• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Linç kültürünü besleyen dizi

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
1,908
Puanları
16
İstanbul Bağcılar’da sucu dükkanına kurduğu ses yalıtımlı odada çok sayıda çocuğa tecavüz eden Metin Şenay adlı pedofil hakkındaki önce Halktv.com.tr’den Seyhan Avşar yazmış; sonra da medyada günlerde gündemde kalmıştı. O olay, Now Tv’de yayımlanan “Gaddar” dizisinde bir intikam sahnesine konu oldu.

Başroldeki Çağatay Ulusoy’un canlandırdığı “Gaddar” karakteri, bir arkadaşının kaçırdığı, ismi verilmeyen ama “damacana dükkanı” denilerek Metin Şenay olduğu çağrıştırılan bir adamı, tıpkı onun çocuklara yaptığı gibi “Sus”, “Ağlama”, “Seni öldürürüm” yazılarını gösterdikten sonra vurup öldürüyor! “Gaddar”, “Hapis cezası alsa bile kısa sürede dışarı çıkar” diye kötü adamı kendisi infaz ediyor!

6(4).jpg


Aynı dizide daha önce de İzmir’de öldürülen taksici Oğuz Erge’yi öldüren Delil Aysal ve kedi Eros’u öldüren İbrahim Keloğlan, “Gaddar” tarafından .

Dizideki kötü adamları cezalandırma sahneleri, medyada, “Toplumu ayağa kaldıran Metin Şenay olayı Gaddar dizisinde” ya da “...diziye konu oluyor” gibi başlıklarla haber oldu. Oysa bu sahneler açıkça kötülük yapanların yargıya bırakmadan cezalandırılmasını teşvik ediyor.

Evet, Türkiye’de yargıya güvensizlik çok yaygın, hatta haklılık payı da var. Fakat yine de medyanın yargıya güvensizliği teşvik etmesi, hem de güncel örnekler üzerinden bunu öğütlemesi linç kültürünü besler. Her koşulda hukuktan ve adaletten yana olması gereken gazetecilik, dizideki “yargısız cezalandırmaya” karşı çıkmalı, eleştirmeliydi.

“Zıpçıktı fenomenlere dönen yazarlar”


Nihayet iktidar medyasından farklı sesler çıkmaya başladı. Fatih Selek, Türkiye gazetesindeki “Biraz eleştiri: Medya nasıl kaybettirdi?” başlıklı “İktidar çevresinde kimi yazarlar, seviyesiz zıpçıktı fenomenler ve medya organları nefret objesine dönüştü” dedi. Bu kadarla kalmadı, özetle şu saptamalarda bulundu:

“Medya tasvip organına dönüştü. Gazetecilik değersizleştirildi, içerik sığlaştırıldı, çeşitlilik azaldı, manşetler silikleşti. Önemli bir probleme temas ettiğiniz vakit ne Sözcü kafalılığınız kalıyor ne dönekliğiniz... Yapıcı tenkit dahi kabul edilmiyor.

Olumlu, hükûmetin işine yarayacak bir haber üzerine çalışıyorsunuz diyelim. İlgili bakanlıklardan bilgi, açıklama alamıyorsunuz. İletişim tekleşti ve resmîleşti. Bu bakış açısı, meslekte ataleti getirdi. 'Neme lazımcılık' oluştu. Maalesef, medya her iki mahallede de kendi tarafını 'koruyup kollama' görevi üstlenmiş durumda.”

Muhalif medyaya yönelik baskı ve engellemeler ile iktidar yanlısı medyadaki “atalet”in sorumlularına değinmemiş olsa da Fatih Selek’in saptamaları çok değerli... Umarım Selek’in yazdıkları o mahallede yeni bir tartışmanın kapısını aralar.

Selek’in yazısından sonra AKP iktidarının yarattığı “medya düzeni”ne bir eleştiri de Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner’den geldi. Metiner, sosyal medyadaki paylaşımında “kör yandaşlığın zarar vereceğini” vurgulayarak, özetle şu görüşleri dile :

“Taraf tutmak, diğer tarafların sesini susturmak veya diğer seslerin duyulmasını engellemek anlamına gelmez. Yeni medya düzeninin çok sesli ve özgürlükçü olması, tutulan tarafa veya savunulan fikre asıl itibar ve güç katacağına yürekten inanıyorum.

Eleştiriye kapalı her düşünce ve her hareket zamanla kendi statükosunu ve o statükodan beslenen yandaşlarını üretip donuklaşır ve bağnazlaşır. Medya düzeninin kendini tarafgirlik adına eleştiriye kapatması; evvela kendini inkar, saniyen tarafgirlik yaptığı harekete zarar.”

Anlaşılan Metiner de AKP’nin seçim yenilgisinde iktidar yanlısı medyanın rolü olduğu kanaatine varmış. Metiner’in, AKP iktidarının 22 yılı boyunca oluşturulan medya düzenine seçim yenilgisi sonrasında da olsa eleştirel bakabilmesi ve çok sesli medya istemesi dikkate değer.

Tabii iktidar medyasının durumu gazetecilik açısından konuşulacaksa AKP’ye yararlı olup olmadığı değil de toplumun bilgi edinme hakkının kullanımına katkıda bulunup bulunmadığı üzerinden konuşulması gerek. Gazeteci, parti çıkarını kamu yararından üstün tutmaz, tutamaz.

“Jel yakıt” oldu “jet yakıtı”


İktidar medyası kendini yenileyecekse ilk adımları İsrail’e ticaret haberlerinin özeleştirisi olmalı. Zira iktidarın hem Gazze’ye sahip çıkıyor görünüp hem de ticareti sürdürmesine baştan itibaren lojistik destek vererek, gerçeği örtme çabasına destek verdiler.

Son derece başarılı bir “araştırmacı gazetecilik” örneği sergileyen “Yurttaş gazetecisi” Metin Cihan, aylardır İsrail ile ticaretin sürdüğünü kanıtlayan belgeleri ortaya çıkarıyor, başta Karar ve Milli Gazete olmak üzere muhalif medya

Yakınlarda 104. kuruluş yıldönümünü kutlayan Anadolu Ajansı gibi köklü bir habercilik kuruluşu bile ticaretin örtbas edilmesine katkıda bulunuyordu. Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de İsrail’e meyve sebze ihraç edildiğini bile kalkarak, dezenformasyon yayıyordu.

Gerçeğin üzeri kapatılamaz hale geldiğinde ve protesto eylemleri arttığında bile iktidar medyası yalanı savunmaktan vazgeçmedi. “İsrail ile ticaret yok”tan, “İsrail ile ticaret azaldı” ya da “O mallar İsrail üzerinden Filistin’e gidiyor” çizgisine evrildiler.

5(3).jpg


Yine de Ticaret Bakanlığı’nın, 54 ürün grubunun İsrail’e ihracına getirmesine hazırlıksız yakalandılar. Öyle ki, kararın açıklanmasından bir gün önce Yeni Akit, “İsrail ile ticaret koca bir yalan”, Türkiye “Taksim’de provokasyon: Mesele Gazze değil” manşetini atmıştı.

Akşam’da Murat Özer ve Milliyet’te Zafer Şahin, “İsrail ile ticaret yalanı ile Türkiye’nin zayıflatılmaya çalışıldığını” savunuyorlardı. Yeni Akit’te Sinan Burhan ise “Serbest piyasa ekonomisi var. Siz bu firmalara el koyamazsınız” diye yazıyordu.

Bakanlık kısıtlama koyduğuna göre demek ki, bu ticaret Filistin’e değil İsrail’e gidiyordu ve de engellenebiliyordu. Ama o medya kuruluşları ile Sinan Burhan ve diğer yazarların pek öyle özeleştiri yapmak gibi bir niyetleri görünmüyor.

Şimdi bakıyorum da iktidar medyası hâlâ gerçeği kabullenmek yerine “İtibarsızlaştırma çabası”, “Filistin’in en büyük destekçisi Erdoğan’dır” gibi bir savunma çizgisine çekildi. Yalana ortak olmaktan vazgeçmiyorlar. Üstelik kısıtlamanın ticareti etkilediği de .

Ayrıca Ticaret Bakanlığı’nın “jet yakıtı kısıtlaması” açıklaması da açıklamaya muhtaç. Bakanlık, barut ve patlayıcı madde gönderildiğini yalanlarken İsrail’e “ ” gittiğini söylüyordu; şimdi de “jet yakıtı”nın ihracına sınırlama getirildiği duyuruldu.

“Jel yakıt” oldu “jet yakıtı”. Bakalım bu yakıt işi nerelere varacak?

PHOTO-2024-04-14-14-18-10.jpg


Cumhuriyet ve Türkiye’yi buluşturan haber


Aynı gün Cumhuriyet ve Türkiye’de ortak bir haber vardı. Türkiye, “Artık Avrupa’dan pahalıyız: 100 dolar bozdur tatil yap devri bitti” koymuştu. Cumhuriyet ise “Fiyatlarda Avrupa’yı ” diye yayımlamıştı.

Her iki haber de “özel haber” gibi sunulmuş, muhabirlerin imzaları da konulmuştu. Ama ikisi de sadece A. Serdar Körükçü adlı işinsanının sözlerine dayanıyordu. Körükçü’nün bu sözleri nerede söylediği Cumhuriyet ve Türkiye’deki haberlerde yoktu. Bereket Akşam, Hürriyet ve Milliyet gibi gazeteler, Körükçü’nün yatırımlarını anlatmak üzere “basın buluşması” düzenlediğini yazmıştı. Ne kadar önemliyse artık bilumum medya bu buluşmayı izlemişti!

Ancak öbürleri Cumhuriyet ve Türkiye gibi, Körükçü’nün sözleri üzerinden Türkiye’deki turizmin pahalı olduğu yanlışına düşmemişti. Çünkü bu şahıs, turizmle ilgili bir kuruluşun yöneticisi ya da bir yetkilisi olmadığı gibi doğal olarak ticari çıkarını gözeten bir turizmci.

Kaldı ki, bu haberlerden beş gün önce Turizm gazetesi’nde çıkan bir İngiltere’de yayımlanan The Times’ta “İngilizler artık İspanya’nın İbiza’sı yerine Türkiye’de Bodrum’u tercih ediyor. Üstelik çok daha ucuz” yazıldığı aktarılıyordu. Turizm gazetesinin başka bir de Alman Seyahat Birliği Başkanı Norbert Fiebig’in “Türkiye uzun süredir düşük fiyatların yanısıra iyi kaliteyi de temsil ediyor” sözleri ve İngiltere’de Holiday Money araştırmasının Türkiye’yi en ucuz destinasyon olarak gösterdiği yer alıyordu.

Hal böyleyken Cumhuriyet ve Türkiye’de, sadece bir turizmci “dedi” diye araştırmadan yazılıp yayımlanan haberler yanlışı aktardı. Hem de o turizmcinin çıkarlarına yardımcı olundu.

Tek cümleyle:

Rusya Devlet Nükleer Enerji şirketi Rosatom, Akkuyu Nükleer Santrali’ne yakıt üreten merkezi gezmeleri için Milliyet, Sabah ve Yeni Şafak muhabirlerini Moskova’ya götürdü; onlar da karşılık olarak merkezi Türkiye’de tanıttı.

Karar’ın “Antarktika’da rekor sıcaklık” haberinde “bölge mevsimsel ortalamasının 38,5 derece üzerinde artış yaşandığı” yazıldı ama sıcaklığın kaç dereceye çıktığı bilgisi yoktu.

Sabah’taki “Mini elektrikli otoda büyük rekabet” yazısında iki yeni modelin “Türkiye’de satılan en düşük fiyatlı otomobiller olacağı” belirtiliyordu ama fiyat verilmiyordu.

Hürriyet otomotiv yazarı T. Özgür Dil, medyada “yerli elektrikli” diye tanıtılan otomobilin 2019’da Çin’de üretilen bir aracın “yerlileştirilmiş modeli” olduğunu ortaya çıkardı.

Yeni Şafak’ın “Altın çalıp borç ödemiş” haberinde cinayetle suçlanan kişinin adının açıkça yazılmasına rağmen hiçbir anlamı olmayacak şekilde fotoğrafı flulaştırıldı.

Akşam ve Sabah, “Başörtüsünü zorla çıkarmaya 17,5 milyon dolar tazminat” haberinde New York Belediyesi’nin bu miktarı davacı iki kadına vereceği yazıyordu ama Hürriyet’e göre de 17,5 milyon dolar toplam 3600 kadına paylaştırılacak, her birine 7-13 bin dolar düşecek.

Yeni Akit, Şişli Belediyesi’nin cinsel yolla bulaşan hastalıklar için ücretsiz teste başlamasını “CHP’li Şişli’de ilk icraat homolara” diye yazarak ayrımcılık ve nefret söyleminde bulundu.

NTV ve NOW TV, “Muğla’da silahlı kavga” haberinde, olayın nedenini “kız meselesi” diye aktararak hem eksik bilgi verdiler hem de cinsiyetçi bir yaklaşım sergilediler.

ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET VE ÖNERİLERİNİZ İÇİN: medyaombudsman@gmail.com

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.