İklim adaleti diye bir kavram var. Aslında bir adaletsizliği dile getiriyor. " İklim değişikliğinin yaşanmasında en az sorumluluğa sahip olanların, iklim değişikliğinin sonuçlarından en fazla etkilenenler olması" şeklinde tanımlanabilir. Örneğin iklim krizinin sonuçlarından biri olan aşırı yağışlar sebebiyle meydana gelen sel olayını ele alalım. Haziran ayında Pakistan'da yaşananın sel baskınının boyutlarını, son günlerde California'da yaşanan sel baskınında görmüyoruz mesela. Pakistan'da ülkenin 3 de biri yok olup can kaybı bin 700 e ulaşırken, 3 haftadır aşırı yağış ve fırtınaya maruz kalan California'da 19 kişi hayatını kaybetti. Bu felaketin Pakistan'da yarattığı maddi kayıp 40 milyar dolarken, California'daki zararın bir iki milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor AccuWeather tarafından (Ulusal Mevcut Hava Durumu). Diyeceğim o ki, iklim krizi bile "ye kürküm ye misali" zengin olan ülkeye daha az zarar veriyor. Elbette alınabilen önlemler sebebi ile.
Bununla birlikte son zamanlarda İKLİM KRİZİ hem ülkemizde hem de tüm dünyada bir kısım varlıklı insanın canını çok sıkıyor. Yağmayan kar nedeniyle kayak merkezlerinde iptal edilen kış tatilleri sebebi ile. Kar yok dolayısı ile kar tatili de yapılamıyor. Sömestr tatilin başladığı bu gün Türkiye'nin ve dünyanın kayak merkezleri boş kalmış durumda.
Beklenen kar yağışı bir türlü başlamadı. Böyle olunca da Türkiye'deki birçok kayak pisti açılamadı. Erciyes'te 300 bin ton suni kar yapılarak pistler hizmet vermeye başladı, o karın yapımının da tonlarca karbondioksit salımı demek olduğu düşünülürse, bir kısırdöngü yaşanıyor olması çok üzücü. Yağmayan kar için enerji tüketilerek kar yapılması, tüketilen enerjinin sera gazlarının artışına katkı sağlaması. Hangisi daha kötü bilemedim.
Değişen iklim şartları ile birlikte kar yağışı giderek daha öngörülemez hale geliyor ve kayak merkezlerinin suni karlamaya olan ihtiyacı daha da artıyor. Kar yapmak karmaşık bir denklem. Teknik makineler, su, yüksek basınçlı çok fazla su pompalama yeteneği, havayı sıkıştırmak için çok fazla enerji ve insan gücü içerir. Dolayısı ile karbondioksit salımı, dolayısı ile sera gazlarının artması, netice de iklim krizinin desteklenmesi. Kar Yapma Danışmanlık şirketi SnowConsult LLC Başkanı Robin Smith'in her sezon kayak merkezlerinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 67'sinin kar yapmaya gittiğini tahmin ettiğini söylemesi gerçekten ürkütücü.
Türkiye'deki durum Avrupa'ya göre biraz daha iyi gibi gözüküyor. Çünkü ülkemizdeki pistler Avrupa'ya göre daha yüksek. Avrupa'da 700-800 metrelerde kayak merkezleri var. Dolayısı ile orada iklim krizinin etkisi daha çok görülüyor. İsviçre ve Fransa en çok etkilenen ülkeler arasında, durumun böyle devam etmesi halinde uzmanlara göre Alplerde kayak yapılamayacak. Yıl başından bu yana sıcaklık ortalamalarının 18 santigrat derece olduğu Alplerde, kayak pistlerinde toprak ve çim alanların fazlalığı pistlerinin kapanmasına neden oldu. Çünkü doğası gereği zaten riski yüksek olan kayak sporu, yer yer toprak ve çimlerin çıktığı pistlerde, yaralanmalara ve kazalara sebep olabileceği öngörüsüyle, maalesef yapılamıyor.
"Bence kayak biraz daha tehlikeli hale geliyor ve Dünya Kupası'nda yapay kar olduğu zaman bunun korkutucu olduğunu fark ettim çünkü karda kaymak yerine buzda kayıyorsunuz. Sanırım daha yüksek bir düşme yüzdesi görüyoruz. Şimdi biraz daha tehlikeli olduğunu hissediyorum." (ABD Olimpiyat altın madalyalı ve İskandinav kayak takımı üyesi Jessie Diggins: 2022 AP'ye verdiği röportaj)
Bu yıl da İsviçredeki AUDİ FIS Kayak Dünya Kupasında sporcular suni karda yarıştı. Uluslararası Kayak Snowboard Federasyonu da 2023 FIS Para World Snowboard Championships 'nın ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu.
Konuyla ilgili dünyanın önde gelen otoritesi olan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), kar örtüsünde yüksek irtifalarda düşüşlerin devam edeceğini söylüyor. İşin acı yanı bu uyarılar ilk değil. 15 yıl önce Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü yükselen sıcaklıkların Avrupa'daki kayak merkezlerinin üçte ikisini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Gelinen noktada ortaya çıkan tablo, önlem alınmasında yeterli çalışmanın yapılmadığını ortaya koyuyor.
Olayın bir başka boyutu da içinde bulunduğumuz ekonomik krizi paralelinde. İklim değişikliği sebebiyle etkilenen turizm ve elbette bu sektörde çalışan tüm paydaşlar. Fırtına, kasırga ve aşırı hava olaylarının artma*sı, bunlardan etkilenen bölgelerde tu*rizmin zarar görmesine neden oluyor. Bugün kış aylarındaki güneşli havalar sebebi ile iptal edilen kar tatilleri, yarın yaz aylarında aşırı yağışlar sebebi ile ertelenen deniz tatilleri olacak hayatımızda. Yine iklim krizi sebebi ile kaybolan biyoçeşitlilik nedeniyle doğal ortamlarını terk etmek zorunda kalan hayvanlar ve onlarla birlikte dağılan salgın hastalıklar da var gündemde. Halihazırda yaşadığımız kuraklığın yaratacağı su sıkıntısı da turizmi etkileyecek diğer parametreler.
Sorunlar ortada, çözümleri de uzmanlar tarafından sık sık dile getiriliyor. Tek problemimiz karar alıcıların harekete geçmesi. Tavsiye niteliğindeki önlemler çözüm değil artık iklim krizinin yavaşlatılması için. Yavaşlatılması diyorum çünkü artık önlenmesi mümkün olmayan bir mesele iklim krizi. O eşik çoktan aşıldı. Bununla birlikte yavaşlatmak ve bu krize uyumlu yaşamak, sadece ve sadece krizi yaratanların, bizlerin elinde. Yaptırımı güçlü ve hatta cezaya dayalı kurallar konulmaz ise insanoğlunun önüne, Dünyanın efendisi gibi davranmaya devam edecektir. Lütfen aklımızda kalsın, bu günlerdeki güneşli havalar güzel havalar değil, sadece doğanın insanları kandırması. Ve belki de kendisini Dünyanın ve hatta evrenin efendisi sanan insanoğlundan intikam alması.
Bununla birlikte son zamanlarda İKLİM KRİZİ hem ülkemizde hem de tüm dünyada bir kısım varlıklı insanın canını çok sıkıyor. Yağmayan kar nedeniyle kayak merkezlerinde iptal edilen kış tatilleri sebebi ile. Kar yok dolayısı ile kar tatili de yapılamıyor. Sömestr tatilin başladığı bu gün Türkiye'nin ve dünyanın kayak merkezleri boş kalmış durumda.
Beklenen kar yağışı bir türlü başlamadı. Böyle olunca da Türkiye'deki birçok kayak pisti açılamadı. Erciyes'te 300 bin ton suni kar yapılarak pistler hizmet vermeye başladı, o karın yapımının da tonlarca karbondioksit salımı demek olduğu düşünülürse, bir kısırdöngü yaşanıyor olması çok üzücü. Yağmayan kar için enerji tüketilerek kar yapılması, tüketilen enerjinin sera gazlarının artışına katkı sağlaması. Hangisi daha kötü bilemedim.
Değişen iklim şartları ile birlikte kar yağışı giderek daha öngörülemez hale geliyor ve kayak merkezlerinin suni karlamaya olan ihtiyacı daha da artıyor. Kar yapmak karmaşık bir denklem. Teknik makineler, su, yüksek basınçlı çok fazla su pompalama yeteneği, havayı sıkıştırmak için çok fazla enerji ve insan gücü içerir. Dolayısı ile karbondioksit salımı, dolayısı ile sera gazlarının artması, netice de iklim krizinin desteklenmesi. Kar Yapma Danışmanlık şirketi SnowConsult LLC Başkanı Robin Smith'in her sezon kayak merkezlerinde tüketilen enerjinin yaklaşık yüzde 67'sinin kar yapmaya gittiğini tahmin ettiğini söylemesi gerçekten ürkütücü.
Türkiye'deki durum Avrupa'ya göre biraz daha iyi gibi gözüküyor. Çünkü ülkemizdeki pistler Avrupa'ya göre daha yüksek. Avrupa'da 700-800 metrelerde kayak merkezleri var. Dolayısı ile orada iklim krizinin etkisi daha çok görülüyor. İsviçre ve Fransa en çok etkilenen ülkeler arasında, durumun böyle devam etmesi halinde uzmanlara göre Alplerde kayak yapılamayacak. Yıl başından bu yana sıcaklık ortalamalarının 18 santigrat derece olduğu Alplerde, kayak pistlerinde toprak ve çim alanların fazlalığı pistlerinin kapanmasına neden oldu. Çünkü doğası gereği zaten riski yüksek olan kayak sporu, yer yer toprak ve çimlerin çıktığı pistlerde, yaralanmalara ve kazalara sebep olabileceği öngörüsüyle, maalesef yapılamıyor.
"Bence kayak biraz daha tehlikeli hale geliyor ve Dünya Kupası'nda yapay kar olduğu zaman bunun korkutucu olduğunu fark ettim çünkü karda kaymak yerine buzda kayıyorsunuz. Sanırım daha yüksek bir düşme yüzdesi görüyoruz. Şimdi biraz daha tehlikeli olduğunu hissediyorum." (ABD Olimpiyat altın madalyalı ve İskandinav kayak takımı üyesi Jessie Diggins: 2022 AP'ye verdiği röportaj)
Bu yıl da İsviçredeki AUDİ FIS Kayak Dünya Kupasında sporcular suni karda yarıştı. Uluslararası Kayak Snowboard Federasyonu da 2023 FIS Para World Snowboard Championships 'nın ileri bir tarihe ertelendiğini duyurdu.
Konuyla ilgili dünyanın önde gelen otoritesi olan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), kar örtüsünde yüksek irtifalarda düşüşlerin devam edeceğini söylüyor. İşin acı yanı bu uyarılar ilk değil. 15 yıl önce Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü yükselen sıcaklıkların Avrupa'daki kayak merkezlerinin üçte ikisini tehlikeye atabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu. Gelinen noktada ortaya çıkan tablo, önlem alınmasında yeterli çalışmanın yapılmadığını ortaya koyuyor.
Olayın bir başka boyutu da içinde bulunduğumuz ekonomik krizi paralelinde. İklim değişikliği sebebiyle etkilenen turizm ve elbette bu sektörde çalışan tüm paydaşlar. Fırtına, kasırga ve aşırı hava olaylarının artma*sı, bunlardan etkilenen bölgelerde tu*rizmin zarar görmesine neden oluyor. Bugün kış aylarındaki güneşli havalar sebebi ile iptal edilen kar tatilleri, yarın yaz aylarında aşırı yağışlar sebebi ile ertelenen deniz tatilleri olacak hayatımızda. Yine iklim krizi sebebi ile kaybolan biyoçeşitlilik nedeniyle doğal ortamlarını terk etmek zorunda kalan hayvanlar ve onlarla birlikte dağılan salgın hastalıklar da var gündemde. Halihazırda yaşadığımız kuraklığın yaratacağı su sıkıntısı da turizmi etkileyecek diğer parametreler.
Sorunlar ortada, çözümleri de uzmanlar tarafından sık sık dile getiriliyor. Tek problemimiz karar alıcıların harekete geçmesi. Tavsiye niteliğindeki önlemler çözüm değil artık iklim krizinin yavaşlatılması için. Yavaşlatılması diyorum çünkü artık önlenmesi mümkün olmayan bir mesele iklim krizi. O eşik çoktan aşıldı. Bununla birlikte yavaşlatmak ve bu krize uyumlu yaşamak, sadece ve sadece krizi yaratanların, bizlerin elinde. Yaptırımı güçlü ve hatta cezaya dayalı kurallar konulmaz ise insanoğlunun önüne, Dünyanın efendisi gibi davranmaya devam edecektir. Lütfen aklımızda kalsın, bu günlerdeki güneşli havalar güzel havalar değil, sadece doğanın insanları kandırması. Ve belki de kendisini Dünyanın ve hatta evrenin efendisi sanan insanoğlundan intikam alması.