OqaN
Forum Üyesi
- Katılım
- 11 Eyl 2023
- Mesajlar
- 3,002
- Puanları
- 6
Karşılaşma öncesi Şenol Güneş’e kulak verdim. Son derece haklı olarak diyor ki, “Perşembe gecesi Belçika’da maç oynadık. Bizim maçımız pazar günü 17.00 yerine pazartesi gecesi oynatılamaz mıydı?” Ve ekliyor, “Adana Demirspor ile erteleme maçımızı mutlaka çarşamba günü mü oynamak zorundayız, perşembe günü oynamamızın ne sakıncası var?" Öyle ya pazartesi neden Hatayspor ile Trabzonspor oynuyor? Hatayspor ya da Trabzonspor kimse görmeden, duymadan Avrupa Kupası maçı mı oynadı da yorgundu? Hem federasyona hem yayınca kuruluşa serzenişini açıkça dile getiren Şenol Güneş yerden göğe haklı. Kaldı ki Beşiktaş, Adana Demirspor ile erteleme maçını Perşembe gecesi oynasa ne olur? Beşiktaş, kolay Kayseri engelini İnönü Stadı’nda zor yoldan aştı. Sonda yazacağımı baştan dile getireyim. Cenk Tosun sol açıkta oynamamalı zira üretmediği gibi takımı ve atakları tüketiyor. Daha önce de yazmıştım, Cenk Tosun’un futbol mantalitesi tamamen "gole" odaklı, elbette kendi atacağı gole. Öyle ki, sahada sadece atacağı gole ve sonrasında yapacağı sevinç gösterisine konsantre oluyor ve bunu futboldan anlamayan dahi rahatça algılıyor. Ceza alanı içindeki takım arkadaşlarına sol kanattan orta yapması gereken Cenk Tosun, bir bakıyorsunuz sol kanat yerine rakip ceza alanı içinde top bekliyor. Ayrıca Cenk Tosun’un golcülüğü de tartışmaya açık Kayserispor maçında zaten buna bir kez daha tanıklık ettik. Bir başka anekdotum Kosavalı Milot Rashica ile ilgili. Bu futbolcu belli ki "yönetim transfer yaptı" denilmesi için kadroya dahil edilmiş. Milot Rashica ne Beşiktaş’ta oynayacak beceriye ne de kaliteye sahip. Bu tip futbolcular genelde Anadolu ekiplerinde kendilerine yer bulur ama bu kez adres şaşmış! Carlos Mane’nin köşe atışından gelen topu Beşiktaş ağlarıyla buluşturup Kayserispor’u öne geçirmesi benim için sürpriz olmadı. Bunu nedenleri var tabii ki! Vincent Aboubakar’ın kafasıyla eşitliği sağlaması ise şaşırttı zira çoğu kez ayaklarını iyi kullanan Aboubakar’dan kafa golü beklemiyordum… Vencent Aboubakar demişken devam etmeli. "Aboubakar yoruldu" dediğin anda bir bakıyorsun ekstra güç üretiyor ve herkesten hızlı depar atıyor. Beşiktaş için en büyük tehlike, yoğun maç trafiğinde Kamerunlu futbolcunun olası sakatlığı... Alex Oxlade-Chamberlain’ın Beşiktaş’a üç puanı getiren golüne ise şapka çıkardım. Şenol Güneş’in "Chamberlain’in turşusunu kurmaktan" vazgeçmesi ise açıkçası keyif verdi. İngiliz futbolcunun oyununu seyretmek zevkliydi. Zaten Şenol Güneş de bunun farkına vardı ve onu oyundan erken alıp çarşambaya saklamaya karar verdi. Chamberlain’in attığı golün akıl dolu pasını veren Salih Uçan içinse görüşüm değişmedi, değişmez de! Salih Uçan üstün tarafını geçtim, yetenek değil. Düz ve sıradan oyuncu, fark yaratması için sahada tüm takım arkadaşlarından fazla çalıp, topu ileriye yönlendirmeyi alışkanlık edinmesi gerekiyor fakat bu saatten sonra oldukça zor. Şenol Güneş’ten sağ kanatta Rachid Ghezzal’ın yanında Onur Bulut yerine Valentin Rosier’i oynatmasını beklerdim çünkü bu ikili sağ kulvarda birbirlerinin açığını kapadıkları gibi oldukça uyumlu oynuyor. Özetleyecek olursak, Beşiktaş kolayı zora soktu ve özellikle son dakikalarda kanıksattırdığı gibi yandaşlarına kaygı yaşattı. Şenol Güneş’in oyuncu değişiklikleri sonrası ise kaygı yerini korkuya bıraktı. Ancak konuk ekip Kayserispor, Beşiktaş’ın durgunluğundan yararlanmak bir yana bunu düşünmedi dahi. Beşiktaş, zaman içinde oturabilir belki de ligdeki en iyi futbolu oynar ama bunun için sahaya doğru 11’i sürmek gerekir! En çok kimi beğendim? Güven telkin eden Eric Bailly’yi… Asena ÖZKAN / T24