...herkes duruyor. Bende durdum. Belki de biri bir diğerinin hareket etmesini bekliyor demedim değil. Ama durmaya devam ettim. Ve izlemeye başladım telefonlar ellerimizde...
Herkesin ekonomist, psikolog, doktor, mimar olduğu güzel ülkemden merhaba. Nice meslekler var tabi ama bu dördü yaşamda kalmamız için çokça önemli. Ve ne şanlıyız ki birbirimize yatırım önerileri verebilecek kadar büyük bir ekonomik krizden geçiyor, o önerilerin psikolojinizi bozan seviyeye gelindiğinde en basit yolla kitap öneriyor, midenize kramplar girdiğinde nane limon kaynatıyor, konu ev ya da herhangi bir yaşam alanı ise de alınır, satılır hatta bizim Niyazi Usta halleder diyebiliyoruz.
Tabi ve doğal olan tek şey her ne koşulda olursa olsun yaşamda kalmak olan insan için Sakıp Sabancı'nın ''Her konuda bir şeyi bir konuda her şeyi bileceksin.'' Sözünü duyduğumda evet demiştim. Bu cümle yaşamın içindeki yerinizi, sosyal seviyedeki ilgi alanınızı, o ilginin sizi başka başka insanlar içinde en azından fikrinizi ortaya koymak için çok mühimken, o tek bir şeyi çok iyi bilmek ya da geliştiriyor olmak yaşamda kalmanızı sağlayan bilime, sanata, doğaya, hayvana, insana muhakkak fayda sağlayan o konu sizin yaşamda kalmanızı sağlıyor. Ve gerçekte tüm konu o ilkel beynimizin bildiği yaşamda kalmak.
Sanatçı bir dostumun atölyesindeyim. Telefonu çalıyor kulak verdiğim bir konuşma da değil. Telefonu kapatıyor ve diyor ki '' Şu kadar TL'lik heykel yapmamı istiyor diyor'' Şaşkın bir ifade bürünüyor yüzümüzde... Benden sana seni anlatacak olan o heykelin benim yapabileceğimi biliyorsun ama şu kadarlık diyebiliyorsun! Şaşırıyorum birbirimizin yüzüne bakıyor ve susuyoruz. Susmak mühim mesele.
Başıma gelen yine büyük şaşkınla karşıladığım bir konu geliyor aklıma. Tamamlamak üzere olduğumuz bir dairenin duvarlarına günlerce galerilerden tablo baktığımız evin son teslim gününde tablolar geldi. Heyecanla asmayı planladığım yerleri düşünürken, tuhaf bir gülüşle heheheheh gibi bunları yaptırdık dedi! İlginç bir detay daha eser zannettiğim eserler eve girdiğinde rastgele paketlediği dikkatimi çekmişti, ayrıntılar önemli ya... Bir şekilde baskıları alınmış bazı ise birine çizdirilmiş. Ahh dedim varlık bilinci neredesin? Parası ile her şeyi yaptırabileceğine inanan hatta yaptıran o insanlar.
Yakın zamanda bir davete katıldım, şahane bir mekân bir markanın lansmanı var, müzik, ikramlar her şeye çok özenilmiş. Herkes duruyor müzik gerçekten durmaya çok müsait değil. Ama herkes duruyor. Bende durdum. Belki de biri bir diğerinin hareket etmesini bekliyor demedim değil. Ama durmaya devam ettim. Ve izlemeye başladım telefonlar ellerimizde Dj kabinine sokularak videolar çekiliyor, birbirini tanıyanlar fotoğraflar çekiliyor. Davetlilerin birçoğu sosyal medya takipçileri fazla olan hayatın içinde takip edilmeye değer görülmüş hatta bunu iş haline getirmişler. Çektikleri an gülüyorlar ve kafalarını ellerindeki ekrana dönerek paylaşıyorlar zor olmalı... Eve gittim tüm paylaşımlara baktım o alanda olmasaydım vay be derdim ne eğlenmişler. Ama oradaydım.
İlgimi çeken bir konu başlığını dinlemek için bir konferansa katıldım. O konu hakkında uzman ve deneyimlerini paylaşan kişiyi uzun zamandır okuyor ve takip ediyorum. Benim için verimli bir söyleşi olmaya devam ederken, yanımda hiç tanımadığım biri bir diğerine ne anlatıyor bu dedi, aralarında gülüştüler. Konferansın sonunda konuşmacı anlattıklarım hakkında bir soru olan var mı? Diye sordu. Yanımdaki diğerine ne anladık ki dedi! Ben dayanamadım anlamadığınızı sorabilirsiniz dedim. Ya sorayım da bir daha mı anlatsın dedi!
Merhaba dedim, tanıştık sosyal medya hesaplarımızdan birbirimiz takibe aldık. Hikayelerine baktım aynı alanda olduğumuz o konu ile ilgili paylaşımları ise her şeyi anlamış hatta anlatacak gibiydi ...
***
Yakın zamanda biri ofisime geldi. Ne iş yaptığım çok belli olan biriyim. İhtiyaçlarını belirleyeceğimiz bir görüşme geçeceğini düşünüyordum. Uzun uzun kendinden bahsetti hatta benim alanım ile ilgili tanıdıklarından, çözüm ortaklarının olduğunu söyledi, tanıştırabileceğini söyledi, çok memnun olacağımı söyledim, ama henüz asıl konumuza gelemedik. O konuşuyor ben dinliyorum ve son söze geldi konu. Benden ne istiyorsunuz dedim. Fikir dedi.
Bu kısa notlar benim başımdan sıkça geçiyor birbirimizin alanında saygı ile var olacağımız bir bilinçle yaşamda, gerçekten biraz daha gerçeğe yakın duracağımız ilişkiler içinde olmak istiyorum. Ya siz?
Nazım Hikmetin'in YAŞAMAYA DAİR şiirinden ilk dörtlüğünü bırakmak istiyorum buraya.
''Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi meselâ,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.''
Fazıl Say (feat. Genco Erkal)'ın, Ada Müzik etiketiyle yayınlanan "Nazım Oratoryosu" albümünde yer alan
''Arkadaşlık büyük bir şey değildir. Küçük milyonlarca şeyden oluşur.''
Anonim
Çok sevdim bu anonim sözü olsun haftaya buradan devam edebilirim.
Sevgiler
Herkesin ekonomist, psikolog, doktor, mimar olduğu güzel ülkemden merhaba. Nice meslekler var tabi ama bu dördü yaşamda kalmamız için çokça önemli. Ve ne şanlıyız ki birbirimize yatırım önerileri verebilecek kadar büyük bir ekonomik krizden geçiyor, o önerilerin psikolojinizi bozan seviyeye gelindiğinde en basit yolla kitap öneriyor, midenize kramplar girdiğinde nane limon kaynatıyor, konu ev ya da herhangi bir yaşam alanı ise de alınır, satılır hatta bizim Niyazi Usta halleder diyebiliyoruz.
Tabi ve doğal olan tek şey her ne koşulda olursa olsun yaşamda kalmak olan insan için Sakıp Sabancı'nın ''Her konuda bir şeyi bir konuda her şeyi bileceksin.'' Sözünü duyduğumda evet demiştim. Bu cümle yaşamın içindeki yerinizi, sosyal seviyedeki ilgi alanınızı, o ilginin sizi başka başka insanlar içinde en azından fikrinizi ortaya koymak için çok mühimken, o tek bir şeyi çok iyi bilmek ya da geliştiriyor olmak yaşamda kalmanızı sağlayan bilime, sanata, doğaya, hayvana, insana muhakkak fayda sağlayan o konu sizin yaşamda kalmanızı sağlıyor. Ve gerçekte tüm konu o ilkel beynimizin bildiği yaşamda kalmak.
***
Sanatçı bir dostumun atölyesindeyim. Telefonu çalıyor kulak verdiğim bir konuşma da değil. Telefonu kapatıyor ve diyor ki '' Şu kadar TL'lik heykel yapmamı istiyor diyor'' Şaşkın bir ifade bürünüyor yüzümüzde... Benden sana seni anlatacak olan o heykelin benim yapabileceğimi biliyorsun ama şu kadarlık diyebiliyorsun! Şaşırıyorum birbirimizin yüzüne bakıyor ve susuyoruz. Susmak mühim mesele.
Başıma gelen yine büyük şaşkınla karşıladığım bir konu geliyor aklıma. Tamamlamak üzere olduğumuz bir dairenin duvarlarına günlerce galerilerden tablo baktığımız evin son teslim gününde tablolar geldi. Heyecanla asmayı planladığım yerleri düşünürken, tuhaf bir gülüşle heheheheh gibi bunları yaptırdık dedi! İlginç bir detay daha eser zannettiğim eserler eve girdiğinde rastgele paketlediği dikkatimi çekmişti, ayrıntılar önemli ya... Bir şekilde baskıları alınmış bazı ise birine çizdirilmiş. Ahh dedim varlık bilinci neredesin? Parası ile her şeyi yaptırabileceğine inanan hatta yaptıran o insanlar.
***
Yakın zamanda bir davete katıldım, şahane bir mekân bir markanın lansmanı var, müzik, ikramlar her şeye çok özenilmiş. Herkes duruyor müzik gerçekten durmaya çok müsait değil. Ama herkes duruyor. Bende durdum. Belki de biri bir diğerinin hareket etmesini bekliyor demedim değil. Ama durmaya devam ettim. Ve izlemeye başladım telefonlar ellerimizde Dj kabinine sokularak videolar çekiliyor, birbirini tanıyanlar fotoğraflar çekiliyor. Davetlilerin birçoğu sosyal medya takipçileri fazla olan hayatın içinde takip edilmeye değer görülmüş hatta bunu iş haline getirmişler. Çektikleri an gülüyorlar ve kafalarını ellerindeki ekrana dönerek paylaşıyorlar zor olmalı... Eve gittim tüm paylaşımlara baktım o alanda olmasaydım vay be derdim ne eğlenmişler. Ama oradaydım.
***
İlgimi çeken bir konu başlığını dinlemek için bir konferansa katıldım. O konu hakkında uzman ve deneyimlerini paylaşan kişiyi uzun zamandır okuyor ve takip ediyorum. Benim için verimli bir söyleşi olmaya devam ederken, yanımda hiç tanımadığım biri bir diğerine ne anlatıyor bu dedi, aralarında gülüştüler. Konferansın sonunda konuşmacı anlattıklarım hakkında bir soru olan var mı? Diye sordu. Yanımdaki diğerine ne anladık ki dedi! Ben dayanamadım anlamadığınızı sorabilirsiniz dedim. Ya sorayım da bir daha mı anlatsın dedi!
Merhaba dedim, tanıştık sosyal medya hesaplarımızdan birbirimiz takibe aldık. Hikayelerine baktım aynı alanda olduğumuz o konu ile ilgili paylaşımları ise her şeyi anlamış hatta anlatacak gibiydi ...
***
Yakın zamanda biri ofisime geldi. Ne iş yaptığım çok belli olan biriyim. İhtiyaçlarını belirleyeceğimiz bir görüşme geçeceğini düşünüyordum. Uzun uzun kendinden bahsetti hatta benim alanım ile ilgili tanıdıklarından, çözüm ortaklarının olduğunu söyledi, tanıştırabileceğini söyledi, çok memnun olacağımı söyledim, ama henüz asıl konumuza gelemedik. O konuşuyor ben dinliyorum ve son söze geldi konu. Benden ne istiyorsunuz dedim. Fikir dedi.
Bu kısa notlar benim başımdan sıkça geçiyor birbirimizin alanında saygı ile var olacağımız bir bilinçle yaşamda, gerçekten biraz daha gerçeğe yakın duracağımız ilişkiler içinde olmak istiyorum. Ya siz?
Nazım Hikmetin'in YAŞAMAYA DAİR şiirinden ilk dörtlüğünü bırakmak istiyorum buraya.
''Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi meselâ,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.''
Fazıl Say (feat. Genco Erkal)'ın, Ada Müzik etiketiyle yayınlanan "Nazım Oratoryosu" albümünde yer alan
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
''Arkadaşlık büyük bir şey değildir. Küçük milyonlarca şeyden oluşur.''
Anonim
Çok sevdim bu anonim sözü olsun haftaya buradan devam edebilirim.
Sevgiler