Yaklaşık 70 bin kişinin evsiz olduğu ABD'nin Los Angeles eyaletinde tepki çeken bir uygulama hayata geçirildi. Evsizlerin kaldığı metro istasyonlarında kulakları ciddi bir hasar verebilecek yükseklikte klasik müzik çalınmaya başladı. Yetkililer, kararın geçen yıl eyaletteki metro istasyonlarında suç oranlarının artması nedeniyle alındığını belirtirken, uygulama tarihte müzikle yapılan işkenceleri akıllara getirdi. İşte günümüzdeki Los Angeles'taki metro istasyonlarından Guantanamo ve Nazi Kamplarına müziğin karanlık tarihi...
ABD'nin Los Angeles eyaletinde metrolardaki evsizleri uzaklatırmacak için yüksek sesle klasik müzik çalınmaya başladı. Insıder'a konuşan bir müzisyen bu kararın müziği işkence olarak kullanmanın acımasız tarihine uyduğunu söyledi.
New Yorklu bir klasik müzik bestecisi olan Alex Wakim,müziği metro istasyonlarında rahatsız edici derecede yüksek ses seviyelerinde çalma kararının "üzücü" olduğunu belirterek bunun yeni bir uygulama olmadığını söyledi.
Wakim, "Tarih boyunca hükümetler, insanları kamusal alanlardan dışlamak veya onları deliliğin eşiğine getirmek için bir işkence olarak müziği kullandı. Günümüzde bunun hala yapılıyor olması oldukça korkunç. Ben klasik müziğin içinde büyüdüm. Sevdiğiniz müziğin insanları kamusal alandan dışlamak için* kullanıldığını görmek zor." diye konuştu.
Bu yılın başında* Los Angeles Metrosu ve Los Angeles Polis Departmanı, Westlake/MacArthur Park istasyonunda kulakları sağır edecek kadar yüksek sesli klasik müzik çalmaya başladı ve ardından uygulama diğer istasyonlara yayıldı.
Los Angeles metrosu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Birçoğunuz, diğer birçok işletme ve belediye gibi, genel seslendirme hoparlörlerinden müzik çaldığımızı fark ettiniz. Fikir, istasyonumuzdan geçerken kısa süreler geçirmek için rahat, ancak saatlerce dolaşmaya elverişli olmayan bir atmosfer yaratmaktır." denildi.
Bununla birlikte Los Angeles Daily News'e göre Los Angeles metrosu, tedbirin metro istasyonlarında geçen yıl içinde şiddet suçlarının yüzde 24 artması, uyuşturucu kullanımda artış ve yolcu sayısındaki düşüşün ardından getirildiğini açıkladı.
Buna göre istasyon İspanyol besteci Adrián Berenguer'in dört dakikalık "Önemsiz" adlı parçasını 83 desibel ile 90 desibel arasında bir döngüde çaldı.
Ancak, bu ses* çim biçme makinesi ile aynı seviyede* ve işitme hasarına neden olacak kadar yüksek. Berenguer ise geçen hafta devreye girdi ve Los Angeles Polisi'nden müziğini kullanmayı bırakmasını istedi.
Berenguer, "Müziğimin bu amaçlarla kullanılmasına izin vermedim."Hiçbir sanatın özgürlükleri caydırmak veya sınırlamak için kullanılmaması gerektiğine inanıyorum." açıklamasını yaptı.
Diğer taraftan, bir metro yetkilisi, müziğin 72 desibelden daha yüksek sesle çalmadığını iddia etti.
Wakim, Berenguer'in tepkisinin ardından metro yetkililerinin Bach veya Beethoven çalmaya geçtiklerini belirterek, müziğin bir işkence olarak kullanılmasının tarihini anlattı.
Wakim, "Teksas'ta işkence olarak kullanılan müzik türleri var ve müzik Guantanamo Körfezi'nde de bu şekilde kullanıldı. Ancak, en karanlık uygulamalardan biri Wagner'in müziğinin Nazi Almanya'sında kullanılmasıydı." dedi.
1993'te FBI ajanları, ünlü tarikat Branch Davidians ve liderleri David Koresh ile* Teksas'ta 52 günlük bir çatışmaya girdi. Her iki taraftan da birkaç kişi öldürülürken silahlı çatışmalar devam etti. Bu sırada FBI, tarikatın yerleşkesinin etrafında yüksek sesle Tibet ilahi müziği, Nancy Sinatra şarkıları ve Noel müzikleri çalarak onları psikolojik olarak zorladı.
Guantanamo Körfezi'nde tutuklulara işkence yapmak, psikolojik olarak onları yıldırmak ve kültürel farklılıkları kışkırtmak için Metallica ve çeşitli death metal şarkıları 100 desibelde çalındı.Nazi Almanya'sında ise bir Yahudi karşıtı ve Hitler'in favori bestecisi olan Richard Wagner'in eserleri, Nazi ölüm kamplarında sürekli yüksek seslerde çalındı.
Nazi Almanya'sında ise açıkça bir Yahudi karşıtı ve Hitler'in favori bestecisi olan Richard Wagner'in besteleri, Nazi ölüm kamplarında sürekli yüksek seslerde çalındı.