Fotomaç yazarlarından Turgay Demir'in köşe yazısı
Beşiktaş'ta kupa molası bitti. İstanbul ve Antalya'da yaklaşık bir ay boyunca yapılacak çalışmalarla futbolcuların 'Güneş Sistemi'ne adapte olacaklarından kuşkum yok. Şenol hoca çok fazla tekrarla duygusal zekayı harekete geçirir ve eninde sonunda istediği pas ve kas ezberini ortaya çıkarır. Elbette Beşiktaş'ın kadro derinliği açısından en az üç oyuncu takviyesine ihtiyacı var. Güneş, kanat beklerden çok memnun değil, özellikle de Masuaku'dan. Bir şekilde bağlantı kopması var gibi geliyor bana. Yoksa Masuaku ve Rosier standart bekin üzerinde oyuncular. Kamp döneminde Şenol hocanın da bu iki oyuncu hakkında fikirlerinin değişmesi mümkündür. Öte yandan sakatlık ve ceza durumlarına karşı özellikle sol kanatta alternatif bir savunmacıya ihtiyaç olduğu da kesin.
KANAT FORVET GEREKLİ
Dele Alli ve Redmond çok kaliteli oyuncular malum, ancak kalitelerini şu ana kadar sergileyemedikleri de açık ve net. Eğer böyle devam ederlerse takıma fazla katkıları olmaz. Ghezzal'ın da en az üç ay sahalardan uzak kalacağını düşünürsek bir de kanat forvet transferi gerekiyor. 10 numara pozisyonunda Dele Alli dışında bir alternatifi yok Beşiktaş'ın, oysa olmalı. Güneş'in elde ettiği iki şampiyonlukta da o bölgede Sosa, Talisca gibi isimler müthiş katkı yaptılar. Dele Alli gerçek klasını sergilese bile yine sakatlık ve ceza durumlarına göre İngiliz'i takviye edecek bir 10 numara da ekmek gibi, su gibi ihtiyaç.
ÇİFT SANTRFOR VAKTİ
Weghorst, Cenk Tosun ve Muleka, kamp sonrası çok daha bitirici bir rol üsteleneceklerdir. Şenol hoca her oyuncudan verebileceğinin en iyisini ister, daha azına da razı olmaz. Beşiktaş'ı bir çok maçta çift santrfor olarak izlersek şaşırmayalım. Çünkü tek başına Cenk ya da Weghorst hocanın istediği noktaya gelemezlerse bu ikiliyi birlikte kullanıp güçlerini birleştirebilir. Muleka hocanın jokeri olacak ve yeri geldiğinde kanat forvet, yerine göre forvet arkası, bazı maçlarda da en önde sahne alacaktır.
KATAR DENGE BOZAR
Beşiktaşlıların bilmesi gereken en önemli konu şu; Şenol Güneş sezon başı kampını bu takımla birlikte yaşamış olsaydı bugün Kartal çok daha yüksekten uçuyor olurdu. Henüz hiçbir şey için çok geç değil. Dünya Kupası organizasyonu bana göre Süper Lig dahil Avrupa'da bir çok ligin dengesini bozacaktır. Çünkü futbolcuların biyolojik saatleri yılın bu zamanında böyle bir molaya alışık değil. Bu ilk kez yaşanan bir durum. Dolayısıyla arkasından başka ilkleri de tetikleyecektir.
YARIŞ YENİ BAŞLIYOR
Bazı oyuncular Kupa'dan moralli ve çok formda dönerken bazıları tam tersi durumlar yaşayacaktır. Turnuvaya davet beklerken gidemeyenler moralsiz, gidip başarısız olanlar üzgün, başarılı olanlar da aşırı mutlu olabilirler. Bu oyuncular takımlarına döndüklerinde de doğal olarak bazı taşları yerlerinden oynatacaklardır. İşte bu nedenle lig yarışı anlamında kimse öne geçtim diye sevinmesin, kimse geride kaldım diye yerinmesin. Yarış daha yeni başlıyor ve bu yarışta bana göre Kartal'ın tek rakibi F.Bahçe'dir. Ligin kalan bölümünde Güneş-Jesus yarışı da izleriz gibi geliyor bana. Çok da keyifli olur hani.
Turgay DEMİR / Fotomaç
Beşiktaş'ta kupa molası bitti. İstanbul ve Antalya'da yaklaşık bir ay boyunca yapılacak çalışmalarla futbolcuların 'Güneş Sistemi'ne adapte olacaklarından kuşkum yok. Şenol hoca çok fazla tekrarla duygusal zekayı harekete geçirir ve eninde sonunda istediği pas ve kas ezberini ortaya çıkarır. Elbette Beşiktaş'ın kadro derinliği açısından en az üç oyuncu takviyesine ihtiyacı var. Güneş, kanat beklerden çok memnun değil, özellikle de Masuaku'dan. Bir şekilde bağlantı kopması var gibi geliyor bana. Yoksa Masuaku ve Rosier standart bekin üzerinde oyuncular. Kamp döneminde Şenol hocanın da bu iki oyuncu hakkında fikirlerinin değişmesi mümkündür. Öte yandan sakatlık ve ceza durumlarına karşı özellikle sol kanatta alternatif bir savunmacıya ihtiyaç olduğu da kesin.
KANAT FORVET GEREKLİ
Dele Alli ve Redmond çok kaliteli oyuncular malum, ancak kalitelerini şu ana kadar sergileyemedikleri de açık ve net. Eğer böyle devam ederlerse takıma fazla katkıları olmaz. Ghezzal'ın da en az üç ay sahalardan uzak kalacağını düşünürsek bir de kanat forvet transferi gerekiyor. 10 numara pozisyonunda Dele Alli dışında bir alternatifi yok Beşiktaş'ın, oysa olmalı. Güneş'in elde ettiği iki şampiyonlukta da o bölgede Sosa, Talisca gibi isimler müthiş katkı yaptılar. Dele Alli gerçek klasını sergilese bile yine sakatlık ve ceza durumlarına göre İngiliz'i takviye edecek bir 10 numara da ekmek gibi, su gibi ihtiyaç.
ÇİFT SANTRFOR VAKTİ
Weghorst, Cenk Tosun ve Muleka, kamp sonrası çok daha bitirici bir rol üsteleneceklerdir. Şenol hoca her oyuncudan verebileceğinin en iyisini ister, daha azına da razı olmaz. Beşiktaş'ı bir çok maçta çift santrfor olarak izlersek şaşırmayalım. Çünkü tek başına Cenk ya da Weghorst hocanın istediği noktaya gelemezlerse bu ikiliyi birlikte kullanıp güçlerini birleştirebilir. Muleka hocanın jokeri olacak ve yeri geldiğinde kanat forvet, yerine göre forvet arkası, bazı maçlarda da en önde sahne alacaktır.
KATAR DENGE BOZAR
Beşiktaşlıların bilmesi gereken en önemli konu şu; Şenol Güneş sezon başı kampını bu takımla birlikte yaşamış olsaydı bugün Kartal çok daha yüksekten uçuyor olurdu. Henüz hiçbir şey için çok geç değil. Dünya Kupası organizasyonu bana göre Süper Lig dahil Avrupa'da bir çok ligin dengesini bozacaktır. Çünkü futbolcuların biyolojik saatleri yılın bu zamanında böyle bir molaya alışık değil. Bu ilk kez yaşanan bir durum. Dolayısıyla arkasından başka ilkleri de tetikleyecektir.
YARIŞ YENİ BAŞLIYOR
Bazı oyuncular Kupa'dan moralli ve çok formda dönerken bazıları tam tersi durumlar yaşayacaktır. Turnuvaya davet beklerken gidemeyenler moralsiz, gidip başarısız olanlar üzgün, başarılı olanlar da aşırı mutlu olabilirler. Bu oyuncular takımlarına döndüklerinde de doğal olarak bazı taşları yerlerinden oynatacaklardır. İşte bu nedenle lig yarışı anlamında kimse öne geçtim diye sevinmesin, kimse geride kaldım diye yerinmesin. Yarış daha yeni başlıyor ve bu yarışta bana göre Kartal'ın tek rakibi F.Bahçe'dir. Ligin kalan bölümünde Güneş-Jesus yarışı da izleriz gibi geliyor bana. Çok da keyifli olur hani.
Turgay DEMİR / Fotomaç