Sabah yazarı Bülent Timurlenk'in köşe yazısı
Güzel oyun, futbola tutkuyla bağlı olmak deyince İtalya ve Türkiye arasında çok ortak nokta var. Elbette çok daha köklü, geçmişi yıldızlarla dolu, ekonomisi daha güçlü Serie A ile Süper Lig arasında farklar var ama iş stadyumlara gelince biz sadece İtalya'nın değil birçok Avrupa ülkesinin önündeyiz. Türkiye kadar yakın geçmişte yeni stadyumlara sahip olmuş bir ülke yok. EURO 2032 için bizi İtalyanlar ile buluşturan da işte bu tutku ve yeni stadyumlar.EURO 2016 hakkımızdı, Michel Platini sağ olsun finalleri ülkesine götürmüştü. 2028 ve 2032 için adaylığımızı koymuştuk, hazırdık. Stratejik bir karara imza attı federasyonumuz. 2028'de rakip Birleşik Krallık'tı (İngiltere, İskoçya, Galler, İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda) ve çok kuvvetli bir adaydı. 2032 için rakip olan İtalya da eski stadyumlarıyla bize karşı şansının azaldığını düşünse de Avrupa'da 1990'dan beri büyük organizasyon yapmamış bir ülke olarak şansı yüksekti. Portekiz-İspanya ortaklığı 2030 Dünya Kupası'nı hedefleyince iki turnuva için de bizim karşımızda sadece bir aday kalmıştı. 2028'den biz çekilince, Birleşik Krallık rahat bir nefes aldı, İtalya da ortaklığın bir kazan-kazan projesi olduğuna inanıyordu. Dün İtalyan medyası da Futbol Federasyonu Başkanı Gabriele Gravina'nın doğru bir ortaklığa imza attığının altını çizdi. Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi'yi bu ortaklık için tebrik ediyorum.BİZ BUNU ÇOKTAN HAK ETTİKEkim ayında UEFA, 2028 ve 2032'nin ev sahiplerini açıklayacak. 24 takımlı turnuvada bir ev sahibinden istenen şehir sayısı 10'du. Bunu İtalyanlarla 5-5 paylaşacağız. İki ülkenin de final-yarı finaller için 60 bin üstü kapasiteli stadyumları var. En az ikişer stadın da 50 bin üstü olması gerekiyor. İtalya dosyaya büyük ihtimalle Roma, Milano, Torino, Napoli ve Bari şehirlerini yazacak. Bizim de İstanbul'dan 3 stadyum başta olmak üzere Ankara, Konya, Trabzon, Antalya, Gaziantep, İzmir, Bursa, Kayseri ve Eskişehir seçeneklerimiz var. Hangi şehirlerin ev sahibi olacağı konusunda 2026 yılına kadar süre var. EURO 2032 ev sahipliğimiz şimdiden hayırlı olsun. Türkiye bunu çoktan hak ediyordu, yarın doğacak çocuklar 9 yıl sonra babalarının elini tutup Avrupa Şampiyonası izlemeye gidecek... Hayali bir güzel (di), gerçek oldu...NE GÜZEL ADAMSIN SEN VİNCENZO MONTELLA!"Türkiye ile ortaklığa hiç şaşırmadım ama çok sevindim. İtalya da Türkiye de birçok alanda atılım yapan, yapması gereken bir ülke, futbol buna çok yardımcı olabilir. Türkiye'de stadyumlar çok güzel, ufak şehirlerin bile yeni statları var. Futbolu çok seviyorlar ve o tutkuyu görebiliyorsunuz. İki yıl boyunca bu tutkuyu gördüm ama sıkı rekabetler olmasına rağmen ne stadyum içinde ne de dışarıda kavga gürültü görmedim. Türkler harika insanlar, büyük depremin ardından çok onurlu ve dik duran harika insanları var. Doğası, kültürüyle çok seviyorum Türkiye'yi. Harika iki yıl geçirdim. Bana her zaman muhteşem ev sahipliği yaptılar, kariyerimin en özel yıllarından ikisini geçirdim, hiç unutmayacağım. Bir İtalyan olarak Türkiye ile 2032 ortaklığımızı onaylıyorum."BİZ DE SENİ ÇOK SEVİYORUZBu sözler Vincenzo Montella'ya ait. EURO 2032 ortaklığımız için La Gazzetta dello Sport onunla yaptığı röportajı, "Bu konuyu ondan daha iyi değerlendirecek biri yok" cümlesiyle takdim etti ve iki yıl boyunca İtalyan gazeteleriyle yaptığı her söyleşide Türkiye'ye ve Türk insanına olan sevgisini büyük harflerle anlatan Montella, bir kez daha "Biz de seni seviyoruz Vincenzo" dedirtti. Adana Demirspor'a gelmeden önce "Futboldan soğudum" dediği günler çok uzakta değildi. İki yıl boyunca başta Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak ile kurduğu başkan-teknik adam ilişkisi, oynattığı futbol ve duruşuyla büyük bir saygınlık kazandı ve ülkesine döndü. Keşke kalsaydı elbette... Naçizane önerim, bu güzel adamın Türkiye sevgisinin her türlü nişan ve ödülle taçlandırılması.Bülent TİMURLENK / Sabah
Güzel oyun, futbola tutkuyla bağlı olmak deyince İtalya ve Türkiye arasında çok ortak nokta var. Elbette çok daha köklü, geçmişi yıldızlarla dolu, ekonomisi daha güçlü Serie A ile Süper Lig arasında farklar var ama iş stadyumlara gelince biz sadece İtalya'nın değil birçok Avrupa ülkesinin önündeyiz. Türkiye kadar yakın geçmişte yeni stadyumlara sahip olmuş bir ülke yok. EURO 2032 için bizi İtalyanlar ile buluşturan da işte bu tutku ve yeni stadyumlar.EURO 2016 hakkımızdı, Michel Platini sağ olsun finalleri ülkesine götürmüştü. 2028 ve 2032 için adaylığımızı koymuştuk, hazırdık. Stratejik bir karara imza attı federasyonumuz. 2028'de rakip Birleşik Krallık'tı (İngiltere, İskoçya, Galler, İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda) ve çok kuvvetli bir adaydı. 2032 için rakip olan İtalya da eski stadyumlarıyla bize karşı şansının azaldığını düşünse de Avrupa'da 1990'dan beri büyük organizasyon yapmamış bir ülke olarak şansı yüksekti. Portekiz-İspanya ortaklığı 2030 Dünya Kupası'nı hedefleyince iki turnuva için de bizim karşımızda sadece bir aday kalmıştı. 2028'den biz çekilince, Birleşik Krallık rahat bir nefes aldı, İtalya da ortaklığın bir kazan-kazan projesi olduğuna inanıyordu. Dün İtalyan medyası da Futbol Federasyonu Başkanı Gabriele Gravina'nın doğru bir ortaklığa imza attığının altını çizdi. Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi'yi bu ortaklık için tebrik ediyorum.BİZ BUNU ÇOKTAN HAK ETTİKEkim ayında UEFA, 2028 ve 2032'nin ev sahiplerini açıklayacak. 24 takımlı turnuvada bir ev sahibinden istenen şehir sayısı 10'du. Bunu İtalyanlarla 5-5 paylaşacağız. İki ülkenin de final-yarı finaller için 60 bin üstü kapasiteli stadyumları var. En az ikişer stadın da 50 bin üstü olması gerekiyor. İtalya dosyaya büyük ihtimalle Roma, Milano, Torino, Napoli ve Bari şehirlerini yazacak. Bizim de İstanbul'dan 3 stadyum başta olmak üzere Ankara, Konya, Trabzon, Antalya, Gaziantep, İzmir, Bursa, Kayseri ve Eskişehir seçeneklerimiz var. Hangi şehirlerin ev sahibi olacağı konusunda 2026 yılına kadar süre var. EURO 2032 ev sahipliğimiz şimdiden hayırlı olsun. Türkiye bunu çoktan hak ediyordu, yarın doğacak çocuklar 9 yıl sonra babalarının elini tutup Avrupa Şampiyonası izlemeye gidecek... Hayali bir güzel (di), gerçek oldu...NE GÜZEL ADAMSIN SEN VİNCENZO MONTELLA!"Türkiye ile ortaklığa hiç şaşırmadım ama çok sevindim. İtalya da Türkiye de birçok alanda atılım yapan, yapması gereken bir ülke, futbol buna çok yardımcı olabilir. Türkiye'de stadyumlar çok güzel, ufak şehirlerin bile yeni statları var. Futbolu çok seviyorlar ve o tutkuyu görebiliyorsunuz. İki yıl boyunca bu tutkuyu gördüm ama sıkı rekabetler olmasına rağmen ne stadyum içinde ne de dışarıda kavga gürültü görmedim. Türkler harika insanlar, büyük depremin ardından çok onurlu ve dik duran harika insanları var. Doğası, kültürüyle çok seviyorum Türkiye'yi. Harika iki yıl geçirdim. Bana her zaman muhteşem ev sahipliği yaptılar, kariyerimin en özel yıllarından ikisini geçirdim, hiç unutmayacağım. Bir İtalyan olarak Türkiye ile 2032 ortaklığımızı onaylıyorum."BİZ DE SENİ ÇOK SEVİYORUZBu sözler Vincenzo Montella'ya ait. EURO 2032 ortaklığımız için La Gazzetta dello Sport onunla yaptığı röportajı, "Bu konuyu ondan daha iyi değerlendirecek biri yok" cümlesiyle takdim etti ve iki yıl boyunca İtalyan gazeteleriyle yaptığı her söyleşide Türkiye'ye ve Türk insanına olan sevgisini büyük harflerle anlatan Montella, bir kez daha "Biz de seni seviyoruz Vincenzo" dedirtti. Adana Demirspor'a gelmeden önce "Futboldan soğudum" dediği günler çok uzakta değildi. İki yıl boyunca başta Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak ile kurduğu başkan-teknik adam ilişkisi, oynattığı futbol ve duruşuyla büyük bir saygınlık kazandı ve ülkesine döndü. Keşke kalsaydı elbette... Naçizane önerim, bu güzel adamın Türkiye sevgisinin her türlü nişan ve ödülle taçlandırılması.Bülent TİMURLENK / Sabah