{EDITOR=1500lü yıllarda İngiltere: insanların çoğu haziran ayında evleniyordu.Çünkü senelik banyolarını mayıs ayında yapıyorlar, haziranda çok kötü kokmuyorlardı. ama işi sağlama almak için yanlarında bir buket çiçek taşımayı ihmal etmiyorlardı.
birazda İngiliz atasözleri: Don't throw the baby out with the bath water. hemen manasına geçeyim: banyo suyu ile birlikte bebeği de atmayın. nerden çıkmış: 1500lerde banyolar içi sıcak suyla dolu buyuk bir fıcıdan meydana gelmekteydi. evin erkeği temiz suda yıkanma ayrıcalığına sahipti. ondan sonra oğulları ve diğer erkekler daha sonra kadınlar sonra cocuklar ve enson da bebekler aynı suda yıkanıyordu. bu esnada su okadar kirli hale geliyordu ki içinde birşeyleri kaybetmek gercekten mumkundu. işte bu atasözü bebeğini o pis suyla sokağa atan MEDENİler için soylenmiştir.
heeey sıkılmayın daha yeni basladık..! It's raining cats and dogs.( sağanak yağmur demek) ne alaka diyenlere cevap: ortaçağda avr. evleri üst üste yığılmış çatıdan yapılmakta. buralar hayvanların ısına bileceği tek yer olduğu için kedi,köpek,fare, böcekler vs. çatılarda yaşamaktalar. yağmur yağdığı zaman çatılar kayganlaştığı için bazen bu hayvanlar evin içine düşmekteler. bu atasözü de buradan gelmekte.
evlerden devam edelim. zemin toprak.sadece zenginlerin zeminleri topraktan baska birşeyden yapılmakta. dirt poor (toprak kadar fakir) sözü buradan gelmekte.
ehh birazda adab-ı muaşeret. tuvaletle henuz tanışmamış avr'de lazımlıkları sokağa boşaltma alışkanlığı 17. yy. a kadar sürmüştür. Fransa krallarından 14.louis günün belli bir zamanını lazımlığa oturarak geçirir,devlet işlerini de buradan yönetirdi.sokağa boşaltılan pisliklere basma tehlikesi de herzaman vardı ve pisliğin uzerine basılmaması için üzerine tüy dikilir ve orada pislik olduğu belli olurdu. TÜY DİKMEK DEYİMİ BUARADAN GELMEKTEDİR.
birazda BARBAR! Osmanlı.: Orhan Gazi zamanında açılan, Gurabbahane-i laklakan: (leylek hastahanesi) kanadı kırılıpda uçamayacak göçmen kuşları tedavi etmek için açılmıştır. gunumuzde cebınde 3 kurus yoksa acil kapısından bile gecemeyen hastalarımızın kulakları çınlasın.
2. Bayezid zamanında İstanbul'a gelen Rus elçisi Pis kokusundan dolayı önce hamama,oradan 3 gun boyunca kokusunun gecmesi için şehir dışına yollandığı duşunulurse biz bayağı barbarmışız..!
meslektaşlarımdan isteğim: buyuk ecdadımızın yaptığı hatalar kadar,iyi şeylerinden de bahsedelim.çünkü özellikle bugunlerde alt-ust kımlık veya Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar gökten zembille indiler inancı empoze edilmeye calışılmakta.biz 6000 senelik şanlı tarihin evlatlarıyız.
zamanınızı caldığım için kusura bakmayın...
__________________
EDITOR}
birazda İngiliz atasözleri: Don't throw the baby out with the bath water. hemen manasına geçeyim: banyo suyu ile birlikte bebeği de atmayın. nerden çıkmış: 1500lerde banyolar içi sıcak suyla dolu buyuk bir fıcıdan meydana gelmekteydi. evin erkeği temiz suda yıkanma ayrıcalığına sahipti. ondan sonra oğulları ve diğer erkekler daha sonra kadınlar sonra cocuklar ve enson da bebekler aynı suda yıkanıyordu. bu esnada su okadar kirli hale geliyordu ki içinde birşeyleri kaybetmek gercekten mumkundu. işte bu atasözü bebeğini o pis suyla sokağa atan MEDENİler için soylenmiştir.
heeey sıkılmayın daha yeni basladık..! It's raining cats and dogs.( sağanak yağmur demek) ne alaka diyenlere cevap: ortaçağda avr. evleri üst üste yığılmış çatıdan yapılmakta. buralar hayvanların ısına bileceği tek yer olduğu için kedi,köpek,fare, böcekler vs. çatılarda yaşamaktalar. yağmur yağdığı zaman çatılar kayganlaştığı için bazen bu hayvanlar evin içine düşmekteler. bu atasözü de buradan gelmekte.
evlerden devam edelim. zemin toprak.sadece zenginlerin zeminleri topraktan baska birşeyden yapılmakta. dirt poor (toprak kadar fakir) sözü buradan gelmekte.
ehh birazda adab-ı muaşeret. tuvaletle henuz tanışmamış avr'de lazımlıkları sokağa boşaltma alışkanlığı 17. yy. a kadar sürmüştür. Fransa krallarından 14.louis günün belli bir zamanını lazımlığa oturarak geçirir,devlet işlerini de buradan yönetirdi.sokağa boşaltılan pisliklere basma tehlikesi de herzaman vardı ve pisliğin uzerine basılmaması için üzerine tüy dikilir ve orada pislik olduğu belli olurdu. TÜY DİKMEK DEYİMİ BUARADAN GELMEKTEDİR.
birazda BARBAR! Osmanlı.: Orhan Gazi zamanında açılan, Gurabbahane-i laklakan: (leylek hastahanesi) kanadı kırılıpda uçamayacak göçmen kuşları tedavi etmek için açılmıştır. gunumuzde cebınde 3 kurus yoksa acil kapısından bile gecemeyen hastalarımızın kulakları çınlasın.
2. Bayezid zamanında İstanbul'a gelen Rus elçisi Pis kokusundan dolayı önce hamama,oradan 3 gun boyunca kokusunun gecmesi için şehir dışına yollandığı duşunulurse biz bayağı barbarmışız..!
meslektaşlarımdan isteğim: buyuk ecdadımızın yaptığı hatalar kadar,iyi şeylerinden de bahsedelim.çünkü özellikle bugunlerde alt-ust kımlık veya Türkiye Cumhuriyeti'ni kuranlar gökten zembille indiler inancı empoze edilmeye calışılmakta.biz 6000 senelik şanlı tarihin evlatlarıyız.
zamanınızı caldığım için kusura bakmayın...
__________________
EDITOR}