Fedakar Anne - Ümmü Süleym(r.a.) Asrı Saadet Günlüğüm 1/365

Rümeysa

Forum Üyesi
22 Eyl 2022
1,257
0
0
Kıyamıyoruz değil mi henüz 4-6-8 ya da 10 yaşındaki çocuklarımızı ekmek almaya dahi göndermeye..

Bizler çocuklarımızın iyi bir meslek sahibi olması için ciddi çabalar gösteriyoruz. Senelerce onların sabahın soğuğunda okula gitmesine oradan gireceğim ki bu yüzden göz yumabiliyoruz tabirini kullanacağım. Ancak mesele sabah namazına geldiğinde kıyamıyor ve "üşür, hasta olur" diyerek onları sabah namazına kaldırmıyoruz. Bu demek değil ki çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz, bu demek değil ki onları bu dünyanın dışında yetiştireceğiz. Kesinlikle bu demek değil bu. Ancak çocuklarımızı dünyalıklar için böylece eğitmek için verdiğimiz mücadeleyi Allah yolunda yetişmesi için veriyor muyuz? Meslekler geçicidir, dünya hayatı eğlenceden ibarettir. Hayır ve hasenat ölümsüzdür.

Asrı Saadet Günlüğümüzün bugünkü sayfasında Fedakârlığı tarihe kazınmış olan Ümmü Süleym (r.anha) var. Kocası "kendin ne yaparsan yap ama eğer bu dini evlatlarıma da aşılamaya kalkarsan sizi bırakır giderim" tehtidinde bulunduktan sonra yine bir gün onu oğulları Bera ve Enes'e İslam'ı telkin ederken görmüştü. Bunun üzerine evi terkedip Şam yolunda kan davalısı tarafından küfür üzere öldürülmüştü. Ümmü Süleym validemizin Allah ilk fedakarlığı çocuklarının babasından Allah'ın rızasını kazanmak üzere vazgeçmesiydi. Kocası öldürüldükten sonra Ümmü Süleym iki yıl dul kaldı. İki yıl dul kalması ise bu fedakarlığın devamı niteliği taşıyordu. İman kalbe nüfüz ederse dışa vurumu fedakarlık olur dostlar..
Evlenmek isteyen onlarcasına "şuanda işim var, evliliği düşünmüyorum" demişti. Peki Neydi işi?

Ben çocuklarımın imanı için gayret gösteriyor ve mücadele veriyorum. Bu yüzden evliliği düşünmüyorum demişti. Ümmü Süleym'in Allah yolunda fedakarlıkları saadet asrında yaşayanların her birinde olduğu gibi saymakla bitesi değildi. Biz dilimizin döndüğünü size aktaracağız.

Bilmeliyiz ki çocuklarımızı Allah yolunda yürütünce bize yürüyecekler. Bilmeliyiz ki, Allah için feda edince bize bağışlanacaklar. Selam olsun onlara.. İbrahim aleyhisselam'a, oğlu İsmail aleyhisselam, ona yerine feda edeceği bir kurbanlık gönderilince mi bağışlandı yoksa o Allah'ın rızası için canından çok sevdiği İsmail'ini Allah yolunda feda etmekten geri kalmadığı için mi?

Kişisel gelişim ve güçlü karakter için şu ikisi oldukça mühimdir:

1-Kuran'ı rehber,
2-Resûlullah'ı önder edinmek.

Tebük'te şöyle buyurmuşlardı:

1-İyi biliniz ki, sözlerin en doğrusu Allah'ın kitabıdır.
2-Sünnetlerin en hayırlısı ise Muhammed'in sünnetleridir.

Allah ve Resûlü'nü dünya ve içindekilerden daha fazla sevmedikçe kâmil mümin olunmaz. Sadece seviyorum demekle de olmaz. Çocuklarımızı cennete yürütmenin yolu, önce onları Kitabullah yolunda yürütmekten geçer. Anne vicdanı hassastır. Biliyorum onları çok seviyorsunuz. Zaten çok sevdiğinizi bildiğim ve onları emin bir yola koymanız için gönlünüzde canlandırmanızı istediğim kısa bir örneği Asrı Saadet'ten size getiriyorum.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem'in Medine'ye hicreti, orada bulunan müslümanlar tarafından coşku ve heyecanla karşılandı. Hepsi ona hizmet aşkıyla yanıp tutuşuyorlardı. Maddi konumu yüksek müslümanlar, Peygamberimizin ihtiyaçlarını karşılarken, ellerinde avuçlarında kendi ihtiyaçları için bile imkanı olmayanlar, Allah Resulü'ne ikram edecek kıymette birşey bulamayınca üzülüyorlardı. Ümmü Süleym(r.anh), fakir ve yoksuldu. Geçimlerini temin etmekte de zorlanıyorlardı. Çokça düşünmüş, uykuları kaçmış ama Peygamberine götürebilecek birşey bulamamıştı. Hazreti Enes radıyallahu anh henüz on yaşındaydı. Biricik Enes'inin elinden tutup huzura geldi.
-Ey Allah'ın Resulü! Dünya malı namına sana ikram edecek tek bir şeyim dahi yok. Kabul buyurursanız oğlum Enes hizmetkârınız olsun.

Hediyesi, bütün dünya mallarından kıymetli ve herkesten fedakarcaydı. Ya Enes'e ne demeliydi? 10 yaşında bir çocuğu ninesine, dedesine bırakırken dahi orada kalmak istemezken Hazreti Enes İsmaili bir teslimiyetle Resûlullah'ın evine çıkagelmişti. İsmail aleyhisselam,* Babası İbrahim'e "Hiç tereddüt etmeden: "Babacığım! Sana emredilen neyse onu yap; inşallah beni sabredenlerden bulacaksın" diye cevap vermişti. İman nüfuz ederse gönüle, tezahürü fedakârlık olur dostlar..
Henüz on yaşındaki şefkat ve ilgiye muhtaç yavrusunu odası her gün ziyaretçilerle dolup taşan ve özellikle bütün Arap Yarımadası'nın gözlerini üzerine diktiği Allah Resûlü gibi bir zatın hizmetine vermek herkesin harcı değildi. Ümmü Süleym (r.anh) bunu gönülden yapmıştı. Fedakarlığın hat safhada olduğu bir dönemde Resûlullah'a sevgisini yakinen gösterenlerden birisi olmuş ve Peygamberimizde bu sevginin karşılığı olarak Enes'i hizmetine kabul etmişti.
Hazreti Enes -ki Allah ondan razı olsun- Bedir Gazvesi'ne yaşı küçük olduğu için savaşçı olarak iştirak edememiş ancak yine de Peygamberimizin yanında bulunmuştu. Daha sonra Hudeybiye Antlaşması, Hayber seferi, Mekke'nin fethi, Huneyn Gazvesi, Tâif kuşatması ve Vedâ haccında da Resûlullah'ın yanında bulundu. Allah Resulü'ne hizmetiyle tanındı ve en çok hadis rivayet eden(rivayetlerinde derin titizlik gösteren) sahâbîlerden birisi olarak bizlere ışık tuttu.

Kur'an ve sünnet ahlakı ile yetiştirmek istediğimiz çocuklarımız için fedakârlık edelim ki, bizler Ümmü Süleym(r.anh) ile evlatlarımız da Hazreti Enes (r.anh) ile aynı cennete talip olabilelim. Allah hepsinden ebeden razı olsun. Es selamu aleyküm ve rahmetullah.
 
Üst