• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Cumhuriyet ilanına karşı olanlar hilafet yanlılarıydı…

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
1,931
Puanları
16
“Yemek sırasında, ‘Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz!’ dedim. Hazır bulunan arkadaşlar derhal bu düşünceme katıldılar. (…) O sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve onayları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını, güvenme ve ayrılma nedeni saydılar. (…) Meclis tarafından cumhuriyet kararı 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30’da verildi. On beş dakika sonra, yani 20.45’te cumhurbaşkanı seçildi. Durum aynı gece bütün ülkeye bildirildi ve her tarafta gece yarısından sonra, yüz bir defa top atılarak ilan olundu.”

Atatürk, Nutuk’ta, cumhuriyet kararını nasıl aldıklarını bu sözlerle anlatır.

Bu değişiklikten sonra, Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İlk hükümet İsmet İnönü tarafından kuruldu. İlk Meclis Başkanı Fethi Okyar oldu.

Hedef, saltanat ve hilafeti yeniden getirmek

Cumhuriyet ilanı ile birlikte, bir “devlet başkanlığı” makamı oluşturularak “cumhurbaşkanı devletin başkanıdır” hükmü kabul edildi.

Cumhuriyet karşıtlarını en çok rahatsız eden karar buydu.

Rauf Orbay başta olmak üzere, kendilerinden habersiz cumhuriyet ilan edildiği gerekçesiyle tepki gösterenler, bir süredir halife Abdülmecid’in devlet başkanı olması için hazırlık yapıyorlardı.

Atatürk’le birlikte savaşmış olanlar, hilafeti ve saltanatı yeniden diriltmek için bir süredir İstanbul’da çalışıyorlardı.

“İstanbul gazetelerinin yayınları, Rauf Bey ve arkadaşlarının tavrı, Halife Abdülmecid Efendi’yi etkilemiş, padişah gibi davranıyor, yerleştiği Dolmabahçe Sarayı’ndan Cuma namazına gösterişli törenle gidiyor; mabeyinciler, musahipler, yaverlerle padişahlarınkine benzer bir hayat sürüyordu. Yabancı temsilcilerle padişah gibi görüşüyordu. Debdebeli gezintiler yapıyor, sarayda kabul törenleri düzenliyordu. (…) Halifenin İstanbul’da bir değil on sarayı vardı. Cumhurbaşkanının yirmi beş katı, yirmi altı bin lira maaş alıyor, bunu da az görerek –yetişmiyor- diye Ankara’yı sürekli sıkıştırıyordu.”

Kılıç Ali, anılarında, halife ile ilgili yaşanan sorunları böyle anlatır.

İnönü’nün uyarısı

Meclis’te Rauf Orbay ile İsmet İnönü arasındaki tartışmalar, halife aracılığıyla, Kurtuluş Savaşı döneminde olduğu gibi “hilafet orduları”nın kurulmasından çekinildiğini gösterir.

İnönü, Rauf Orbay’ın eleştirilerine karşı şunları söyler:

“Devlet adamı olarak hiçbir zaman aklımızdan çıkaramayız ki, hilafet orduları bu ülkeyi baştan başa harabeye çevirmişlerdir. Hilafet orduları kurulması olasılığını hiçbir zaman gözden uzak tutmayacağız. Türk ulusu en acıklı sıkıntılarını halife ordusundan çekmiştir. Bir daha çekmeyecektir. Bir hilafet fetvasının, Dünya Savaşı belasına bizi attığını hiçbir zaman unutmayacağız.”

İstanbul basını hilafet yanlısı

Atatürk, Nutuk’ta, cumhuriyet ilanından sonra da saltanatı getirme yönündeki çabaların devam ettiğini belirtir.

“Cumhuriyet’in ilanı üzerine İstanbul’da bazı kişi ve gazeteciler, halifeye de bir rol oynatmak hevesine düştüler. Halifenin istifa ettiği veya edeceği hakkında gazetelerde söylentiler, yalanlamalar yayınlandı. (…) Vatan gazetesinde, halifenin bütün inananlar tarafından sevildiği, Asya’nın en ücra köşelerine varıncaya kadar İslam dünyasından binlerce mektup ve telgraf aldığı ve birçok yerlerden heyetler geldiği şeklinde sözlerle hilafet makamının kolay kolay sarsılır bir makam olmadığını anlatılmaya çalışıldıktan sonra, İslam dünyasınca istenmedikçe halifenin istifa edip çekilmeyeceği ilan olunuyordu.”

Kasım 1923’te İstanbul’da Tanin gazetesinde, şehzade mektupları yayımlanarak, kamuoyunda hanedan lehine sevgi uyandırılmaya çalışılıyordu. Ayrıca Ankara’daki hükümet tarafından, hanedan haklarına karşı çirkin saldırılar yapıldığı belirtilerek, hükümete karşı yayın yapılıyordu.

Tanin gazetesinin başyazarı, “Hilafet bizden giderse, beş on milyonluk Türkiye Devleti’nin İslam dünyası içinde hiç önemi kalmayacaktır. Avrupa siyaseti gözünde de en küçük ve değersiz bir hükümet durumuna düşeceğimizi anlayabilmek için büyük zekâya gerek yoktur. Ulusseverlik bu mudur? Gerçek ulusallık duygusunu kalbinde taşıyan her Türk, hilafet makamına dört elle sarılmak zorunluluğundadır.” diye yazıyordu.

“Hilafeti savunanlar, Türkiye’nin düşmanı”

Atatürk ise, Fransızların, kral, hanedan ve mensuplarının, ihtilalden yüz yıl geçmesine rağmen, bağımsızlıklarını, egemenliklerini korumak için Fransa’ya girmelerinde sakınca gördüklerini belirterek, saltanatın yeniden egemenlik iddiasında bulunmasına izin verilemeyeceğini söylüyordu.

Hilafet yanlılarının baskılarının artması sonucu 3 Mart 1924’te, mecliste, “hilafetin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının Türkiye dışına çıkarılmasına” ilişkin kanun kabul edildi. Meclisteki görüşmeler beş saat sürdü.

Atatürk Nutuk’ta halifeliği savunanlara sert tepki gösterir.

“Müslümanları bir halife hayaliyle hâlâ oyalamaya ve aldatmaya çabalayanlar, yalnız ve ancak Müslümanların ve özellikle Türkiye’nin düşmanlarıdır. Böyle bir oyuna kapılıp hayal kurmak da ancak ancak bilgisizlik ve aymazlık belirtisi olabilir.”

Atatürk’e halifelik teklifleri

“Hilafete gelince; işin garibi bazı arkadaşlardan, özellikle dışarıdan bana hilafet teklifleri gelmiştir. (Siz halife olsanız) demişlerdir. Ben bu tekliflere daima gülerek cevap verdim. Hilafet gereksiz, hatta zararlı bir kurum haline gelmişti. Bundan beklenilen amaçlar gerçekleşmemiştir. Dünya Savaşı’nda gördük: Müslümanlar halife ordularına karşı savaştılar. Halife ordularını Suriye’de arkadan vuranlar oldu. Bunlar aynı halifeye karşı, gönderilen Türk askerlerini şehit etmişlerdir. Hilafet yararlı konumunu korusaydı, İslam dünyasının buna sahip çıkması, saygı göstermesi gerekirdi. Dinle hilafeti birbirine ayırt etmek gerekir. Birincisi ne kadar yararlı ise, ikincisi o kadar gereksiz olmuştur. Hilafeti kaldırdığımız günden beri kimsenin buna sahip çıkmaması, Müslüman dünyanın halifesiz de yürüyeceğine ve yürümekte olduğuna en güzel örnek değil midir?”

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.