Ergenlik dönemi hepimizin hayatında en büyük değişim süreci olmuştur. Bu süreçteki değişim tek yönlü değil çok yönlü bir değişimdir. Fiziksel olarak gözle görülen değişimlerin yanında, zihnen ve ruhen de büyük devinimler yaşar ve bunu tepkisel olarak yansıtırız.
Her birimiz geride bıraktığımız ama o zamanlar hiç bitmeyecekmiş gibi gelen uzun ve yorucu ergenlik süreçlerimizi şimdi unuttuk. Şimdi çocuklarımız bizim geçtiğimiz o yollardan geçiyor, onları ne kadar iyi anlarsak o kadar mutlu ve sağlıklı bir ergenlik süreci geçirecekler.
Ergenlik, arkadaş ilişkilerinin en yoğun olduğu dönemdir!
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! sözü ergenlik dönemi için önemli bir özetlemedir. Bu dönemde henüz yetişkinliğe tam olarak ulaşmamış ergenler arkadaşlarının etkisinde kalmaya fazlasıyla açıklardır. Arkadaş ortamlarında kabul görmek ve etkili olabilmek için ortamın gerektirdiği her türlü deneyime kendi değerlerini ve sınırlarını düşünmeden dahil olabilir. Çünkü değerlerinden de daha önemlisi, o grupta kabul görmektir.
Özellikle aile ortamında değerli olduğunu hissetmeyen çocuklarda bu eğilimin çok daha fazla olduğunu görürüz. Eğer biz çocuklarımıza değer vermez ya da değerlerini hissettiremezsek, onlar kendilerine değerli hissedecekleri bir yer bulurlar. Bazen aile çocuğuna değer verse de, ergenlik dönemindeki çatışmalar ve aile içi iletişimin sağlıklı olmaması çocukların ev içindeki kendi durumlarına yanlış anlamlar yüklemesine yol açarak yanlış arkadaş ortamlarına da malzeme çıkarabilir. Bu yüzden aile içi iletişim özellikle ergenlik döneminde hayati önem taşımaktadır. Ergenlik döneminde hem çocuklarımızın arkadaşlarını ve arkadaş ailelerini tanımaya çalışmalı hem de çocuklarımızla aile içinde iyi bir iletişim kurabilmeliyiz. Arkadaş kavramı onlar için çok önemli olduğu için her şeyden önce arkadaşlarını direkt eleştirmemeye özen göstermeliyiz. Olumsuz görüşlerimiz varsa, bunu dile getirmek yerine çocuklarımızın farkındalığını artırmalı, kontrolü elde tutmak için onların kendi evimizde de birlikte zaman geçirmelerine olanak tanımalıyız.
Çocuklarımızın bizim için çok değerli olduklarını, her zaman onlar için en iyisini isteyeceğimizi ve en zor durumda bile her zaman yanlarında olacağımızı onlara hissettirmeli ve söylemeliyiz.
Ergenlik bağımsızlıktır!
Çocukluğu geride bırakıp yetişkinliğe büyük bir adım attıkları bu dönemde ergenler, çocuk gibi muamele görmekten hoşlanmazlar. Söylemlerimizi ve tutumlarımızı bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak iletebilirsek bundan hoşnut olacaklardır. Bu dönemde ebeveyn desteğini daha az hissederek bireysel başarılarının ve yapabilirliklerinin tadını çıkarmak isterler. Bize de onları teşvik ve tebrik etmek düşecektir. Neyi, nasıl yaptığına ve nasıl yapması gerektiğine ilişkin kendi düşüncelerimizi çok fazla dile getirmemizden ise memnun olmazlar. Onların bağımsızlık çığlıklarına kulak vermeliyiz! Ama bunu sınırsızca yapmaktan bahsetmiyorum. Çocuklarımızı hiçbir dönemde sınırsızca serbest bırakmamalıyız. Sınırları bilinçli bir şekilde ortaya koymak ve tüm aile üyelerinin bu sınırları açık ve net olarak bilmesini sağlamak ebeveynlerin görevi olmalıdır. Çocuğa göre şekillenen veya tam tersi sadece ebeveyn isteklerine göre şekillenen kurallar herkesi memnun etmeyeceği gibi sadık kalınacak kurallar da olmazlar. İlk fırsatta memnun olmayan taraf özellikle ergenlik döneminde ergenler- bu kuralları çiğneyecektir. Aile için en sağlıklısı birlikte oluşturulan, sınırları kesin olarak belirlenmiş kuralları birlikte kabul etmek ve uymaktır.
Ergenlikte iletişim sorunları nasıl çözülebilir?
Aslında aile içi iletişim sorunları sadece ergenlikte yaşanmıyor. Çocuk doğduğundan itibaren bulunduğu aile ortamında iletişim sorunları yaşıyor olabilir. Ancak bu iletişimsizliğin etkileri ergenlikte yoğun olarak ortaya çıkar.
Bir ailede ilk günden beri sevgi, saygı ve huzur hakimse çocuk bunu ergenlik sürecine kadar alır. Sağlıklı iletişim kurabildiği bir ev ortamı ve ebeveynleri olan çocuk, aile içinde ergenlik sorunlarını da paylaşabilir. Arkadaş ilişkilerinde kendini kabul ettirmek adına taviz vermez; çünkü aile içinde o zaten değerlidir. Anne, baba ve varsa kardeşlerinden ergenlik sürecinde destek alabilir. Yine de iletişim ortamının iyi olmasına rağmen ergenlik dönemine özgü iniş çıkışları duygusal düzeyde yaşaması normaldir. Önemli olan bu süreci ne kadar yoğunlukta yaşadığı değil bu süreçle nasıl başa çıktığı ve hangi yollara başvurduğudur. Bu yollardan ilki ailesi ise burada sağlıklı bir iletişim ve güven ortamından söz edebiliriz.
Etkili iletişim için birkaç ipucu isteyenlere;
· Çocuklarınızı sevdiğinizi onlara hissettirin.
· Sevginizi maddi olarak göstermekten vazgeçin ve duygusal olarak sevgiyi yaşatın ve paylaşın.
· Çocuğunuzun hatalı davranışlarında anlayışlı bir tutum geliştirin.
· Çocuğunuzun rol modeli olduğunuzu unutmadan yaşayın.
· İletişim kurmak istiyorsanız iyi bir dinleyici olmayı öğrenin.
· Dinlediklerinize yorum yapmadan, eleştirmeden ve öğüt vermeden katılım sağlayın.
· Aile içi kuralları belirlerken çocuklarınızın katılımcı olmalarını önemseyin.
· Karar alırken ailedeki tüm bireylere önem verdiğinizi gösterin ve onlara danışın.
· Çocuk yetiştirirken eşinizle ortak bir söylem geliştirin ve tutarlı olun.
Her birimiz geride bıraktığımız ama o zamanlar hiç bitmeyecekmiş gibi gelen uzun ve yorucu ergenlik süreçlerimizi şimdi unuttuk. Şimdi çocuklarımız bizim geçtiğimiz o yollardan geçiyor, onları ne kadar iyi anlarsak o kadar mutlu ve sağlıklı bir ergenlik süreci geçirecekler.
Ergenlik, arkadaş ilişkilerinin en yoğun olduğu dönemdir!
Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! sözü ergenlik dönemi için önemli bir özetlemedir. Bu dönemde henüz yetişkinliğe tam olarak ulaşmamış ergenler arkadaşlarının etkisinde kalmaya fazlasıyla açıklardır. Arkadaş ortamlarında kabul görmek ve etkili olabilmek için ortamın gerektirdiği her türlü deneyime kendi değerlerini ve sınırlarını düşünmeden dahil olabilir. Çünkü değerlerinden de daha önemlisi, o grupta kabul görmektir.
Özellikle aile ortamında değerli olduğunu hissetmeyen çocuklarda bu eğilimin çok daha fazla olduğunu görürüz. Eğer biz çocuklarımıza değer vermez ya da değerlerini hissettiremezsek, onlar kendilerine değerli hissedecekleri bir yer bulurlar. Bazen aile çocuğuna değer verse de, ergenlik dönemindeki çatışmalar ve aile içi iletişimin sağlıklı olmaması çocukların ev içindeki kendi durumlarına yanlış anlamlar yüklemesine yol açarak yanlış arkadaş ortamlarına da malzeme çıkarabilir. Bu yüzden aile içi iletişim özellikle ergenlik döneminde hayati önem taşımaktadır. Ergenlik döneminde hem çocuklarımızın arkadaşlarını ve arkadaş ailelerini tanımaya çalışmalı hem de çocuklarımızla aile içinde iyi bir iletişim kurabilmeliyiz. Arkadaş kavramı onlar için çok önemli olduğu için her şeyden önce arkadaşlarını direkt eleştirmemeye özen göstermeliyiz. Olumsuz görüşlerimiz varsa, bunu dile getirmek yerine çocuklarımızın farkındalığını artırmalı, kontrolü elde tutmak için onların kendi evimizde de birlikte zaman geçirmelerine olanak tanımalıyız.
Çocuklarımızın bizim için çok değerli olduklarını, her zaman onlar için en iyisini isteyeceğimizi ve en zor durumda bile her zaman yanlarında olacağımızı onlara hissettirmeli ve söylemeliyiz.
Ergenlik bağımsızlıktır!
Çocukluğu geride bırakıp yetişkinliğe büyük bir adım attıkları bu dönemde ergenler, çocuk gibi muamele görmekten hoşlanmazlar. Söylemlerimizi ve tutumlarımızı bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak iletebilirsek bundan hoşnut olacaklardır. Bu dönemde ebeveyn desteğini daha az hissederek bireysel başarılarının ve yapabilirliklerinin tadını çıkarmak isterler. Bize de onları teşvik ve tebrik etmek düşecektir. Neyi, nasıl yaptığına ve nasıl yapması gerektiğine ilişkin kendi düşüncelerimizi çok fazla dile getirmemizden ise memnun olmazlar. Onların bağımsızlık çığlıklarına kulak vermeliyiz! Ama bunu sınırsızca yapmaktan bahsetmiyorum. Çocuklarımızı hiçbir dönemde sınırsızca serbest bırakmamalıyız. Sınırları bilinçli bir şekilde ortaya koymak ve tüm aile üyelerinin bu sınırları açık ve net olarak bilmesini sağlamak ebeveynlerin görevi olmalıdır. Çocuğa göre şekillenen veya tam tersi sadece ebeveyn isteklerine göre şekillenen kurallar herkesi memnun etmeyeceği gibi sadık kalınacak kurallar da olmazlar. İlk fırsatta memnun olmayan taraf özellikle ergenlik döneminde ergenler- bu kuralları çiğneyecektir. Aile için en sağlıklısı birlikte oluşturulan, sınırları kesin olarak belirlenmiş kuralları birlikte kabul etmek ve uymaktır.
Ergenlikte iletişim sorunları nasıl çözülebilir?
Aslında aile içi iletişim sorunları sadece ergenlikte yaşanmıyor. Çocuk doğduğundan itibaren bulunduğu aile ortamında iletişim sorunları yaşıyor olabilir. Ancak bu iletişimsizliğin etkileri ergenlikte yoğun olarak ortaya çıkar.
Bir ailede ilk günden beri sevgi, saygı ve huzur hakimse çocuk bunu ergenlik sürecine kadar alır. Sağlıklı iletişim kurabildiği bir ev ortamı ve ebeveynleri olan çocuk, aile içinde ergenlik sorunlarını da paylaşabilir. Arkadaş ilişkilerinde kendini kabul ettirmek adına taviz vermez; çünkü aile içinde o zaten değerlidir. Anne, baba ve varsa kardeşlerinden ergenlik sürecinde destek alabilir. Yine de iletişim ortamının iyi olmasına rağmen ergenlik dönemine özgü iniş çıkışları duygusal düzeyde yaşaması normaldir. Önemli olan bu süreci ne kadar yoğunlukta yaşadığı değil bu süreçle nasıl başa çıktığı ve hangi yollara başvurduğudur. Bu yollardan ilki ailesi ise burada sağlıklı bir iletişim ve güven ortamından söz edebiliriz.
Etkili iletişim için birkaç ipucu isteyenlere;
· Çocuklarınızı sevdiğinizi onlara hissettirin.
· Sevginizi maddi olarak göstermekten vazgeçin ve duygusal olarak sevgiyi yaşatın ve paylaşın.
· Çocuğunuzun hatalı davranışlarında anlayışlı bir tutum geliştirin.
· Çocuğunuzun rol modeli olduğunuzu unutmadan yaşayın.
· İletişim kurmak istiyorsanız iyi bir dinleyici olmayı öğrenin.
· Dinlediklerinize yorum yapmadan, eleştirmeden ve öğüt vermeden katılım sağlayın.
· Aile içi kuralları belirlerken çocuklarınızın katılımcı olmalarını önemseyin.
· Karar alırken ailedeki tüm bireylere önem verdiğinizi gösterin ve onlara danışın.
· Çocuk yetiştirirken eşinizle ortak bir söylem geliştirin ve tutarlı olun.