• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Geleceği ile Oynanan Türkiye

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
2,485
Puanları
16
İlk ve orta eğitimde yapılanları ve yapılmak istenenleri ibretle izliyor ve ideolojik saplantılarla planlanan eğitim reformu ile ilgili büyük bir endişe yaşıyoruz. Milli Eğitim hep deneme tahtası olmuştur. Ama hiç bu kadar büyük bir geri bırakma tasarımına tanık olmamıştık. Biz, talebenin öğrenci, muallim veya muallimenin öğretmen olduğu dönemde okula başladık. Oysa şimdi iktidar büyük “Türkiye Yüzyılı Maarifi” iddiasıyla öğrenciyi Taliban, laik öğrenciyi Suhte (danişment), öğretmeni de Molla, Muid veya Müderris haline getirme peşinde. Cumhuriyetin her kurumunu yıpratıp, yozlaştırmak, her kazanımını yok etmek amaç. Milli Eğitimi yeniden Maarif olarak tanımlamak ise ilk eğitim reformunun yapıldığı 1924 ü çağrıştıran bir aldatmaca. Oysa ortada sadece geleceği ile oynan bir Türkiye var.

Çok Özel Anılarla Serencam-ı Maarif

Cumhuriyet döneminin ilk eğitim reformu 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunun ilanı ile başlamıştı. Eğitim ve öğretimin laikleştirilmesi, medrese ve okul ikiliğine son verilerek eğitimin bütünü ile Milli Eğitim Bakanlığına veya o dönemdeki adı ile Maarif Vekâletine bırakılması, karma eğitime geçilmesi ile eğitimde cinsiyet ayırımcılığına son verilmesi Türkiye’ye çağdaşlaşma yolunda ivme kazandırmıştı. Evet, medreseler kaldırılmıştı. Ama çağdaş din görevlileri yetiştirmek için imam-hatip okulları ve ilahiyat fakülteleri açılmıştı. Birçoğumuz daha sonra yapılan çeşitli değişikliklere rağmen çağdaş, demokratik ve laik eğitim sisteminin ürünüyüz. Ankara’da 80 kişilik bir sınıfta okula başladığım 1958 yılından, liseyi bitirdiğim 1969 a kadar, iyi donanımlı ve adanmış öğretmen kadroları tarafından eğitilmiş olmanın değerini şimdi çok daha iyi anlıyorum. O 80 kişilik, üç tedrisat öğretimi barakalarda sürdürmek zorunda olan öğretmen o denli gayretliydi ki, kimi vekil veya memur, kimi fakir göçmen çocuğu olan sınıfın hepsine 1959 Nisan ayında okuma ve yazmayı söktürmüştü de okuma bayramı yapmıştık. Bağıra çağıra veya cetvel dayağı ile hepimize eğitimde ilk adımları attırdığı için öğretmen Handan Oğultürk’ü hep rahmetle anarım. Bize bir ulusal gurur, küçük yaşlarda bir vatan bilinci ve gelecek ufku kazandırmaya çalışmıştı. Büyüyünce hepimiz meslek sahibi olup, vatana hizmet etmeliydik.

Şimdi sandıkları gibi dinsiz de değildik. Bir kere dini ailelerimizden “ahlaki akideleri” ile öğrenir, bununla her sabah okulda “ant” içerek, sevgi ve saygıyı harmanlardık. İlkokul son sınıfta, müfredatta din dersi de vardı. O derste sınıftan çıkan çocukların farklı dinlerden olduğunu, o yıl fark etmiştim. Daha o zaman küçük aklımla “keşke bu ders, Dora, Robert, Vadim ve Berta’nın da katılabileceği bir dinler tarihi olsaydı ve tüm dinlerin ortak paydası olan ahlak öğretileriyle verilseydi” diye düşünmüştüm, hala da böyle düşünürüm. İnsanları küçük yaşta ayırmak ne büyük bir gafletti! Farklı dinlerin benzerlikleri ile ibadet, kutlama ve matem farklarını öğrensek fena mı olurdu? 1962 yılının ilkokul bitirme sınavlarında mümeyyiz heyeti önünde sadece dua okumuş, bir de İslam’ın beş şartını tekrarlamıştık. Din dersleri ortaokulda da devam etmişti. Yine sınıftaki, Musevi, Ermeni ve Rum öğrenciler çıkardı. Ama artık daha büyük olan bizlere o deneyimli Muhtar Emre, belli başlı dualar yanı sıra ahlak öğretisinin, bütün tek tanrılı dinlere, eski Yunan veya Budizm’den aktarıldığını anlatacak kadar aydın, bilgili ve ufuk açıcıydı.

Eğitimde Öğretmenin Rolü Müfredattan da Önemli

Daha önce müfredatta seyreltmeler de oldu, eklemeler de. Ama matematik, analitik ve sentetik geometri, cebir, elektrik ve optik fizik, organik ve inorganik kimya, biyoloji, astronomi ve jeoloji hep önemli derslerdi. Mantık, halk ve divan edebiyatı, batı edebiyatında şiir, doğu edebiyatında nesir, tarih ve coğrafya hep okutuldu. Ayrıca bizlere edebiyatı astronomi ile bile ilişkilendirecek yetkinlikte hocalardan tarafından eğitilme fırsatı sunuldu. Sallabaş Kemal(Gürsan) gibi haşin bir hocanın, astronomi sınavı sırasında yaklaşıp “sen fen şubesindesin. Ama aynı zamanda bir edebiyat aşığısın. Şimdi sana bir ipucu vereceğim” deyip sonra “ Şeb-i Yelda’yı müneccim ve muvakkit ne bilir! Onu müptela-yı gama sor” diye eklemesini hiç unutmam. Evet, soru “en uzun gece” ile ilgiliydi. Ama verdiği bir ipucu değil, Sallabaş Kemal’i hep rahmetle anmama neden olan ve eğitimin bir bütün olduğunu düşündüren bir anlayıştı. Aklınıza estiğince eğitim programı mı değiştirilir? Hem daha önce neden hiç yeniden “Maarife” dönmek gereği duyulmadı

“Seyreltilmemiş”
ağır bir fen şubesi müfredatında yeteneğe de kapı aralandığını hatırlarız. 1967-1968 eğitim öğretim yılında reform diye bazı ders grupları arasında öğrenciye sınırlı seçme hakkı verilmişti. Jeoloji-Kimya arasında olduğu gibi Müzik ve Sanat Tarihi arasında da seçim hakkımız vardı. O yıl vokal ve enstrümantal sanata, klasik batı müziğine ve çok sesli Türk halk müziğine ilgim nedeniyle rahmetli Hulusi Gürses’in müzik dersini seçmiştim. Hışmından dolayı pek az öğrencinin dersini seçtiği “Hulusi Tamtam” sınıfta, 5 ayrı orkestra şefinin yönettiği 5 ayrı orkestradan, aynı senfoni veya konçertoyu dinletir, sonra sınavda birini çalar ve “hangi orkestra şefi, hangi orkestrayı yönetiyor?” Diye sorardı. Bunu anlamak pek mümkün değildi. Ama Hulusi Bey katı açılmadık bir zorlamayla öğrenciye kulak eğitimi ve dinleme disiplini vermeye ve klasik müzik sevgisi kazandırmaya çalışırdı. Müzik ansiklopedisi okumamızı önerirdi. Bazen Handel veya Bach’tan dini bir eseri, sonra Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryo ’sunu dinletirdi. “Hangisi size daha fazla huşu verdi?” Diye öznel bir soru sorardı. “Her ikisi de” deyip, biraz da yorum yapan daha iyi not alırdı. Çünkü müzik ve duygular evrenseldi. Bu satırları başta “devrin en güzel gözlü Maarif Vekili[1] Hasan Ali Yücel olmak üzere eski yetkin bakanlara haksızlık olmasın diye, “Maarif Vekili” diyemeyeceğim Sayın Milli Eğitim Bakanı belki bilmiyordur diye yazıyorum.

Eğitim, Ömür boyu Yetecek Böyle bir Tortu Bırakmalı

Bela Bartok’un Romanya Halk danslarına onun dersinde meftun olup, her Pazar sabahı Şan Sineması konserlerine gitme alışkanlığını o derste edinmiştim. Hulusi Tamtam kanaat notunu bu konserlerde hangi bestecinin bestelerinin, hangi orkestra şefi yönetimindeki İstanbul Senfoni orkestrası tarafından çalındığını sorarak verirdi. Güftesini kendisinin yazdığı bazı klasik müzik bestelerini bize söyletir, ses kullanımı önerilerinde bulunurdu. Dvorak’ın Yeni Dünya Senfonisi kulaklarımda hala Hulusi Beyin güftesiyle yankılanır. Aynı edebiyatta sembolizm akımını Zeki Ömer Defne’nin Stephan Mallarmé ve Ahmet Haşim’den okuduğu birer şiirle hatırladığım gibi.

Şimdi söyleyin Sayın Bakan, siz artık böyle hocalar yetiştirebiliyor musunuz da seyreltilmiş bir “Maarif” programı ile geleceğin gençlerini yetiştirmeye soyunuyorsunuz? Sayın Bakan, şimdi yapmaya çalıştığınız değişiklikleri, bunların gelecekle ilgili amacını aklımız almıyor, vicdanımız kabul etmiyor. Nasıl reva görürsünüz bunları bu ülkeye ve bu ülkenin geleceği olan gençlere? Bunu Atatürk bu ülkeyi gençliğe emanet etti diye mi yapıyorsunuz ki taşıyıcı duvarlar çöksün? Yazık!

[1] Can Yücel’in çocukken hasta yatağında, babası için yazdığı şiiri hatırlayın

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.

deneme bonusu veren siteler - deneme bonusu veren siteler - Konulu Porno Film - Tiktok Video indirme - kingroyal giriş