Metehan90
Forum Üyesi
İleri yaşlarda nasıl beslenmeli?
İhtiyarlık zor bir dönem değildir. Hayatın her anının farklı bir anlamı vardır.
Yaşın kemale ermesi de böyle bir dönemdir. Bu dönemin getirdiği bazı hastalıkların önlenmesi, geciktirilmesi ve tedavi edilmesinde beslenme etkin bir rol oynar. Özellikle kalp damar, yüksek tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklarda. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Hülya Yardımcı, yaşlılıkta sık görülen sağlık sorunları için beslenme önerilerinde bulundu.
Yaşın ilerlemesi ile fiziksel aynı zamanda organ fonksiyonlarında değişiklikler meydana geliyor. Dr. Yardımcı'ya göre tat, koku duyusu ve tükürük salgısı azalıyor. Yutma güçleşiyor, ağız ve diş problemleri ortaya çıkıyor. Vücut ağırlığı azalmaya başlıyor, 80 yaşından sonra ağırlık kaybı daha da belirginleşiyor. Yağsız doku miktarında azalma, yağ dokusunda artış görülüyor. Vücuttaki su yüzde 60'tan 50'ye düşüyor.
Yardımcı, kemiklerdeki kalsiyum miktarının azalmasına bağlı olarak yaşlılarda düşme ve kırık riskinin arttığını belirtiyor. Yardımcı, bu sebeple yaşlı kişilerin mutlaka kalsiyum içeriği yüksek olan besinleri tüketmesini tavsiye ediyor. "Yağı azaltılmış ya da yağsız süt ve süt ürünleri en iyi kalsiyum kaynağıdır." diyen Yardımcı, posa alımının da önemli olduğunu vurguluyor. Posanın kan kolesterolünü düşürerek kalp-damar hastalıklarını önlediğini ifade eden Yardımcı şöyle konuşuyor: "Posa, kan şekerini düzenleyerek şeker hastalığından korur. Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler, bağırsak kanserinden korur. Sebze ve meyve tüketiminin artırılması, kuru baklagil ve kepekli tahıl ürünlerinin tüketimi (yulaf, çavdar, bulgur, kepekli ekmek) ile bu sağlanabilir."
Yüksek tansiyon: Uygun kiloya ulaşılmalı. Tuz tüketimi ve sodyumdan zengin besinler sınırlanmalı.
Kemik yoğunluğunda azalma (osteoporoz): Besinler ve destekleyici ilavelerle kalsiyum ve D vitamini alımı artırılmalı.
Yüksek kan kolesterolü, kalp damar hastalıkları: Margarin gibi katı yağlar ve sakatatlar tüketilmemeli. Yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ve turuncu renkli meyveler, balık ve kuru baklagillerin tüketimi artırılmalı. Tuz ve sodyumdan zengin besinlerin (turşu ve salamuralar, hazır pastalar) alımı kısıtlanmalı.
Kanser: Yağ miktarı azaltılmalı, posa alınmalı. Bağışıklığı artırıcı vitamin ve mineraller (A, C, E vitamini, selenyum) ve fitokimyasallardan zengin besinlerin tüketimi artırılmalı. Katkı maddesi içeren, özellikle hazır besinler (hazır çorba, et suyu, boyalı besinler) kısıtlanmalı.
Şeker hastalığı: Uygun kiloya inilmeli. Kuru baklagil, kepeği ayrılmamış tahıl, sebze ve meyveler gibi posalı besinler tüketilmeli.
Zihinsel yetersizlik, hafıza kaybı, beyin hasarları: Yeterli enerji ve protein alınmalı. Beyin fonksiyonlarını geliştiren vitamin ve minerallerden zengin besinlerin (yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ve turuncu renkli meyveler, balık) tüketimi artırılmalı.
Bağışıklık sistemi zayıflığı: Protein alımı artırılmalı. Balık, soya yağı, fındık, ceviz, badem, sebze ve meyve tüketilmeli.
İhtiyarlık zor bir dönem değildir. Hayatın her anının farklı bir anlamı vardır.
Yaşın kemale ermesi de böyle bir dönemdir. Bu dönemin getirdiği bazı hastalıkların önlenmesi, geciktirilmesi ve tedavi edilmesinde beslenme etkin bir rol oynar. Özellikle kalp damar, yüksek tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklarda. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Hülya Yardımcı, yaşlılıkta sık görülen sağlık sorunları için beslenme önerilerinde bulundu.
Yaşın ilerlemesi ile fiziksel aynı zamanda organ fonksiyonlarında değişiklikler meydana geliyor. Dr. Yardımcı'ya göre tat, koku duyusu ve tükürük salgısı azalıyor. Yutma güçleşiyor, ağız ve diş problemleri ortaya çıkıyor. Vücut ağırlığı azalmaya başlıyor, 80 yaşından sonra ağırlık kaybı daha da belirginleşiyor. Yağsız doku miktarında azalma, yağ dokusunda artış görülüyor. Vücuttaki su yüzde 60'tan 50'ye düşüyor.
Yardımcı, kemiklerdeki kalsiyum miktarının azalmasına bağlı olarak yaşlılarda düşme ve kırık riskinin arttığını belirtiyor. Yardımcı, bu sebeple yaşlı kişilerin mutlaka kalsiyum içeriği yüksek olan besinleri tüketmesini tavsiye ediyor. "Yağı azaltılmış ya da yağsız süt ve süt ürünleri en iyi kalsiyum kaynağıdır." diyen Yardımcı, posa alımının da önemli olduğunu vurguluyor. Posanın kan kolesterolünü düşürerek kalp-damar hastalıklarını önlediğini ifade eden Yardımcı şöyle konuşuyor: "Posa, kan şekerini düzenleyerek şeker hastalığından korur. Bağırsak hareketlerini artırarak kabızlığı önler, bağırsak kanserinden korur. Sebze ve meyve tüketiminin artırılması, kuru baklagil ve kepekli tahıl ürünlerinin tüketimi (yulaf, çavdar, bulgur, kepekli ekmek) ile bu sağlanabilir."
Yüksek tansiyon: Uygun kiloya ulaşılmalı. Tuz tüketimi ve sodyumdan zengin besinler sınırlanmalı.
Kemik yoğunluğunda azalma (osteoporoz): Besinler ve destekleyici ilavelerle kalsiyum ve D vitamini alımı artırılmalı.
Yüksek kan kolesterolü, kalp damar hastalıkları: Margarin gibi katı yağlar ve sakatatlar tüketilmemeli. Yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ve turuncu renkli meyveler, balık ve kuru baklagillerin tüketimi artırılmalı. Tuz ve sodyumdan zengin besinlerin (turşu ve salamuralar, hazır pastalar) alımı kısıtlanmalı.
Kanser: Yağ miktarı azaltılmalı, posa alınmalı. Bağışıklığı artırıcı vitamin ve mineraller (A, C, E vitamini, selenyum) ve fitokimyasallardan zengin besinlerin tüketimi artırılmalı. Katkı maddesi içeren, özellikle hazır besinler (hazır çorba, et suyu, boyalı besinler) kısıtlanmalı.
Şeker hastalığı: Uygun kiloya inilmeli. Kuru baklagil, kepeği ayrılmamış tahıl, sebze ve meyveler gibi posalı besinler tüketilmeli.
Zihinsel yetersizlik, hafıza kaybı, beyin hasarları: Yeterli enerji ve protein alınmalı. Beyin fonksiyonlarını geliştiren vitamin ve minerallerden zengin besinlerin (yeşil yapraklı sebzeler, kırmızı ve turuncu renkli meyveler, balık) tüketimi artırılmalı.
Bağışıklık sistemi zayıflığı: Protein alımı artırılmalı. Balık, soya yağı, fındık, ceviz, badem, sebze ve meyve tüketilmeli.