Bu imtihanı geçeceğiz
Yeni sene geldi, hızlı geldi, telaşlı geldi; öyle geleceği belliydi. 2023, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli seçimlerine ev sahipliği yapacak, hazırlandı bekliyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu devleti oluşturan toplum, demokrasinin kurumsallaşması yönünde belki de en önemli imtihanını verecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.senesinde bu imtihanı başarıyla geçeceğimize inanıyorum.
İki taraf
Bir yanda giderek saldırganlaşan, giderek şirazeyi şaşıran, giderek hiç olmadığı kadar hırçınlaşan zat-ı alileri ve payandaları öte yanda demokrasi için, çoğulculuk için, yaşanabilir bir ülke için ve yarının Türkiye'si için bir araya gelmiş Millet İttifakı var. Millet İttifakı'na ilişkin bir takım tespitlerimi özellikle de eleştirel yaklaştığım hususlara ilişkin görüşlerimi pek çok yazıda detaylıca tartışarak aktarmaya gayret ettim. Sadece yazılarımda değil, davet edildiğim toplantılarda, katkımın talep edildiği çalışmalarda da bunları dile getirdim.
Ortak Politikalar Metni konuşulamıyor
Tüm bu tespitler, Millet İttifakı'nın başarısı içindi, paylaşmaya devam edeceğim ama bugün Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu fevkalade kıymetli Ortak Politikalar Mutabakat Metni konuşulmalı diye düşünüyorum. Bu kapsamlı çalışma, cumhuriyet tarihimize ve demokrasi tarihimizde önemli yer tutacak, biliyorum. Bugün sosyal medyada, geleneksel medyada ve alternatif medyada bu metin hak ettiği kadar konuşulmuyor. Zira adaylık tartışmaları ayyuka ulaştı, Millet İttifakı'nın iletişim stratejisinin halen yerleşik hale gelememesinden ötürü ve bu metnin konuşulmasından derin derin çekinen zat-ı alilerinin ve payandalarının manipülasyonlarından dolayı bu metin değil; adaylık meselesi konuşuluyor.
Mevzuyu uzatmaya artık gerek yok
Bu konuda Millet İttifakı behemehal bir ortak karara varmalı ve bir iletişim stratejisini benimseyerek, adaylık meselesinin muhalefetin tüm gündemini oluşturmasını engellemeli. Çünkü bu mesele artık Millet İtttifakı'nın gündem belirleme kapasitesini, alternatife angaje etme işlevini köreltir hale geldi. Denklem fevkalade basit; gençlerin, iktidardan kopma eğilimi gösteren seçmenlerin, Kürt vatandaşlarımızın ve muhalefet bloğunda bulunan herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir isim üzerinde mutabık kalmak. İnanın bu kadar zor değil. Bu konunun başta Kemal Bey ve Meral Hanım arasında kurulacak diyalogla daha sonra da tüm liderlerin katılımıyla neticelendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aday yıpranmasın derken topyekün Millet İttifakı yıpranmaya başladı, gerek yok.
Karamsarlık son eşik
Öte yandan olumsuzluk, ümitsizlik ve karamsarlığın sistematik olarak zat-ı alileri ve payandaları tarafından pompalandığını biliyoruz. Bizim gibi rekabetçi otoriter rejimlerde, aşılması gereken en önemli eşik iktidarı seçimle birlikte değiştirebilme inancının toplumsallaşmasıdır. İşte zat-ı alileri ve payandaları, söyleyecek sözleri kalmadığı için, Millet İttifakı'nın ortak politikalar metni gibi bir çalışmaya karşı önerecek hiçbir alternatifleri kalmadığı için bu son eşikte muhalif kamuoyunu boğma arzusu içindeler. Bunun ayırdında olmak fevkalade önemli. Doğrudur, Millet İttifakı'nın hataları, eksikleri var ama bu eksiklikler inanın telafi edilemeyecek eksiklikler değil. Bu metin sosyal politikalardan, yenilikçiliğe; kültür politikalarından, finans politikalarına kadar pek çok meselede toplumun önüne bir yeni seçenek sunuyor, özgür, yaşanabilir, adil bir seçenek sunuyor.
Ortak Politikalar Metni: Kıymetli vizyon belgesi
Bu kıymetli vizyon belgesi başta partilerin kendi içerisinde oluşturdukları birçok çalışma grubunda, kurmaylar tarafından çalışıldı. Daha sonra bu çalışmalara katkı sunmak üzerine davet edilen, dışarıdan sürece dahil edilen akademisyen ve STK temsilcisinin önerileri çerçevesinde düzenlemeler yapıldı. Daha sonra altı partinin temsilcileri tarafından oluşturulan ortak çalışma grubunda değerlendirildi ve altı liderin neredeyse her bir madde üzerinde istişare etmesi sonucunda ortaya koyuldu. Türk siyasi hayatı içerisinde pek çok ilki barındıran bir çalışma bu. Evet, mutlaka aransa kusur bulunur ve fakat bu çalışmanın ülkemizin sorunlarına ayağı yere basan çözüm önerileri getirdiğini inkar etmek, haksızlık olur. Bu çalışmada ortaya koyan vizyonun halka anlaşılabilir bir dille, çözümleri öne çıkaracak şekilde aktarılması gerekiyor. Bu noktada başta Millet İttifakı'na daha sonra da aydın bir Türkiye'de yaşamak isteyen herkese vazife düşüyor. Konuşacağız, anlatacağız, aktaracağız, bu seçeneğin eksikleri olsa dahi zat-ı alilerinin korku imparatorluğuyla kıyas dahi edilemeyecek şekilde üstün olduğunu gerekçeleriyle açıklayacağız.
Doğru stratejiyle, doğru bağlamda bunların hepsini anlatacağız.
''Çakma'' sözcüğünü, muhalefeti imlemek için kullanan bir vatandaştan niçin Cumhurbaşkanı olmayacağını, bu seviyesizliğin, bu edepsizliğin, bu kabalığın, bu ahlaksızlığın bu memleketin kaderi olmadığını anlatacağız.
Bu sözcüğü muhalefet için kullanmayı kendisinde hak bulurken, bu milletin varlığını kendisine, şürekasına, beşli çetelere peşkeş çekenlerin tenekeden düşün dünyalarını neden yıkıp geçmemiz gerektiğini anlatacağız.
Bu keşmekeşin kader olmadığını anlatacağız, anlatmak zorundayız.
Bunları anlatırken de ortak politikalar metni gibi kapsayıcı bir çalışmayı ortaya koyabilmiş olmanın gururuyla dimdik duracağız.
Nefret dilini, kutuplaştıran siyaseti, etiketleyerek parçalayan zihniyeti taklit etmeyeceğiz.
Artık fevkalade hassas bir döneme ayak basmış bulunuyoruz.
Hata yapma lüksümüz yok, Millet İttifakı'nın eksiklerini da kırıcı olmayan, yapıcı, birleştirici bir dille tartışmak durumundayız.
Bu dönemde konuştuklarımıza, yaptıklarımıza hiç olmadığı kadar dikkat etmeliyiz.
Köşe kapmak güdüsüyle bu ulusun kader seçimine ilişkin süreci manipüle etmeye kalkmak ya da gerçeklikle bağdaşmayan maceralara atılmak telafi edilemez neticeleri doğurabilir.
Bunun hesabını kimse veremez.
Memleket elden giderken ne CHP'nin ne DEVA Partisi'nin ne Demokrat Parti'nin ne Gelecek Partisi'nin ne İYİ Parti'nin ne de Saadet Partisi'nin örgütsel beklentileri, hedefleri kimsenin zerre umurunda olmaz; toplum neticeye bakar.
Millet İttifakı'nı oluşturan tüm aktörler, bu gerçekle yüzleşmeli.
Yaşanacak bir başarısızlığın daha hele ki örgütsel, kişisel beklentiler sebebiyle zemini hazırlanmış bir başarısızlığın hesabını kimse topluma veremez.
Memleket bir dönem daha zat-ı alilerinin iktidarını kaldıramaz.
Yumurta kabuklarının üzerinde yürüyoruz ve bu kabukların altında bir toplumun geleceği var.
Bu kabukları kaprislerle, nazlarla, hırslarla kıranları bu toplum affetmez.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Uzlaşacağız, üzerimize düşeni yapacağız, sürece katılacağız ve itidalli davranacağız.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Kaybediyorlar, kaybettiklerini biliyorlar, işte bu yüzden muhalefet aktörlerini birbirine düşürmeye çalışıyorlar.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Karamsarlık pompalamaktan başka, muhalefeti birbirine kırdırmaktan başka hiçbir şansları kalmadı, biliyorlar.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Barışacağımız günlere çok az kaldı, biz kazanacağız; bu korku illüzyonunu delip geçeceğiz.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
İtidal, itidal ve itidal.
Yeni sene geldi, hızlı geldi, telaşlı geldi; öyle geleceği belliydi. 2023, Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli seçimlerine ev sahipliği yapacak, hazırlandı bekliyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bu devleti oluşturan toplum, demokrasinin kurumsallaşması yönünde belki de en önemli imtihanını verecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin 100.senesinde bu imtihanı başarıyla geçeceğimize inanıyorum.
İki taraf
Bir yanda giderek saldırganlaşan, giderek şirazeyi şaşıran, giderek hiç olmadığı kadar hırçınlaşan zat-ı alileri ve payandaları öte yanda demokrasi için, çoğulculuk için, yaşanabilir bir ülke için ve yarının Türkiye'si için bir araya gelmiş Millet İttifakı var. Millet İttifakı'na ilişkin bir takım tespitlerimi özellikle de eleştirel yaklaştığım hususlara ilişkin görüşlerimi pek çok yazıda detaylıca tartışarak aktarmaya gayret ettim. Sadece yazılarımda değil, davet edildiğim toplantılarda, katkımın talep edildiği çalışmalarda da bunları dile getirdim.
Ortak Politikalar Metni konuşulamıyor
Tüm bu tespitler, Millet İttifakı'nın başarısı içindi, paylaşmaya devam edeceğim ama bugün Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu fevkalade kıymetli Ortak Politikalar Mutabakat Metni konuşulmalı diye düşünüyorum. Bu kapsamlı çalışma, cumhuriyet tarihimize ve demokrasi tarihimizde önemli yer tutacak, biliyorum. Bugün sosyal medyada, geleneksel medyada ve alternatif medyada bu metin hak ettiği kadar konuşulmuyor. Zira adaylık tartışmaları ayyuka ulaştı, Millet İttifakı'nın iletişim stratejisinin halen yerleşik hale gelememesinden ötürü ve bu metnin konuşulmasından derin derin çekinen zat-ı alilerinin ve payandalarının manipülasyonlarından dolayı bu metin değil; adaylık meselesi konuşuluyor.
Mevzuyu uzatmaya artık gerek yok
Bu konuda Millet İttifakı behemehal bir ortak karara varmalı ve bir iletişim stratejisini benimseyerek, adaylık meselesinin muhalefetin tüm gündemini oluşturmasını engellemeli. Çünkü bu mesele artık Millet İtttifakı'nın gündem belirleme kapasitesini, alternatife angaje etme işlevini köreltir hale geldi. Denklem fevkalade basit; gençlerin, iktidardan kopma eğilimi gösteren seçmenlerin, Kürt vatandaşlarımızın ve muhalefet bloğunda bulunan herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir isim üzerinde mutabık kalmak. İnanın bu kadar zor değil. Bu konunun başta Kemal Bey ve Meral Hanım arasında kurulacak diyalogla daha sonra da tüm liderlerin katılımıyla neticelendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Aday yıpranmasın derken topyekün Millet İttifakı yıpranmaya başladı, gerek yok.
Karamsarlık son eşik
Öte yandan olumsuzluk, ümitsizlik ve karamsarlığın sistematik olarak zat-ı alileri ve payandaları tarafından pompalandığını biliyoruz. Bizim gibi rekabetçi otoriter rejimlerde, aşılması gereken en önemli eşik iktidarı seçimle birlikte değiştirebilme inancının toplumsallaşmasıdır. İşte zat-ı alileri ve payandaları, söyleyecek sözleri kalmadığı için, Millet İttifakı'nın ortak politikalar metni gibi bir çalışmaya karşı önerecek hiçbir alternatifleri kalmadığı için bu son eşikte muhalif kamuoyunu boğma arzusu içindeler. Bunun ayırdında olmak fevkalade önemli. Doğrudur, Millet İttifakı'nın hataları, eksikleri var ama bu eksiklikler inanın telafi edilemeyecek eksiklikler değil. Bu metin sosyal politikalardan, yenilikçiliğe; kültür politikalarından, finans politikalarına kadar pek çok meselede toplumun önüne bir yeni seçenek sunuyor, özgür, yaşanabilir, adil bir seçenek sunuyor.
Ortak Politikalar Metni: Kıymetli vizyon belgesi
Bu kıymetli vizyon belgesi başta partilerin kendi içerisinde oluşturdukları birçok çalışma grubunda, kurmaylar tarafından çalışıldı. Daha sonra bu çalışmalara katkı sunmak üzerine davet edilen, dışarıdan sürece dahil edilen akademisyen ve STK temsilcisinin önerileri çerçevesinde düzenlemeler yapıldı. Daha sonra altı partinin temsilcileri tarafından oluşturulan ortak çalışma grubunda değerlendirildi ve altı liderin neredeyse her bir madde üzerinde istişare etmesi sonucunda ortaya koyuldu. Türk siyasi hayatı içerisinde pek çok ilki barındıran bir çalışma bu. Evet, mutlaka aransa kusur bulunur ve fakat bu çalışmanın ülkemizin sorunlarına ayağı yere basan çözüm önerileri getirdiğini inkar etmek, haksızlık olur. Bu çalışmada ortaya koyan vizyonun halka anlaşılabilir bir dille, çözümleri öne çıkaracak şekilde aktarılması gerekiyor. Bu noktada başta Millet İttifakı'na daha sonra da aydın bir Türkiye'de yaşamak isteyen herkese vazife düşüyor. Konuşacağız, anlatacağız, aktaracağız, bu seçeneğin eksikleri olsa dahi zat-ı alilerinin korku imparatorluğuyla kıyas dahi edilemeyecek şekilde üstün olduğunu gerekçeleriyle açıklayacağız.
Doğru stratejiyle, doğru bağlamda bunların hepsini anlatacağız.
''Çakma'' sözcüğünü, muhalefeti imlemek için kullanan bir vatandaştan niçin Cumhurbaşkanı olmayacağını, bu seviyesizliğin, bu edepsizliğin, bu kabalığın, bu ahlaksızlığın bu memleketin kaderi olmadığını anlatacağız.
Bu sözcüğü muhalefet için kullanmayı kendisinde hak bulurken, bu milletin varlığını kendisine, şürekasına, beşli çetelere peşkeş çekenlerin tenekeden düşün dünyalarını neden yıkıp geçmemiz gerektiğini anlatacağız.
Bu keşmekeşin kader olmadığını anlatacağız, anlatmak zorundayız.
Bunları anlatırken de ortak politikalar metni gibi kapsayıcı bir çalışmayı ortaya koyabilmiş olmanın gururuyla dimdik duracağız.
Nefret dilini, kutuplaştıran siyaseti, etiketleyerek parçalayan zihniyeti taklit etmeyeceğiz.
Artık fevkalade hassas bir döneme ayak basmış bulunuyoruz.
Hata yapma lüksümüz yok, Millet İttifakı'nın eksiklerini da kırıcı olmayan, yapıcı, birleştirici bir dille tartışmak durumundayız.
Bu dönemde konuştuklarımıza, yaptıklarımıza hiç olmadığı kadar dikkat etmeliyiz.
Köşe kapmak güdüsüyle bu ulusun kader seçimine ilişkin süreci manipüle etmeye kalkmak ya da gerçeklikle bağdaşmayan maceralara atılmak telafi edilemez neticeleri doğurabilir.
Bunun hesabını kimse veremez.
Memleket elden giderken ne CHP'nin ne DEVA Partisi'nin ne Demokrat Parti'nin ne Gelecek Partisi'nin ne İYİ Parti'nin ne de Saadet Partisi'nin örgütsel beklentileri, hedefleri kimsenin zerre umurunda olmaz; toplum neticeye bakar.
Millet İttifakı'nı oluşturan tüm aktörler, bu gerçekle yüzleşmeli.
Yaşanacak bir başarısızlığın daha hele ki örgütsel, kişisel beklentiler sebebiyle zemini hazırlanmış bir başarısızlığın hesabını kimse topluma veremez.
Memleket bir dönem daha zat-ı alilerinin iktidarını kaldıramaz.
Yumurta kabuklarının üzerinde yürüyoruz ve bu kabukların altında bir toplumun geleceği var.
Bu kabukları kaprislerle, nazlarla, hırslarla kıranları bu toplum affetmez.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Uzlaşacağız, üzerimize düşeni yapacağız, sürece katılacağız ve itidalli davranacağız.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Kaybediyorlar, kaybettiklerini biliyorlar, işte bu yüzden muhalefet aktörlerini birbirine düşürmeye çalışıyorlar.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Karamsarlık pompalamaktan başka, muhalefeti birbirine kırdırmaktan başka hiçbir şansları kalmadı, biliyorlar.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
Barışacağımız günlere çok az kaldı, biz kazanacağız; bu korku illüzyonunu delip geçeceğiz.
Bu yüzden hiç olmadığı kadar itidal.
İtidal, itidal ve itidal.