1-) Halk Şiiri: İslamiyetten Önce başlayıp bugüne kadar devam eden bir şiir türüdür. Bu şiir türünde ritim, hece ölçüsüyle ve kafiyeyle sağlanmıştır. Ayrıca halk şiiri ürünleri olan Koşma, İlahi, Mani, Semai 'de ses ve ritmin kuralları saz ve kopuz la sınırlandırılmış, her nazım şeklinin kendisine ait bir ezgisi oluşmuştur. Halk şiirinde ezgi ve ahenk iç içedir.
Hece ölçüsünün ve en çok yarım kafiye kullanılmasının sebebi ise ozanların şiirlerini saz eşliğinde irticaalen( hazırlıksız) söylemeleridir. Bu şiir türü hala canlılığını korumakta bir çok şairimiz ve ozanımız halk şiirini yöresel özelliklerle sürdürmektedir.
2-) Divan Şiiri: İslamiyetin kabulüyle ortaya çıkan ve 13. yüzyıldan 20. yy'a kadar şairleri etkilemiş bir şiir türüdür. Divan şiirinde ahenk unsurları ise aruz ölçüsü ve tam –zengin uyakla sağlanmıştır.
İmgelerin arttığı, Arapça-Farsça sözcüklerin çokça kullanıldığı edebi kaygının ön planda tutulduğu bu şiirlerin şairleri, iyi eğitim almış(medrese tahsili) Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen şairlerdir. Divan şiirleri de yine ezgiyle söylenmiş bir çok gazel bugün Türk Sanat Musikisinin kaynağını oluşturmuştur.
3-) Modern Şiir: Batı etkisiyle gelişen bu şiir türü önce hem halk şiirinden hem de divan şiirinden etkisini kurtaramamıştır. Ancak 1940'tan sonra Garip Akımı'yla edebiyat hayatına girmiş olan Orhan Veli Kanı, şiirde tüm kuralları yok sayarak ses ve ritmin şiirin teması ve imgesiyle oluşması gerektiğini savunmuş.
Böylece ilk kez ölçüsüz kafiyesiz şiir yazmanın da bir şiir türü olduğunu kabul ettirmiştir. Serbest şiirin ustaları ondan sonra artmıştır.
Bugün Türk şiiri gelişimini halk şiiri ve modern şiir adı altında devam ettirmektedir.
Hece ölçüsünün ve en çok yarım kafiye kullanılmasının sebebi ise ozanların şiirlerini saz eşliğinde irticaalen( hazırlıksız) söylemeleridir. Bu şiir türü hala canlılığını korumakta bir çok şairimiz ve ozanımız halk şiirini yöresel özelliklerle sürdürmektedir.
2-) Divan Şiiri: İslamiyetin kabulüyle ortaya çıkan ve 13. yüzyıldan 20. yy'a kadar şairleri etkilemiş bir şiir türüdür. Divan şiirinde ahenk unsurları ise aruz ölçüsü ve tam –zengin uyakla sağlanmıştır.
İmgelerin arttığı, Arapça-Farsça sözcüklerin çokça kullanıldığı edebi kaygının ön planda tutulduğu bu şiirlerin şairleri, iyi eğitim almış(medrese tahsili) Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen şairlerdir. Divan şiirleri de yine ezgiyle söylenmiş bir çok gazel bugün Türk Sanat Musikisinin kaynağını oluşturmuştur.
3-) Modern Şiir: Batı etkisiyle gelişen bu şiir türü önce hem halk şiirinden hem de divan şiirinden etkisini kurtaramamıştır. Ancak 1940'tan sonra Garip Akımı'yla edebiyat hayatına girmiş olan Orhan Veli Kanı, şiirde tüm kuralları yok sayarak ses ve ritmin şiirin teması ve imgesiyle oluşması gerektiğini savunmuş.
Böylece ilk kez ölçüsüz kafiyesiz şiir yazmanın da bir şiir türü olduğunu kabul ettirmiştir. Serbest şiirin ustaları ondan sonra artmıştır.
Bugün Türk şiiri gelişimini halk şiiri ve modern şiir adı altında devam ettirmektedir.