Yurtdışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ikinci tur oylama için akın akın elçilik ve konsolosluklara gittiğİine, bazen yağmur altında saatlerce beklediğinE ilişkin haberler geliyor. Ne güzel!
Bu toprakların insanlarının vatan bildikleri yerden kolay kolay kopamadıklarını 40 yıl kadar önce çıkmış "Türk Olmak Kolay Değil" adlı denemeler kitabımda da anlatmıştım; bu bağlılık kimliğimizin ve kültürel bilincimizin ana öğelerinden biridir. Bugün Türkiye varsa biraz da bu yüzden vardır!
İlk tura ilişkin sonuçlarda iki şey göze çarpıyor: Erken göçmenlerin yaşadığı Almanya, Belçika, Avusturya gibi K. Avrupa ülkelerinde Erdoğan açık farkla önde çıkıyor. Buna karşılık G. Avrupa ülkelerinde ve ABD'de Kılıçdaroğlu çok önde. Kılıçdaroğlu'nun önde çıktığı ülkelerin sayısı daha fazla. Ancak Almanya faktörü nedeniyle toplam dağılımda Erdoğan yüzde 45, Kılıçdaroğlu ise yüzde 25 çıkıyor.
Türkiye'de bazı fanatiklerin bu türden sonuçlar nedeniyle yurtdışında yaşayanların oy vermesine karşı çıktığını biliyorum. Ayıp ediyorlar. Oy verme bir vatandaşlık hakkıdır, ikametgah hakkı değil. Bırakınız ilgilensinler, kopmasınlar.
KARA SES Mİ?
Bazıları bunu, Almanya'daki Türklerin oylarını şeriatçı Kara Ses'in devamı olarak algıladıklarından yapıyorlar. Yanılıyorlar. Ben zamanında gazeteci olarak Kara Ses'in Köln'deki karargahına kadar gidip görmüştüm. O yobaz "Keşke Yunan kazanasaydı!" diyenler türünden bir Atatürk ve Türkiye düşmanıydı. Belki onun nefret ideolojisini hala sürdüren üç beş bin kişi olabilir. Ama asıl neden başkadır, Almanya'nın ve Avrupa Birliği'nin ta kendisidir!
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere önde gelen AB güçleri binbir hile, desise ve riyakarlıkla Türklerin onuruyla onlarca yıl oynadılar. Türkiye'ye kapıdan ayrılmayan pis bir dilenci gözüyle baktılar ve bunu ülkelerinde çalışan Türklere yansıttılar. Başta dostum Dışişleri Bakanı İsmail Cem olmak üzere bir çok Avrupa yanlısı Türk onlara Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını ısrarla söyledi. Ama hayır! Tarihsel "öteki" Türk'e karşı kibir vazgeçilemeyecek kadar tatlıydı.
KİBİRİN CEZASI
Erdoğan'a verilen oyların önemli bir bölümü o kibire karşı verilen cevaptır!
Şimdi paçaları tutuştu. Çeyrek yüzyıl önce Cem'in "Türkiye'siz Avrupa olmaz, Türkiye Avrupa güvenliğinin vazgeçilmez bir parçasıdır" derken neyi kastettiğini nihayet anlıyorlar.
Bunu hak ettiler. "Recep Tayyip Erdoğan, kibirli Avrupa'ya tanrının gönderdiği cezâdır!" diyebiliriz.
Ancak.. Şimdi sıra sayfayı çevirmeye geldi.
Almanya merkezli Türklerin de, tıpkı başka ülkelerdeki Türkler gibi, yeni ufuklara yönelmelerinin zamanıdır.
"Bu Türkler Avrupalı olamaz, çünkü demokrasiyi beceremez" diyen kibirzadelare en üst düzeyde demokrasiyi destekleyerek cevap vermelerinin ve onları bir kez daha mahçup etmelerinin tam vaktidir!
Bu toprakların insanlarının vatan bildikleri yerden kolay kolay kopamadıklarını 40 yıl kadar önce çıkmış "Türk Olmak Kolay Değil" adlı denemeler kitabımda da anlatmıştım; bu bağlılık kimliğimizin ve kültürel bilincimizin ana öğelerinden biridir. Bugün Türkiye varsa biraz da bu yüzden vardır!
İlk tura ilişkin sonuçlarda iki şey göze çarpıyor: Erken göçmenlerin yaşadığı Almanya, Belçika, Avusturya gibi K. Avrupa ülkelerinde Erdoğan açık farkla önde çıkıyor. Buna karşılık G. Avrupa ülkelerinde ve ABD'de Kılıçdaroğlu çok önde. Kılıçdaroğlu'nun önde çıktığı ülkelerin sayısı daha fazla. Ancak Almanya faktörü nedeniyle toplam dağılımda Erdoğan yüzde 45, Kılıçdaroğlu ise yüzde 25 çıkıyor.
Türkiye'de bazı fanatiklerin bu türden sonuçlar nedeniyle yurtdışında yaşayanların oy vermesine karşı çıktığını biliyorum. Ayıp ediyorlar. Oy verme bir vatandaşlık hakkıdır, ikametgah hakkı değil. Bırakınız ilgilensinler, kopmasınlar.
KARA SES Mİ?
Bazıları bunu, Almanya'daki Türklerin oylarını şeriatçı Kara Ses'in devamı olarak algıladıklarından yapıyorlar. Yanılıyorlar. Ben zamanında gazeteci olarak Kara Ses'in Köln'deki karargahına kadar gidip görmüştüm. O yobaz "Keşke Yunan kazanasaydı!" diyenler türünden bir Atatürk ve Türkiye düşmanıydı. Belki onun nefret ideolojisini hala sürdüren üç beş bin kişi olabilir. Ama asıl neden başkadır, Almanya'nın ve Avrupa Birliği'nin ta kendisidir!
Başta Almanya ve Fransa olmak üzere önde gelen AB güçleri binbir hile, desise ve riyakarlıkla Türklerin onuruyla onlarca yıl oynadılar. Türkiye'ye kapıdan ayrılmayan pis bir dilenci gözüyle baktılar ve bunu ülkelerinde çalışan Türklere yansıttılar. Başta dostum Dışişleri Bakanı İsmail Cem olmak üzere bir çok Avrupa yanlısı Türk onlara Türkiye'nin sıradan bir ülke olmadığını ısrarla söyledi. Ama hayır! Tarihsel "öteki" Türk'e karşı kibir vazgeçilemeyecek kadar tatlıydı.
KİBİRİN CEZASI
Erdoğan'a verilen oyların önemli bir bölümü o kibire karşı verilen cevaptır!
Şimdi paçaları tutuştu. Çeyrek yüzyıl önce Cem'in "Türkiye'siz Avrupa olmaz, Türkiye Avrupa güvenliğinin vazgeçilmez bir parçasıdır" derken neyi kastettiğini nihayet anlıyorlar.
Bunu hak ettiler. "Recep Tayyip Erdoğan, kibirli Avrupa'ya tanrının gönderdiği cezâdır!" diyebiliriz.
Ancak.. Şimdi sıra sayfayı çevirmeye geldi.
Almanya merkezli Türklerin de, tıpkı başka ülkelerdeki Türkler gibi, yeni ufuklara yönelmelerinin zamanıdır.
"Bu Türkler Avrupalı olamaz, çünkü demokrasiyi beceremez" diyen kibirzadelare en üst düzeyde demokrasiyi destekleyerek cevap vermelerinin ve onları bir kez daha mahçup etmelerinin tam vaktidir!