AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi X hesabındaki profil tanıtımında ne yazıyor biliyor musunuz? “Türkiye Cumhurbaşkanı” yazıyor. Dikkat ediniz, “Türkiye Cumhuriyeti” değil sadece “Türkiye”…
Hesap şahsî olsa mesele bulunmaz fakat resmî hesap… Sebebini insan merak ediyor? Neden sayın Cumhurbaşkanı cumhuriyet ibaresini kullanmıyor?
Aynı Cumhurbaşkanının, sahip olduğu her şeyi cumhuriyete borçlu olduğunu bir tarafa koyarsak; cumhuriyet sevgisinin eksikliğini kendisine tanıdığı neredeyse sınırsız yetkilerden anlamaktayız… Cumhuriyet sevgisini içselleştirememiş birisi, cumhuriyetin yaş gününü içten bir şekilde layıkıyla kutlamaz. Öyleyse geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda laik bir ülke olduğumuz hâlde Kur’an okutmasını yadırgamamamız lazımdır.
Bu hazin vaziyetin dillendirilmesi elbette biz gazetecilerin de vazifesidir ancak bizden evvel muhalefet politikacılarının işidir. Muhalefet politikacıları ise eften püften mevzularla haşır neşirler… Sabık genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun korumalarının yemek harcamaları fazlaymış, böyle bir mesele mevzubahis değilmiş filan falanla vakit öldürüyorlar…
Muhalefettekilerin en büyük katillikleri vakit öldürmek değil elbette, onlar aynı zamanda umut katilleri! Milyonlarca aydınlığa aç vatandaşın yeşerttikleri umut çimlerini mütemadiyen çiğniyorlar!
CHP’li belediyelerin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, milyonlarca lirayı Cumhuriyetle hesaplaşan hükümete yakın gündem ünlülerine akıtmasıysa iktidar cenahının yaptıklarından daha az vahim değildir. Ebru Gündeş’le, Hadise’yle, repçiyle, popçuyla, topçuyla fevkalade bir Cumhuriyet kutlaması imkansızdır. Cumhuriyet idrakinde başka türlü faziletlerin verilmesi şarttır. Kültürel etkinliklerin en başta gelenleri tiyatro, konferans ve edebî matinelerdir. Yapılacaksa evvela bu aktiviteler yapılmalıdır.
Eskilerin bir işe yaramayanlar için kullandıkları “kifayetsiz muhteris” diye bir terkip vardır. İşte bu terkip tam da şimdiki muhalefet için biçilmiş kaftandır. Kifayetsizlik, yetersizlik anlamına gelir. Dolayısıyla muhalefetin anasının da danasının da muhalifliği “kifayetsiz muhalif”liktir…
Muhalefetini, kifayetsiz muhaliflerin meydana getirdiği bir ülkenin gazetecisi de hapiste olur, hak arayanı da bela bulur, halkının da beli burkulur… Unutmayınız ki demokrasilerde iktidardan hesabı, herkes adına muhalefet sorar.
Hesap şahsî olsa mesele bulunmaz fakat resmî hesap… Sebebini insan merak ediyor? Neden sayın Cumhurbaşkanı cumhuriyet ibaresini kullanmıyor?
Aynı Cumhurbaşkanının, sahip olduğu her şeyi cumhuriyete borçlu olduğunu bir tarafa koyarsak; cumhuriyet sevgisinin eksikliğini kendisine tanıdığı neredeyse sınırsız yetkilerden anlamaktayız… Cumhuriyet sevgisini içselleştirememiş birisi, cumhuriyetin yaş gününü içten bir şekilde layıkıyla kutlamaz. Öyleyse geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda laik bir ülke olduğumuz hâlde Kur’an okutmasını yadırgamamamız lazımdır.
Bu hazin vaziyetin dillendirilmesi elbette biz gazetecilerin de vazifesidir ancak bizden evvel muhalefet politikacılarının işidir. Muhalefet politikacıları ise eften püften mevzularla haşır neşirler… Sabık genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun korumalarının yemek harcamaları fazlaymış, böyle bir mesele mevzubahis değilmiş filan falanla vakit öldürüyorlar…
Muhalefettekilerin en büyük katillikleri vakit öldürmek değil elbette, onlar aynı zamanda umut katilleri! Milyonlarca aydınlığa aç vatandaşın yeşerttikleri umut çimlerini mütemadiyen çiğniyorlar!
CHP’li belediyelerin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, milyonlarca lirayı Cumhuriyetle hesaplaşan hükümete yakın gündem ünlülerine akıtmasıysa iktidar cenahının yaptıklarından daha az vahim değildir. Ebru Gündeş’le, Hadise’yle, repçiyle, popçuyla, topçuyla fevkalade bir Cumhuriyet kutlaması imkansızdır. Cumhuriyet idrakinde başka türlü faziletlerin verilmesi şarttır. Kültürel etkinliklerin en başta gelenleri tiyatro, konferans ve edebî matinelerdir. Yapılacaksa evvela bu aktiviteler yapılmalıdır.
Eskilerin bir işe yaramayanlar için kullandıkları “kifayetsiz muhteris” diye bir terkip vardır. İşte bu terkip tam da şimdiki muhalefet için biçilmiş kaftandır. Kifayetsizlik, yetersizlik anlamına gelir. Dolayısıyla muhalefetin anasının da danasının da muhalifliği “kifayetsiz muhalif”liktir…
Muhalefetini, kifayetsiz muhaliflerin meydana getirdiği bir ülkenin gazetecisi de hapiste olur, hak arayanı da bela bulur, halkının da beli burkulur… Unutmayınız ki demokrasilerde iktidardan hesabı, herkes adına muhalefet sorar.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.