Beşiktaş Kongre Üyesi Masis Kuyumcu, Duhuliye okurları için kaleme aldı
Futbol farklı kültürdeki insanları bir noktada buluşturan bir spor dalıdır. Bu spor dalı bir çok kişiye iş sahası açtığı gibi iyi yönetildiği taktirde kulüplerin ciddi bir gelir kaynağıdır. Milyonlarca kişiyi dünyada peşinde koşturan bu spor dalını iyi yönetenleri görebiliyoruz. Peki bizim ülkemizde insanlar neden sormaz bu kadar kasa girdisine karşı kulüpler neden batma noktasında diye? Aslında sorunun cevabı çok basit.
Sporun içinden gelen insanlar bu göreve soyunmadığı sürece bu devran böyle sürer gider kimsede şikayet etmesin. Bu gelinen durumda suçlu aramaya gerek yok. Herkes suçlu. Kulüplere reklam olsun diye talip olacak yönetimler yerine başka sporun içinden gelenler talip olmalı.
Sosyal medyayı çok sık kullanan biriyim. Son zamanlarda yazılan yazıları kabul etmek mümkün değil. Ortada bir seçim yok, seçim rüzgarı estirmeye çalışanlar var. Aslı astarı olmayan dedikodular üretip yayan kişiler kendi bindiği dala zarar veriyor. İşi sadece ortalığı karıştırmak kaos yaratmak ve bundan zevk almak olan insanlara prim vermemek lazım.
Şenol Güneş kötü hocamı tabii ki değil. Mecbur kalıyor sürekli rotasyon yapmaya, gidip kendisine sorsanız eminim ki o da bu durumdan memnun değildir.
Hocanın şapkadan tavşan çıkartması bekleniyor. O sihirbazın görevi. Herkes görevini yaparsa başarı gelir. Taraftarın, hocanın ve yönetimin almayı düşündüğü oyunculara karışmaması lazım.
Forma aşkı diye bir şey oyuncularda aranmaz, o eskide kaldı.Nasıl ki eski tribünün bir daha geri gelmeyeceği gibi. Biraz eski tribünleri yaşamış kapalı tribün kapılarında sabahlayan biri olarak isterseniz bilmeyenlere o dönemleri yaşamamış olanlara özet geçeyim.
O dönenlerin tribün abileri çok farklıydı gruplaşmalara müsaade verilmediği gibi ,Her 12 kişi yan yana gelip dernek veya grup oluşturmuyorlardı.
Sete çıkan tribün liderleri belli idi . Dostluklar arkadaşlıklar menfaatsız, başkanların arkasında el pençe dolaşanlar yoktu.
Şimdi ligde başarı sağlanamadığı zaman boş tribünlere oynanıyor ama o zamanlar rakip tribünler bizi taklit ediyordu .15 sene şampiyon olamadık ama takımımız dolu tribünlere oynuyordu .
Her sene artan bir seyirci kitlemiz vardı çünkü muhteşem bir tribünümüz vardı. Rakibe baskı uygulayan 90 dakika susmayan futbol sahasına hiç bir faydası olmayan tezahüratlar yapılmasına tribün liderleri müsaade etmezdi. Cep telefonu sosyal medya yoktu ama iletişim mükemmeldi .
O günlere geri dönmek mümkün değil , ama o dönemi yaşayan bizler bile şimdi Biz olmayı malesef başaramıyoruz. Onun için kimseye kızmamak lazım .
Şimdi adı endüstriyel futbol olan eskiden 90 dakika susmayan cefakar taraftar yerine, maçı sinema, tiyatro gibi izleyen gelir seviyesi yüksek kişiler tribünde izlemeye başladı . Bunun nedeni tabii ki artan bilet fiyatları tribünlere dönüp baktığımızda foto ve selfie çeken saha içindeki oyundan kopuk eskiden rakip topçu tribün gazabından taç atmaya korkanın yerini almış durumda . Yani uzun lafın kısası ne yazık ki sosyal medya taraftarı çoğalmış durumda.
Masis KUYUMCU
Futbol farklı kültürdeki insanları bir noktada buluşturan bir spor dalıdır. Bu spor dalı bir çok kişiye iş sahası açtığı gibi iyi yönetildiği taktirde kulüplerin ciddi bir gelir kaynağıdır. Milyonlarca kişiyi dünyada peşinde koşturan bu spor dalını iyi yönetenleri görebiliyoruz. Peki bizim ülkemizde insanlar neden sormaz bu kadar kasa girdisine karşı kulüpler neden batma noktasında diye? Aslında sorunun cevabı çok basit.
Sporun içinden gelen insanlar bu göreve soyunmadığı sürece bu devran böyle sürer gider kimsede şikayet etmesin. Bu gelinen durumda suçlu aramaya gerek yok. Herkes suçlu. Kulüplere reklam olsun diye talip olacak yönetimler yerine başka sporun içinden gelenler talip olmalı.
Sosyal medyayı çok sık kullanan biriyim. Son zamanlarda yazılan yazıları kabul etmek mümkün değil. Ortada bir seçim yok, seçim rüzgarı estirmeye çalışanlar var. Aslı astarı olmayan dedikodular üretip yayan kişiler kendi bindiği dala zarar veriyor. İşi sadece ortalığı karıştırmak kaos yaratmak ve bundan zevk almak olan insanlara prim vermemek lazım.
Şenol Güneş kötü hocamı tabii ki değil. Mecbur kalıyor sürekli rotasyon yapmaya, gidip kendisine sorsanız eminim ki o da bu durumdan memnun değildir.
Hocanın şapkadan tavşan çıkartması bekleniyor. O sihirbazın görevi. Herkes görevini yaparsa başarı gelir. Taraftarın, hocanın ve yönetimin almayı düşündüğü oyunculara karışmaması lazım.
Forma aşkı diye bir şey oyuncularda aranmaz, o eskide kaldı.Nasıl ki eski tribünün bir daha geri gelmeyeceği gibi. Biraz eski tribünleri yaşamış kapalı tribün kapılarında sabahlayan biri olarak isterseniz bilmeyenlere o dönemleri yaşamamış olanlara özet geçeyim.
O dönenlerin tribün abileri çok farklıydı gruplaşmalara müsaade verilmediği gibi ,Her 12 kişi yan yana gelip dernek veya grup oluşturmuyorlardı.
Sete çıkan tribün liderleri belli idi . Dostluklar arkadaşlıklar menfaatsız, başkanların arkasında el pençe dolaşanlar yoktu.
Şimdi ligde başarı sağlanamadığı zaman boş tribünlere oynanıyor ama o zamanlar rakip tribünler bizi taklit ediyordu .15 sene şampiyon olamadık ama takımımız dolu tribünlere oynuyordu .
Her sene artan bir seyirci kitlemiz vardı çünkü muhteşem bir tribünümüz vardı. Rakibe baskı uygulayan 90 dakika susmayan futbol sahasına hiç bir faydası olmayan tezahüratlar yapılmasına tribün liderleri müsaade etmezdi. Cep telefonu sosyal medya yoktu ama iletişim mükemmeldi .
O günlere geri dönmek mümkün değil , ama o dönemi yaşayan bizler bile şimdi Biz olmayı malesef başaramıyoruz. Onun için kimseye kızmamak lazım .
Şimdi adı endüstriyel futbol olan eskiden 90 dakika susmayan cefakar taraftar yerine, maçı sinema, tiyatro gibi izleyen gelir seviyesi yüksek kişiler tribünde izlemeye başladı . Bunun nedeni tabii ki artan bilet fiyatları tribünlere dönüp baktığımızda foto ve selfie çeken saha içindeki oyundan kopuk eskiden rakip topçu tribün gazabından taç atmaya korkanın yerini almış durumda . Yani uzun lafın kısası ne yazık ki sosyal medya taraftarı çoğalmış durumda.
Masis KUYUMCU