Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Adnan Dinçer'in köşe yazısı
Katar'da çok farklı bir Dünya Kupası oynandı. Son derece kaliteli ve günümüze budur dedirtecek ekonomik boyutu değişik, adı da öyle olacak kupa finalinde önemli en belirgin taraf futboldaki yeni çağrışımlardı.
İlk maçında Suudi Arabistan'a yenilen Arjantin dünya şampiyonu oldu.
35 yaşındaki Messi, Mbappe ile finalin gol adamlarıydı. Güleç yüzlü Mbappe 4 gol atmasına karşın kupanın gol kralı olsa da takımını kurtaramadı. Messi ise belki de ilk kez Arjantin formasıyla alkışlandı.
Gurur meselesi yaptığı 90 dakikalarda gözler hep ondaydı. Kaleciler penaltılar dahil olmak üzere çok başarılıydı. Hakemler problemsiz denilebilecek yönetimleriyle kupanın stratejisiyle oynamadılar.
Takımlar birçok karşılaşmada uzatmalara kadar giden dengeyi bozma mücadelesi verdi.
Fas, başarısıyla birlikte "Futbolda biz de varız" dedi. Zira futbolun sadece bir güç değil, bir eğitim gerçeği olduğunu hatırlattılar. Bazı karşılaşmalarda sürpriz sonuçlar ön yargılı tahmincileri yanılttı.
Favori kabul edilen Brezilya ve İngiltere'ye "Final oynar" diyenler yanılırken Almanya'nın gruptan dahi çıkamadığını gördüler. Mevsim ve dönem olarak böylesine ligleri tatil ettiren turnuvaya ilk kez şahit olduk.
Asıl gerçek çölün ortasında küçük sanılan bir ülkenin zorlamalarla FIFA'yı ikna ederek oynattığı bu turnuva tarihe geçmiştir. Yeniden büyük bir takım ve yıldız futbolcu ortaya çıkmazken Cristiano Ronaldo'nun hazin sonu aklımızdan gitmeyen bir süreç içinde kalacaktır.
Ayrıca hatırlamamız gereken gerçek bu kupada finalin kıyısından dönen, geçen kupada finalde kaybeden Hırvatistan'ın devam eden başarısıdır.
Modric'in en istikrarlı orta alan oyuncusu olarak ortaya koyduğu futbol dikkate alınmalı.
Özetlersek, ekonomik yönü ağır basan bir kupa yaşandı. Şimdi merak ettiğim kendi liglerinde futbolcuların göstereceği performanstır.
Birçok teknik adamın görevine son verilmesi de turnuvanın hangi anlamda özellik taşıdığını ortaya koymakta.
Kendi adıma tek üzüntüm yaşamımızı verdiğimiz futbolumuzun bu turnuvada esamesinin dahi okunmamış olması. FIFA, bir hakemimizi dahi düşünmemişse şapkamızı önümüze koymamız gerekir.
Adnan DİNÇER / Cumhuriyet
Katar'da çok farklı bir Dünya Kupası oynandı. Son derece kaliteli ve günümüze budur dedirtecek ekonomik boyutu değişik, adı da öyle olacak kupa finalinde önemli en belirgin taraf futboldaki yeni çağrışımlardı.
İlk maçında Suudi Arabistan'a yenilen Arjantin dünya şampiyonu oldu.
35 yaşındaki Messi, Mbappe ile finalin gol adamlarıydı. Güleç yüzlü Mbappe 4 gol atmasına karşın kupanın gol kralı olsa da takımını kurtaramadı. Messi ise belki de ilk kez Arjantin formasıyla alkışlandı.
Gurur meselesi yaptığı 90 dakikalarda gözler hep ondaydı. Kaleciler penaltılar dahil olmak üzere çok başarılıydı. Hakemler problemsiz denilebilecek yönetimleriyle kupanın stratejisiyle oynamadılar.
Takımlar birçok karşılaşmada uzatmalara kadar giden dengeyi bozma mücadelesi verdi.
Fas, başarısıyla birlikte "Futbolda biz de varız" dedi. Zira futbolun sadece bir güç değil, bir eğitim gerçeği olduğunu hatırlattılar. Bazı karşılaşmalarda sürpriz sonuçlar ön yargılı tahmincileri yanılttı.
Favori kabul edilen Brezilya ve İngiltere'ye "Final oynar" diyenler yanılırken Almanya'nın gruptan dahi çıkamadığını gördüler. Mevsim ve dönem olarak böylesine ligleri tatil ettiren turnuvaya ilk kez şahit olduk.
Asıl gerçek çölün ortasında küçük sanılan bir ülkenin zorlamalarla FIFA'yı ikna ederek oynattığı bu turnuva tarihe geçmiştir. Yeniden büyük bir takım ve yıldız futbolcu ortaya çıkmazken Cristiano Ronaldo'nun hazin sonu aklımızdan gitmeyen bir süreç içinde kalacaktır.
Ayrıca hatırlamamız gereken gerçek bu kupada finalin kıyısından dönen, geçen kupada finalde kaybeden Hırvatistan'ın devam eden başarısıdır.
Modric'in en istikrarlı orta alan oyuncusu olarak ortaya koyduğu futbol dikkate alınmalı.
Özetlersek, ekonomik yönü ağır basan bir kupa yaşandı. Şimdi merak ettiğim kendi liglerinde futbolcuların göstereceği performanstır.
Birçok teknik adamın görevine son verilmesi de turnuvanın hangi anlamda özellik taşıdığını ortaya koymakta.
Kendi adıma tek üzüntüm yaşamımızı verdiğimiz futbolumuzun bu turnuvada esamesinin dahi okunmamış olması. FIFA, bir hakemimizi dahi düşünmemişse şapkamızı önümüze koymamız gerekir.
Adnan DİNÇER / Cumhuriyet