SEÇİMLERİN NE OLACAK? SEN KİM VE NE OLACAKSIN?
Bu sene bitmeden istedim ki kendimizi, hayatımızı tanıyalım. Bakalım gerçek anlamda, sen kimsin? Yaşadığın hayat,bu hayatın içindeki sen gerçek mi? Sanal mı? Söylediğin, anlattığın kişi misin? Yaşamındaki insanlar bununla ilgili ne söyler? Acaba sen onların söyledikleriyle ilgili ne düşüneceksin? İhtiyacın olmadığını düşündüğün ama aslında ihtiyacın olan değişim ne?
Yüzleşmeler çok güzeldir. Yapıcı eleştirilerde öyle. Kendinizi aşağıya çekerek değil ,olanı olduğu gibi açık ve dürüstçe kabul ederek yaşanırsa,neyi nasıl değiştireceğimizi biliriz. Kendimizi nasıl yukarıya taşıyacağımızı, nasıl yükselteceğimizi, ne yapmamız gerektiğini bilen oluruz. Ama kendimizden kaçarsak, kendimizi kandırırsak yeni bir hayat istiyorum derken, kum üstüne inşaat yaparız ve en ufacık olaylarda yine hep düşen olur, ayağa kalkmakta zorlanırız.
Her şey mümkün olsa sen kim olurdun ve nasıl bir hayat yaşardın? Hayatında kimler olurdu, kimler olmazdı? Neye, ne kadar, ne için izin veren olurdun ya da nelere izin vermezdin?
Kime sorsan herkes kendinin ne kadar iyi, ne kadar verici, ne kadar mükemmel olduğunu anlatır.
Kime sorsan herkes kendinin ne kadar çok çalıştığını, neler yaptığını, nasıl yorulduğunu anlatır.
Kime sorsan bu kadar iyi ve fedakar olmasına rağmen ne kadar çok haksızlığa uğradığını, yaşadığı hayatı, zorluklara rağmen nasıl mücadele ettiğini ama hep suçlandığını,beğenilmediğini, ona yapılanları hiç hak etmediğini söyler. Bu kadar iyi olmamak gerekiyor, bu kadar vermemek gerekiyor diye de sözlerini tamamlar. İşte yine bir suçlu bulundu, bunu iyi olmak ve çok verici olmaya bağlar.
'Ben neden bütün bunlar bana yapılırken izin verdim,sustum, bir şey olmamış gibi davrandım' kimse demez.
Kimi ne kadar iyi bir eş olduğunu, kimi ne kadar iyi patron olduğunu, nasıl mükemmel bir kardeş olduğunu, ne kadar fedakar, verici, düşünceli anne-baba olduğunu, karı- koca, arkadaş,nasıl da hep başkalarını düşünen yardımsever, hayırsever olduğunu anlatır.
Senin dışarıda çok kötü olduğunu düşündüğün biri bile kimlere nasıl yardım etiğini, kimsesiz çocuklara her ay neler yaptığını, çalışanlarına nasıl zam yaptığını anlatırken eşine nasıl zulüm ettiğinden bahsetmeyebilir.O kendine göre çok iyidir, mükemmeldir ama eşi onu delirtendir diye kendini savunur. O iyi bir adamdır. Eşi ise yapılanları hak eden bir kadındır. Böyle düşünür buna inanır. Bu onun doğrusudur ya da bahanesidir.
Peki sonuç?
Kim iyi, kim kötü bunu mu tartışacağız tabi ki değil haddimizde değil.
Burada konu, insanların kendini kendinden bile nasıl bahanelerle, bir çok şeyin üzerini örterek nasıl sakladığı, hayatında bir şeyler olumsuz gidiyorsa, bütün bunlarla, kendindeki yaşam bilinciyle yüzleşmekten kaçması, kaçtıkça daha ağır deneyimleri kendine yaşatması ...hepsinin sebebi de bana göre insanların gerçeklerle yüzleşmeyip yalanlar üzerine kurulan hayat hikayeleri.
O zaman herkes iyiyse, her insan verici, adeta bir melek gibiyse tüm ilişkiler, hayatlar çok mutlu, keyifli, eğlenceli huzurlu olmaz mı? Neden değil? İnsanlar mı kendini buna ikna ediyor yoksa kendini mi kandırıyor ya da olmak istediği insan profilini mi anlatıyor da ama özde öyle değil mi?
Bütün bunları sizler sorgulamıyor musunuz?
Evet herkes kendini bir şekilde iyi görür. Her şeyi doğru yaptığını düşünür. Bunların hepsi tabi ki çok güzel yine de sorularım var sizlere.
PEKİ SEN KENDİNE NE KADAR İYİSİN? İYİ MİSİN?
KENDİNE NASIL DAVRANIYORSUN?
KENDİNE HAK ETTİÐİN DEÐERİ, SEVGİYİ VERİYOR MUSUN?
BAŞKALARINA NE KADAR İYİ OLDUÐUNU İDDİA EDERKEN SENİN KENDİNLE ARANDAKİ İLİŞKİ NASIL?
Kendine söylediğin, çevrene söylediğin yalanlar ne?
Gösterdiğin ne? Yaşadığın hissettiğin ne? Gerçek ne?
ÇEVRENDEKİ BEŞ FARKLI İNSANA ( ailene, dostlarına, iş arkadaşlarına, eşine, çocuklarına) KENDİNİ SOR VE DÜRÜST OLMALARINI SÖYLE. Bunu yapabilir misin? Kendini öğrenmeye hazır mısın?
DIŞARIDAN SEN NASIL GÖRÜNÜYORSUN? SENİNLE OLAN İLİŞKİLERİNDE ONLAR NE HİSSEDİYOR?
SENİN YETENEKLERİN, GÜÇLÜ ÖZELLİKLERİN, ZAYIF YANLARIN NE? Başkaları sende ne görüyor?
SENİN GERÇEKTEN NEYE İHTİYACIN VAR VE ONLAR BUNUNLA İLGİLİ SANA NE SÖYLERLER? ONLAR ASLINDA SENİNLE NASIL BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMAK İSTERLER? YA SEN ONLARLA?
SANA HER ŞARTTA GÜVENİRLER Mİ? SENİN GERÇEÐİNİ BİLİRLER Mİ?
BİRBİRİNİZDEN BEKLENTİLERİNİZ, BİRLİKTE NELERİ YAPIP NELERİ YAPMADIÐINIZ, YAPTIKLARINIZDAN NELERİ SEVİP SEVMEDİÐİNİZ, NE İSTEDİÐİNİZ BELLİ Mİ? AÇIK MI NET Mİ?
Kendinizi açıkça başkalarıyla konuşabilir misiniz? ONLARIN AÇIKÇA SİZE GERİ BİLDİRİM VERMESİNE İZİN VERİR MİSİNİZ? Yoksa hep pohpohlanmak isteyenlerden misiniz? Çevrendeki biri gelip sana bütün bunları sorsa, sen ona açıkça hissettiklerini, onda gördüklerini anlatabilir misin? Konuşabiliyorsan şahane. Konuşamıyorsan, çekiniyorsan ne olmasından korkuyorsun? bu çok önemli bir konu.Buna dikkat et.
İşte buradaki korkuyu bul. Acaba bunun üzerine mi bir hayat kurdun kendine? Sonra bak hayatına ve tüm ilişkilerine.
Fütursuzca, can acıtarak, birinin hayatını yerle bir ederek konuşmaktan bahsetmiyorum, yapıcı çözüm odaklı, dürüstçe konuşarak da insanlar kendilerini, düşüncelerini ifade edebilir. Sen bunu yapabiliyor musun? Yaşamında bunu yapabildiğin, sana izin veren senin izin verdiğin insanlar var mı? Yoksa her şeye bozulan, alınan, gücenen, küsen insanlardan mısın?
Çocuklar olduğu gibi birbirlerine,ailelerine ne istiyorsa, ne hissediyorsa söylerler ve evet bazen çok acımasızda olabilirler. Büyükler hemen uyarır, öyle söylenmez çok ayıp! bak üzdün arkadaşını. Beni üzdün, deden bozuldu,o kızdı,bu küstü. Sonra arada bırakılırlar, bazen sevgisizlikle, yalnız bırakılmakla tehdit edilirler. O zaman çocuklar güvende olmadıklarını hissederek, korkuyla büyüklerin duymak istediği sözleri söylemeye başlarlar. Bu onların kendileri olmalarını mı sağlar yoksa büyüklerin istediği kişi mi olmalarına neden olur? Peki ya sonrası, bu hayatın devamı sizce nasıl olur?
Çocuklarda kafa karışıklığı gittikçe artar. Çünkü büyüdükçe aileler hangi arkadaşını sevip sevmeyeceğini onun için belirler. Bu çocuk kötü, ondan uzak dur. Bu arkadaşını hiç sevmedim onunla oynamana izin vermiyorum. Bir dakika ne oluyor der, çocuk.
Siz en başta ben birini sevmiyorum dediğimde beni tehdit ettiniz, bana surat astınız, küstünüz, herkesi sevmem gerektiğini, duygularımı söylememem gerektiğini öğrettiniz şimdi ne yapmam gerekiyor?
Çocuğun, birine seni sevmiyorum, bunu yapmak istemiyorum deme hakkı bile yoktur. Ailenin ödü kopar. Çocuğu onu sevmiyorsa o iyi bir anne ya da baba değildir diye düşünür tüm ebeveynler. Hemen yapılan fedakarlıklar söylenir. O kadar kişisel alınır ki bu durum çocuğun kimliğiyle oynanır. Kaç anne baba çocuğu böyle bir şey dediğinde üzülmek, kızmak, tehdit etmek yerine tabi ki sevmeme hakkın var, sorun yok! Herkesi sevmek zorunda değilsin, diyebiliyor. Kaç aile çocuklarına duygularını özgürce ifade ederken, bunları güzel bir şekilde de ifade edebileceğini öğretebiliyor. Ona iyi gelen iyi hissettiren ve iyi gelmeyen şeylerin ne olduğunu, bunları nasıl anlaması gerektiğini öğretiyor.
Sonuçta şu an kaç yaşında olursanız olun hala çocukluktaki gibi birisine ne hissettiğinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı söylerseniz onun üzüleceği ,kızacağı, sizi terk edeceği, maddi manevi yalnız kalacağınız, işsiz parasız kalacağınız, istenmeyeceğiniz, sevilmeyeceğiniz endişeleri yaşıyorsanız sırf bu yüzden kendinizden hayatınızdan veriyorsanız, sırf bu yüzden çok iyiymiş, her şeyi kabul edermiş, sanki hiç bir sorun yokmuş gibi davranıp aslında kendinizden vazgeçiyorsanız sizi şu anda bile ne yönetiyor kim yönetiyor? Buna bakmalısınız.
Gücünüzü bir korkuya mı, bir kişiye mi neye veriyorsunuz? Ne için neden vazgeçiyorsunuz? Kendinize ne yapıyorsunuz? Siz gerçekte kimsiniz ve ne yapmak istiyorsunuz? Nasıl bir hayatınız olmasını istiyorsunuz?
Zamanında söylenmeyen sözler konuşulmayan her şey sonunda öfkeye dönüşür.
Kendin ve yaşamınla yüzleşmekten kaçmak zamanla hastalıklara dönüşür.
Yaşadığını iddia ettiğin haksızlıklar, en çok senin kendine yaptığın ve başkalarına yaptığın haksızlıkları gösterir.
Hayatın yalan söyleyen insanlarla doluysa, senin kendine söylediğin yalanların aynasıdır.
Sonuçta güzel insan, her şey önce senin kendini tanımanla başlar. Kendini güzel bir şekilde ifade etmenin, hislerini, duygularını tüm gerçeğiyle anlatmanın yollarını bulmalısın. Birilerini suçlamadan, kızmadan, şikayet etmeden bahaneler arkasına saklanmadan duygularını anlatabilirsin. Bu hayatın sorumluluğunu sana ait. Önce kendine itiraflarla başla. Yüzleş kendinle. Sen kimsin? İç dünyanda kimsin dışarıda kimsin? İş dünyasında kimsin? Aile içinde kimsin?
Kendini tanımayan bir insan, ne hissettiğinin farkında olmayan insan gerçek anlamda ne istediğini bilebilir mi? Devamlı kendini haklı gören, bir suçlu arayan insan,kendisine ve başkasına ne yaşattığının, ne hissettirdiğinin farkına varabilir mi?
Başkalarına göstermelik iyi, kendine kötü davranan, kendine haksızlıklar yapan, kendinden isteklerinden vazgeçen bir insan herkesin ona iyi davranmasını , hak ettiklerinin verilmesini bekleyebilir mi?
Kendine ve yaşamındaki insanlarla olan ilişkine bak, hükümetlerin halklarına yaşattıklarına bak, dünyanın nasıl gittikçe yok edilmeye çalıştığına bak, sana da aynı gelmiyor mu? Kişilerin kendi yaşadıkları hayatlarını göstermiyor mu?
Yasaklar, kurallar, yalanlar, öfke, kızgınlıklar,tehditler, haksızlıklar, suçlamalar, konuşursan, düşüncelerini ifade edersen sana yöneltilecek cezalar ve gittikçe dozu artan bir çok şey.
Şu an bunları düzeltmenin en iyi ve kolay yolu, her insanın kendi hayatında değişimi başlatması. Hayatından gitmesi gerekenlere izin vermek, kalması gerekenleri kucaklamak, değerine sahip çıkmak. Buna kişi, olay, geçmiş, olumsuz duygular,korkular, sana zarar veren davranışlar,acılar, beklentiler her şey dahil. Neler gitsin,neler kalsın hayatında?
Kendine iyi davranmak, kendini seçmek. Hayatının her aşamasında farkında olarak yaşamak.
Konu iyi olmak ya ada kötü olmak değil demiştim.
Konu sana ne iyi geliyor? Ne yapmak, nasıl yaşamak iyi geliyor? Nasıl insanlar sana iyi hissettiriyor, sanki kalbin kocaman bir nefes almış gibi sana kimler huzur veriyor, enerjini yükseltiyor? İçindeki iyiliği, gücü, güveni, sevgiyi, hoşgörüyü, mutluluğu, huzuru daha çok ortaya çıkaranlar kimler? Bunlar daha önemli. Çünkü sen kendini iyi hissettikçe, mutlu oldukça, işte gerçek iyilik dediğimiz şeyin ne olduğunun farkına daha net varırsın. Kızgın ve öfkeli olsan bile, kötülük yapabilecekken, iyilik yapmayı seçen olursun.
Şİmdi ne yapmak istiyorsun?
Gerçekte kimsin,hayatında ne olsun istersin?
Gerçek bir hayat yaşamak istiyorsan önce sen gerçek ol, gerçek ol ki çevrende gerçek olmaya başlasın, sonra bu değişime izin veren insanlar çoğaldıkça 100 maymun hikayesi gibi ülkemiz ve dünyamızda içinde mutlu ve keyifli hayatlar yaşadığımız bir gerçekliğe dönüşecek.
Neden olmasın?
Bence bu hiç tam anlamıyla denenmedi. Elimizde bir tek bu kaldı. Birileri başlayacak ,denize atılan taşın etrafına yaydığı dalgalar gibi hayata yayılacak. Şimdi herkese anlat bu bildiklerini.
Kendinle yüzleş, kendini tanı, yalanlara, bahanelere, şikayetlere son ver. Kendine dürüst ol. Ne olabilir ki? Hayatındaki insanlara ne istediğini söyle. Sana nasıl davranmalarına izin verip vermeyeceğini söyle.Neye dur, neye evet, neye hayır diyeceğini belirle. Bunu yaşamındaki her alanda yapmaya başla.Bunu heyecanla, içinden geldiği gibi davranarak, kocaman bir sevgiyle yapabilirsin.
Sen bir yerden başla bütün destek seninle olacak. Sana sen değiştin diye suçlayanlar olursa evet değiştim, artık senin her şeyine evet demek, bana kendimi kötü hissettirdiğinde her yaptığını kabullenmek zorunda kalmadığımın farkına vardım. Beni bunun için suçluyorsan sorun yok , suçla, ben kendimi buldum, çok daha iyi olacağım umarım sende bulursun, sen de çok iyi olursun de.
Yeni yıl çok büyük değişimler getirecek hepimizin hayatına ve bunlar çok güzel olacak. Bunu tüm kalbimle biliyorum. Birlikte her şey mümkün ve birlikte güzellikleri yaratmak çok kolay.
Kendine hak ve layik olarak gördüğün yaşamak istediğin hayat ne?
Bence bu sorunun cevabı senin atman gereken adımları atmanı sağlayacak.
Bu sene sen kendine büyük bir armağan ver.
Sen olmanın, kendin olmanın güzelliğini yaşamaya başla.
Hep hatırlayın kendini iyi hisseden, kendini bilen, tanıyan, mutlu insanlara kimse zarar veremez, kimse kandıramaz. Çünkü ne yaşadıklarının,ne yapmaları gerektiğinin farkında olurlar.
Umutla, enerjinizi hep yüksek tutarak, hayalinizle , kendinizle bir olarak yaşamanız dileğiyle.
Yolda görüşmek ve buluşmak üzere.
Işık ve sevgiyle kalın, kocaman gülümseyin.
Bu sene bitmeden istedim ki kendimizi, hayatımızı tanıyalım. Bakalım gerçek anlamda, sen kimsin? Yaşadığın hayat,bu hayatın içindeki sen gerçek mi? Sanal mı? Söylediğin, anlattığın kişi misin? Yaşamındaki insanlar bununla ilgili ne söyler? Acaba sen onların söyledikleriyle ilgili ne düşüneceksin? İhtiyacın olmadığını düşündüğün ama aslında ihtiyacın olan değişim ne?
Yüzleşmeler çok güzeldir. Yapıcı eleştirilerde öyle. Kendinizi aşağıya çekerek değil ,olanı olduğu gibi açık ve dürüstçe kabul ederek yaşanırsa,neyi nasıl değiştireceğimizi biliriz. Kendimizi nasıl yukarıya taşıyacağımızı, nasıl yükselteceğimizi, ne yapmamız gerektiğini bilen oluruz. Ama kendimizden kaçarsak, kendimizi kandırırsak yeni bir hayat istiyorum derken, kum üstüne inşaat yaparız ve en ufacık olaylarda yine hep düşen olur, ayağa kalkmakta zorlanırız.
Her şey mümkün olsa sen kim olurdun ve nasıl bir hayat yaşardın? Hayatında kimler olurdu, kimler olmazdı? Neye, ne kadar, ne için izin veren olurdun ya da nelere izin vermezdin?
Kime sorsan herkes kendinin ne kadar iyi, ne kadar verici, ne kadar mükemmel olduğunu anlatır.
Kime sorsan herkes kendinin ne kadar çok çalıştığını, neler yaptığını, nasıl yorulduğunu anlatır.
Kime sorsan bu kadar iyi ve fedakar olmasına rağmen ne kadar çok haksızlığa uğradığını, yaşadığı hayatı, zorluklara rağmen nasıl mücadele ettiğini ama hep suçlandığını,beğenilmediğini, ona yapılanları hiç hak etmediğini söyler. Bu kadar iyi olmamak gerekiyor, bu kadar vermemek gerekiyor diye de sözlerini tamamlar. İşte yine bir suçlu bulundu, bunu iyi olmak ve çok verici olmaya bağlar.
'Ben neden bütün bunlar bana yapılırken izin verdim,sustum, bir şey olmamış gibi davrandım' kimse demez.
Kimi ne kadar iyi bir eş olduğunu, kimi ne kadar iyi patron olduğunu, nasıl mükemmel bir kardeş olduğunu, ne kadar fedakar, verici, düşünceli anne-baba olduğunu, karı- koca, arkadaş,nasıl da hep başkalarını düşünen yardımsever, hayırsever olduğunu anlatır.
Senin dışarıda çok kötü olduğunu düşündüğün biri bile kimlere nasıl yardım etiğini, kimsesiz çocuklara her ay neler yaptığını, çalışanlarına nasıl zam yaptığını anlatırken eşine nasıl zulüm ettiğinden bahsetmeyebilir.O kendine göre çok iyidir, mükemmeldir ama eşi onu delirtendir diye kendini savunur. O iyi bir adamdır. Eşi ise yapılanları hak eden bir kadındır. Böyle düşünür buna inanır. Bu onun doğrusudur ya da bahanesidir.
Peki sonuç?
Kim iyi, kim kötü bunu mu tartışacağız tabi ki değil haddimizde değil.
Burada konu, insanların kendini kendinden bile nasıl bahanelerle, bir çok şeyin üzerini örterek nasıl sakladığı, hayatında bir şeyler olumsuz gidiyorsa, bütün bunlarla, kendindeki yaşam bilinciyle yüzleşmekten kaçması, kaçtıkça daha ağır deneyimleri kendine yaşatması ...hepsinin sebebi de bana göre insanların gerçeklerle yüzleşmeyip yalanlar üzerine kurulan hayat hikayeleri.
O zaman herkes iyiyse, her insan verici, adeta bir melek gibiyse tüm ilişkiler, hayatlar çok mutlu, keyifli, eğlenceli huzurlu olmaz mı? Neden değil? İnsanlar mı kendini buna ikna ediyor yoksa kendini mi kandırıyor ya da olmak istediği insan profilini mi anlatıyor da ama özde öyle değil mi?
Bütün bunları sizler sorgulamıyor musunuz?
Evet herkes kendini bir şekilde iyi görür. Her şeyi doğru yaptığını düşünür. Bunların hepsi tabi ki çok güzel yine de sorularım var sizlere.
PEKİ SEN KENDİNE NE KADAR İYİSİN? İYİ MİSİN?
KENDİNE NASIL DAVRANIYORSUN?
KENDİNE HAK ETTİÐİN DEÐERİ, SEVGİYİ VERİYOR MUSUN?
BAŞKALARINA NE KADAR İYİ OLDUÐUNU İDDİA EDERKEN SENİN KENDİNLE ARANDAKİ İLİŞKİ NASIL?
Kendine söylediğin, çevrene söylediğin yalanlar ne?
Gösterdiğin ne? Yaşadığın hissettiğin ne? Gerçek ne?
ÇEVRENDEKİ BEŞ FARKLI İNSANA ( ailene, dostlarına, iş arkadaşlarına, eşine, çocuklarına) KENDİNİ SOR VE DÜRÜST OLMALARINI SÖYLE. Bunu yapabilir misin? Kendini öğrenmeye hazır mısın?
DIŞARIDAN SEN NASIL GÖRÜNÜYORSUN? SENİNLE OLAN İLİŞKİLERİNDE ONLAR NE HİSSEDİYOR?
SENİN YETENEKLERİN, GÜÇLÜ ÖZELLİKLERİN, ZAYIF YANLARIN NE? Başkaları sende ne görüyor?
SENİN GERÇEKTEN NEYE İHTİYACIN VAR VE ONLAR BUNUNLA İLGİLİ SANA NE SÖYLERLER? ONLAR ASLINDA SENİNLE NASIL BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMAK İSTERLER? YA SEN ONLARLA?
SANA HER ŞARTTA GÜVENİRLER Mİ? SENİN GERÇEÐİNİ BİLİRLER Mİ?
BİRBİRİNİZDEN BEKLENTİLERİNİZ, BİRLİKTE NELERİ YAPIP NELERİ YAPMADIÐINIZ, YAPTIKLARINIZDAN NELERİ SEVİP SEVMEDİÐİNİZ, NE İSTEDİÐİNİZ BELLİ Mİ? AÇIK MI NET Mİ?
Kendinizi açıkça başkalarıyla konuşabilir misiniz? ONLARIN AÇIKÇA SİZE GERİ BİLDİRİM VERMESİNE İZİN VERİR MİSİNİZ? Yoksa hep pohpohlanmak isteyenlerden misiniz? Çevrendeki biri gelip sana bütün bunları sorsa, sen ona açıkça hissettiklerini, onda gördüklerini anlatabilir misin? Konuşabiliyorsan şahane. Konuşamıyorsan, çekiniyorsan ne olmasından korkuyorsun? bu çok önemli bir konu.Buna dikkat et.
İşte buradaki korkuyu bul. Acaba bunun üzerine mi bir hayat kurdun kendine? Sonra bak hayatına ve tüm ilişkilerine.
Fütursuzca, can acıtarak, birinin hayatını yerle bir ederek konuşmaktan bahsetmiyorum, yapıcı çözüm odaklı, dürüstçe konuşarak da insanlar kendilerini, düşüncelerini ifade edebilir. Sen bunu yapabiliyor musun? Yaşamında bunu yapabildiğin, sana izin veren senin izin verdiğin insanlar var mı? Yoksa her şeye bozulan, alınan, gücenen, küsen insanlardan mısın?
Çocuklar olduğu gibi birbirlerine,ailelerine ne istiyorsa, ne hissediyorsa söylerler ve evet bazen çok acımasızda olabilirler. Büyükler hemen uyarır, öyle söylenmez çok ayıp! bak üzdün arkadaşını. Beni üzdün, deden bozuldu,o kızdı,bu küstü. Sonra arada bırakılırlar, bazen sevgisizlikle, yalnız bırakılmakla tehdit edilirler. O zaman çocuklar güvende olmadıklarını hissederek, korkuyla büyüklerin duymak istediği sözleri söylemeye başlarlar. Bu onların kendileri olmalarını mı sağlar yoksa büyüklerin istediği kişi mi olmalarına neden olur? Peki ya sonrası, bu hayatın devamı sizce nasıl olur?
Çocuklarda kafa karışıklığı gittikçe artar. Çünkü büyüdükçe aileler hangi arkadaşını sevip sevmeyeceğini onun için belirler. Bu çocuk kötü, ondan uzak dur. Bu arkadaşını hiç sevmedim onunla oynamana izin vermiyorum. Bir dakika ne oluyor der, çocuk.
Siz en başta ben birini sevmiyorum dediğimde beni tehdit ettiniz, bana surat astınız, küstünüz, herkesi sevmem gerektiğini, duygularımı söylememem gerektiğini öğrettiniz şimdi ne yapmam gerekiyor?
Çocuğun, birine seni sevmiyorum, bunu yapmak istemiyorum deme hakkı bile yoktur. Ailenin ödü kopar. Çocuğu onu sevmiyorsa o iyi bir anne ya da baba değildir diye düşünür tüm ebeveynler. Hemen yapılan fedakarlıklar söylenir. O kadar kişisel alınır ki bu durum çocuğun kimliğiyle oynanır. Kaç anne baba çocuğu böyle bir şey dediğinde üzülmek, kızmak, tehdit etmek yerine tabi ki sevmeme hakkın var, sorun yok! Herkesi sevmek zorunda değilsin, diyebiliyor. Kaç aile çocuklarına duygularını özgürce ifade ederken, bunları güzel bir şekilde de ifade edebileceğini öğretebiliyor. Ona iyi gelen iyi hissettiren ve iyi gelmeyen şeylerin ne olduğunu, bunları nasıl anlaması gerektiğini öğretiyor.
Sonuçta şu an kaç yaşında olursanız olun hala çocukluktaki gibi birisine ne hissettiğinizi, düşüncelerinizi, duygularınızı söylerseniz onun üzüleceği ,kızacağı, sizi terk edeceği, maddi manevi yalnız kalacağınız, işsiz parasız kalacağınız, istenmeyeceğiniz, sevilmeyeceğiniz endişeleri yaşıyorsanız sırf bu yüzden kendinizden hayatınızdan veriyorsanız, sırf bu yüzden çok iyiymiş, her şeyi kabul edermiş, sanki hiç bir sorun yokmuş gibi davranıp aslında kendinizden vazgeçiyorsanız sizi şu anda bile ne yönetiyor kim yönetiyor? Buna bakmalısınız.
Gücünüzü bir korkuya mı, bir kişiye mi neye veriyorsunuz? Ne için neden vazgeçiyorsunuz? Kendinize ne yapıyorsunuz? Siz gerçekte kimsiniz ve ne yapmak istiyorsunuz? Nasıl bir hayatınız olmasını istiyorsunuz?
Zamanında söylenmeyen sözler konuşulmayan her şey sonunda öfkeye dönüşür.
Kendin ve yaşamınla yüzleşmekten kaçmak zamanla hastalıklara dönüşür.
Yaşadığını iddia ettiğin haksızlıklar, en çok senin kendine yaptığın ve başkalarına yaptığın haksızlıkları gösterir.
Hayatın yalan söyleyen insanlarla doluysa, senin kendine söylediğin yalanların aynasıdır.
Sonuçta güzel insan, her şey önce senin kendini tanımanla başlar. Kendini güzel bir şekilde ifade etmenin, hislerini, duygularını tüm gerçeğiyle anlatmanın yollarını bulmalısın. Birilerini suçlamadan, kızmadan, şikayet etmeden bahaneler arkasına saklanmadan duygularını anlatabilirsin. Bu hayatın sorumluluğunu sana ait. Önce kendine itiraflarla başla. Yüzleş kendinle. Sen kimsin? İç dünyanda kimsin dışarıda kimsin? İş dünyasında kimsin? Aile içinde kimsin?
Kendini tanımayan bir insan, ne hissettiğinin farkında olmayan insan gerçek anlamda ne istediğini bilebilir mi? Devamlı kendini haklı gören, bir suçlu arayan insan,kendisine ve başkasına ne yaşattığının, ne hissettirdiğinin farkına varabilir mi?
Başkalarına göstermelik iyi, kendine kötü davranan, kendine haksızlıklar yapan, kendinden isteklerinden vazgeçen bir insan herkesin ona iyi davranmasını , hak ettiklerinin verilmesini bekleyebilir mi?
Kendine ve yaşamındaki insanlarla olan ilişkine bak, hükümetlerin halklarına yaşattıklarına bak, dünyanın nasıl gittikçe yok edilmeye çalıştığına bak, sana da aynı gelmiyor mu? Kişilerin kendi yaşadıkları hayatlarını göstermiyor mu?
Yasaklar, kurallar, yalanlar, öfke, kızgınlıklar,tehditler, haksızlıklar, suçlamalar, konuşursan, düşüncelerini ifade edersen sana yöneltilecek cezalar ve gittikçe dozu artan bir çok şey.
Şu an bunları düzeltmenin en iyi ve kolay yolu, her insanın kendi hayatında değişimi başlatması. Hayatından gitmesi gerekenlere izin vermek, kalması gerekenleri kucaklamak, değerine sahip çıkmak. Buna kişi, olay, geçmiş, olumsuz duygular,korkular, sana zarar veren davranışlar,acılar, beklentiler her şey dahil. Neler gitsin,neler kalsın hayatında?
Kendine iyi davranmak, kendini seçmek. Hayatının her aşamasında farkında olarak yaşamak.
Konu iyi olmak ya ada kötü olmak değil demiştim.
Konu sana ne iyi geliyor? Ne yapmak, nasıl yaşamak iyi geliyor? Nasıl insanlar sana iyi hissettiriyor, sanki kalbin kocaman bir nefes almış gibi sana kimler huzur veriyor, enerjini yükseltiyor? İçindeki iyiliği, gücü, güveni, sevgiyi, hoşgörüyü, mutluluğu, huzuru daha çok ortaya çıkaranlar kimler? Bunlar daha önemli. Çünkü sen kendini iyi hissettikçe, mutlu oldukça, işte gerçek iyilik dediğimiz şeyin ne olduğunun farkına daha net varırsın. Kızgın ve öfkeli olsan bile, kötülük yapabilecekken, iyilik yapmayı seçen olursun.
Şİmdi ne yapmak istiyorsun?
Gerçekte kimsin,hayatında ne olsun istersin?
Gerçek bir hayat yaşamak istiyorsan önce sen gerçek ol, gerçek ol ki çevrende gerçek olmaya başlasın, sonra bu değişime izin veren insanlar çoğaldıkça 100 maymun hikayesi gibi ülkemiz ve dünyamızda içinde mutlu ve keyifli hayatlar yaşadığımız bir gerçekliğe dönüşecek.
Neden olmasın?
Bence bu hiç tam anlamıyla denenmedi. Elimizde bir tek bu kaldı. Birileri başlayacak ,denize atılan taşın etrafına yaydığı dalgalar gibi hayata yayılacak. Şimdi herkese anlat bu bildiklerini.
Kendinle yüzleş, kendini tanı, yalanlara, bahanelere, şikayetlere son ver. Kendine dürüst ol. Ne olabilir ki? Hayatındaki insanlara ne istediğini söyle. Sana nasıl davranmalarına izin verip vermeyeceğini söyle.Neye dur, neye evet, neye hayır diyeceğini belirle. Bunu yaşamındaki her alanda yapmaya başla.Bunu heyecanla, içinden geldiği gibi davranarak, kocaman bir sevgiyle yapabilirsin.
Sen bir yerden başla bütün destek seninle olacak. Sana sen değiştin diye suçlayanlar olursa evet değiştim, artık senin her şeyine evet demek, bana kendimi kötü hissettirdiğinde her yaptığını kabullenmek zorunda kalmadığımın farkına vardım. Beni bunun için suçluyorsan sorun yok , suçla, ben kendimi buldum, çok daha iyi olacağım umarım sende bulursun, sen de çok iyi olursun de.
Yeni yıl çok büyük değişimler getirecek hepimizin hayatına ve bunlar çok güzel olacak. Bunu tüm kalbimle biliyorum. Birlikte her şey mümkün ve birlikte güzellikleri yaratmak çok kolay.
Kendine hak ve layik olarak gördüğün yaşamak istediğin hayat ne?
Bence bu sorunun cevabı senin atman gereken adımları atmanı sağlayacak.
Bu sene sen kendine büyük bir armağan ver.
Sen olmanın, kendin olmanın güzelliğini yaşamaya başla.
Hep hatırlayın kendini iyi hisseden, kendini bilen, tanıyan, mutlu insanlara kimse zarar veremez, kimse kandıramaz. Çünkü ne yaşadıklarının,ne yapmaları gerektiğinin farkında olurlar.
Umutla, enerjinizi hep yüksek tutarak, hayalinizle , kendinizle bir olarak yaşamanız dileğiyle.
Yolda görüşmek ve buluşmak üzere.
Işık ve sevgiyle kalın, kocaman gülümseyin.