Akşam yazarı Alen Markaryan'ın maç yazısı
Adamın teki Valerien'ciler diye söze başlıyor, bir delikanlı Şenol'cular diye atlıyor mevzuya
Valerien'e ateş püskürenler kamyonla köşe başında bekliyor
Kimi oynanan oyunu beğenmiyor
Kimi yapılan değişiklikleri
Bir Beşiktaş muhabiri, 'Gedson varken Dele Alli mi oynar' diyor
Bir diğeri, 'Tayfur niye oynamaz' diye küfür ediyor
İki takipçi kasacağım diye yılların gazetecileri "taraftar oyuncu değiştir diye bağırmasa oyuncu değiştirmeyecek bu adam" diye sözüm ona, hocayı yererek taraftara şirin gözükmeye çalışıyor,
Bir baş tacı, 'Muleka varsa Muleka oynar' diyor
Kimi, 'Ceyhun Kazancı'da suç' diyor
Kimi, 'Weghorst çok ağır dönemiyor, hızlanamıyor' diyor
O bunu derken öteki, 'Sergen Yalçın' diyor
Biri, 'Oyunu okuyamıyor' diyor
Diğeri, 'biz bağırmasak, oyuncu değiştirmeyecek' diye kendine paye çıkarıyor
Fakat kimse N'Koudou elli kere sıfıra indi de tek bir topu arkadaşına veremedi demiyor...
Nathan'ın hem F.Bahçe maçındaki hem Trabzon maçındaki tayming ve denge sorunu yüzünden beş metre solundaki yüzde yüz gol pozisyonunda olan arkadaşına topu aktaramadığından bahsetmiyor
Kimse Hamsik'in daha 10. dakikada Salih'in ayağını kırmak istercesine basmasını atlayan hakem Şansalan'ı irdelemiyor
O pozisyonun devamının korner, o kornerin de gol olduğuna değinmiyor.
'Josef geldiğinden beri hücumda sıfır katkıyla oynuyor' demiyor
Yayıncı kuruluştaki hakem yorumcusu bize 28 dakika faul çalmayan Bülent Yıldırım'ın 'Hakem maçın sonucuna etki etmedi' diye algı oluşturmasına ses çıkarmıyor
Nasıl etki etmedi diye tek yönetici konuşma yapmıyor. Yönetim bir araya gelip çare üretmiyor
İyi enerjiyi toplamaya kimse yanaşmıyor, başkanın hocanın yanındayız, demesi yetmiyor
Bir yanındayız kelimesine bir maç yetmiyor!!!
Çare üreten yok, sorun üreten çok... Kimse doğruları konuşmuyor
Bilenler susuyor, bilmeyenler kusuyor! Ve olan Beşiktaş'a oluyor...
Tek bir vücut tek bir ses olmadıkça ve aynı dili konuşmadıkça, işimiz zor arkadaşlar
Allah sonumuzu hayır etsin...
5. DAKİKADA BİZE ATTIÐIN GOLDEN BAŞLAYALIM!?
Galatasaray hocası sevgili Okan Buruk, 2-1 kaybettikleri Kayseri maçından sonra, 'G.Saray'ın hakkı yıllardır yeniyor, Türk futbolunun en büyük sorunu hakemler' demiş...
Okan Hoca'nın son dediğine sonuna kadar katılıyorum tamam da
İlk dediğinden gündüzle gece gibi ayrılıyoruz... Hani bu açıklamayı duyunca Okan Hoca bayadır Türkiye'de yaşamıyor herhalde diye düşündüm...
Tamam anlıyorum, başarısızlıktan kaynaklanan bir istifaya zorlama süreci yaşıyor. Büyük baskı altında ama konuşurken bundan evvelki yıllara gidersek
Ve konu G.Saray'ın hakkı yendi şeklinde sonlanıyorsa; biz tası tarağı toplayalım gidelim buralardan...
Yapma Okan Hoca...
Senin G.Saray'da oynarken 5. dakikada bize attığın gol var ya o maçtan başla Ahmet Çakar'ın Alpay'a gözünün üstünde kaş var diye çaldığı penaltıya kadar bir milyon tane maç sayarız. Bir de biz harici maçlar var, aman aman... Hiç girmeyelim boş ver!
Biraz komik ve tuhaf oldu bu açıklama...
Haaa! Bana ikinci söylediğin futbolumuzun en büyük sorunu hakemler de gel canımı ye....
Öbür türlü nafile sevdalar!!!
BİR ELİN VERDİÐİNİ ÖBÜR EL GÖRMEYECEK
Beşiktaş kulübü yönetimi Bağış kampanyasında belli bir miktar üstünde bila bedel ödeme yapanların listesini stadın girişindeki boşluğa anıt olarak taşımış...
Eyvah!
Bir elin verdiğini öteki el görmeyecek felsefesinden nerelere geldik...
Kaldı ki o akşam "ismini vermek istemeyen bir kişi" kelamını çok duyduk, sunucu kızın ağzından...
Doğrusu oydu
Bu anıt değil...
Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören yönetimlerine,
Stadın eski açık kısmında şimdiki kartal heykelinin oraya,
Tribünde hayatını kaybeden arkadaşlarımızın isimlerini barındıran " Beşiktaş şehitleri " adıyla bir anıt mezar projesi teklifi götürmüştük.
Beşiktaş'a hayatını adayanların anıtı
Yarın, öbür gün, bir önümüzü görelimlerden "Sıfıra" ulaştık!!!
Amacımız o arkadaşlarımızı statta ebediyen ağırlamaktı...
Hele bu Liverpool maçına gittiğimizde kafamızdaki mantığın aynısını Heysel faciasında ölenler için yapıldığını gördüğümüzde ikiye katlanmıştı düşüncemiz
Ne yaptıysak olmadı...
İçime sinmedi, bu bağış yapanların listesini stadın önüne koyma işi...
Parayı veren düdüğü çalar gibi olmuş sanki...
Alen MARKARYAN / Akşam
Adamın teki Valerien'ciler diye söze başlıyor, bir delikanlı Şenol'cular diye atlıyor mevzuya
Valerien'e ateş püskürenler kamyonla köşe başında bekliyor
Kimi oynanan oyunu beğenmiyor
Kimi yapılan değişiklikleri
Bir Beşiktaş muhabiri, 'Gedson varken Dele Alli mi oynar' diyor
Bir diğeri, 'Tayfur niye oynamaz' diye küfür ediyor
İki takipçi kasacağım diye yılların gazetecileri "taraftar oyuncu değiştir diye bağırmasa oyuncu değiştirmeyecek bu adam" diye sözüm ona, hocayı yererek taraftara şirin gözükmeye çalışıyor,
Bir baş tacı, 'Muleka varsa Muleka oynar' diyor
Kimi, 'Ceyhun Kazancı'da suç' diyor
Kimi, 'Weghorst çok ağır dönemiyor, hızlanamıyor' diyor
O bunu derken öteki, 'Sergen Yalçın' diyor
Biri, 'Oyunu okuyamıyor' diyor
Diğeri, 'biz bağırmasak, oyuncu değiştirmeyecek' diye kendine paye çıkarıyor
Fakat kimse N'Koudou elli kere sıfıra indi de tek bir topu arkadaşına veremedi demiyor...
Nathan'ın hem F.Bahçe maçındaki hem Trabzon maçındaki tayming ve denge sorunu yüzünden beş metre solundaki yüzde yüz gol pozisyonunda olan arkadaşına topu aktaramadığından bahsetmiyor
Kimse Hamsik'in daha 10. dakikada Salih'in ayağını kırmak istercesine basmasını atlayan hakem Şansalan'ı irdelemiyor
O pozisyonun devamının korner, o kornerin de gol olduğuna değinmiyor.
'Josef geldiğinden beri hücumda sıfır katkıyla oynuyor' demiyor
Yayıncı kuruluştaki hakem yorumcusu bize 28 dakika faul çalmayan Bülent Yıldırım'ın 'Hakem maçın sonucuna etki etmedi' diye algı oluşturmasına ses çıkarmıyor
Nasıl etki etmedi diye tek yönetici konuşma yapmıyor. Yönetim bir araya gelip çare üretmiyor
İyi enerjiyi toplamaya kimse yanaşmıyor, başkanın hocanın yanındayız, demesi yetmiyor
Bir yanındayız kelimesine bir maç yetmiyor!!!
Çare üreten yok, sorun üreten çok... Kimse doğruları konuşmuyor
Bilenler susuyor, bilmeyenler kusuyor! Ve olan Beşiktaş'a oluyor...
Tek bir vücut tek bir ses olmadıkça ve aynı dili konuşmadıkça, işimiz zor arkadaşlar
Allah sonumuzu hayır etsin...
5. DAKİKADA BİZE ATTIÐIN GOLDEN BAŞLAYALIM!?
Galatasaray hocası sevgili Okan Buruk, 2-1 kaybettikleri Kayseri maçından sonra, 'G.Saray'ın hakkı yıllardır yeniyor, Türk futbolunun en büyük sorunu hakemler' demiş...
Okan Hoca'nın son dediğine sonuna kadar katılıyorum tamam da
İlk dediğinden gündüzle gece gibi ayrılıyoruz... Hani bu açıklamayı duyunca Okan Hoca bayadır Türkiye'de yaşamıyor herhalde diye düşündüm...
Tamam anlıyorum, başarısızlıktan kaynaklanan bir istifaya zorlama süreci yaşıyor. Büyük baskı altında ama konuşurken bundan evvelki yıllara gidersek
Ve konu G.Saray'ın hakkı yendi şeklinde sonlanıyorsa; biz tası tarağı toplayalım gidelim buralardan...
Yapma Okan Hoca...
Senin G.Saray'da oynarken 5. dakikada bize attığın gol var ya o maçtan başla Ahmet Çakar'ın Alpay'a gözünün üstünde kaş var diye çaldığı penaltıya kadar bir milyon tane maç sayarız. Bir de biz harici maçlar var, aman aman... Hiç girmeyelim boş ver!
Biraz komik ve tuhaf oldu bu açıklama...
Haaa! Bana ikinci söylediğin futbolumuzun en büyük sorunu hakemler de gel canımı ye....
Öbür türlü nafile sevdalar!!!
BİR ELİN VERDİÐİNİ ÖBÜR EL GÖRMEYECEK
Beşiktaş kulübü yönetimi Bağış kampanyasında belli bir miktar üstünde bila bedel ödeme yapanların listesini stadın girişindeki boşluğa anıt olarak taşımış...
Eyvah!
Bir elin verdiğini öteki el görmeyecek felsefesinden nerelere geldik...
Kaldı ki o akşam "ismini vermek istemeyen bir kişi" kelamını çok duyduk, sunucu kızın ağzından...
Doğrusu oydu
Bu anıt değil...
Serdar Bilgili ve Yıldırım Demirören yönetimlerine,
Stadın eski açık kısmında şimdiki kartal heykelinin oraya,
Tribünde hayatını kaybeden arkadaşlarımızın isimlerini barındıran " Beşiktaş şehitleri " adıyla bir anıt mezar projesi teklifi götürmüştük.
Beşiktaş'a hayatını adayanların anıtı
Yarın, öbür gün, bir önümüzü görelimlerden "Sıfıra" ulaştık!!!
Amacımız o arkadaşlarımızı statta ebediyen ağırlamaktı...
Hele bu Liverpool maçına gittiğimizde kafamızdaki mantığın aynısını Heysel faciasında ölenler için yapıldığını gördüğümüzde ikiye katlanmıştı düşüncemiz
Ne yaptıysak olmadı...
İçime sinmedi, bu bağış yapanların listesini stadın önüne koyma işi...
Parayı veren düdüğü çalar gibi olmuş sanki...
Alen MARKARYAN / Akşam