Beşiktaşlım
Forum Üyesi
- Katılım
- 20 Kas 2023
- Mesajlar
- 10,676
- Puanları
- 0
Günümüzde gerek saha içinde gerekse saha dışında yaşanan futbol kaynaklı şiddet, pek çok insanın mağdur olmasına, yaralanmasına ve hatta hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Bu konuda ülke federasyonları bir dizi tedbir alsa da, önüne geçemediği şiddet olaylarını ve çözüm önerilerini TMOK ve Fair Play Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Seyhan Hasırcı kaleme aldı. Prof. Dr. Hasırcı, futbolda şiddetin kilometre taşlarıyla örneklendirdiği yazısında şu ifadelere yer verdi: 'Öncelikle bu sorunu çözebilmek için tüm Dünya ve özellikle Avrupa ülkelerinin bu konuda neler yaptıklarına bir bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Futboldaki şiddet sorunu daha öncede yazıp söylemiştim, 29 Mayıs 1985’te Belçika’nın başkenti Brüksel’de oynanacak olan Juventus ile Liverpool Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası final maçının başlamasından önce liverpool taraftarlarının İtalyanlara saldırması ve çıkan panik sonucunda bir duvarın çökmesi, ardından taraftarların tel örgüye sıkışması sonucunda 32 italyan, 4 belçikalı ve 1 kuzey İrlandalı olmak üzere, toplam 37 taraftarın öldüğü, adını da bu stadyumdan aldığı Heysel Faciası ile başlamadı kuşkusuz. Bu olayın çok öncesi ve sonrasında yaşanan acı olaylar oldu! Ancak ben Heyzel Faciasının herşeye rağmen bir milat olduğunu söyleyebilirim. Bu faciadan sonra acilen toplanan Avrupa Konseyi çok kısa bir zamanda bir deklarasyon (Bildirge) yayınladı ve bu bildirgeye tüm avrupa ülkeleri (Türkiye dahil) imza koydu. Buna göre furbol sahalarında oluşacak şiddet konusunda o ülkenin Federasyon başkanlarını sorumlu tuttu ve şiddete karşı yapmaları gereken her şeyi 11 madde halinda ülke spor bakanlıklarına yolladı. İngilterenin o günkü başbakanı Margaret Thatcher deklarasyonu beklemeden ilk cezayı kendi Ulusal takımlarına vererek Avrupa şampiyonalarına 5 yıl men cezası verdi! Ve ardından, yayınlanan bildirgeye duyarlı olan ülkeler başta Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, İspanya kuşkusuz ingiltere hemen harekete geçerek istenilen şeyleri uygulamaya geçtiler. Neydi bu yapılan şey? Kuşkusuz öncelikle taraftar dernekleri projesini kurdular, amaç futbol alanlarındaki şiddet problemine köklü bir çözüm getirmekti. Taraftar derneklerinin amacıda spor alanlarındaki şiddetin azaltılması, pozitif taraftar gruplarının çoğaltılması, gerek ulusal ve gerekse uluslararası müsabakalarda ülkelerin bu alanda sağlıklı çözümler üretmesi yatmaktaydı. Sporda şiddetin çözümü için; Yasalar çıkarmanın yerine tüm dünyada uygulanan sosyal içerikli proje ve çalışmaların sayısının arttırılmasının yanı sıra çeşitli kurumların da bu çalışmaların içerisinde aktif olarak görev almaları ve çalışmalara destek olmaları gerekmektedir. Bu kurumlar hem UEFA ve hemde Avrupa konseyinin tanıyıp desteklediği Avrupa Futbol Taraftarları Birliği (FSE), bu konuda hem UEFA’nın ve hem de FIFA’nın desteklediği şiddet karşıtı organizasyonlara katılmaktan başka bir şansımızın olmadığını düşünüyorum. Başlangıçta bir dizi organizasyonun başlatılması söz konusudur. Bu bağlamda Başta Spor Bakanlığımız ve Futbol Federasyonumuz olmak üzere, Tüm üst düzey futbol kulüpleri ile 1. 2. ve 3. Lig kulüplerin bulunduğu tüm il valilikleri, Emniyet Müdürlükleri, Spor il müdürlükleri ortaklaşa bu çalışmanın içerisine girerek, Türkiye genelinin Futbol sahalarındaki şiddeti belirli düzeye indirecek çözüm projelerine odaklanmaları gerekmektedir. Yapılacak olan bu taraftar projesi hemen hemen tüm Avrupa ülkelerince uygulanan ve Avrupa Futbol Taraftarı birliği (FSE) ağına bağlı olarak sürdürülmelidir. Biliyoruz ki! Stadyumlarda yaşanan şiddet, ülkelerin yapısına ve futbol anlayışına göre değişiklik arz etmektedir; Örneğin, İngiltere’de taraftarların şiddete katılımı ile İtalya’daki futbol taraftarının şidete katılımı farklılıklar göstermektedir. Holiganizmi ve taraftar şiddetini işsizlik ve eşitsizlik sorunlarıyla açıklayan kuramcılar, doğal olarak futbolda şiddetin sona ermesi için, bu türden sorunların çözülmesi gerektiği görüşünü paylaşmaktadırlar. Ancak yapılan çeşitli araştırmalar sorunun bu kadarda basit olmadığını ortaya koymuştur. İşsizlik ve çeşitli sosyal eşitsizliklerin tehdidi altındaki gençlerin şiddet üzerinden medyanın ilgisini çekerek seslerini duyurmaları tespiti belki sorunun bir boyutunu oluşturuyor olsa da, tam olarak bu sorunu bu şekilde açıklamak yeterli olmamıştır. Bu bağlamda çözüm için; Eğitim ve Gelişim çalışmaları yapmak zorundayız; Bunun için TFF’nuna büyük görevler düşmektedir; Şöyle ki! Öncelikle Federasyon bünyesinde bu alanda çalışabilecek bilgi, görgü ve deneyim sahibi kişilerden oluşan bir birim kurmalıdır. bu birimin adı Taraftar Koordinasyon Merkezi olmalıdır. Bu birimin ortaya koyacağı plan ve projelerin, Futbolun tüm paydaşlarına (Sporcu, antrenör haken ve yöneticilerine) zaman geçirmeden bilgiler aktarılması bağlamında çalışmalara başlaması gerekir. Bu içerik ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarımızda mevcuttur, yeter ki yetkili kurumlar buna onay ve imkan sağlasınlar. Saygılarımla' | Duhuliye