Ahşap kredi kartı, organik atıklardan ilaç kozmetik ve tıbbi cihaz sektörlerine hammadde üretimi, yeşil hidrojen yatırımları için yapay zeka destekli karar verme platformu, dijital kartvizitler. Saydıklarımın hepsi Dünya kaynaklarına bir birinden dost iş alanları. Dünyanın ihtiyacı olan yeşil iş alanına giren bu girişimlerin hepsi ve daha fazlası ARYA toplantısındaydı.
ARYA bir yatırım ve girişim platformu. Ahu Serter ve Münteha Adalı tarafından kurulan bu platformun katılımcılarının yüzde 99’u kadın. Bu kadar kadın bir arada olunca harika işlerin çıkması elbette şaşırtıcı değil. En harikası da bu platform şunu gösterdi ki büyük toplantılar “karbon ayak izi” minimum şekilde yapılabilir.
ARYA’nın geçen hafta sonu Eskişehir’de düzenlenen Retreat’24 toplantısındaydım. Toplantının başında sonunda “Sürdürülebilirlik” ibaresi yoktu ama son zamanlarda katıldığım “Sürdürülebilir” başlıklı toplantılardan daha sürdürülebilirdi. Bol “Sürdürülebilir” li bir cümle oldu ama “Neydi?” Bu toplantıyı sürdürülebilir yapan kısaca anlatmak istiyorum.
Öncelikle toplantı Eskişehir’de oluğu için bir yol yapmak gerekiyordu. Çünkü katılımcılar İstanbul, Ankara ve İzmir’den geldiler. Defalarca duyuru yapıldı ulaşım aracı olarak tren tercih edilmesi yönünde. İzmir katılımcıları dışında, Ankara ve İstanbul’dan gelenlerin %78 i treni tercih ettiler. Nerden biliyorum bu oranı, gelenler arasında küçük bir anket yaptım, eh üniversite eğitimim de İstatistik olduğu için kolayca hesaplayabildim. Bu daha az fosil yakıt demek dolayısı ile iklim krizine katkıda bulunMAMAK demek. İklim Krizine katkı sağlamamak sürdürülebilir olmanın ilk ve en önemli argümanı.
2 gün süren toplantıda yemek ve kahve ikramları oldu elbette. Evet organizasyonun yemek modeli açık büfeydi. Kadın olmanın verdiği duyarlılık mı yoksa benim “tabağınızda atık kalırsa fotoğrafını çekerim” tehditleri mi(J) bilemem herkes yiyeceği miktarı aldı tabağına. Fotoğraflayacak bir tabak bulamadım açıkçası. Gıda atıklarının iklim krizi ile dolaylı değil direk ilgisi var. Dünya kaynaklarının sürdürülebilir olması açısından da ayrıca önemli.
Her büyük organizasyonda olduğu gibi katılımcılara o günün anısına bir hediye burada da verildi. Öyle koca kadife kutularda plastik plaketler değildi verilenler. Evrim Kuran’ın son kitabı “Başarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim”, kalem, defter, saç kremi, temizlik bezi, kahve kupası gibi günlük kullanıma ait materyaller ile dolu bez bir çantaydı hediye.
Toplantının can alıcı noktası tanıtımları yapılan yeşil iş ve diğer girişimler oldu. Dönüşüm kapsamında çalışmalar sürdüren ve endüstriyel değeri olmayan organik artıkları biyoteknolojik prosesler kullanarak ilaç, kozmetik ve tıbbi cihaz sektörlerine hammadde üreten harika bir döngüsel ekonomi modeli olan Bugamed tanıtımı yapılan yeşil girişimlerden biri.
Cyclizm bir diğer yeşil girişim. Yeşil hidrojen yatırımları için yapay zeka destekli bir karar destek platformu ve bulut tabanlı yapısıyla yeşil hidrojen yatırımlarının verimliliğini %50'ye kadar arttırıp teknik ve finansal verileri görselleştirip raporluyor.
Bir başka girişim Text2text. Kendi kendini onarabilen, yazılım testleri geliştirmelerine olanak sağlayan bir yazılım.
Son olarak söz etmek istediğim girişim Uniqgene. Sporcular ve çocukların spor alanında doğru yönlendirilmesine yardımcı olan kişiselleştirilmiş analizler sunan bir program. Örneğin, kişilerin genetik yatkınlıklarına göre beslenme modeli sunuyor ve sürdürülebilir başarıdan söz ediliyor bu ürün ile.
En sevdiğim ve hemen kullanmaya başladığım bir ürün de dijital kartvizitler oldu. Bu toplantıda Sevgili Elif Ererdi sayesinde Cool Card’ı keşfettim. Ve öğrendim ki, yeniden yeniden kartvizit basımını engelleyen bu teknoloji, her yıl 600 tona varan CO2 tüketimine engel oluyor. Dolayısı ile bu teknolojiyi kullananların karbon ayak izleri azalıyor. Üstelik dilediğiniz zaman tüm bilgilerinizi güncellemek çok kolay. Benim de artık dijital bir kartvizitim ve sertifikam var. “Sürdürülebilirlik Sertifikası” adı ile mail yolu ile gelen belgede, bir dijital kart kullanımı ile geleneksel üretimin yarattığı çevresel etkilerden hangi oranda tasarruf ettiğim bilgileri mevcut. Bu bilgilere göre kullanacağım bu kart ile 4 Kg CO2,12,3 Kwh Enerji, 0,5 Kg Sera Gazı, 0,8 m3 Su tasarrufu ve 0,1 ağaç doğaya kazandırdığım belgelenmiş. Tek bir kart ile gerçekleşen bu tasarruf onlara, yüzlere, binlere, milyonlara ulaştığında, karbonu yutacak binlerce ağaç ile bir ormanın oluşması hiç de hayal değil. İşte iklim krizi ile mücadele de birey olarak yapabileceğimiz bir şey daha. Kağıt kartvizitler yerine dijital kartvizitlere sahip olmak.
Birbirinden performanslı girişimlerin tanıtıldığı bu platformun sahnesinde bana da yer verildi. Elbette konum İklim Krizi oldu. “Lütfen gözlerinizi bir iki dakikalığına kapatın ve düşünün” dedim. Bu iki gün içinde ne yediniz, ne içtiniz, ne aldınız, odalarda klimaları açık mı bıraktınız, havlunuzu kaç kere değiştirdiniz? Sandığımdan daha etkili olmuş sorularım ve iklim krizi ile ilgili anlattıklarım. Seneye yapılacak toplantı için söz aldım Ahu Serter’den İklim Krizi İletişimine daha çok yer vereceğiz.
Ve iki gün süren yoğun toplantının ardından Pazar günü Eskişehir’i gezme programı vardı. Ama öyle arabayla değil. Bisikletler ile. Onlarca kadın belediyenin organize ettiği bisikletler ile şehrin altını üstünü getirdik. Fosil yakıt kullanmadan havaya emisyon salımı yapmadan. Bir toplantı minimum karbon ayak izi ile nasıl yapılır? Hep birlikte başardık bunu. ARYA Kadınları olarak. Tam şu anda düşünüyor, hem kendime hem sizlere soruyorum; bu toplantı onlarca kadınla değil de onlarca erkek ile yapılsaydı aynı hassasiyet gösterilir miydi? Ulaşımda büyük oranda treni tercih etmek, katılımcı hediyesi olarak bez çanta vermek, tabaklarda yemek atığı bırakmamak, şehri bisiklet ile gezmek…
Ve az önce sorduğum soruya ben şöyle cevap veriyorum; İklim Krizinin çözümlerinden biri de Dünyanın yönetiminde daha çok kadınlar olmalı.
Not: Yazımın başında ahşap kredi kartlarından söz ettim ama ayrıntı vermedim. Bir başka yazımda buna değineceğim.
ARYA bir yatırım ve girişim platformu. Ahu Serter ve Münteha Adalı tarafından kurulan bu platformun katılımcılarının yüzde 99’u kadın. Bu kadar kadın bir arada olunca harika işlerin çıkması elbette şaşırtıcı değil. En harikası da bu platform şunu gösterdi ki büyük toplantılar “karbon ayak izi” minimum şekilde yapılabilir.
ARYA’nın geçen hafta sonu Eskişehir’de düzenlenen Retreat’24 toplantısındaydım. Toplantının başında sonunda “Sürdürülebilirlik” ibaresi yoktu ama son zamanlarda katıldığım “Sürdürülebilir” başlıklı toplantılardan daha sürdürülebilirdi. Bol “Sürdürülebilir” li bir cümle oldu ama “Neydi?” Bu toplantıyı sürdürülebilir yapan kısaca anlatmak istiyorum.
Öncelikle toplantı Eskişehir’de oluğu için bir yol yapmak gerekiyordu. Çünkü katılımcılar İstanbul, Ankara ve İzmir’den geldiler. Defalarca duyuru yapıldı ulaşım aracı olarak tren tercih edilmesi yönünde. İzmir katılımcıları dışında, Ankara ve İstanbul’dan gelenlerin %78 i treni tercih ettiler. Nerden biliyorum bu oranı, gelenler arasında küçük bir anket yaptım, eh üniversite eğitimim de İstatistik olduğu için kolayca hesaplayabildim. Bu daha az fosil yakıt demek dolayısı ile iklim krizine katkıda bulunMAMAK demek. İklim Krizine katkı sağlamamak sürdürülebilir olmanın ilk ve en önemli argümanı.
2 gün süren toplantıda yemek ve kahve ikramları oldu elbette. Evet organizasyonun yemek modeli açık büfeydi. Kadın olmanın verdiği duyarlılık mı yoksa benim “tabağınızda atık kalırsa fotoğrafını çekerim” tehditleri mi(J) bilemem herkes yiyeceği miktarı aldı tabağına. Fotoğraflayacak bir tabak bulamadım açıkçası. Gıda atıklarının iklim krizi ile dolaylı değil direk ilgisi var. Dünya kaynaklarının sürdürülebilir olması açısından da ayrıca önemli.
Her büyük organizasyonda olduğu gibi katılımcılara o günün anısına bir hediye burada da verildi. Öyle koca kadife kutularda plastik plaketler değildi verilenler. Evrim Kuran’ın son kitabı “Başarılı Bir Kadın Olduğum İçin Özür Dilerim”, kalem, defter, saç kremi, temizlik bezi, kahve kupası gibi günlük kullanıma ait materyaller ile dolu bez bir çantaydı hediye.
Toplantının can alıcı noktası tanıtımları yapılan yeşil iş ve diğer girişimler oldu. Dönüşüm kapsamında çalışmalar sürdüren ve endüstriyel değeri olmayan organik artıkları biyoteknolojik prosesler kullanarak ilaç, kozmetik ve tıbbi cihaz sektörlerine hammadde üreten harika bir döngüsel ekonomi modeli olan Bugamed tanıtımı yapılan yeşil girişimlerden biri.
Cyclizm bir diğer yeşil girişim. Yeşil hidrojen yatırımları için yapay zeka destekli bir karar destek platformu ve bulut tabanlı yapısıyla yeşil hidrojen yatırımlarının verimliliğini %50'ye kadar arttırıp teknik ve finansal verileri görselleştirip raporluyor.
Bir başka girişim Text2text. Kendi kendini onarabilen, yazılım testleri geliştirmelerine olanak sağlayan bir yazılım.
Son olarak söz etmek istediğim girişim Uniqgene. Sporcular ve çocukların spor alanında doğru yönlendirilmesine yardımcı olan kişiselleştirilmiş analizler sunan bir program. Örneğin, kişilerin genetik yatkınlıklarına göre beslenme modeli sunuyor ve sürdürülebilir başarıdan söz ediliyor bu ürün ile.
En sevdiğim ve hemen kullanmaya başladığım bir ürün de dijital kartvizitler oldu. Bu toplantıda Sevgili Elif Ererdi sayesinde Cool Card’ı keşfettim. Ve öğrendim ki, yeniden yeniden kartvizit basımını engelleyen bu teknoloji, her yıl 600 tona varan CO2 tüketimine engel oluyor. Dolayısı ile bu teknolojiyi kullananların karbon ayak izleri azalıyor. Üstelik dilediğiniz zaman tüm bilgilerinizi güncellemek çok kolay. Benim de artık dijital bir kartvizitim ve sertifikam var. “Sürdürülebilirlik Sertifikası” adı ile mail yolu ile gelen belgede, bir dijital kart kullanımı ile geleneksel üretimin yarattığı çevresel etkilerden hangi oranda tasarruf ettiğim bilgileri mevcut. Bu bilgilere göre kullanacağım bu kart ile 4 Kg CO2,12,3 Kwh Enerji, 0,5 Kg Sera Gazı, 0,8 m3 Su tasarrufu ve 0,1 ağaç doğaya kazandırdığım belgelenmiş. Tek bir kart ile gerçekleşen bu tasarruf onlara, yüzlere, binlere, milyonlara ulaştığında, karbonu yutacak binlerce ağaç ile bir ormanın oluşması hiç de hayal değil. İşte iklim krizi ile mücadele de birey olarak yapabileceğimiz bir şey daha. Kağıt kartvizitler yerine dijital kartvizitlere sahip olmak.
Birbirinden performanslı girişimlerin tanıtıldığı bu platformun sahnesinde bana da yer verildi. Elbette konum İklim Krizi oldu. “Lütfen gözlerinizi bir iki dakikalığına kapatın ve düşünün” dedim. Bu iki gün içinde ne yediniz, ne içtiniz, ne aldınız, odalarda klimaları açık mı bıraktınız, havlunuzu kaç kere değiştirdiniz? Sandığımdan daha etkili olmuş sorularım ve iklim krizi ile ilgili anlattıklarım. Seneye yapılacak toplantı için söz aldım Ahu Serter’den İklim Krizi İletişimine daha çok yer vereceğiz.
Ve iki gün süren yoğun toplantının ardından Pazar günü Eskişehir’i gezme programı vardı. Ama öyle arabayla değil. Bisikletler ile. Onlarca kadın belediyenin organize ettiği bisikletler ile şehrin altını üstünü getirdik. Fosil yakıt kullanmadan havaya emisyon salımı yapmadan. Bir toplantı minimum karbon ayak izi ile nasıl yapılır? Hep birlikte başardık bunu. ARYA Kadınları olarak. Tam şu anda düşünüyor, hem kendime hem sizlere soruyorum; bu toplantı onlarca kadınla değil de onlarca erkek ile yapılsaydı aynı hassasiyet gösterilir miydi? Ulaşımda büyük oranda treni tercih etmek, katılımcı hediyesi olarak bez çanta vermek, tabaklarda yemek atığı bırakmamak, şehri bisiklet ile gezmek…
Ve az önce sorduğum soruya ben şöyle cevap veriyorum; İklim Krizinin çözümlerinden biri de Dünyanın yönetiminde daha çok kadınlar olmalı.
Not: Yazımın başında ahşap kredi kartlarından söz ettim ama ayrıntı vermedim. Bir başka yazımda buna değineceğim.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.