısı olmuş bir bağımlının tabiî ki tek çıkışı yeni sermaye aktarımları ve bundan payını almak olacak. Görünen o ki, elde özelleşecek yeni kaynak çok az ve kasa boşken, kasaya gelecekte girmesi olası kaynakları transfer etmek istiyorlar. O da, ilki 1997'de, sonuncusu geçen aylarda yapılan 21 (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) listesine göre) liman özelleştirmesi. Devlet toplamda 3 milyar dolara bunların işletme hakkını bir süre devretti. Bunların devir süresi önümüzdeki yıllarda dolacak. Ama iktidarın bunun ilki için 2028'i bekleyecek zamanı yok.
İşin aslı, 2028'deki özelleştirmeyi öne çekmek ama bunu özelleştirme olarak değil, kanunu kanun yolu ile ekarte ederek yapmak. İşte bunun teklifi kasım ayında Meclis'e geldi.
Ama iş burada da bitmiyor. Limanların sahipleri uluslararası firmalar, iktidara yakın müteahhitler, sicili pek parlak olmayan şirketler. Ortada korkunç bir sermaye transferi var. Şöyle ki; bu limanlar arasında en büyük yük indirme, yükleme kapasitesi olan ve adı uyuşturucu teslimatları ile anılan Mersin Limanı 2007 yılında 1 milyar 10 milyon dolara satıldı. Burası TCDD'ye aitti ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı resmen el koydu ve işletme hakkını Singapurlu PSA ile Türk Akfen şirketine sattı. Akfen daha sonra yüzde 40'lık hissesini IFM Global Altyapı Fonu'na sattı. Böylece Mersin Limanı'nın yüzde 90'ı Singapur ve Avustralya şirketlerinin oldu.
8 MİLYAR DOLARLIK LİMANLAR 3 MİLYAR DOLARA SATILMIŞ!
IFM muhtemelen çok iyi bir fiyat çalışması yaptı ki, yüzde 40 hisse için 869 milyon dolar ödedi. Bu da limanın değerini 2 milyar 172 milyon 500 bin dolar yapar.
Eğer bu oran doğru ise, ticarî değeri 8 milyar dolardan fazla olan limanlar 3 milyar dolar civarına devredilerek, bu halk 5 milyar dolar dolandırılmış. Bu da dolar 18 TL'den dersek, 90 milyar TL, 12 TL dersek 60 milyar TL demek.
Bu limanların yıllık kârları da hesaba katılınca, eldeki 8 milyar doları her halde en az üç ile çarpmak gerekecek. Çarpmıyorum, çünkü ortaya çıkacak para ile bu ülkenin yoksulluk sorunu çözülür, bunu herkes bilecektir.
Şimdi hikayemiz başlıyor. Piyasa değeri en az 8 milyar dolar olan, birkaç yılda sahiplerine mutlaka bir 8 milyar dolar kazandıran bu 21 limanın çoğunu kamulaştırmak, kamunun işletmesini sağlamak yerine özelleştirilmesi, işletmesinin uzatılması isteniyor. Bunu yasal yolla yapıyorlar. Yasal kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Nasıl mı? Feci bir yasal kılıfla!!!
287'DEN ÇEKTİK, 298'E EKLEDİK!
16 Kasım 2021'de Meclis başkanlığına "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" teslim edildi. İlk maddesi limanlarla ilgili idi. Komisyon hemen çalıştı ve 26 Kasım'da raporunu teslim etti. Ek raporunu da 14 Aralık'ta teslim etti. Tabiî siz bu raporlardan haberdar olmadınız. 3 tâli komisyona da iletildi. Ama onlardan raporu beklemediler. 287 sıra sayılı kanun teklifinin içeriğini 22 Kasım'da, yani Meclis'e geldiği hafta incelemiş ve analizimizi
287 sıra sayılı kanun teklifi için CHP Anayasa'ya uygunluğu incelenmediği, torba yasaların zaten Anayasa'ya aykırı olduğunu başa koyarak 24 sayfa şerh verdi. HDP ise "TRT payı kalkıyor diye sunuyorsunuz ama altında pek çok olumsuzluk var" diyen 12 sayfa şerh verdi. İYİ Parti ise, başta vakıflarda çifte maaş olmak üzere pek çok konuda kanuna karşı çıktı ve 8 sayfa şerh verdi.
Salı günü Genel Kurul oylaması öncesi partiler limanlar ilgili şerhlerini öne çıkartarak kamuoyu ile bu sayfadan da
Kanun teklifi Genel Kurulda konuşulurken iktidarın bu liman maddesini çekip, arkadan gelen bir teklife koyduğunu öğreniyoruz. 298 sıra sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ya da Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi-2; Limanların Dönüşü!
LİMANLARIN DÖNÜŞÜ KANUNU!
Tabiî ki konu anlattığımdan daha karmaşık. "Limanların Dönüşü" kanun teklifi, sorunu gören iktidar tarafından önceki hafta Meclis'e verilmiş, komisyonda görüşülmüştü. Böylece limanlar ile maddesi Genel Kurulda soğumadan duracak, ilk fırsatta çıkacaktı.
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi-2; Limanların Dönüşü ilk fırsatta Genel Kurula gelecek: Geçerse iktidar milyarca dolar sermeye transferini yaparak ve bunun küçük bir kısmını ön ödeme alarak hem kendini rahatlatacak, hem de liman sahibi dünya şirketlerini mutlu edecek.
MUHALEFET: KARŞIYIZ AMA KABUL!
"Muhalefet" erken seçim istiyor değil mi? Twitter'da hepimizden daha muhalifler. İktidarın gidici olduğunu bize kendilerince anlatıyorlar. Medyada her gün bir konu ile karşımıza çıkıyorlar. İktidara karşı olduklarına dair zerre şüphemiz yok. Ama iş AKP'nin kendini meşrulaştırma aracı olan yasamaya gelince bu resmin zerresi yok.
287 Sıra Sayılı kanun geçerken partilerin grup başkanları zehir zemberek sözlerle teklifi eleştirdiler. Verdikleri şerhler de ortada. Oylamaya geçmeden önce CHP grup başkanı "kanun teklifinin tümüne bu olumsuzluklara şerh düşerek Cumhuriyet Halk Partisi adına 'KABUL' oyu vereceğimizi beyan ediyorum" diyerek anayasaya aykırılığını tartıştığı bir kanun teklifine destek verdi. İYİ Parti grup başkanvekili ise "Ancak bunun yanı sıra, bir kısım vakıf yöneticilerine çift maaş verilmesiyle ilgili hususlarda da itirazlarımız oldu. Dolayısıyla bizim, bu anlamda, bu kanuna 'çekimser'oy kullanacağımızı ifade etmek isterim" dedi.
Kanun teklifi AKP-CHP-MHP'den 289 vekilin KABUL, HDP-İYİ'den 21 vekilin ÇEKİMSER ve sadece Denizli Vekili Yasin Öztürk'in RET oyu ile Meclis'ten geçti.
MALATYALILAR VE MUHALEFET
Doların 18,20'nün üstüne çıkıp sabaha 11.20 TL'ye düştüğü ve bir milyar dolardan fazla satış olduğunun tahmin edildiği, 'dünya tarihinin en kısa sürede en büyük soygununun' yaşandığı gün, Malatyalılar 'dolar düştü' halayları çekerken; siyasi partilerden "Anayasa'ya aykırı ama KABUL" ya da "Karşıyız ama KABUL" denilerek, yapılan oylamaya 271 vekil katılmadı, 21'i ÇEKİMSER kaldı, 289'u KABUL oyu verip biri RET verdi.
Böylesi bir skandalı dedim Malatyalıları daha çok konuştuk.
Şimdi Bazı Kanunları Değiştiren Kanun 2; Limanların Dönüşü tekrar Meclis'e gelecek. Partilerimiz basına "Katarlılara Sattırmayız" görüntüsü verip Meclis'te olanları bizden saklayacak mı? İktidarın kendini rahatlatacağı ve limanlara çöken şirketlerde de payını vereceği bu kanun teklifine dair ne yapılacak? Ederi 8 milyar dolardan fazla olan TCDD ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nin limanlarının, topu topu 3 milyar dolara işletme hakkının verilmesi ve bu sürenin uzatılması için iki danışman firmaya rapor hazırlatıp, bu rapor üstünden pazarlık yapıp özelleştirme süresinin uzatımı için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na yetki verilmesini istiyorlar. Yani kendi şirketlerine rapor hazırlatıp kendi aralarında anlaşacaklar ve böylece geçmiş özelleşme anlaşmasının ilgili maddeleri de rafa kalkacak. Tam bir skandal.
MECLİSTE MUHALEFET NE YAPABİLİR?
Genelde muhalefet dışarıya kanun teklifine karşı görüntüsü verip içerde en iyi ihtimal "zaten sayımız az" diyerek kısıtlı katılım gösteriyor. Kamuoyu ilgisi yoksa da KABUL oyu bile veriyor.
Ancak burada belirleyici olan onlar değil, sizsiniz. Örneğin 21 Aralık skandalı sonrası partilerden daha iyi bir katılım mı bekleyeceksiniz? Yani 4 vekilinin 1'ini katan bir parti ikisini katınca muhalefet etmiş oluyor mu? Hadi 4 vekilin dördü de katılsa ve RET oyu verse bu durumu kurtaracak mı?
Benin beklentim bütün partilerin tam katılımı. İkinci olarak tam kadro RET oyu vermeleri. Üçüncü olarak da kamulaştırma planı sunmaları. Ayrıca bu planı kamuoyuyla paylaşıp bu süreçte iktidar ile müzakere etmeleri de gerekiyor.
Hiçbir partinin limanları kamulaştırma planı yok. Çalışması da yok. Liman konusunda anayasal duruma dair bir açıklaması da yok. Ama bolca "Katarlılara Limanları Peşkeş Çektirmeyeceğiz" haberleri var ama.
Diyeceksiniz ki, bu nasıl olacak? Benim cevabım ise çok basit. Bunun aşağısını kurtarabilir mi ki azını isteyelim?
Ek bilgiler:
Yukarıda 287 ve 298 sıra sayılı kanun tekliflerinin metni ve komisyon raporlarının olduğu bilgi sayfasını detay isteyenler için paylaşıyorum:
-SS287 (2/3950 esas numarası):
-SS298 (2/4018 esas numarası):
-TBMM'den geçen 287 Sıra Sayılı (2/3950 esas numarası) 7346 sayılı kanunun tam metnini de ayrıca paylaşıyorum:
Bizler konuyu basından "Antalya Limanı'nı 2047'ye kadar Katar işletecek" başlıklı
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
öğrendik. Burada özne Katar gibi görünse de aslında bütün özelleştirilen limanlar. Katar kısmı işin en hafif ama en ilgi çekici yanı.Peki bu konu neden gündem oldu ve asıl mesele burada ne?
Bu konuyu, krize giren Türkiye ekonomisinde hem krizi atlatmak hem de paydaşlara/ortaklara kaynak sağlamak amacı ile halkın mülklerini bir daha satan ve bunu gelecekteki olası kazançları ipotek altına alarak yapan, bunu yaparken yasama faaliyetleri ile meşruluk kazandırmaya çabalayanlara karşı, muhalefetin de 'böyle bir durum yokmuş gibi davranması' şeklinde kompleks bir cümle ile özetleyebiliriz. Aslında meselenin tanımı da budur diyebiliriz.
Buradaki her ifadeyi açıklayalım. Çünkü her kelimenin bir belgesi, kanun maddesi, olayı var.
KRİZ?
Malûm, bir süredir krizdeyiz ve krizin en büyük nedeni; özelleştirmelerle takatsiz kalan bir ekonomide kamu-özel ortaklığı ile geleceğin de satılması, bunlara döviz ve müşteri garantili gelirlerin verilmesi ile takatsizliğin en üst seviyeye çıkması. Bunun aşırı fosil yakıt bağımlılığı ile ne hale geldiğini geçen hafta
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Ayrıca bir ekonomik kriz olduğunu, bunun enerjiyle ilişkili olduğunu ve geçmişi olduğunu öncül dalgalardan çok önceden de
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.Böyle bir resimde, sermaye aktarımı bağımlısı olmuş bir bağımlının tabiî ki tek çıkışı yeni sermaye aktarımları ve bundan payını almak olacak. Görünen o ki, elde özelleşecek yeni kaynak çok az ve kasa boşken, kasaya gelecekte girmesi olası kaynakları transfer etmek istiyorlar. O da, ilki 1997'de, sonuncusu geçen aylarda yapılan 21 (Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) listesine göre) liman özelleştirmesi. Devlet toplamda 3 milyar dolara bunların işletme hakkını bir süre devretti. Bunların devir süresi önümüzdeki yıllarda dolacak. Ama iktidarın bunun ilki için 2028'i bekleyecek zamanı yok.
İşin aslı, 2028'deki özelleştirmeyi öne çekmek ama bunu özelleştirme olarak değil, kanunu kanun yolu ile ekarte ederek yapmak. İşte bunun teklifi kasım ayında Meclis'e geldi.
Ama iş burada da bitmiyor. Limanların sahipleri uluslararası firmalar, iktidara yakın müteahhitler, sicili pek parlak olmayan şirketler. Ortada korkunç bir sermaye transferi var. Şöyle ki; bu limanlar arasında en büyük yük indirme, yükleme kapasitesi olan ve adı uyuşturucu teslimatları ile anılan Mersin Limanı 2007 yılında 1 milyar 10 milyon dolara satıldı. Burası TCDD'ye aitti ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı resmen el koydu ve işletme hakkını Singapurlu PSA ile Türk Akfen şirketine sattı. Akfen daha sonra yüzde 40'lık hissesini IFM Global Altyapı Fonu'na sattı. Böylece Mersin Limanı'nın yüzde 90'ı Singapur ve Avustralya şirketlerinin oldu.
8 MİLYAR DOLARLIK LİMANLAR 3 MİLYAR DOLARA SATILMIŞ!
IFM muhtemelen çok iyi bir fiyat çalışması yaptı ki, yüzde 40 hisse için 869 milyon dolar ödedi. Bu da limanın değerini 2 milyar 172 milyon 500 bin dolar yapar.
Eğer bu oran doğru ise, ticarî değeri 8 milyar dolardan fazla olan limanlar 3 milyar dolar civarına devredilerek, bu halk 5 milyar dolar dolandırılmış. Bu da dolar 18 TL'den dersek, 90 milyar TL, 12 TL dersek 60 milyar TL demek.
Bu limanların yıllık kârları da hesaba katılınca, eldeki 8 milyar doları her halde en az üç ile çarpmak gerekecek. Çarpmıyorum, çünkü ortaya çıkacak para ile bu ülkenin yoksulluk sorunu çözülür, bunu herkes bilecektir.
Şimdi hikayemiz başlıyor. Piyasa değeri en az 8 milyar dolar olan, birkaç yılda sahiplerine mutlaka bir 8 milyar dolar kazandıran bu 21 limanın çoğunu kamulaştırmak, kamunun işletmesini sağlamak yerine özelleştirilmesi, işletmesinin uzatılması isteniyor. Bunu yasal yolla yapıyorlar. Yasal kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Nasıl mı? Feci bir yasal kılıfla!!!
287'DEN ÇEKTİK, 298'E EKLEDİK!
16 Kasım 2021'de Meclis başkanlığına "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" teslim edildi. İlk maddesi limanlarla ilgili idi. Komisyon hemen çalıştı ve 26 Kasım'da raporunu teslim etti. Ek raporunu da 14 Aralık'ta teslim etti. Tabiî siz bu raporlardan haberdar olmadınız. 3 tâli komisyona da iletildi. Ama onlardan raporu beklemediler. 287 sıra sayılı kanun teklifinin içeriğini 22 Kasım'da, yani Meclis'e geldiği hafta incelemiş ve analizimizi
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.287 sıra sayılı kanun teklifi için CHP Anayasa'ya uygunluğu incelenmediği, torba yasaların zaten Anayasa'ya aykırı olduğunu başa koyarak 24 sayfa şerh verdi. HDP ise "TRT payı kalkıyor diye sunuyorsunuz ama altında pek çok olumsuzluk var" diyen 12 sayfa şerh verdi. İYİ Parti ise, başta vakıflarda çifte maaş olmak üzere pek çok konuda kanuna karşı çıktı ve 8 sayfa şerh verdi.
Salı günü Genel Kurul oylaması öncesi partiler limanlar ilgili şerhlerini öne çıkartarak kamuoyu ile bu sayfadan da
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.Kanun teklifi Genel Kurulda konuşulurken iktidarın bu liman maddesini çekip, arkadan gelen bir teklife koyduğunu öğreniyoruz. 298 sıra sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ya da Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi-2; Limanların Dönüşü!
LİMANLARIN DÖNÜŞÜ KANUNU!
Tabiî ki konu anlattığımdan daha karmaşık. "Limanların Dönüşü" kanun teklifi, sorunu gören iktidar tarafından önceki hafta Meclis'e verilmiş, komisyonda görüşülmüştü. Böylece limanlar ile maddesi Genel Kurulda soğumadan duracak, ilk fırsatta çıkacaktı.
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi-2; Limanların Dönüşü ilk fırsatta Genel Kurula gelecek: Geçerse iktidar milyarca dolar sermeye transferini yaparak ve bunun küçük bir kısmını ön ödeme alarak hem kendini rahatlatacak, hem de liman sahibi dünya şirketlerini mutlu edecek.
MUHALEFET: KARŞIYIZ AMA KABUL!
"Muhalefet" erken seçim istiyor değil mi? Twitter'da hepimizden daha muhalifler. İktidarın gidici olduğunu bize kendilerince anlatıyorlar. Medyada her gün bir konu ile karşımıza çıkıyorlar. İktidara karşı olduklarına dair zerre şüphemiz yok. Ama iş AKP'nin kendini meşrulaştırma aracı olan yasamaya gelince bu resmin zerresi yok.
287 Sıra Sayılı kanun geçerken partilerin grup başkanları zehir zemberek sözlerle teklifi eleştirdiler. Verdikleri şerhler de ortada. Oylamaya geçmeden önce CHP grup başkanı "kanun teklifinin tümüne bu olumsuzluklara şerh düşerek Cumhuriyet Halk Partisi adına 'KABUL' oyu vereceğimizi beyan ediyorum" diyerek anayasaya aykırılığını tartıştığı bir kanun teklifine destek verdi. İYİ Parti grup başkanvekili ise "Ancak bunun yanı sıra, bir kısım vakıf yöneticilerine çift maaş verilmesiyle ilgili hususlarda da itirazlarımız oldu. Dolayısıyla bizim, bu anlamda, bu kanuna 'çekimser'oy kullanacağımızı ifade etmek isterim" dedi.
Kanun teklifi AKP-CHP-MHP'den 289 vekilin KABUL, HDP-İYİ'den 21 vekilin ÇEKİMSER ve sadece Denizli Vekili Yasin Öztürk'in RET oyu ile Meclis'ten geçti.
MALATYALILAR VE MUHALEFET
Doların 18,20'nün üstüne çıkıp sabaha 11.20 TL'ye düştüğü ve bir milyar dolardan fazla satış olduğunun tahmin edildiği, 'dünya tarihinin en kısa sürede en büyük soygununun' yaşandığı gün, Malatyalılar 'dolar düştü' halayları çekerken; siyasi partilerden "Anayasa'ya aykırı ama KABUL" ya da "Karşıyız ama KABUL" denilerek, yapılan oylamaya 271 vekil katılmadı, 21'i ÇEKİMSER kaldı, 289'u KABUL oyu verip biri RET verdi.
Böylesi bir skandalı dedim Malatyalıları daha çok konuştuk.
Şimdi Bazı Kanunları Değiştiren Kanun 2; Limanların Dönüşü tekrar Meclis'e gelecek. Partilerimiz basına "Katarlılara Sattırmayız" görüntüsü verip Meclis'te olanları bizden saklayacak mı? İktidarın kendini rahatlatacağı ve limanlara çöken şirketlerde de payını vereceği bu kanun teklifine dair ne yapılacak? Ederi 8 milyar dolardan fazla olan TCDD ve Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nin limanlarının, topu topu 3 milyar dolara işletme hakkının verilmesi ve bu sürenin uzatılması için iki danışman firmaya rapor hazırlatıp, bu rapor üstünden pazarlık yapıp özelleştirme süresinin uzatımı için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na yetki verilmesini istiyorlar. Yani kendi şirketlerine rapor hazırlatıp kendi aralarında anlaşacaklar ve böylece geçmiş özelleşme anlaşmasının ilgili maddeleri de rafa kalkacak. Tam bir skandal.
MECLİSTE MUHALEFET NE YAPABİLİR?
Genelde muhalefet dışarıya kanun teklifine karşı görüntüsü verip içerde en iyi ihtimal "zaten sayımız az" diyerek kısıtlı katılım gösteriyor. Kamuoyu ilgisi yoksa da KABUL oyu bile veriyor.
Ancak burada belirleyici olan onlar değil, sizsiniz. Örneğin 21 Aralık skandalı sonrası partilerden daha iyi bir katılım mı bekleyeceksiniz? Yani 4 vekilinin 1'ini katan bir parti ikisini katınca muhalefet etmiş oluyor mu? Hadi 4 vekilin dördü de katılsa ve RET oyu verse bu durumu kurtaracak mı?
Benin beklentim bütün partilerin tam katılımı. İkinci olarak tam kadro RET oyu vermeleri. Üçüncü olarak da kamulaştırma planı sunmaları. Ayrıca bu planı kamuoyuyla paylaşıp bu süreçte iktidar ile müzakere etmeleri de gerekiyor.
Hiçbir partinin limanları kamulaştırma planı yok. Çalışması da yok. Liman konusunda anayasal duruma dair bir açıklaması da yok. Ama bolca "Katarlılara Limanları Peşkeş Çektirmeyeceğiz" haberleri var ama.
Diyeceksiniz ki, bu nasıl olacak? Benim cevabım ise çok basit. Bunun aşağısını kurtarabilir mi ki azını isteyelim?
Ek bilgiler:
Yukarıda 287 ve 298 sıra sayılı kanun tekliflerinin metni ve komisyon raporlarının olduğu bilgi sayfasını detay isteyenler için paylaşıyorum:
-SS287 (2/3950 esas numarası):
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
-SS298 (2/4018 esas numarası):
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
-TBMM'den geçen 287 Sıra Sayılı (2/3950 esas numarası) 7346 sayılı kanunun tam metnini de ayrıca paylaşıyorum:
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.