haberler
Forum Üyesi
1) olumsuz beklentilerini olumluya dönüştür
genelde kendimizi ezmeye çok yatkınızdır ve her tür durumda becerilerimizi olduğundan daha az ve kötü görürüz. örneğin okulda veya iş yerinde sana topluluk önünde konuşma görevi verilse ve buna benzer bir tecrübeyi en son ilkokulda yaşamış ve o tecrübende çok kötü geçmişse, şu an otuz yaşında olmana rağmen hemen kendini ezmeye başlarsın.
"ben kim topluluk önünde konuşmak kim, en son ilkokul üçüncü sınıfta başına geleni unuttun mu, sınıfın önünde far görmüş tavşan gibi kalmış herkese rezil olmuştun şimdi de aynısı olacak" gibisinden kendini ezdikçe ezersin ve giderek bu işte çuvallayacağına iman edersin. sen inandıkça gerçekten de öyle olur.
kendine bu kötülüğü yapacağına beynindeki bu telkin mekanizmasını avantajına kullan.
örneğin, baktın topluluk önünde konuşma görevinden hafiften tırsmaya başladın, hemen kendine olumlu telkinlerde bulunmaya başla. örneğin "ben harika bir konuşmacıyım ve insanlar benim fikirlerime ilgi duyarlar." bu olumlu cümleyi inanmasan bile, sana saçma gelse bile inatla tekrar etmeye devam et. kısa süre içinde beyninin telkin mekanizması devreye girecek ve sinir sistemin etkilenerek kendine güvenin artacaktır çünkü dostum beynin aynen bir bilgisayar gibi ona verdiğin sürekli telkine göre şekillenir.
eğitimli ve rasyonel insanların "cahil cesareti" olarak yaftaladıkları şey aslında budur.
bazı insanlar kendilerine o kadar güvenli telkinlerde bulunurlar ki beyinlerini istedikleri hedefe rahatça odaklarlar. örneğin sen son derece yakışıklı bir erkek olmana rağmen gidip sevimli bir kadına "merhaba" demek için elli kere düşünürken senin yarın bile olmayan adam kendine sürekli "ben acayip yakışıklıyım kızlar bana bayılır" şeklinde telkinde bulunduğu için çoktan tanışıp telefon numarasını cebine kaydetmiştir.
aşırı analitik insanlarsa tam tersine kendilerine "gerçekçi olmak" adına sürekli olumsuz telkinlerde bulundukları için kendilerinden daha "az gerçekçi" insanlara göre daha başarısız olurlar.
2) şüphe içeren kelimeler kullanma
sana bir şey sorulduğu ya da fikrin istendiği zaman "bildiğim kadarıyla", "tam emin değilim ama" veya "belki şöyledir" gibi şüphe ve karmaşa içeren kelimeler kullanma. bazı insanlar bir şey hakkında uzman bile olsalar bir türlü kendilerinden emin olamazlar ve aşırı analiz yaparlar. bunun tersine eğer bir konuda gerçekten bir fikrin varsa, doğru olduğunu düşündüğün her neyse bunu kendine emin şekilde söyle ve kelimelerini buna göre seç. örneğin "inanıyorum ki" "bildiğim şudur ki" ve "şunu kesinlikle söyleyebilirim ki" şeklinde yoruma açık olmayan kelimeler kullan. insanlar kendilerinden emin şekilde konuşan insanların sözlerine daha kolay inanırlar. ancak burada tabi gerçekten bilmediğiniz ve ehil olmadığınız konularda bunu yapın demiyorum ama bilgi ve tecrübeniz olan konularda da çok alçakgönüllü olmayın.
3) kendine güvenli olduğun anları hatırla
bazı durumlarda kendine güveninin azalmaya başladığını hissettiğin an hemen beynindeki eski dosyaları aç. örneğin bir iş görüşmesine gittin ve kapının önünde beklerken kendinde güvensizlik hissetin. tam o anda hemen zihninde daha önce yaşadığın ve kendine güven patlaması hissettiğin eski tecrübeni düşün mesela halı saha maçında üç gol attığın gün. beynin bu olayı canlandırdıkça onunla alakalı duyguları da hatırlayacak ve garip şekilde tüm bu hisleri o anki durumuna yansıtacaktır. aynen bir kavanozda sakladığın paraları ihtiyacın olduğu zaman kullanman gibi. güveninde sarsılma hissettiğin an hemen zihnindeki anılar kavanozunu aç ve biriktirdiğin kendine güvenli hallerini içeren görüntüleri oynat.
4) sosyal medyayı dikkatli kullan
dostum sosyal medya tamamen kıyaslama üzerinden yürür. herkes en iyi anlarını ve hallerini orada paylaşır. insanların hep en mutlu ve şıkır şıkır hallerini görürsün ama sabah gözleri şişmiş veya başarısızlığa uğramış hallerine şahit olmazsın. moralin iyiyken ve dünyaya umutlu gözlerle bakarken sosyal medya sana fazla zarar vermez çünkü başka insanların iyi halleri de senin şu an ki durumundan çok da farklı değildir. ama kendini kötü hissediyor ve zor zamanlardan geçiyorsan bir de üstüne sosyal medyada sevinçten göbek atan "mutlu insanlara" dikkat kesilirsen kendini daha kötü hissedersin. böyle zamanlarda sosyal medyaya sarılmak yerine önüne bir defter al ve geçmişinde kendinden gurur duyduğun anları tek tek yaz. beyninin arşiv sistemi hemen devreye girecek ve senin o an yaşadığın olumsuzluğun etkisini azaltacaktır.
5) güzel giyin
kendimize güvenimiz dip yaptığında "lanet olsun bu dünyaya" veya "ben zavallı minik bir fareyim" moduna girebiliriz. böyle bir durum giyim kıyafetimize de yansır. bilimsel araştırmalar giyim şeklimiz ve dış görünüşümüzün psikolojik durumumuzu direkt etkilediğini gösterir. bu sebeple baktınız kendinizi ezik hissediyorsunuz hemen süperstar giyinme düğmenize basın. ingiliz kraliçesi sizi beş çayına çağırsa nasıl giyinecekseniz o şekilde giyinin. güç ve şıklık dolu bir giysi kendinize güven oranınızı hemen bir kaç puan arttıracaktır. jilet gibi giyinmiş bir halde gideceğiniz ortamda hissedeceğiniz kendine güven oranıyla, yırtık pırtık rengi atmış giysilerle gideceğiniz ortamdaki güven oranı arasında dağlar ve galaksiler kadar fark vardır.
Alıntıdır..
genelde kendimizi ezmeye çok yatkınızdır ve her tür durumda becerilerimizi olduğundan daha az ve kötü görürüz. örneğin okulda veya iş yerinde sana topluluk önünde konuşma görevi verilse ve buna benzer bir tecrübeyi en son ilkokulda yaşamış ve o tecrübende çok kötü geçmişse, şu an otuz yaşında olmana rağmen hemen kendini ezmeye başlarsın.
"ben kim topluluk önünde konuşmak kim, en son ilkokul üçüncü sınıfta başına geleni unuttun mu, sınıfın önünde far görmüş tavşan gibi kalmış herkese rezil olmuştun şimdi de aynısı olacak" gibisinden kendini ezdikçe ezersin ve giderek bu işte çuvallayacağına iman edersin. sen inandıkça gerçekten de öyle olur.
kendine bu kötülüğü yapacağına beynindeki bu telkin mekanizmasını avantajına kullan.
örneğin, baktın topluluk önünde konuşma görevinden hafiften tırsmaya başladın, hemen kendine olumlu telkinlerde bulunmaya başla. örneğin "ben harika bir konuşmacıyım ve insanlar benim fikirlerime ilgi duyarlar." bu olumlu cümleyi inanmasan bile, sana saçma gelse bile inatla tekrar etmeye devam et. kısa süre içinde beyninin telkin mekanizması devreye girecek ve sinir sistemin etkilenerek kendine güvenin artacaktır çünkü dostum beynin aynen bir bilgisayar gibi ona verdiğin sürekli telkine göre şekillenir.
eğitimli ve rasyonel insanların "cahil cesareti" olarak yaftaladıkları şey aslında budur.
bazı insanlar kendilerine o kadar güvenli telkinlerde bulunurlar ki beyinlerini istedikleri hedefe rahatça odaklarlar. örneğin sen son derece yakışıklı bir erkek olmana rağmen gidip sevimli bir kadına "merhaba" demek için elli kere düşünürken senin yarın bile olmayan adam kendine sürekli "ben acayip yakışıklıyım kızlar bana bayılır" şeklinde telkinde bulunduğu için çoktan tanışıp telefon numarasını cebine kaydetmiştir.
aşırı analitik insanlarsa tam tersine kendilerine "gerçekçi olmak" adına sürekli olumsuz telkinlerde bulundukları için kendilerinden daha "az gerçekçi" insanlara göre daha başarısız olurlar.
2) şüphe içeren kelimeler kullanma
sana bir şey sorulduğu ya da fikrin istendiği zaman "bildiğim kadarıyla", "tam emin değilim ama" veya "belki şöyledir" gibi şüphe ve karmaşa içeren kelimeler kullanma. bazı insanlar bir şey hakkında uzman bile olsalar bir türlü kendilerinden emin olamazlar ve aşırı analiz yaparlar. bunun tersine eğer bir konuda gerçekten bir fikrin varsa, doğru olduğunu düşündüğün her neyse bunu kendine emin şekilde söyle ve kelimelerini buna göre seç. örneğin "inanıyorum ki" "bildiğim şudur ki" ve "şunu kesinlikle söyleyebilirim ki" şeklinde yoruma açık olmayan kelimeler kullan. insanlar kendilerinden emin şekilde konuşan insanların sözlerine daha kolay inanırlar. ancak burada tabi gerçekten bilmediğiniz ve ehil olmadığınız konularda bunu yapın demiyorum ama bilgi ve tecrübeniz olan konularda da çok alçakgönüllü olmayın.
3) kendine güvenli olduğun anları hatırla
bazı durumlarda kendine güveninin azalmaya başladığını hissettiğin an hemen beynindeki eski dosyaları aç. örneğin bir iş görüşmesine gittin ve kapının önünde beklerken kendinde güvensizlik hissetin. tam o anda hemen zihninde daha önce yaşadığın ve kendine güven patlaması hissettiğin eski tecrübeni düşün mesela halı saha maçında üç gol attığın gün. beynin bu olayı canlandırdıkça onunla alakalı duyguları da hatırlayacak ve garip şekilde tüm bu hisleri o anki durumuna yansıtacaktır. aynen bir kavanozda sakladığın paraları ihtiyacın olduğu zaman kullanman gibi. güveninde sarsılma hissettiğin an hemen zihnindeki anılar kavanozunu aç ve biriktirdiğin kendine güvenli hallerini içeren görüntüleri oynat.
4) sosyal medyayı dikkatli kullan
dostum sosyal medya tamamen kıyaslama üzerinden yürür. herkes en iyi anlarını ve hallerini orada paylaşır. insanların hep en mutlu ve şıkır şıkır hallerini görürsün ama sabah gözleri şişmiş veya başarısızlığa uğramış hallerine şahit olmazsın. moralin iyiyken ve dünyaya umutlu gözlerle bakarken sosyal medya sana fazla zarar vermez çünkü başka insanların iyi halleri de senin şu an ki durumundan çok da farklı değildir. ama kendini kötü hissediyor ve zor zamanlardan geçiyorsan bir de üstüne sosyal medyada sevinçten göbek atan "mutlu insanlara" dikkat kesilirsen kendini daha kötü hissedersin. böyle zamanlarda sosyal medyaya sarılmak yerine önüne bir defter al ve geçmişinde kendinden gurur duyduğun anları tek tek yaz. beyninin arşiv sistemi hemen devreye girecek ve senin o an yaşadığın olumsuzluğun etkisini azaltacaktır.
5) güzel giyin
kendimize güvenimiz dip yaptığında "lanet olsun bu dünyaya" veya "ben zavallı minik bir fareyim" moduna girebiliriz. böyle bir durum giyim kıyafetimize de yansır. bilimsel araştırmalar giyim şeklimiz ve dış görünüşümüzün psikolojik durumumuzu direkt etkilediğini gösterir. bu sebeple baktınız kendinizi ezik hissediyorsunuz hemen süperstar giyinme düğmenize basın. ingiliz kraliçesi sizi beş çayına çağırsa nasıl giyinecekseniz o şekilde giyinin. güç ve şıklık dolu bir giysi kendinize güven oranınızı hemen bir kaç puan arttıracaktır. jilet gibi giyinmiş bir halde gideceğiniz ortamda hissedeceğiniz kendine güven oranıyla, yırtık pırtık rengi atmış giysilerle gideceğiniz ortamdaki güven oranı arasında dağlar ve galaksiler kadar fark vardır.
Alıntıdır..
Moderatör tarafında düzenlendi: