Karar yazarı Bülent Tuncay'ın köşe yazısı
Ermenistan, Avrupa'nın en zayıf futbol liglerinden biri. Milli Takımları da öyle. Futbolda en zayıf halkalardan biri. Ama bizim için sorun da burada başlıyor. Milli Takımımız bu klasmandaki takımlar karşısında zaman zaman sürpriz sonuçlar alabiliyor.Lüksemburg ve Faroe Adaları maçları bize "Acaba kendimizi dev aynasında mı görüyoruz?" sorusunu sordurmuştu. Ermenistan maçı ile başlayan EURO 2024 eleme grubu karşılaşması bu sorunun sağlamasını yapabileceğimiz bir 90 dakika gibi görünüyordu, Ermenistan'ın Lüksemburg ve Faroe Adaları'ndan çok da farkı yoktu.Maç başladığında, hele hele Ermenistan golü geldiğinde anladık ki, biz kendimizi dev aynasında görüyormuşuz. Ortalama bir TFF 2. Lig takımı düzeyindeki Ermenistan karşısında Milliler oyunun büyük bölümünde istediğini yapmakta zorlandı. Oysa kağıt üstünde ve sahada tüm ibreler Türkiye'yi gösteriyordu. Sahaya çıkan 11'inin 7'si Avrupa'nın önemli liglerinde forma giyen isimlerden oluşan bir takımımız vardı. Hakan Çalhanoğlu'nun piyasa değeri 35 milyon euro, Orkun Kökçü'nün 30 milyon euro idi.Milliler sahaya 3-4-3 sistemiyle çıkmıştı. Türk futbolunun alışık olmadığı ve uygulamada başarı sağlayamadığı üçlü savunmayı Kuntz da denemek istemişti anlaşılan. Ancak Ermenistan golü bu hattın zaaflarını ortaya çıkardı. Buna karşın topu kontrol eden, oynamak isteyen bir Milli Takım vardı. Ozan Kabak'ın kendi kalemize attığı golün şokunu atlatan Milliler baskısını artırdı ve Orkun'un şık golüyle devre gelmeden skoru eşitlemeyi başardı. İkinci yarıda daha organize bir Milli Takım vardı. Salih'in ve özellikle Kerem'in oyuna girmesi, ilerideki hücum gücünü artırdı. Nitekim galibiyet golümüz de Kerem Aktürkoğlu'ndan geldi. Tabii burada Enes'in kendisine yapılan faulde topu hemen Kerem'in önüne bırakarak Ermeni savunmasını gafil avlamasının da büyük rolü vardı.Sonuç olarak Milliler eleme gruplarına deplasman galibiyeti ile başladı ama ciddi uyarılar da aldı. Kuntz'un üçlü savunma denemesi başta Ozan olmak üzere stoperleri zor durumlarda bıraktı. Orta sahamız kalabalık ama verimsizdi. Özellikle savunmaya destekte yetersiz kaldı. Hücum organizasyonları ise Kerem oyuna girene kadar hayal kırıklığı seviyesindeydi.Milli Takım kağıt üzerinde ideal 11'i ile, gençleşen tertibiyle sahadaydı ama eksik olan bir şey vardı. Millilerin bir coşkusu, bir endamı yoktu. Kazandı kazanmasına ama gelecek için pek de umut vermedi. Bu futbol belki Ermenistan'a yetti ama Hırvatistan'a, Galler'e, hatta Letonya'ya yeter mi, işte orası koca bir soru işareti.Bülent TUNCAY / Karar
Ermenistan, Avrupa'nın en zayıf futbol liglerinden biri. Milli Takımları da öyle. Futbolda en zayıf halkalardan biri. Ama bizim için sorun da burada başlıyor. Milli Takımımız bu klasmandaki takımlar karşısında zaman zaman sürpriz sonuçlar alabiliyor.Lüksemburg ve Faroe Adaları maçları bize "Acaba kendimizi dev aynasında mı görüyoruz?" sorusunu sordurmuştu. Ermenistan maçı ile başlayan EURO 2024 eleme grubu karşılaşması bu sorunun sağlamasını yapabileceğimiz bir 90 dakika gibi görünüyordu, Ermenistan'ın Lüksemburg ve Faroe Adaları'ndan çok da farkı yoktu.Maç başladığında, hele hele Ermenistan golü geldiğinde anladık ki, biz kendimizi dev aynasında görüyormuşuz. Ortalama bir TFF 2. Lig takımı düzeyindeki Ermenistan karşısında Milliler oyunun büyük bölümünde istediğini yapmakta zorlandı. Oysa kağıt üstünde ve sahada tüm ibreler Türkiye'yi gösteriyordu. Sahaya çıkan 11'inin 7'si Avrupa'nın önemli liglerinde forma giyen isimlerden oluşan bir takımımız vardı. Hakan Çalhanoğlu'nun piyasa değeri 35 milyon euro, Orkun Kökçü'nün 30 milyon euro idi.Milliler sahaya 3-4-3 sistemiyle çıkmıştı. Türk futbolunun alışık olmadığı ve uygulamada başarı sağlayamadığı üçlü savunmayı Kuntz da denemek istemişti anlaşılan. Ancak Ermenistan golü bu hattın zaaflarını ortaya çıkardı. Buna karşın topu kontrol eden, oynamak isteyen bir Milli Takım vardı. Ozan Kabak'ın kendi kalemize attığı golün şokunu atlatan Milliler baskısını artırdı ve Orkun'un şık golüyle devre gelmeden skoru eşitlemeyi başardı. İkinci yarıda daha organize bir Milli Takım vardı. Salih'in ve özellikle Kerem'in oyuna girmesi, ilerideki hücum gücünü artırdı. Nitekim galibiyet golümüz de Kerem Aktürkoğlu'ndan geldi. Tabii burada Enes'in kendisine yapılan faulde topu hemen Kerem'in önüne bırakarak Ermeni savunmasını gafil avlamasının da büyük rolü vardı.Sonuç olarak Milliler eleme gruplarına deplasman galibiyeti ile başladı ama ciddi uyarılar da aldı. Kuntz'un üçlü savunma denemesi başta Ozan olmak üzere stoperleri zor durumlarda bıraktı. Orta sahamız kalabalık ama verimsizdi. Özellikle savunmaya destekte yetersiz kaldı. Hücum organizasyonları ise Kerem oyuna girene kadar hayal kırıklığı seviyesindeydi.Milli Takım kağıt üzerinde ideal 11'i ile, gençleşen tertibiyle sahadaydı ama eksik olan bir şey vardı. Millilerin bir coşkusu, bir endamı yoktu. Kazandı kazanmasına ama gelecek için pek de umut vermedi. Bu futbol belki Ermenistan'a yetti ama Hırvatistan'a, Galler'e, hatta Letonya'ya yeter mi, işte orası koca bir soru işareti.Bülent TUNCAY / Karar