En büyük öykü, Maviliktir.
Mavi'yi anlamak, aslında hayatı anlamaktır.
Mavi, sadece bir renk değildir ve bütün sanatçılar, bu rengi gönüllü seçmişlerdir.
Mavi, aydın olanın aydınlanmış şeklidir.
Mavi, başından bağımsız, özgür ve demokrasidir.
Mavi, denizin içinde başka bir anlam kazanırken, derinliğini, kimse hesap etmez mesela. Ya gökyüzü, parçalı bulutluktan ziyade, özgürce ve dilediğince hüküm sürebilme yetisidir.
Neden insanlar gökyüzüne bakar da, hep kendi gezegeni dışında bir başka galaksi arar. Kendi gezegeninde mavileşememişlerin, mavi ızdırabıdır çünkü.
Izdırap deyip hemen geçmeyin, kanırta kanırta kök söktürür, mavileşememek.
Öyle şarkılar gibi "Mavilim mavişelim tenhada buluşalım" ile sınırlı değildir. Yeri geldiğinde kayıtsız olabilme halidir, mavilik.
Edip Cansever, gibi ızdırabın en hakikisini yaşarken; kendisine "MAVİ" bir bulut içinde arzu ettiği yere uçabilmesidir, belki de.
Kesin olan şudur ki; Mavi bir ülkedir ve içine sadece yalın, zulm etmeyen, sevgi çözeltisinde sakince demlenmiş, neyi, niçin yaptığının farkında olmanın huzurunda, gayet bilinçli olarak yaşanabilen yerdir.
Cansever,"Mavi, bir renk değildir, huydur bende" derken kim bilir, neleri biçimleyip ustaca kalemi ile yalın hale getirmiştir.
En acıların, en özgürleşme halidir, Mavi.
Mavi, yaşamasını bilenlerin rengidir.
Hoyratlık olmadan, sadece kendi olabilenlerin, elindekinin kıymetini uzatmalara gitmeden bilebilenlerin.
Mavi, felsefedir. Ve bir kez, Mavi çaldınız mı, artık iflahı yoktur. Hoştur, kokudur, ahenk,bütünlük,sadeliktir.
Tamamlanmanın adıdır.
Hayat sizi, her şeye rağmen MAVİ'de tutuyorsa, şanslısınız. Fazla ve başka hayatlar sürmeye gerek yok. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru adı renk olarak şekillense de tam makamındasınız.
Rahat olun, keyfini çıkarın.
MAVİ, herkese doğmaz.
Mavi'yi anlamak, aslında hayatı anlamaktır.
Mavi, sadece bir renk değildir ve bütün sanatçılar, bu rengi gönüllü seçmişlerdir.
Mavi, aydın olanın aydınlanmış şeklidir.
Mavi, başından bağımsız, özgür ve demokrasidir.
Mavi, denizin içinde başka bir anlam kazanırken, derinliğini, kimse hesap etmez mesela. Ya gökyüzü, parçalı bulutluktan ziyade, özgürce ve dilediğince hüküm sürebilme yetisidir.
Neden insanlar gökyüzüne bakar da, hep kendi gezegeni dışında bir başka galaksi arar. Kendi gezegeninde mavileşememişlerin, mavi ızdırabıdır çünkü.
Izdırap deyip hemen geçmeyin, kanırta kanırta kök söktürür, mavileşememek.
Öyle şarkılar gibi "Mavilim mavişelim tenhada buluşalım" ile sınırlı değildir. Yeri geldiğinde kayıtsız olabilme halidir, mavilik.
Edip Cansever, gibi ızdırabın en hakikisini yaşarken; kendisine "MAVİ" bir bulut içinde arzu ettiği yere uçabilmesidir, belki de.
Kesin olan şudur ki; Mavi bir ülkedir ve içine sadece yalın, zulm etmeyen, sevgi çözeltisinde sakince demlenmiş, neyi, niçin yaptığının farkında olmanın huzurunda, gayet bilinçli olarak yaşanabilen yerdir.
Cansever,"Mavi, bir renk değildir, huydur bende" derken kim bilir, neleri biçimleyip ustaca kalemi ile yalın hale getirmiştir.
En acıların, en özgürleşme halidir, Mavi.
Mavi, yaşamasını bilenlerin rengidir.
Hoyratlık olmadan, sadece kendi olabilenlerin, elindekinin kıymetini uzatmalara gitmeden bilebilenlerin.
Mavi, felsefedir. Ve bir kez, Mavi çaldınız mı, artık iflahı yoktur. Hoştur, kokudur, ahenk,bütünlük,sadeliktir.
Tamamlanmanın adıdır.
Hayat sizi, her şeye rağmen MAVİ'de tutuyorsa, şanslısınız. Fazla ve başka hayatlar sürmeye gerek yok. Doğru yerde, doğru zamanda, doğru adı renk olarak şekillense de tam makamındasınız.
Rahat olun, keyfini çıkarın.
MAVİ, herkese doğmaz.