Rümeysa
Forum Üyesi
- Katılım
- 22 Eyl 2022
- Mesajlar
- 1,367
- Puanları
- 0
Bir zat, vefat etmeden önce çok ağlar. Oğlu ,
-Baba, niye bu kadar çok ağlıyorsun? Ölümden mi korkuyorsun? diye sorar.
Babası şöyle cevap verir ,
-Hayır, ölümden korkmuyorum, ama Cenab-ı Hakk'ın hesabı, bizim yaptığımız hesaba benzemez. Biz onun bildirdiklerine uyduk mu, uymadık mı, onu bilmiyorum. Evet, görünüşte bir şeyler yaptık, ama O, yaptığımız bu işlerden razı mı, değil mi? İşte bunun için ağlıyorum.
Bir süre sonra bu zat vefat eder. Oğlu birkaç gün sonra babasını rüyada görür,
-Baba, ne oldu? diye sorar.
-Oğlum, felaketin tam eşiğinden döndüm ,diyerek, şöyle anlatır: Allahü teâlâ, "Sana 70 sene ömür verdim. Çünkü her an seni varlıkta tutan bendim. Bırakılsan ölür giderdin, zaten yoktun. Sana bu kadar nimet verdim. Karşıma neyle geldin?" buyurdu.
"Yâ Rabbi, 10 yaşında babam hacca götürmeye başladı. 60 kere haccettim" dedim. "Hiçbiri kabul olmadı" buyurdu.
"Yâ Rabbi, 40 sene her gün oruç tuttum, geceleri namaz kıldım" dedim. "Bunlar da kabul olmadı" buyurdu.
"Yâ Rabbî, zekâtlarımı verdim" dedim. "Zekâtların da kabul olmadı.
"Yalnız bir amelin hoşuma gitti. Yolda bir tezek vardı, Müslümanlar rahatsız olmasın diye kimse görmeden, aldın bir kenara koydun. İşte bu ihlâslıydı. Ama sen diğerlerini başkası görsün diye yaptın. Ameline riya karıştı, fakat bu tezeği ihlasla kaldırdın, riya karışmadı. Ben ihlâslı ameli kabul ederim, ihlâssız ameli kabul etmem" buyurdu.
Onun için büyüklerimiz, "Yaptığın amel az olsa da, insanları düşünerek yapma! Yoksa riya olur. Riya da şirke götürür" buyuruyorlar. Dolayısıyla ancak ihlâslı olanlar kurtulacaktır. İhlâs varsa riya yoktur, riya varsa ihlâs olmaz. Onun için işlerimizi yaparken insanların değil, Rabbimizin razı olmasını düşünmeliyiz.
-Baba, niye bu kadar çok ağlıyorsun? Ölümden mi korkuyorsun? diye sorar.
Babası şöyle cevap verir ,
-Hayır, ölümden korkmuyorum, ama Cenab-ı Hakk'ın hesabı, bizim yaptığımız hesaba benzemez. Biz onun bildirdiklerine uyduk mu, uymadık mı, onu bilmiyorum. Evet, görünüşte bir şeyler yaptık, ama O, yaptığımız bu işlerden razı mı, değil mi? İşte bunun için ağlıyorum.
Bir süre sonra bu zat vefat eder. Oğlu birkaç gün sonra babasını rüyada görür,
-Baba, ne oldu? diye sorar.
-Oğlum, felaketin tam eşiğinden döndüm ,diyerek, şöyle anlatır: Allahü teâlâ, "Sana 70 sene ömür verdim. Çünkü her an seni varlıkta tutan bendim. Bırakılsan ölür giderdin, zaten yoktun. Sana bu kadar nimet verdim. Karşıma neyle geldin?" buyurdu.
"Yâ Rabbi, 10 yaşında babam hacca götürmeye başladı. 60 kere haccettim" dedim. "Hiçbiri kabul olmadı" buyurdu.
"Yâ Rabbi, 40 sene her gün oruç tuttum, geceleri namaz kıldım" dedim. "Bunlar da kabul olmadı" buyurdu.
"Yâ Rabbî, zekâtlarımı verdim" dedim. "Zekâtların da kabul olmadı.
"Yalnız bir amelin hoşuma gitti. Yolda bir tezek vardı, Müslümanlar rahatsız olmasın diye kimse görmeden, aldın bir kenara koydun. İşte bu ihlâslıydı. Ama sen diğerlerini başkası görsün diye yaptın. Ameline riya karıştı, fakat bu tezeği ihlasla kaldırdın, riya karışmadı. Ben ihlâslı ameli kabul ederim, ihlâssız ameli kabul etmem" buyurdu.
Onun için büyüklerimiz, "Yaptığın amel az olsa da, insanları düşünerek yapma! Yoksa riya olur. Riya da şirke götürür" buyuruyorlar. Dolayısıyla ancak ihlâslı olanlar kurtulacaktır. İhlâs varsa riya yoktur, riya varsa ihlâs olmaz. Onun için işlerimizi yaparken insanların değil, Rabbimizin razı olmasını düşünmeliyiz.