Vay Canına
Forum Üyesi
Mısır’ın fethi sırasında Kemalpaşazâde, Yavuz Sultan Selim Hân’ın yanındaydı ve Sultan, onun gönül okşayıcı sohbetlerine hayrandı. Zaferden sonra da, zaman zaman atbaşı yürüyüp sohbet ediyorlardı. Askerler ve yüksek rütbeli idareciler Mısır’dan bıkmışlardı. Orasının iklim şartlarına ve sıcağına dayanamıyor, artık Anadolu’yu özlüyorlardı. İstiyorlardı ki, birisi bu duygularını Sultana iletsin. Ama kimse bu işe cesaret edemiyordu. Bunu İbn Kemâl’in yapabileceğini düşünüp meseleyi ona açtılar, kabul etti.
Bir gün sohbet sırasında Mısır Fâtihi Sultan:-Lala, şehirde ne var, ne yok? “ diye sorunca:İbni Kemal bunu fırsat bilip şöyle dedi:
-Sultanım, askerler Nil’de davarlarını suluyorlardı. Onlardan birinin şöyle bir türkü söylediğini duydum:Nemüz kaldı bizim mülk-i Arab’daNice biz dururuz šam u Halep’teCihân halkı kamu ayş u tarab’daGel gidelüm Rûm illerine.
Bir gün sohbet sırasında Mısır Fâtihi Sultan:-Lala, şehirde ne var, ne yok? “ diye sorunca:İbni Kemal bunu fırsat bilip şöyle dedi:
-Sultanım, askerler Nil’de davarlarını suluyorlardı. Onlardan birinin şöyle bir türkü söylediğini duydum:Nemüz kaldı bizim mülk-i Arab’daNice biz dururuz šam u Halep’teCihân halkı kamu ayş u tarab’daGel gidelüm Rûm illerine.