Fotospor yazarı Mehmet Eyüp Yardımcı'nın maç yazısı
Katar'da gerçekleşen Dünya Kupası'nda kulüp transferlerinin günümüz endüstriyel futbolunda ne kadar önem taşıdığına şahit olduk.
Kulüplerin yapmış olduğu olumlu transferler, sahadaki varlıklarıyla sadece transfer oldukları takımlara teknik anlamda katkı yapmıyor aynı zamanda bu iş maddi kazancada yol açıyor.
Beşiktaş Kulübü bu yolda en olumlu adım atan kulüp olduğunu Katar'da kanıtladı.
Bu transferleri gerçekleştirenleri tabiki tebrik ediyoruz ama birde işin öteki yüzü var.
Beşiktaş Kulübü ikinci sefer umutlarını boşa harcadı. Bu boşa harcamanın adını ise "Rehabilite" koydu.
Avrupa klasmanında önemli kaleciler arasında yer alan ama bir final maçındaki yaşadığı anlar itibariyle mental, psikolojik anlamda dibe vuran Loris Sven Karius ismini hemen hemen bütün Beşiktaşlılar hatırlayacaktır.
O yaşadığı travmanın ardından Liverpool takımında gözden düşen, diplerde sürünen Loris'e Beşiktaş el uzatmış ve "Ne olursan ol yine gel" demiş o da bu çağrıya uyarak soluğu İstanbul'da almıştı.
Fakat yaşadığı travmayı bir türlü atlatamayan Loris, İstanbul'daki rehabilite döneminde de o psikolojik travmayı atlatamayarak ayrılıp gitti.
Bu sezon itibariyle "Premier takım" hüviyeti ile maçlara başlayan Beşiktaş aynı rehabilite yanlışını maalesef tekrarladı ve bu sefer iki isim yine Premier Lig'den geldi.
Redmond ve Dele Alli...
İstanbul'a rehabilite için adım attıklarından bu yana özellikle Dünya Kupası arasında gördük ki! Bu dönemi iyi şekilde atlatmaya çalışan, gayret gösteren isim Redmond oldu.
Dele Alli ise aynı tas, aynı hamam dilinde Serdar Ortaç şarkısı "Ben adam olmam" ile dolanıp duruyor.
Şenol Güneş gibi oyuncusuna dokunup, kazanmayı seven ve başaran bir isim dahi maalesef Del Alli konusunda olumlu bir adım atamadı.
Dele Alli gibi bir geçmişe sahip futbolcu dünkü kupa maçında kusura bakmasın ama gözü kapalı iş yapmalıydı. Peki! Ne yaptı bu İngiliz Lord bozması kendisine uzatılan her eli geri çevir ve sadece sahada gezdi durdu. Zaten bir şey yapamayacağı maç öncesi duruşundan belliydi.
Beyler kusura bakmayın burası Beşiktaş Kulübü, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti değil.
Bu İngiliz Lord bozmasına harcadığınız zamanı, verdiğiniz emeği özkaynaktan 10 evladımıza verseydiniz şimdi Beşiktaş daha çok iş yapmış olurdu.
Dilerim Dele Alli ismi bu işlerin sonu olur. Çünkü tembel çocuğu olan aileler gibi hep "ama aslında zeki çocuk çalışmıyor" demekten bıktık.
Mehmet Eyüp YARDIMCI / Fotospor
Katar'da gerçekleşen Dünya Kupası'nda kulüp transferlerinin günümüz endüstriyel futbolunda ne kadar önem taşıdığına şahit olduk.
Kulüplerin yapmış olduğu olumlu transferler, sahadaki varlıklarıyla sadece transfer oldukları takımlara teknik anlamda katkı yapmıyor aynı zamanda bu iş maddi kazancada yol açıyor.
Beşiktaş Kulübü bu yolda en olumlu adım atan kulüp olduğunu Katar'da kanıtladı.
Bu transferleri gerçekleştirenleri tabiki tebrik ediyoruz ama birde işin öteki yüzü var.
Beşiktaş Kulübü ikinci sefer umutlarını boşa harcadı. Bu boşa harcamanın adını ise "Rehabilite" koydu.
Avrupa klasmanında önemli kaleciler arasında yer alan ama bir final maçındaki yaşadığı anlar itibariyle mental, psikolojik anlamda dibe vuran Loris Sven Karius ismini hemen hemen bütün Beşiktaşlılar hatırlayacaktır.
O yaşadığı travmanın ardından Liverpool takımında gözden düşen, diplerde sürünen Loris'e Beşiktaş el uzatmış ve "Ne olursan ol yine gel" demiş o da bu çağrıya uyarak soluğu İstanbul'da almıştı.
Fakat yaşadığı travmayı bir türlü atlatamayan Loris, İstanbul'daki rehabilite döneminde de o psikolojik travmayı atlatamayarak ayrılıp gitti.
Bu sezon itibariyle "Premier takım" hüviyeti ile maçlara başlayan Beşiktaş aynı rehabilite yanlışını maalesef tekrarladı ve bu sefer iki isim yine Premier Lig'den geldi.
Redmond ve Dele Alli...
İstanbul'a rehabilite için adım attıklarından bu yana özellikle Dünya Kupası arasında gördük ki! Bu dönemi iyi şekilde atlatmaya çalışan, gayret gösteren isim Redmond oldu.
Dele Alli ise aynı tas, aynı hamam dilinde Serdar Ortaç şarkısı "Ben adam olmam" ile dolanıp duruyor.
Şenol Güneş gibi oyuncusuna dokunup, kazanmayı seven ve başaran bir isim dahi maalesef Del Alli konusunda olumlu bir adım atamadı.
Dele Alli gibi bir geçmişe sahip futbolcu dünkü kupa maçında kusura bakmasın ama gözü kapalı iş yapmalıydı. Peki! Ne yaptı bu İngiliz Lord bozması kendisine uzatılan her eli geri çevir ve sadece sahada gezdi durdu. Zaten bir şey yapamayacağı maç öncesi duruşundan belliydi.
Beyler kusura bakmayın burası Beşiktaş Kulübü, Hilâl-i Ahmer Cemiyeti değil.
Bu İngiliz Lord bozmasına harcadığınız zamanı, verdiğiniz emeği özkaynaktan 10 evladımıza verseydiniz şimdi Beşiktaş daha çok iş yapmış olurdu.
Dilerim Dele Alli ismi bu işlerin sonu olur. Çünkü tembel çocuğu olan aileler gibi hep "ama aslında zeki çocuk çalışmıyor" demekten bıktık.
Mehmet Eyüp YARDIMCI / Fotospor