Milliyet yazarı Attila Gökçe'nin köşe yazısı
Trajikomik bir maç izledik. Neşeli ve eğlenceli oyunda emektar Atiba ile vedalaşmaya, maçı kazanıp Fenerbahçe'nin elindeki ikinciliği de almaya hazırlanan Beşiktaş taraftarı öyle endişeli o kadar öfkeli bir anlar izledi ki anlatılamaz...Oysa çok rahat başlamışlardı... 6'da Gedson soluyla sol çaprazdan öylesine ince ve usta işi bir gol attı ki stat ayağa kalktı. Eğlence çabuk başlamıştı. Ardından Muleka'nın özlenen becerisi sergilendi. Konyaspor kalecisi Sehic ayaklarına hamle yaparken topu çekti. Arkasındaki boşluğu iyi değerlendirerek yeniden sağ köşeye atıverdi. İki güzel gol Beşiktaş tribünlerini coşturmaya yetti. Ama o da ne? 45+2'de Oğulcan keyif kaçıran bir gol attı. Olabilir, olabilir de... Mert'in böylesine goller yemesine kimse alışık değil camiada.İkinci yarı daha da şaşkınlık yaratan gollere sahne oldu. 47'de Mahir'in kafa vuruşunu da tutamadı Mert... Hele Pozuelo'nun uzaktan sert vuruşunda zamanlama hatası mı, yoksa topun yerden sekmesi mi, her neyse... Onu da kabul etti Mert. Misafirler 3-2 ile neşelendi. Sezon boyu takımını olmadık badirelerden sağ salim çıkaran, Mert peş peşe çuvallıyordu. Maça beyaz formalarıyla gelen Beşiktaş taraftarı bu gollerle kapkara sessizliğe gömüldü. Bir şeyler yapılmalıydı. Böyle kapanış böyle abuk bir sonuç beklemiyordu Beşiktaş taraftarı. Şenol Güneş 60'da Maxim'le Tayfur'u sürdü savaş alanına. İki dakika sonra Tayfur denkliği sağladı.Beşiktaş denkliği sağlayınca kornerler peş peşe geldi. Ama dördüncü golü ararken, 90+6'da Cenk'in göz yaşları geldi. Sakatlanmıştı Beşiktaş'ın evladı. Oyundan çıktı. Sular seller gibi göz yaşlarına gark oldu...İkincilik umudu sabun köpüğü gibi uçup kayboldu.Şanssızlığa bakın... Emektar Atiba'ya da veda fırsatı tanımadı maç. Cenk gibi değil ama o da herhalde içi kan ağlayarak, kahırla bitirdi maçı.Duygulardan arınıp soğukkanlı bir değerlendirme yaparsak... Konyaspor'un bol faullü ısrarlı bol temaslı oyununun Beşiktaş'ın ayarlarını bozduğunu söyleyebiliriz. İnat ve ısrarla oyuna ortak oldular. Zaman zaman daha baskılı güzel bir oyun sergilediler. Hayır onları bu nedenle eleştirmeye hiç hakkımız yok. Aksine takdir etmeliyiz. Şu da var ki Beşiktaş son haftalarda izlemeye alıştığımız akıcı ve etkili oyunun oynayamadı dün. Çok sık top kayıpları yaşadı. Geçiş oyunlarıyla topu kazanan Konyaspor'u durdurmaya çalışırken çok zorlandı. Mert'in performansı: Bırakın da bir kalecinin bir gün de kötü maç kredisi olsun... Yıl boyu takımını kurtardığı en az 15 maç sayarım size.Böylesine dramatik bir maçı çoktandır izlememiştik. Futbolun kim bilir daha ne sürprizleri vardır daha.. Bilmiyoruz.Attila GÖKÇE / Milliyet
Trajikomik bir maç izledik. Neşeli ve eğlenceli oyunda emektar Atiba ile vedalaşmaya, maçı kazanıp Fenerbahçe'nin elindeki ikinciliği de almaya hazırlanan Beşiktaş taraftarı öyle endişeli o kadar öfkeli bir anlar izledi ki anlatılamaz...Oysa çok rahat başlamışlardı... 6'da Gedson soluyla sol çaprazdan öylesine ince ve usta işi bir gol attı ki stat ayağa kalktı. Eğlence çabuk başlamıştı. Ardından Muleka'nın özlenen becerisi sergilendi. Konyaspor kalecisi Sehic ayaklarına hamle yaparken topu çekti. Arkasındaki boşluğu iyi değerlendirerek yeniden sağ köşeye atıverdi. İki güzel gol Beşiktaş tribünlerini coşturmaya yetti. Ama o da ne? 45+2'de Oğulcan keyif kaçıran bir gol attı. Olabilir, olabilir de... Mert'in böylesine goller yemesine kimse alışık değil camiada.İkinci yarı daha da şaşkınlık yaratan gollere sahne oldu. 47'de Mahir'in kafa vuruşunu da tutamadı Mert... Hele Pozuelo'nun uzaktan sert vuruşunda zamanlama hatası mı, yoksa topun yerden sekmesi mi, her neyse... Onu da kabul etti Mert. Misafirler 3-2 ile neşelendi. Sezon boyu takımını olmadık badirelerden sağ salim çıkaran, Mert peş peşe çuvallıyordu. Maça beyaz formalarıyla gelen Beşiktaş taraftarı bu gollerle kapkara sessizliğe gömüldü. Bir şeyler yapılmalıydı. Böyle kapanış böyle abuk bir sonuç beklemiyordu Beşiktaş taraftarı. Şenol Güneş 60'da Maxim'le Tayfur'u sürdü savaş alanına. İki dakika sonra Tayfur denkliği sağladı.Beşiktaş denkliği sağlayınca kornerler peş peşe geldi. Ama dördüncü golü ararken, 90+6'da Cenk'in göz yaşları geldi. Sakatlanmıştı Beşiktaş'ın evladı. Oyundan çıktı. Sular seller gibi göz yaşlarına gark oldu...İkincilik umudu sabun köpüğü gibi uçup kayboldu.Şanssızlığa bakın... Emektar Atiba'ya da veda fırsatı tanımadı maç. Cenk gibi değil ama o da herhalde içi kan ağlayarak, kahırla bitirdi maçı.Duygulardan arınıp soğukkanlı bir değerlendirme yaparsak... Konyaspor'un bol faullü ısrarlı bol temaslı oyununun Beşiktaş'ın ayarlarını bozduğunu söyleyebiliriz. İnat ve ısrarla oyuna ortak oldular. Zaman zaman daha baskılı güzel bir oyun sergilediler. Hayır onları bu nedenle eleştirmeye hiç hakkımız yok. Aksine takdir etmeliyiz. Şu da var ki Beşiktaş son haftalarda izlemeye alıştığımız akıcı ve etkili oyunun oynayamadı dün. Çok sık top kayıpları yaşadı. Geçiş oyunlarıyla topu kazanan Konyaspor'u durdurmaya çalışırken çok zorlandı. Mert'in performansı: Bırakın da bir kalecinin bir gün de kötü maç kredisi olsun... Yıl boyu takımını kurtardığı en az 15 maç sayarım size.Böylesine dramatik bir maçı çoktandır izlememiştik. Futbolun kim bilir daha ne sürprizleri vardır daha.. Bilmiyoruz.Attila GÖKÇE / Milliyet