Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler. Bir kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 lira yazılıdır. Dükkân sahibine sorar.
-Bu kuş niye bu kadar pahalı?
Dükkan sahibi: -Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için.
Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 lira. Sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan.
Bir başka papağan, hem güzel, hem tüylü ve parlak. Etiketinde 20.000 lira yazılı. Bu kuş da on dil biliyormuş.
Bir de bakar ki, köşedeki kafeste, en arkada, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 lira.
Peki der adam: -Bu perişan haldeki kuşun nesi var? Bir anlam veremedim...
Papağan satıcısı: -Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar her sabah bu yaşlı papağana, "günaydın üstat" diyorlar...
-Bu kuş niye bu kadar pahalı?
Dükkan sahibi: -Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için.
Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 lira. Sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan.
Bir başka papağan, hem güzel, hem tüylü ve parlak. Etiketinde 20.000 lira yazılı. Bu kuş da on dil biliyormuş.
Bir de bakar ki, köşedeki kafeste, en arkada, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 lira.
Peki der adam: -Bu perişan haldeki kuşun nesi var? Bir anlam veremedim...
Papağan satıcısı: -Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar her sabah bu yaşlı papağana, "günaydın üstat" diyorlar...