Spor Toto Süper Lig'in 34. haftasında Fenerbahçe, konuk ettiği Trabzonspor'u 3-1 mağlup etti. Peki spor yazarları derbi için ne dedi? Bazı spor yazarları Arda Güler'den övgüyle bahsederken bazıları ise Trabzonspor'a eleştirilerde bulundu. İşte spor yazarlarından Fenerbahçe-Trabzonspor maçı yorumları...
Bazı oyuncular var, keşke sezon başından beri sürekli oynayabilselerdi. Bunların başında pek tabii ki Arda Güler ile Zajc geliyor. İkisi de hem kaliteli oyuncular hem de skoru değiştirebilecek ya da değiştirtebilecek meziyetlere sahipler.(Ahmet Çakar-Sabah)
Puan kaybı yaparsa Galatasaray'ın Sivas maçını kazanıp şampiyonluğunu ilan etme ihtimali Fenerbahçe'ye taraftarı önünde hızlı bir başlangıç gerektiriyordu, öyle de oldu. Trabzonspor'un dörtlü defans oynayacakmış görünen ancak hocası Bjelica'nın garip tercihleriyle 3-5-2 dizilen kadrosunda sağ bek Larsen ortanın solunda, sol bek Eren, sol stoper, sağ kanatın savunması da Visca'ya emanet edilmişti. Bu garipliğe ev sahibi erken kesti cezayı, Arda'nın hatlar arasına topu yuvarlaması yetti de arttı bile.(Bülent Timurlenk-Sabah)
İpler Galatasaray'ın elinde olsa da Fenerbahçe hala yarışta. Lakin Trabzon için ise bir sonraki sezonu planlamak ve uygulamak zor olacak gibi görünüyor. Epeydir ''endüstriyel''den ''finansal''a evrilmiş futbolda önemli kalemlerden biri de ''risk yönetimi''dir. O ya?taki Edin Visca'ya adı meşhur, kendi kulübede olanlar da dahil - onca Euro'yu bağlayan Trabzon yönetimleri idari ya da teknik, fark etmez , para nasıl yönetilemez konusunda hayli öğretici örnekler vermiştir. Ancak, bu uygulamalardan kimler, ne dersler almıştır işte o muamma...(Cem Dizdar-Fanatik)
İlk 10 dakika Trabzonspor'u çıkarmadı. Bu süreçte pamuklara sarılması gereken Arda Güler gibi bir yetenek devreye girince Batshuai'nin golü geldi. Arda'nın enfes çalımı ve pası, golü güzelleştiren en önemli etkendi. Golden sonra Trabzonspor biraz oyunu ileri itme çabasında gözüktü. Özellikle 30. dakikadan sonra oyunda dengeyi kurdu. Bu zaman diliminde kısmen de olsa karşılıklı pozisyonlara giren, ceza sahası içerisinde topla buluşan iki takım görünür gibi oldu. İki takım da açık oynadı. Rahat oynadı. Belki aman aman gol pozisyonu ve gol görmesek de futbolcuların top oynama isteği, topun daha fazla oyunda kalmasını sağlayan bir ilk yarı izlettirdi bize.NOT: Geleceğin yıldız adayı ve taraflı tarafsız herkesin sevgilisi olan Arda Güler'in 59. dakikada topun taca gittiği bir pozisyonda kendisini uyaran hocası Jorge Jesus'a karşı vücut dili ve söylemi hoş bir davranış değildi. Bu reaksiyonunu izleyip özeleştiri yapmasını tavsiye ediyorum.(Fırat Aydınus-Hürriyet)
Fenerbahçe sahada kendinden emin, farkı artırmanın peşine düştü. Valencia'nın attığı 3. gol kaliteli bir vuruş sonrası geldi. Fenerbahçe zorlu rakibini geçerek zirve yarışı için "Pes etmek yok" diyor. Kaldı oynayacakları 2 maç, bekleyelim ve neler olacak görelim.(Faik Çetiner-Fanatik)
Fenerbahçe maça iyi başladı ve de erken gol buldu. Golden sonra rakibin kötü oynaması ve düşük enerjisinden yararlanıp sarı-lacivertliler daha erken 2'yi, 3'ü bulmalıydı.Burada Fenerbahçe'nin bir hastalığı ortaya çıktı. İlk golü attıktan sonra hem tribünün, hem takımın enerjisinde her zamanki gibi bir düşüş oldu. Oyunu ağırdan alma, skoru koruma gibi doğru olmayan bu anlayış Peres'in golünden sonra yerini coşkuya ve özgüvene bıraktı. F.Bahçe üçüncü golü bulduğu gibi ritmi devam ettirse farkı daha da açabilirdi. Jorge Jesus, yine anlamsız oyuncu değişikliklerle takımın enerjisini düşürdü, pozitif görüntüyü negatife çevirdi. Jesus, Türkiye'de ilk derbi galibiyetini aldığı gibi Fenerbahçe de şampiyonluk 'ümitlerini' uzatmış oldu.(Reha Kapsal-Fotomaç)
Kadıköy'de sahada deyim yerindeyse "deneysel bir Trabzonspor" vardı. Bjelica, Ülker Stadı'na adeta bir laboratuvar kurdu. Yastığa başını koyup hayal ettiği karışımları denedi Kadıköy'de. Hırvat Hoca Ankaragücü maçındaki üçlü stoper grubunu bozmadı, Eren yine sol stoperdi. Ancak kanat bek pozisyonlarında sağda Visca, solda Larsen'i izledik. Yani beşli savunmanın üçünün orijinal rollerinde olmadığını söyleyebiliriz rahatlıkla. Bjelica herhalde Visca'yı, Conte'nin Chelsea'de Moses'ı kullandığı gibi kullanmak istiyor. Ancak Süper Lig'in son 10 yılına damga vurmuş, ülkedeki en yetenekli oyunculardan biri Visca'dan sağ kanat bekte pek verim alınamadı doğrusu. Fenerbahçe'nin ikinci ve üçüncü golü Trabzon'un sarsak sağ tarafından geldi. Bjelica üçüncü golden sonra oraya müdahale yaptı ama çok geç kalmıştı elbette.(Uğur Meleke-Hürriyet)
Fenerbahçe tedirgin, tamam... Kolay değil kendi seyircisi önünde mutlak galip gelmesi gerekiyor.Ama Trabzonspor için öyle bir şart yok. Bordo-mavililer, pozisyon yakaladılar ama organize ataklarla değil, ferdi olarak. Fenerbahçe, Trabzon'a göre bir tık daha iyiydi. Bazı oyuncular çok iyi mücadele ettiler, bazıları kopuk kopuk... Sahada en fazla mücadele eden, topla ve topsuz çok iyi oynayan Arda iyi işler yaptı. Fenerbahçe'nin takibi sürüyor ama Trabzonspor için iyi sinyaller yok. Seneye ne olur bilemeyiz. Ama geçen sene için şunu söyleyebilirim; Ağaoğlu ve Avcı Trabzonspor'a 13-14 tane transfer yaptılar. Kulübü bu kadar borca soktular, takımın puan sıralaması nerede? Ve çekip gittiler. Ne güzel dünya değil mi? Şimdi ne diyecekler, 'Biz kaç yıl sonra şampiyon yaptık.' Yaptınız da kulübü borca soktunuz. Kulüplerin futbol aklı yok. Aynı şeyi Fenerbahçe için de söyleyebiliriz. Takımın kupa ve ligi alacağı belli değil ama ne transferler yazılıyor. Üstelik hocanın kalıp kalmayacağı da belli değil. Manchester City'yi seyrettikten sonra bizim o seviyelere gelmemiz için yüz değil tam bin fırın ekmek yememiz gerek. O takımı izlerken hem de Real Madrid gibi bir takım karşısında, bizim maçları seyrederken yemin ederim utanıyorum. Hakem fazla düdük çaldı. O da 'Başıma bir bela gelmesin' diye korkuyor. Ama şu da bir gerçek. Fenerbahçe şöyle ya da böyle mücadele ediyor. Ama Trabzonspor, dün gece helva gibi dağıldı.(Erman Toroğlu-Fotomaç)