Karadeniz Bölgesi'nde üç gündür etkili olan sağanak birçok ilde sel ve heyelana neden oldu. Uzmanlar, yaz muson yağışlarının sık ve etken olarak yaşanmasının, sel ve heyelanlara neden olduğunu, riskin ileriki yıllarda daha da artacağını söyleyerek uyarıda bulunuyor.
Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle görülen ani lokal ve yoğun yağmurların, can ve mal kayıplarıyla sonuçlanan sel ve heyelanlara yol açtığı Karadeniz Bölgesi'nde son günlerde de kuvvetli yağışlar etkili oldu.
Yağış rejimindeki değişkenlik, toprak hareketlerine yol açan bölgede ani yağışlar, sel, taşkın ve heyelan tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Meteoroloji'nin uyarıları sonrası özellikle Batı Karadeniz Bölgesi'nde birçok ilde altyapıda hasara yol açan sel, taşkın ve heyelanları değerlendirdi.Prof. Dr. Bektaş, Türkiye'de en fazla yağış alan bölgede yağış rejiminin değişkenlik göstermesini de küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerine bağlayarak uyardı.
Batı Karadeniz'de sel ve heyelanların geçen yıllara oranla daha etken olduğunu belirten Bektaş, "Küresel iklim değişimi yaşam koşullarının değişimine özdeştir. Bölgesel iklim değişimi de daha dar anlamdaki yaşam koşullarının değişimidir. Doğu Karadeniz Bölgesi'nin son 10 yıllık iklim değişimine baktığımız zaman bunun sonuçlarını net şekilde, her geçen yıl artarak etkilerini görüyoruz. Bölgesel ısınmaya bağlı olarak Karadeniz'in sürekli ısınması, bu mevsimde yaz muson yağışlarının daha sık ve etken olarak yaşandığını görüyoruz. Sellerin ana nedeni Karadeniz'in sürekli ısınması ve bu ısınmanın sahil kesimlerinde sürekli artan etkili yağışlara neden olmasıdır. Bugün yağışların sebebiyet verdiği seller ve bu sellerin neden olduğu heyelanların sayısındaki artış ilerideki yıllarda devam edecektir." dedi.
Küresel iklim değişiminin fantezi olmaktan çıktığını kaydeden Prof. Dr. Bektaş, dere yataklarının sürekli işgal edilmesi hem sellerin ve heyelanların artmasına neden olduğunu dile getirdi.
Bektaş, "Vatandaşlara bir uyarı yapıyoruz; artık yaz aylarında muson yağışlarının ve bunun getirdiği sellerin tehlikesi var. Aynı zamanda kara yollarında ve büyük yamaçlarda heyelan riski var. Halkın artık bu duruma duyarlı olması lazım. Kendi tedbirini alması gerekir. Her şeyi de devletten beklemememiz lazım. Aşırı yağışlarda AFAD'ın verdiği uyarıları dikkate almamız gerekiyor. AFAD gerçekten etkili bir şekilde meteorolojik koşulları halka duyuruyor. Küresel kuraklık, iklim değişimi ve buna bağlı bölgesel iklim değişimi fantezi olmaktan çıktı; yaşamımızı etkileyen bir faktör oldu. Bu faktöre de hem ülke olarak hem de fert olarak uyum sağlamak zorundayız." diye konuştu.
Dünyanın beklenenden fazla ısındığına dikkati çeken Prof. Dr. Bektaş, "Geçmiş jeolojik dönemlere baktığımız zaman dünyanın doğal ısınma dönemlerinin biliyoruz. İklim değişiminin doğal bir süreç olduğunu biliyoruz. Ancak 1800'lü yıllardan itibaren sanayinin gelişmesiyle küresel iklim değişiminde biz insanlar müdahalede bulunduk. Ne yaptık? Sanayi gelişince karbondioksit miktarı hem arttı hem de insan nüfusu arttı." dedi.Karbondioksidin artması dünyada bir sera etkisi oluşturduğunun altını çizen Bektaş, her geçen yıl karbondioksit miktarının artması dünyanın normalden daha fazla ısınmasına neden olduğunu belirtti.
Bektaş şöyle devam etti:"Dünya bugün beklenenden 1,5 derece daha fazla ısındı; bu ısınma bizi felakete götürecek. Dünyadaki bütün ülkeler bir araya gelerek küresel iklim değişimini durdurabilecek veya karbondioksit miktarını azaltabilecek önlemler alıyor. Fakat bu önlemlere bazı ülkeler yeterince alabiliyor. Bazı ülkeler bu önlemleri yeterince alamıyor."