Bütün geri kalmış ya da geri bıraktırılmış toplumlarda kadın mal olarak görülüyor. Bu tür toplumlarda bir genç kızın bekareti çok önemli. Özellikle de evlendirilecek genç kızın kızoğlan kız olması neredeyse olmazsa olmaz koşul. El değmemiş genç kız zifaf gecesi evlendirildiği erkeğin tecavüzüne mi uğrayacak? Hiç önemli değil. Yeter ki kız bakire olsun. Evlendiği herif ondan istediği gibi istifade etsin. Sonra da büyük iş başarmışların gurur ve keyfi içinde ibiği kalkık horoz misali ortalıkta dolaşsın.
2000'li yılların ilk çeyreğinde, bizim büyük şehirlerin varoşlarında, Anadolu'nun ücra yörelerinde olduğu gibi İran'da da genç kızların bekareti çok önemsenen bir konu. Öyle ki kimi İranlı erkekler evlilik öncesi müstakbel eşlerinden bekaret belgesi istiyormuş.
İngiliz yayın organı BBC'nin haberine göre Dünya Sağlık Örgütü (WHO)İranlı erkeklerin bekaret belgesi dayatmasını insan haklarına aykırı bir davranış olarak kayda geçirmesine rağmen kimin umurunda?BBC'nin haberinde İran'da bekaret belgesi taleplerine karşı kadınların isyan bayrağı açtığı, tepkilerin giderek arttığı belirtiliyor. İlginç olan, büyük şehirlerde erkeklerin de kadınların bu isyanına katılmaları. Demek yavaş yavaş akılları başlarına gelmeye başlamış. Geçtiğimiz Kasım ayında internet üstünden bekaret belgesi uygulamasına son verilmesi için kampanya başlatıldığına dikkat çeken BBC haberi şöyle devam ediyor:
"Bir ay içinde imza verenlerin sayısı 25 bine ulaştı. İran'da ilk kez bu kadar yüksek sayıda İranlı bekaret belgesi uygulamasına böylesine açıktan karşı çıkıyordu. "
Haberde Nida isimli bir genç kızın şu sözlerine yer veriliyor:
"Bu kişilik haklarının ihlalidir ve kadınları küçük düşürmeye yöneliktir. Tahran'da 17 yaşında bir öğrenciyken erkek arkadaşımla birlikte olmuştum. Sonrasında panikledim. Ailem duyarsa ne olur diye korkudan tir tir titriyordum. Sonunda kızlık zarını diktirmeye karar verdim."
BBC'nin haberinde ayrıca şu cümleler yer alıyor:
"Teknik olarak bu işlem İran'da yasa dışı değil. Ancak ciddi sosyal sonuçları olabileceği için hastaneler bu ameliyatı yapmaya yanaşmıyor.
"Nida yüksek fiyata bu işi gizlice yapacak bir klinik bulmuş. 'Bütün birikimimi bu işe harcadım. Bilgisayarımı, telefonumu, altın mücevherlerimi sattım,'diye anlatıyor. Ayrıca ameliyat sırasında bir sorun çıkması halinde tüm sorumluluğu üstlendiğini beyan eden bir de belge imzalamış. Ameliyatı bir hemşire 40 dakikada yapmış ama Nida'nın iyileşmesi bir hafta sürmüş."
" TÜRKİYE'DE DE BEKARET TESTİ İSTENİYOR"
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. BBC'nin haberinin bu bölümü de şöyle:
"Etik dışı olduğu ve bilimsel bir yararı bulunmadığı gerekçesiyle WHO'nun karşı çıktığı bekaret testi bir çok ülkede uygulanıyor. Bunlar arasında Türkiye,Irak ve Endonezya da var."
Demek ki neymiş? Türkiye de bu ilkel uygulamaya göz yuman ülkeler arasındaymış. Zaten tahmin edebiliyorduk da BBC haberiyle bunu açık açık öğrenmiş olduk.Biraz sosyal medyada gezinince öğrendim ki hacı hocalar cinsel yasaklarla ilgili fetvalar da vermişler. Misal:
-Kadın ölü gibi katı ve soğuk durmamalı;sıcak ve çevik, mümkünse antrenmanlı olmalıdır.
-Doğurgan ve sevimli kadınlarla evlenin ama bakire olsun. İmkanınız varsa üç tane kadın alıp birini doğurgan, birini sevimli, birini bakire seçebilirsiniz. Siz gene de üçünü bakire alın, İşiniz sağlam olsun. Deodorant alırken en öndeki, herkes tarafından denenmiş , kapağı açılmış olanı alır mısınız?Tabii ki hayır. Arkadan, ellenmemişi seçersiniz. Kadın da deodorant gibidir."
Sayın okur, bakar mısınız zihniyete? Bunlara göre kadın markette satılık mal. Kapağı açılmamış, yani bir başka erkekle birlikte olmamış bir emtia. Bu zihniyete acaba ne denir?
Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde "gavur","kafir" diye damgaladığınız toplumlar yeni teknolojiler üretmek için araştırma ve geliştirmeye tonlarca para harcar, bu doğrultuda kafa patlatırken sizler neyle uğraşıyorsunuz? Avuç içi kadar Güney Kore, Tayvan gibi ülkeler kendi markalarını yaratır, yapay zekanın chip'lerini üretirken aklınız fikriniz kadının cinsel organında.
Çinli gelmiş senin 5G altyapına Huawei'yi oturtmuş. Rus gelmiş Akkuyu nükleer santralında kendi düdüğünü öttürüyor. Tarım Bakanın desen Cargill'in eski CEO'su. Pek de içli dışlı olduğunuzu bildiğimiz, yarı İslamcı ama topraklarındaki bütün kültür ve dinlere saygılı davranan Malezya'da kendi otomobil markası Proton 1982'de programlandı. Sen ne yaptın? TOGG dediğin, hala ne olduğu belli olmayan bir otomobili üreteceğini yeni yeni açıklıyorsun. O zaman dur yerinde bakalım.
Bari hiç bir şey yapamıyorsunuz hacı hoca takımına söyleyin de genç kızların kızlık zarlarını üreten laboratuvarlar kursunlar.Vallahi dünya çapında paralar kazanırsınız. Belki bu laboratuvarlarda istedikleri işlemi gören kadınlar hayalinizdeki hurilerle yarışırlar. Aklınız fikriniz kadının ya kafasını kapatmakta ya da cinsel organının bozulup bozulmamış olmasında. İki omuzunuzun arasındaki organ iki bacağınızın arasındakiyle yer değiştirince olacağı budur.
2000'li yılların ilk çeyreğinde, bizim büyük şehirlerin varoşlarında, Anadolu'nun ücra yörelerinde olduğu gibi İran'da da genç kızların bekareti çok önemsenen bir konu. Öyle ki kimi İranlı erkekler evlilik öncesi müstakbel eşlerinden bekaret belgesi istiyormuş.
İngiliz yayın organı BBC'nin haberine göre Dünya Sağlık Örgütü (WHO)İranlı erkeklerin bekaret belgesi dayatmasını insan haklarına aykırı bir davranış olarak kayda geçirmesine rağmen kimin umurunda?BBC'nin haberinde İran'da bekaret belgesi taleplerine karşı kadınların isyan bayrağı açtığı, tepkilerin giderek arttığı belirtiliyor. İlginç olan, büyük şehirlerde erkeklerin de kadınların bu isyanına katılmaları. Demek yavaş yavaş akılları başlarına gelmeye başlamış. Geçtiğimiz Kasım ayında internet üstünden bekaret belgesi uygulamasına son verilmesi için kampanya başlatıldığına dikkat çeken BBC haberi şöyle devam ediyor:
"Bir ay içinde imza verenlerin sayısı 25 bine ulaştı. İran'da ilk kez bu kadar yüksek sayıda İranlı bekaret belgesi uygulamasına böylesine açıktan karşı çıkıyordu. "
Haberde Nida isimli bir genç kızın şu sözlerine yer veriliyor:
"Bu kişilik haklarının ihlalidir ve kadınları küçük düşürmeye yöneliktir. Tahran'da 17 yaşında bir öğrenciyken erkek arkadaşımla birlikte olmuştum. Sonrasında panikledim. Ailem duyarsa ne olur diye korkudan tir tir titriyordum. Sonunda kızlık zarını diktirmeye karar verdim."
BBC'nin haberinde ayrıca şu cümleler yer alıyor:
"Teknik olarak bu işlem İran'da yasa dışı değil. Ancak ciddi sosyal sonuçları olabileceği için hastaneler bu ameliyatı yapmaya yanaşmıyor.
"Nida yüksek fiyata bu işi gizlice yapacak bir klinik bulmuş. 'Bütün birikimimi bu işe harcadım. Bilgisayarımı, telefonumu, altın mücevherlerimi sattım,'diye anlatıyor. Ayrıca ameliyat sırasında bir sorun çıkması halinde tüm sorumluluğu üstlendiğini beyan eden bir de belge imzalamış. Ameliyatı bir hemşire 40 dakikada yapmış ama Nida'nın iyileşmesi bir hafta sürmüş."
" TÜRKİYE'DE DE BEKARET TESTİ İSTENİYOR"
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. BBC'nin haberinin bu bölümü de şöyle:
"Etik dışı olduğu ve bilimsel bir yararı bulunmadığı gerekçesiyle WHO'nun karşı çıktığı bekaret testi bir çok ülkede uygulanıyor. Bunlar arasında Türkiye,Irak ve Endonezya da var."
Demek ki neymiş? Türkiye de bu ilkel uygulamaya göz yuman ülkeler arasındaymış. Zaten tahmin edebiliyorduk da BBC haberiyle bunu açık açık öğrenmiş olduk.Biraz sosyal medyada gezinince öğrendim ki hacı hocalar cinsel yasaklarla ilgili fetvalar da vermişler. Misal:
-Kadın ölü gibi katı ve soğuk durmamalı;sıcak ve çevik, mümkünse antrenmanlı olmalıdır.
-Doğurgan ve sevimli kadınlarla evlenin ama bakire olsun. İmkanınız varsa üç tane kadın alıp birini doğurgan, birini sevimli, birini bakire seçebilirsiniz. Siz gene de üçünü bakire alın, İşiniz sağlam olsun. Deodorant alırken en öndeki, herkes tarafından denenmiş , kapağı açılmış olanı alır mısınız?Tabii ki hayır. Arkadan, ellenmemişi seçersiniz. Kadın da deodorant gibidir."
Sayın okur, bakar mısınız zihniyete? Bunlara göre kadın markette satılık mal. Kapağı açılmamış, yani bir başka erkekle birlikte olmamış bir emtia. Bu zihniyete acaba ne denir?
Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde "gavur","kafir" diye damgaladığınız toplumlar yeni teknolojiler üretmek için araştırma ve geliştirmeye tonlarca para harcar, bu doğrultuda kafa patlatırken sizler neyle uğraşıyorsunuz? Avuç içi kadar Güney Kore, Tayvan gibi ülkeler kendi markalarını yaratır, yapay zekanın chip'lerini üretirken aklınız fikriniz kadının cinsel organında.
Çinli gelmiş senin 5G altyapına Huawei'yi oturtmuş. Rus gelmiş Akkuyu nükleer santralında kendi düdüğünü öttürüyor. Tarım Bakanın desen Cargill'in eski CEO'su. Pek de içli dışlı olduğunuzu bildiğimiz, yarı İslamcı ama topraklarındaki bütün kültür ve dinlere saygılı davranan Malezya'da kendi otomobil markası Proton 1982'de programlandı. Sen ne yaptın? TOGG dediğin, hala ne olduğu belli olmayan bir otomobili üreteceğini yeni yeni açıklıyorsun. O zaman dur yerinde bakalım.
Bari hiç bir şey yapamıyorsunuz hacı hoca takımına söyleyin de genç kızların kızlık zarlarını üreten laboratuvarlar kursunlar.Vallahi dünya çapında paralar kazanırsınız. Belki bu laboratuvarlarda istedikleri işlemi gören kadınlar hayalinizdeki hurilerle yarışırlar. Aklınız fikriniz kadının ya kafasını kapatmakta ya da cinsel organının bozulup bozulmamış olmasında. İki omuzunuzun arasındaki organ iki bacağınızın arasındakiyle yer değiştirince olacağı budur.