• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Genco Erkal, Erdoğan, Nazım Hikmet… (*)

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
2,140
Puanları
16
Genco Erkal hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" iddiasıyla 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle iddianame .

Genco Erkal “Hiçbir zaman hakaret yoluna başvurmadım. Bunu kendime yakıştırmam. Ben cumhurbaşkanlığı sistemine, çevre katliamlarına, laik bir ülkede sürekli din olgusunun siyasi malzeme olarak kullanılmasına, ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına, insanların düşünceleri nedeniyle hapis yatmasına, yoksulları daha yoksul kılan bir düzene karşıyım. Buna ilişkin görüşlerimi eleştiri sınırları içerisinde aktardım." diyor.

İddianame “Hayır, Sen Cumhurbaşkanına hakaret ettin” diyor. Adres; mahkeme kapısı.

Erdoğan ve Genco Erkal’ın yolları ilk kez mahkeme kapısında kesişmeyecekti. Başka bir kesişim noktaları daha vardı; Nazım Hikmet!

***

1978 yılıydı. Ankara Çağdaş Sahnede Nazım Hikmet’in şiirlerinden uyarlanan Kerem Gibiyi izlemiştim. Genco Erkal’ı ilk orada seyrettim. Nazım Hikmet’le tanışıklığım daha önceye 13-15 yaşlarıma dayanıyordu. Hem Nazım Hikmet hem Çağdaş sahne hem Genco Erkal hem benim 18 yaşım... Muhteşem bir kombinasyondu. Bir daha böylesini bir araya getiremedim.

Yaklaşık yirmi sene sonra, birkaç günlüğüne bulunduğum Eskişehir’de, Genco Erkal’ın turnesine rastlamıştım. Yine Nazım Hikmet uyarlamasıydı. Lakin bu sefer 18 yaşım yoktu.

***

1978’de ‘Kerem Gibi’yi izlerken 40 yaşına gelmiş Genco Erkal, 20 yıldan beri sahnelerdeydi.

Sahne dekorları üzerinde; bir masaya sıçrıyor, bir yere atlıyor bir sandalyeye çıkıyor… kavga şiirlerinde kabına sığamıyordu. Sesini çıkartmasa bile kavga şiirlerini duyardınız. Derken elinde tahta bir bavul, tınısı halen kulağımdaki o sesiyle, gurbet ve hasret şiirlerine geçiyordu.

“Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden/ teper ha babam teper/ paralanmaz/ Teper taşlı yolları.”

Beyaz perdenin arkasına kocaman bir güneş gibi vuran kırmızı ışığın üzerine düşen kendi gölgesiyle yaptığı figürler, Genco Erkal’ın sesine eşlik ediyordu. Gah yay gibi geriliyor, gah kendi üzerine kapanıp ufalıyor, gah sıkılı yumruklar havada asılı kalıyordu. İnsan gövdesiyle, insan gölgesiyle görsel bir şölendi.

Güneşi içmek böyle bir şey olmalıydı. Halen, hatırladıkça ürperirim.

Aynı sene, Erdoğan İETT’de futbol , Genco Erkal sahnede devleşirken, Erdoğan sahalarda top koşturuyordu. Henüz Erdoğan’dan Nazım Hikmet şiirleri dinlemeye başlamamıştık.

***

Erdoğan’dan dinlediklerimiz, Nazım Hikmet’in, henüz 20’sine basmadan yazdığı ‘İstanbul’un Fethi’ veya ‘Ağa Camii’ gibi ilk şiirleri değildi sadece. Ağa Camii şiirini Taksim camisi (2021), İstanbul’un Fethini konu alan şiirini de Ayasofya'nın açılışını konu aldığı bir (2020) okumuştu.

Erdoğan’dan en çok dinlediğimiz “Kız çocuğu” şiiriydi. 2020’de Hiroşima’nın yıldönümü için yayınladığı mesajında, . 2017’de, 23 Nisan kutlamaları için yabancı ülkelerden Türkiye’ye gelen çocuklara da okumuştu: “Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.' Evet çocuklar öldürülmesin. Büyüklerin yol açtığı çocukların faturası çocuklara kesilmesin" diye .

Benim anlamadığım şey, bu şiirin neden çocuklara okunduğuydu. Bir çocuk şiiri değildi, çocuklara hitap eden bir şiir değildi. Yani ‘çocuklar öldürülmesin’ ifadesinin muhatabı çocuklar olamazdı. Halbuki Emine Erdoğan 2009 yılında First Lady’ler toplantısında aynı şiiri çocuklara değil büyüklere .

Ben olsam çocuklara “Dünyayı verelim çocuklara, hiç değilse bir günlüğüne/ Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar/ Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında…” şiirini okurdum.

***

Erdoğan, Afyonkarahisar İl kongresinde (2009), "Sen yanmasan/Ben yanmasam/Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" muhalefete yüklenmişti. Bunlar 1978’de çağdaş sahne izlediğim gösteriye adını veren ‘Kerem gibi’ şiirinin dizeleriydi.

“Davet” de Erdoğan’ın zaman zaman okuduğu şiirlerdendir. Trabzon’da “Şair, milletimizin yolculuğunu ne güzel anlatmış” diyerek okumaya başladığı şiir (2018) tam bir teatral . “…dişler kenetli, ayaklar çıplak…” derken açığa çıkardığı dişlerini, parmağıyla göstermesi dinleyeni konun içine çekiyordu.

Lakin “Kapansın el kapıları…” derken ellerini birbirinden uzaklaştırması bana kapanmayı değil de açılmayı çağrıştırmıştı. Orada kafam biraz karışmıştı.

Ayrıca şiirden cehennemi çıkartarak “Bu cehennem bu cennet bizim” dizesini “Bu cennet bizim” yapmıştı. Memleketin cehennemine sahip çıkmamıştı.

Halbuki Genco Erkal , memleketin cehennemine de cennetine de talipti.

Bir de şiirin son iki satırının- ki fevkaladenin fevkindedir, okunmamış olması beni düşündürmüştü. Erdoğan “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ ve bir orman gibi kardeşçesine” dizelerinden haberdardı. 2007 yılındaki Nevruz bu satırlardan bahsetmişti. Ama bu sefer okumamıştı.

Biz de zaman zaman bir şiirde bir şarkıda bir öyküde… bazı satırlara takılırız. Şöyle olmasaydı, böyle olsaydı… gibi muhakeme yürütürüz. Bu tamamen kendi birikimlerimizle, kendi alışkanlıklarımızla alakalıdır.

Yangınlar devam ederken Manavgat ve Marmaris ziyaretleri sonrası yaptığı açıklamalarda Erdoğan "Bir binanın tuğlaları gibi sıkı sıkıya kenetlenmeye davet ediyorum" . Tuğla-duvar metaforunu, ağaç-orman metaforundan daha etkili bulmuş olabilirdi.

Belki de şiir “Yaşamak bir tuğla gibi tek ve hür ve bir duvar gibi kardeşçesine” bitmeli, diye düşünmüştür. Tabii bu benim tahminim. Yanılmış da olabilirim.

***

Kesişim noktasında Nazım Hikmet varken, benim tercihim Genco Erkal’dan yana olur. Belki de Nazım şiirlerini Erdoğan’dan çok daha önce, Genco Erkal’dan dinlediğim içindir. Kulağım ona alışmıştır.

Veya Erdoğan Nazım Hikmet'in şiirlerini bestelese, tercihim Zülfü Livaneli’den yana olur. Aynı sebepten, Nazım bestelerini, önce Zülfü Livaneli’den dinlediğim içindir. Yoksa Erdoğan kötü beste yapıyor, diye değil. Asla.

Ama Cumhurbaşkanına hakaret konusu yargıya intikal ettiği için fikir belirmek uygun olmaz diye düşünüyorum. Yargıyı etkilemeyelim. Sonucunu bekleyelim.(**)

***

(*) Bu yazı ilk kez ahvalnews.com’da . (25.08.2021)

(**) Genco Erkal, "Cumhurbaşkanına hakaret" davasında beraat (14.4.2022)

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.

Benzer konular