Cumhuriyet yazarı Gülengül Altınsay'ın köşe yazısı
Şenol Güneş'in yeniden Beşiktaş'a getirilmesi için o kadar çok çabalayan oldu ki. Ismael'in yollanması için kampanyalar açıldı. Ve sonunda "yuvaya döndü" sesleriyle Beşiktaş'ta 2. Güneş dönemi başlatıldı.
POPÜLİZME GEREK YOK
Çok önemli değil fakat devamlı vurgulandığı için söyleyeyim. Güneş'in yuvası nasıl oluyor da Beşiktaş oluyor? Kendisi Trabzon'un futbolcusuydu ve Trabzon'un stadının ismi de Şenol Güneş'in adını taşıyor. Yani Güneş'e Beşiktaş'ı yuva yapma çabası fazla romantik bir davranış. Zaten Güneş de bunu tekzip edercesine imza töreninde de ilk maçında da mavinin çeşitli tonlarında giyinmişti. Yani bir bordosu eksikti. Aslında profesyonel hayatta bunların hiç önemi yok. Önemli olan Ismael'den fazla ücret alacak olan Güneş'in vereceği karşılık.
GELECEÐİ DÜŞÜNMEK
Sahada alınacak skorlardan değil Beşiktaş yönetiminin başlattığı "profesyonel yapılanma, denk bütçe, değerlenen kadro, sürekli başarı" amaçlı hareketin devam edip etmemesinden bahsediyorum. Ortada maliyeti üçte bire inen ama değeri ikiye katlanan ve yaş ortalaması özellikle yerli futbolcularda düşürülmüş bir kadro var. Kısa zamanda ulaşılan bu sonuç Başkan Çebi'nin ve Sportif Direktör Ceyhun Kazancı'nın eseri. Tabii Ismael'in de katkısı büyük.
Basın toplantısında Güneş'in tavrı ise bunlara önem vermez havadaydı. "Taraftar" deyip "şampiyonluk" deyip alıştığımız popülist mesajları tekrarladı. Kazancı'ya tepeden bakan küçümser tavrı ise yakışıksızdı. Daha da önemlisi sportif direktörlüğü ve kurumsal çalışmayı umursamaz havadaydı. Maalesef bizim deneyimli hocalar, çağdaş kurumsallaşmaya öncülük edemediği gibi bir de tavır alıyorlar.
Dilerim kendi parasını hiç sevmeyip bol keseden harcadığını ama Beşiktaş'ın parası söz konusu olunca kartal kesildiğini bildiğim Başkan Çebi buna izin vermez. Yeni başlangıçlar hep heyecan verir. Güneş de başlarken hep şanslı bir hoca.
İlk Milli Takım döneminde UEFA şampiyonu Galatasaray'dan yararlandı. Beşiktaş'a ilk geldiğinde Bilic'in güçlü ve potansiyelli takımını buldu. Milli Takım'a 2. kez geldiğinde de Lucescu'nun yenilediği genç kadroyu. Şimdi elinde Ismael'in her açıdan potansiyelli ama istenen sonuçları alamamış takımı var.
Son Ümraniye maçında da görüldüğü gibi. Beşiktaş sezon sonunda şampiyon olsa da olmasa da önemli olan gelecek. Haziran ayında takımın ne durumda olacağı. Bunu şimdiden düşünmek lazım. Güneş'in Beşiktaş'taki 1. döneminde ve Milli Takım'daki son döneminde arkasında bıraktığı takımlar iç açıcı durumda değildi. Beşiktaş'ın geleceğe ilişkin sağlam adımlar attıktan sonra yeniden yapboz müsrifliğine düşmeye hiç tahammülü yok artık.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet
Şenol Güneş'in yeniden Beşiktaş'a getirilmesi için o kadar çok çabalayan oldu ki. Ismael'in yollanması için kampanyalar açıldı. Ve sonunda "yuvaya döndü" sesleriyle Beşiktaş'ta 2. Güneş dönemi başlatıldı.
POPÜLİZME GEREK YOK
Çok önemli değil fakat devamlı vurgulandığı için söyleyeyim. Güneş'in yuvası nasıl oluyor da Beşiktaş oluyor? Kendisi Trabzon'un futbolcusuydu ve Trabzon'un stadının ismi de Şenol Güneş'in adını taşıyor. Yani Güneş'e Beşiktaş'ı yuva yapma çabası fazla romantik bir davranış. Zaten Güneş de bunu tekzip edercesine imza töreninde de ilk maçında da mavinin çeşitli tonlarında giyinmişti. Yani bir bordosu eksikti. Aslında profesyonel hayatta bunların hiç önemi yok. Önemli olan Ismael'den fazla ücret alacak olan Güneş'in vereceği karşılık.
GELECEÐİ DÜŞÜNMEK
Sahada alınacak skorlardan değil Beşiktaş yönetiminin başlattığı "profesyonel yapılanma, denk bütçe, değerlenen kadro, sürekli başarı" amaçlı hareketin devam edip etmemesinden bahsediyorum. Ortada maliyeti üçte bire inen ama değeri ikiye katlanan ve yaş ortalaması özellikle yerli futbolcularda düşürülmüş bir kadro var. Kısa zamanda ulaşılan bu sonuç Başkan Çebi'nin ve Sportif Direktör Ceyhun Kazancı'nın eseri. Tabii Ismael'in de katkısı büyük.
Basın toplantısında Güneş'in tavrı ise bunlara önem vermez havadaydı. "Taraftar" deyip "şampiyonluk" deyip alıştığımız popülist mesajları tekrarladı. Kazancı'ya tepeden bakan küçümser tavrı ise yakışıksızdı. Daha da önemlisi sportif direktörlüğü ve kurumsal çalışmayı umursamaz havadaydı. Maalesef bizim deneyimli hocalar, çağdaş kurumsallaşmaya öncülük edemediği gibi bir de tavır alıyorlar.
Dilerim kendi parasını hiç sevmeyip bol keseden harcadığını ama Beşiktaş'ın parası söz konusu olunca kartal kesildiğini bildiğim Başkan Çebi buna izin vermez. Yeni başlangıçlar hep heyecan verir. Güneş de başlarken hep şanslı bir hoca.
İlk Milli Takım döneminde UEFA şampiyonu Galatasaray'dan yararlandı. Beşiktaş'a ilk geldiğinde Bilic'in güçlü ve potansiyelli takımını buldu. Milli Takım'a 2. kez geldiğinde de Lucescu'nun yenilediği genç kadroyu. Şimdi elinde Ismael'in her açıdan potansiyelli ama istenen sonuçları alamamış takımı var.
Son Ümraniye maçında da görüldüğü gibi. Beşiktaş sezon sonunda şampiyon olsa da olmasa da önemli olan gelecek. Haziran ayında takımın ne durumda olacağı. Bunu şimdiden düşünmek lazım. Güneş'in Beşiktaş'taki 1. döneminde ve Milli Takım'daki son döneminde arkasında bıraktığı takımlar iç açıcı durumda değildi. Beşiktaş'ın geleceğe ilişkin sağlam adımlar attıktan sonra yeniden yapboz müsrifliğine düşmeye hiç tahammülü yok artık.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet