Hasretinin ateşiyle yanan yüreğimde demlediğim çayı,
Sen gelip bayat diye içmedin,
Ben o ateş sönmesin diye ömrümü yakarken gün gün,
Sen tükenen ömrüme bir "vah" bile demedin,
Ben sana sarılmak için kollarımı açıp dolaşırken,
Sen aynalarda kendine bakmaktan,
Beni bir kez bile göremedin...
Şimdi "seviyorum" desen faydası olur mu aşka,
Akıl elveda dedi artık bu fani başa,
Bakma sen!
Bakma gözümden akan yaşa,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Gönlümün sokağında tek katlı evin hep hazır,
Manzarasını sorma!
Ön tarafı hasrete,
Arka tarafı efkara nazır.
Mevlam yazmasa bile,
Sen gel kendin kaderime yazıl,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Sen sevmesen bile inan razıydı bu gönül,
Benim sevgim ikimize de yeterdi bir ömür,
Sevene işkence bu hayat,
Sevilene ise hep ödül,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Gidene kal demek yakışmaz derler,
Ben sevilmedim lakin,
Sevdiği kadar sevilsin eller,
Kapansın!
Kapansın seni başkasına sarılırken görmeden bu gözler,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin!
Canımın yarısını,
Canının önüne koydum,
Açmadın pencereni,
Yerlere döküldüm,
Bahçende açmayan,
Tek güle döndüm,
Sen başkasına güldün,
Ben gülüşüne öldüm,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin....
Deliler unutamaz yaşadığı kötü anları,
Zaten bu yüzdendir kafayı sıyırmaları,
Sevdiği ile kahvaltı yapamayan aşıklar,
Çay bardağında içer rakıyı,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Bu sana ilk değil ama son şiirim,
Sen akıllı olduğun için benden gittin,
Ben ise sen gidersin diye korktuğumdan delirdim,
Ey büyük Mevlam!
Neden O'nu bu kadar çok sevdim?
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Sana göre zaman hep ileri akıyor,
Bana göre ise hep geriye,
Sen "deli" der hor görürsün ama,
Bana göre o Allah'tan gelen bir hediye,
Terkedip gittiğin gece,
Saatler bir daha akmadı hiç ileriye,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin!
Gökhan ÇANDIR
Sen gelip bayat diye içmedin,
Ben o ateş sönmesin diye ömrümü yakarken gün gün,
Sen tükenen ömrüme bir "vah" bile demedin,
Ben sana sarılmak için kollarımı açıp dolaşırken,
Sen aynalarda kendine bakmaktan,
Beni bir kez bile göremedin...
Şimdi "seviyorum" desen faydası olur mu aşka,
Akıl elveda dedi artık bu fani başa,
Bakma sen!
Bakma gözümden akan yaşa,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Gönlümün sokağında tek katlı evin hep hazır,
Manzarasını sorma!
Ön tarafı hasrete,
Arka tarafı efkara nazır.
Mevlam yazmasa bile,
Sen gel kendin kaderime yazıl,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Sen sevmesen bile inan razıydı bu gönül,
Benim sevgim ikimize de yeterdi bir ömür,
Sevene işkence bu hayat,
Sevilene ise hep ödül,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Gidene kal demek yakışmaz derler,
Ben sevilmedim lakin,
Sevdiği kadar sevilsin eller,
Kapansın!
Kapansın seni başkasına sarılırken görmeden bu gözler,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin!
Canımın yarısını,
Canının önüne koydum,
Açmadın pencereni,
Yerlere döküldüm,
Bahçende açmayan,
Tek güle döndüm,
Sen başkasına güldün,
Ben gülüşüne öldüm,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin....
Deliler unutamaz yaşadığı kötü anları,
Zaten bu yüzdendir kafayı sıyırmaları,
Sevdiği ile kahvaltı yapamayan aşıklar,
Çay bardağında içer rakıyı,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Bu sana ilk değil ama son şiirim,
Sen akıllı olduğun için benden gittin,
Ben ise sen gidersin diye korktuğumdan delirdim,
Ey büyük Mevlam!
Neden O'nu bu kadar çok sevdim?
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin...
Sana göre zaman hep ileri akıyor,
Bana göre ise hep geriye,
Sen "deli" der hor görürsün ama,
Bana göre o Allah'tan gelen bir hediye,
Terkedip gittiğin gece,
Saatler bir daha akmadı hiç ileriye,
Bir daha böyle güzel sevilmeyeceksin!
Gökhan ÇANDIR