Akşam yazarı Alen Markaryan'ın köşe yazısı
Arda masumiyeti öldürdü" diye bir başlıkla çıkabilirdik manşete... Lakin gençliğine ve yeteneğine duyduğumuz saygıdan es geçtik hamleyi.Demirspor'a 85'te attığı golden sonra zaman geçirmek için yerden kalkmayan G.Saraylı oyuncularla, ilk bulduğu pozisyonda kendini yere atıp haksız penaltı kazanan Arda'ya, 3-1 öne geçtikten sonra tek bir Beşiktaşlı oyuncunun sahte feryatlarla yere yatmadığını tek bir saniye bile çalmadığını örnek gösteririm... Açın bakın maça... İbretlik bir delikanlılık öyküsüdür bu...Sayfamızın en güzide yerine Redmond'ın fotoğrafını basardım... Üstüne de "Maçın içinden geçti" diye başlık atardım... Futbol kalite derecesini stattaki rakip elli bin kişiye onaylatmak kolay değil... İkinci gole yaptığı asist akıllara zarar... Alemin en büyük fizikçileri o kadar kişi arasından attığı topun iz düşümünü bulamaz... Cetvelle çizsen? Mümkün değil. Başka boyuttan mı geldi? Evet, başka açıklaması olamaz... Attığı gol bildiğin uzaylı işi, başka galaksinin çocuğu desek sırıtmaz...Redmond'ın fotosunun altına spor müdürümden izin alıp Mert'in, İrfan Can'ın çektiği şutu ters elle çıkarırken ki enstantanesini Kanaviçe işlemeyle çevirip bir şaheser sunardım okuyuculara... Bu maçta çıkardığı top için de değil bu, son bir aydır kurtardıklarıyla milli takıma kadar yükselişi ve her maçta, maçı kurtaracak refleksleriyle hak edişinden dolayıydı bu övgüler... Giresun maçında sedyeyle çıkışı geliyor gözümün önüne daha çok alkışlıyorum Mert'i.Cenk Tosun'a sayfanın altında yanlamasına büyük bir boşluk bıraktım... Biliyorsunuz üç- dört haftadır sitem ediyor eleştiriyordum Cenk'i... Pozisyonlarda fazla egoist davranıyor. Her şeyi kendi yapmak istiyor diye... Ve bu yüzden bir şeyler hep ters gidiyor diyordum... Bugün özellikle 10 kişi kaldıktan sonra attığı usta işi gollerden hariç, takıma verdiği cansiparane katkı takdire şayandı... Hele ikinci yarı başında Aboubakar'ın vermediği pozisyonda oyundan düşebilirdi... Kopmadı düşmedi... Bilakis mücadeleyi artırdı... Ayağa kalkıyor elini sıkıyorum kardeşimin...Sayfada yer var mı diye bakıyorum da? Köşede ufak bir yer kalmış. Oraya da Halil Umut beyin Arda'nın suya atlar gibi kendini yere bırakışına çaldığı penaltı anını koyar, VAR hakeminin o sırada ne yaptığıyla ilgili fikrimi bir çekirdek görseliyle resmederdim... Beşiktaşlı oyuncuların direncini kırmak için gösterdiği sarıları da unuttuğumuz sanılmasın.Bir sayfa daha çevirsek gazetenin ekonomi bölümüne geçeceğimizi düşünürsek işin yönetim tarafına sıçradığını öngörebiliriz... Beşiktaşlı futbolcular görevini yaptı, sıra sizde alın şu beş puanı, sıranızı taraftara bırakın!!!! Onlar da takımı şampiyon yapsın...Sahi ne oldu Muslera'nın itmelerineCumartesi günü G.Saray, Demirspor'la oynadı, yendi ve maçtan sonra Okan Buruk, "İlk yarı çok net kırmızı kart pozisyonu var. VAR çağırmadı bile, geçen hafta çok merak ettik, Konya'daki kırmızı kartı. Bugün yine aynı şekilde kırmızı kart, yine VAR çağırmadı. Bunu merak ediyoruz. VAR'daki hakem çağırmıyor, yoksa söylüyor da hakem mi gitmiyor." şeklinde konuşma yaptı... İyi... Biz de soralım kendisine; geçen hafta Konya demişken, kırmızı falan diyorsun ya Okan hoca, sahi ne oldu Muslera'nın itmeleri? Sarıyla geçiştiren hakem için ne diyeceksiniz? Gözlemci rapora ne yazmış? Demirspor maçında Adekugbe'ye verilmeyen kırmızı için düşüncelerin neler? Her maç hakemler hakkında konuşman neyi öteleme amaçlı? Ve federasyon ve MHK senin devamlı aynı moddaki konuşmalarına bir ihtar, bir yaptırım, en azından kınama cezası falan niye vermiyor? Nasıl böyle iyi mi?Oyunlar oyunlar oyunlar...Bundan 15-16 maç evvel bu ligi bitirtmeyiz diye açıklama yapıp ortalığı yangın yerine çeviren Erden Timur, (Ki bir kişi de çıkıp nasıl yapacaksın o işi diye sormadı hala) 13 maç kazanıp bir maç kaybettikten sonra hemen hiç vakit kaybetmeden hem de, başlamış konuşmaya... Demiş ki, "Gerek yayıncı kuruluş gerek MHK, gerek federasyon... Hepsinin konusu gelecek. Çok vahim konular var, lig bitince hepsini açıklayacağız." Hadi buyurun... Esas mesele ne biliyor musunuz?Tamam, vatandaş G.Saray yönetcisi ve takımı için tüm argümanları kullanıyor... Eyvallah, eyvallah da ismi geçen kurumlardan bir yetkili, sen ne diyorsun hemşerim diye niye dikilmez? Niye ne varmış elinde diye hesap sormaz? Sonra federasyon olaya nasıl el koymaz ya? Böyle herkes gizemli konuşup insanları töhmet altında bırakabiliyor mu? Yoksa kendisine 15 gün hak mahrumiyeti mi vereceksiniz?! Abdürrahim beyin de elinde VAR kayıtları vardı mesela, sahi ne oldu onlar? Biz bekliyoruz açıkçası hala...Maç bitince teknik direktörleri maç başlamadan yöneticileri belli bir sistem içinde ha bire konuşuyorlar... Spor kamuoyunu zan, töhmet ve bu sorular yumağında bırakmak nasıl oluyor da cevapsız kalıyor? Biz neyi bilmiyoruz? Bu nasıl bir sarmal, ne menem bir girdaptır? Ve bu oyunlar?! Ah bu gözü kör olası oyunlar?! Oyunlar, oyunlar oyunlar...Alen MARKARYAN / Akşam
Arda masumiyeti öldürdü" diye bir başlıkla çıkabilirdik manşete... Lakin gençliğine ve yeteneğine duyduğumuz saygıdan es geçtik hamleyi.Demirspor'a 85'te attığı golden sonra zaman geçirmek için yerden kalkmayan G.Saraylı oyuncularla, ilk bulduğu pozisyonda kendini yere atıp haksız penaltı kazanan Arda'ya, 3-1 öne geçtikten sonra tek bir Beşiktaşlı oyuncunun sahte feryatlarla yere yatmadığını tek bir saniye bile çalmadığını örnek gösteririm... Açın bakın maça... İbretlik bir delikanlılık öyküsüdür bu...Sayfamızın en güzide yerine Redmond'ın fotoğrafını basardım... Üstüne de "Maçın içinden geçti" diye başlık atardım... Futbol kalite derecesini stattaki rakip elli bin kişiye onaylatmak kolay değil... İkinci gole yaptığı asist akıllara zarar... Alemin en büyük fizikçileri o kadar kişi arasından attığı topun iz düşümünü bulamaz... Cetvelle çizsen? Mümkün değil. Başka boyuttan mı geldi? Evet, başka açıklaması olamaz... Attığı gol bildiğin uzaylı işi, başka galaksinin çocuğu desek sırıtmaz...Redmond'ın fotosunun altına spor müdürümden izin alıp Mert'in, İrfan Can'ın çektiği şutu ters elle çıkarırken ki enstantanesini Kanaviçe işlemeyle çevirip bir şaheser sunardım okuyuculara... Bu maçta çıkardığı top için de değil bu, son bir aydır kurtardıklarıyla milli takıma kadar yükselişi ve her maçta, maçı kurtaracak refleksleriyle hak edişinden dolayıydı bu övgüler... Giresun maçında sedyeyle çıkışı geliyor gözümün önüne daha çok alkışlıyorum Mert'i.Cenk Tosun'a sayfanın altında yanlamasına büyük bir boşluk bıraktım... Biliyorsunuz üç- dört haftadır sitem ediyor eleştiriyordum Cenk'i... Pozisyonlarda fazla egoist davranıyor. Her şeyi kendi yapmak istiyor diye... Ve bu yüzden bir şeyler hep ters gidiyor diyordum... Bugün özellikle 10 kişi kaldıktan sonra attığı usta işi gollerden hariç, takıma verdiği cansiparane katkı takdire şayandı... Hele ikinci yarı başında Aboubakar'ın vermediği pozisyonda oyundan düşebilirdi... Kopmadı düşmedi... Bilakis mücadeleyi artırdı... Ayağa kalkıyor elini sıkıyorum kardeşimin...Sayfada yer var mı diye bakıyorum da? Köşede ufak bir yer kalmış. Oraya da Halil Umut beyin Arda'nın suya atlar gibi kendini yere bırakışına çaldığı penaltı anını koyar, VAR hakeminin o sırada ne yaptığıyla ilgili fikrimi bir çekirdek görseliyle resmederdim... Beşiktaşlı oyuncuların direncini kırmak için gösterdiği sarıları da unuttuğumuz sanılmasın.Bir sayfa daha çevirsek gazetenin ekonomi bölümüne geçeceğimizi düşünürsek işin yönetim tarafına sıçradığını öngörebiliriz... Beşiktaşlı futbolcular görevini yaptı, sıra sizde alın şu beş puanı, sıranızı taraftara bırakın!!!! Onlar da takımı şampiyon yapsın...Sahi ne oldu Muslera'nın itmelerineCumartesi günü G.Saray, Demirspor'la oynadı, yendi ve maçtan sonra Okan Buruk, "İlk yarı çok net kırmızı kart pozisyonu var. VAR çağırmadı bile, geçen hafta çok merak ettik, Konya'daki kırmızı kartı. Bugün yine aynı şekilde kırmızı kart, yine VAR çağırmadı. Bunu merak ediyoruz. VAR'daki hakem çağırmıyor, yoksa söylüyor da hakem mi gitmiyor." şeklinde konuşma yaptı... İyi... Biz de soralım kendisine; geçen hafta Konya demişken, kırmızı falan diyorsun ya Okan hoca, sahi ne oldu Muslera'nın itmeleri? Sarıyla geçiştiren hakem için ne diyeceksiniz? Gözlemci rapora ne yazmış? Demirspor maçında Adekugbe'ye verilmeyen kırmızı için düşüncelerin neler? Her maç hakemler hakkında konuşman neyi öteleme amaçlı? Ve federasyon ve MHK senin devamlı aynı moddaki konuşmalarına bir ihtar, bir yaptırım, en azından kınama cezası falan niye vermiyor? Nasıl böyle iyi mi?Oyunlar oyunlar oyunlar...Bundan 15-16 maç evvel bu ligi bitirtmeyiz diye açıklama yapıp ortalığı yangın yerine çeviren Erden Timur, (Ki bir kişi de çıkıp nasıl yapacaksın o işi diye sormadı hala) 13 maç kazanıp bir maç kaybettikten sonra hemen hiç vakit kaybetmeden hem de, başlamış konuşmaya... Demiş ki, "Gerek yayıncı kuruluş gerek MHK, gerek federasyon... Hepsinin konusu gelecek. Çok vahim konular var, lig bitince hepsini açıklayacağız." Hadi buyurun... Esas mesele ne biliyor musunuz?Tamam, vatandaş G.Saray yönetcisi ve takımı için tüm argümanları kullanıyor... Eyvallah, eyvallah da ismi geçen kurumlardan bir yetkili, sen ne diyorsun hemşerim diye niye dikilmez? Niye ne varmış elinde diye hesap sormaz? Sonra federasyon olaya nasıl el koymaz ya? Böyle herkes gizemli konuşup insanları töhmet altında bırakabiliyor mu? Yoksa kendisine 15 gün hak mahrumiyeti mi vereceksiniz?! Abdürrahim beyin de elinde VAR kayıtları vardı mesela, sahi ne oldu onlar? Biz bekliyoruz açıkçası hala...Maç bitince teknik direktörleri maç başlamadan yöneticileri belli bir sistem içinde ha bire konuşuyorlar... Spor kamuoyunu zan, töhmet ve bu sorular yumağında bırakmak nasıl oluyor da cevapsız kalıyor? Biz neyi bilmiyoruz? Bu nasıl bir sarmal, ne menem bir girdaptır? Ve bu oyunlar?! Ah bu gözü kör olası oyunlar?! Oyunlar, oyunlar oyunlar...Alen MARKARYAN / Akşam