ayhanx21
Forum Üyesi
Konfüçyüs, fikirleriyle, bugünkü Japonya’nın maddî ve mânevî dünyasını şekillendiren büyük bir filozof. Birgün meraklılar, Çin asıllı bu dehâya çıkmışlar:
— Size bir ülkenin idâresini teslim etselerdi, işe önce nereden başlardınız? İlk önce neyi ele alırdınız? diye sormuşlar.Konfüçyüs, hiç düşünmeden cevap vermiş. Demiş ki:
— Ben, ülke idâresinde, önce dili ele alırdım. Çünkü dil düzensiz olursa, sözler fikirleri iyi anlatamaz.
Fikir iyi anlatılmazsa, işler doğru yapılmaz.
İşler rayına oturtulmazsa, âdetler ve kültür bozulmaya başlar.
Âdetler ve kültür bozulursa, adâlet sağlanamaz.
Adalet nizamı sarsılınca, halkın devlete karşı itimat hissi kaybolur! İnsan, insanın kurdu haline gelir.
Böyle bir hâl cemiyette anarşi doğurur. Anarşiye batan bir ülkenin idâresi mümkün değildir. Bu bakımdan, bir ülke idâresinde dil çok mühimdir!
Radyolarımızın, televizyonlarımızın gazetelerimizin, zaman zaman cin çarpmış kelimelerle sancılı dili, bana hep Konfüçyüs’u hatırlatıyor. O cin çarpmış kelimeler, aynı zamanda Türkçemizin kâtilleridir de!
Ortaya çıkar çıkmaz bir çok keli-meyi sindiren, öldüren, güzellikler ve incelikler yerine kurulup kalan dil zındıklarıdır. Türkçe olsalar bile, ben maymuncuk hâli-ne getirilen veya kanlı-bıçaklı kâtiller gibi sağa–sola saldıran, etrafını silip süpüren bütün kâtil kelimelerden nefret ediyorum.
Uzun bir zamandan beri ortalıkta salınan kâtil kelimeler zincirinin başında, şimdi şu “olay” ucûbesi var. Geçen gün otobüste, bir üniversite talebesi, arkadaşını uyarıyordu:
— Görüyor musun? diyordu, dışarıda yağmur olayı var!
— Size bir ülkenin idâresini teslim etselerdi, işe önce nereden başlardınız? İlk önce neyi ele alırdınız? diye sormuşlar.Konfüçyüs, hiç düşünmeden cevap vermiş. Demiş ki:
— Ben, ülke idâresinde, önce dili ele alırdım. Çünkü dil düzensiz olursa, sözler fikirleri iyi anlatamaz.
Fikir iyi anlatılmazsa, işler doğru yapılmaz.
İşler rayına oturtulmazsa, âdetler ve kültür bozulmaya başlar.
Âdetler ve kültür bozulursa, adâlet sağlanamaz.
Adalet nizamı sarsılınca, halkın devlete karşı itimat hissi kaybolur! İnsan, insanın kurdu haline gelir.
Böyle bir hâl cemiyette anarşi doğurur. Anarşiye batan bir ülkenin idâresi mümkün değildir. Bu bakımdan, bir ülke idâresinde dil çok mühimdir!
Radyolarımızın, televizyonlarımızın gazetelerimizin, zaman zaman cin çarpmış kelimelerle sancılı dili, bana hep Konfüçyüs’u hatırlatıyor. O cin çarpmış kelimeler, aynı zamanda Türkçemizin kâtilleridir de!
Ortaya çıkar çıkmaz bir çok keli-meyi sindiren, öldüren, güzellikler ve incelikler yerine kurulup kalan dil zındıklarıdır. Türkçe olsalar bile, ben maymuncuk hâli-ne getirilen veya kanlı-bıçaklı kâtiller gibi sağa–sola saldıran, etrafını silip süpüren bütün kâtil kelimelerden nefret ediyorum.
Uzun bir zamandan beri ortalıkta salınan kâtil kelimeler zincirinin başında, şimdi şu “olay” ucûbesi var. Geçen gün otobüste, bir üniversite talebesi, arkadaşını uyarıyordu:
— Görüyor musun? diyordu, dışarıda yağmur olayı var!