Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu'nun, seçimin hemen sonrasında, parti içi ve dışından gelen baskılara dayanamayarak istifa edeceğini düşünenlerin sayısı giderek azalıyor.
Kılıçdaroğlu'nu istifaya zorlayacak en somut adımları Ekrem İmamoğlu attı ve halen de bu çabasından vazgeçmedi.
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki güç mücadelesi, Kılıçdaroğlu'nun, tartışmaları aceleye geçirmeden zamana yayarak çözme taktiğini sürdürdüğünü gösteriyor.
Buna karşılık, İmamoğlu'nun, İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildiği günden itibaren aceleci siyasi adımları, onun cumhurbaşkanlığı adaylığını engellediği gibi CHP genel başkanlık adaylığı önündeki en önemli engellerden biri gibi.
İmamoğlu'nun, seçim yenilgisinin hemen ertesi günü genel başkan adayı olabileceğini ima eden açıklamalarının, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan istifayı düşünse bile bundan vazgeçmesine neden olduğu yorumları yapılıyor.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun, dolaylı adaylık açıklamasından sonra, inandırıcı olup olmadığına bakmadan genel başkanlıktan istifa etmemesinin gerekçelerini anlatmaya çalışıyor.
Siyasi sabırla rakiplerini zorladığı birçok kez görülen Kılıçdaroğlu, seçimden on iki gün sonra konuştu ve istifa niyetinde olmadığını gösterdi. Sonra da CHP gemisini "güvenli bir limana götürme" kararlılığında olduğunu açıkladı.
"Güvenli liman", hiç tereddüt etmeden CHP genel başkanlığını bırakabileceği bir isim demek. İmamoğlu'nun bütün ikna çabalarına rağmen, buradan, Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu'nu "güvenli liman" olarak görmediği sonucu çıkarıldı.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun genel başkanlık adaylığına sıcak bakmamasının nedenini, İstanbul Büyükşehir belediyesini AKP'ye bırakmamak olarak açıkladı. Ancak Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu'nun sunduğu seçenekli, onu sorunsuz bir şekilde CHP genel başkanlığı koltuğuna taşıyacak kongre ve aday takvimine rıza göstermediği de biliniyor. Kılıçdaroğlu'nun, "önce belediye başkanlığını kazan sonra genel başkan adayı ol" tavrı da, İmamoğlu'nun atacağı adamları zora sokuyor.
Bu durumda İmamoğlu'nun belediye başkanlığı seçimini kaybetmesi, Kılıçdaroğlu için de ağır bir yenilgi olacak ama asıl İmamoğlu'nun siyasi kariyerinde, "ben hep kazandım, kazanmamayı bilmem" güveninin sarsılmasına neden olacak.
Bütün bu güç çekişmesinin mağduru ise CHP seçmeni olacak.
İmamoğlu belediye başkanlığını kaybederse, CHP genel başkanı olma ihtimali daha da zora girecek.
Öte yandan İmamoğlu, bütün çabasına rağmen, onu CHP genel başkanlığına taşıyacak güçlü bir rüzgâr yakalayamamış görünüyor. Bunun bir nedeni de çağırısının, genel başkanlık değişimi dışında, siyasi ve ideolojik olarak neyi kapsadığını açıklamaması olabilir.
Kılıçdaroğlu'nun, cumhurbaşkanlığı adayı olmasına rağmen, kendi yerine geçecek, parti tabanında benimsenecek bir aday için hazırlık yapmamış olması da önemli bir sorun.
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasındaki siyasi takvimi, iki farklı siyaset tarzının mücadelesini gösteriyor.
-Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs seçim yenilgisinden sonra sessiz kaldı.
-Buna karşılık, İmamoğlu, 29 Mayıs'ta genel başkan adaylığına hazırlandığı şeklinde yorumlanan bir video yayınlayarak, "Değişmeyen tek şey değişimdir. Her sahada. Her ortamda değişim." dedi. İmamoğlu, aynı gün İstanbul'un fethinin 570. yıldönümü kutlamalarındaki konuşmasında da, "Değişim isteyen milyonların kendisini en umutsuz hissettiği bu zamanda karşınızda (hayır) diyorum. Sakın umutsuz olmayın. Biz milyonlarca insan hayallerimize hep birlikte ulaşabiliriz." dedi.
-Kılıçdaroğlu, sessizliğini seçimden on iki gün sonra 9 Haziran'da Sözcü tv'de bozdu. Zorlayıcı sorulara rağmen, istifa edeceğini söylemedi.
-Kılıçdaroğlu 13 Haziran'da CHP Meclis Grup toplantısında, partisinin "sadece bugünü, yakın geleceğini değil, uzun hedefli yapısını" da düşündüğünü belirterek, "Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin." dedi.
-14 Haziran'da Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu, Ankara'da bir görüşme yaptı. Kameralara güler yüzlü görüntü verdiler. Ancak bu görüşmeden sonra, Kılıçdaroğlu'ndan, İmamoğlu'nun beklentilerini karşılayacak ne açıklama ne de adım geldi.
-Bu kez İmamoğlu, 4 Temmuz'da,"Değişime davet: CHP'de değişim, Türkiye'de değişim, iktidar için değişim sürecine katılımınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz; iktidaricindeğisim.org" çağırısıyla internet sitesi açtı.
-İmamoğlu, 14Temmuz'da, "Güçlü sesinizi duyduk/Çağrımıza uyarak sadece bir haftada 'iktidar için değişim' sayfamızı ziyaret eden 600 binden fazla vatandaşımız ile görüş ve öneri ileten 90 bine yakın vatandaşımıza çok teşekkür ederiz." mesajını verdi.
Kılıçdaroğlu, aslında kararını ortaya koydu.
Bu durumda İmamoğlu, Mart 2024 seçimlerine aylar kala hala belediye başkanlığı ile genel başkan adaylığı konusunda kararsız mı kalacak, yoksa bir tercihte bulunacak mı? İmamoğlu'nun vereceği karar, hem CHP'yi hem tüm siyaseti hem de yerel seçimleri etkileyecek. Bu nedenle ağır bir sorumluluk taşıdığı söylenebilir.
Kılıçdaroğlu'nu istifaya zorlayacak en somut adımları Ekrem İmamoğlu attı ve halen de bu çabasından vazgeçmedi.
Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki güç mücadelesi, Kılıçdaroğlu'nun, tartışmaları aceleye geçirmeden zamana yayarak çözme taktiğini sürdürdüğünü gösteriyor.
Buna karşılık, İmamoğlu'nun, İstanbul büyükşehir belediye başkanı seçildiği günden itibaren aceleci siyasi adımları, onun cumhurbaşkanlığı adaylığını engellediği gibi CHP genel başkanlık adaylığı önündeki en önemli engellerden biri gibi.
İmamoğlu'nun, seçim yenilgisinin hemen ertesi günü genel başkan adayı olabileceğini ima eden açıklamalarının, Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan istifayı düşünse bile bundan vazgeçmesine neden olduğu yorumları yapılıyor.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun, dolaylı adaylık açıklamasından sonra, inandırıcı olup olmadığına bakmadan genel başkanlıktan istifa etmemesinin gerekçelerini anlatmaya çalışıyor.
Siyasi sabırla rakiplerini zorladığı birçok kez görülen Kılıçdaroğlu, seçimden on iki gün sonra konuştu ve istifa niyetinde olmadığını gösterdi. Sonra da CHP gemisini "güvenli bir limana götürme" kararlılığında olduğunu açıkladı.
"Güvenli liman", hiç tereddüt etmeden CHP genel başkanlığını bırakabileceği bir isim demek. İmamoğlu'nun bütün ikna çabalarına rağmen, buradan, Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu'nu "güvenli liman" olarak görmediği sonucu çıkarıldı.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun genel başkanlık adaylığına sıcak bakmamasının nedenini, İstanbul Büyükşehir belediyesini AKP'ye bırakmamak olarak açıkladı. Ancak Kılıçdaroğlu'nun, İmamoğlu'nun sunduğu seçenekli, onu sorunsuz bir şekilde CHP genel başkanlığı koltuğuna taşıyacak kongre ve aday takvimine rıza göstermediği de biliniyor. Kılıçdaroğlu'nun, "önce belediye başkanlığını kazan sonra genel başkan adayı ol" tavrı da, İmamoğlu'nun atacağı adamları zora sokuyor.
Bu durumda İmamoğlu'nun belediye başkanlığı seçimini kaybetmesi, Kılıçdaroğlu için de ağır bir yenilgi olacak ama asıl İmamoğlu'nun siyasi kariyerinde, "ben hep kazandım, kazanmamayı bilmem" güveninin sarsılmasına neden olacak.
Bütün bu güç çekişmesinin mağduru ise CHP seçmeni olacak.
İmamoğlu belediye başkanlığını kaybederse, CHP genel başkanı olma ihtimali daha da zora girecek.
Öte yandan İmamoğlu, bütün çabasına rağmen, onu CHP genel başkanlığına taşıyacak güçlü bir rüzgâr yakalayamamış görünüyor. Bunun bir nedeni de çağırısının, genel başkanlık değişimi dışında, siyasi ve ideolojik olarak neyi kapsadığını açıklamaması olabilir.
Kılıçdaroğlu'nun, cumhurbaşkanlığı adayı olmasına rağmen, kendi yerine geçecek, parti tabanında benimsenecek bir aday için hazırlık yapmamış olması da önemli bir sorun.
Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun 28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasındaki siyasi takvimi, iki farklı siyaset tarzının mücadelesini gösteriyor.
-Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs seçim yenilgisinden sonra sessiz kaldı.
-Buna karşılık, İmamoğlu, 29 Mayıs'ta genel başkan adaylığına hazırlandığı şeklinde yorumlanan bir video yayınlayarak, "Değişmeyen tek şey değişimdir. Her sahada. Her ortamda değişim." dedi. İmamoğlu, aynı gün İstanbul'un fethinin 570. yıldönümü kutlamalarındaki konuşmasında da, "Değişim isteyen milyonların kendisini en umutsuz hissettiği bu zamanda karşınızda (hayır) diyorum. Sakın umutsuz olmayın. Biz milyonlarca insan hayallerimize hep birlikte ulaşabiliriz." dedi.
-Kılıçdaroğlu, sessizliğini seçimden on iki gün sonra 9 Haziran'da Sözcü tv'de bozdu. Zorlayıcı sorulara rağmen, istifa edeceğini söylemedi.
-Kılıçdaroğlu 13 Haziran'da CHP Meclis Grup toplantısında, partisinin "sadece bugünü, yakın geleceğini değil, uzun hedefli yapısını" da düşündüğünü belirterek, "Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin." dedi.
-14 Haziran'da Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu, Ankara'da bir görüşme yaptı. Kameralara güler yüzlü görüntü verdiler. Ancak bu görüşmeden sonra, Kılıçdaroğlu'ndan, İmamoğlu'nun beklentilerini karşılayacak ne açıklama ne de adım geldi.
-Bu kez İmamoğlu, 4 Temmuz'da,"Değişime davet: CHP'de değişim, Türkiye'de değişim, iktidar için değişim sürecine katılımınızı, görüş ve önerilerinizi bekliyoruz; iktidaricindeğisim.org" çağırısıyla internet sitesi açtı.
-İmamoğlu, 14Temmuz'da, "Güçlü sesinizi duyduk/Çağrımıza uyarak sadece bir haftada 'iktidar için değişim' sayfamızı ziyaret eden 600 binden fazla vatandaşımız ile görüş ve öneri ileten 90 bine yakın vatandaşımıza çok teşekkür ederiz." mesajını verdi.
Kılıçdaroğlu, aslında kararını ortaya koydu.
Bu durumda İmamoğlu, Mart 2024 seçimlerine aylar kala hala belediye başkanlığı ile genel başkan adaylığı konusunda kararsız mı kalacak, yoksa bir tercihte bulunacak mı? İmamoğlu'nun vereceği karar, hem CHP'yi hem tüm siyaseti hem de yerel seçimleri etkileyecek. Bu nedenle ağır bir sorumluluk taşıdığı söylenebilir.