Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'na katıldı.
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"Dünyanın birçok yerinde insan haklarının muhafazasıyla ilgili toplantılar düzenlenip kararlar alınıyor. Ancak hayat hakları dahil en temel haklar çiğnenmeye devam ediyor. Bizi birbirimize yakınlaştırması gereken krizler insanı insani değerlerden uzaklaştırabiliyor. Covid salgını, mülteci meselesi, çatışmalar bu acı gerçeğin en çarpıcı örnekleri olarak önümüzde duruyor. Gelişmiş diye ifade edilen ülkelerin kendilerini korumak adına sergilediklerini utançla hatırlıyoruz.*
Salgının da etkisiyle kültürel ırkçılık, İslam düşmanlığı gibi nefret suçları* Batı'da korkunç boyutlara ulaştı. Nefreti körüklediklerine ateşe benzin döktüklerine şahit oluyoruz. Kİmi zaman medya kimi zaman siyasetçiler kimi zaman devlet tarafından ötekileştirenler için insan hakları beyannamesindeki kayıtlı haklarını kullanmak zorlaşıyor. Her gün bir şiddet haberini okuyoruz. Göçmen ve yabancılara ait nefret suçları görmezden geliniyor. İnsan hakları dersi veren ülkeler hak ihlalleri konusunda suskunluk içerisinde.*
En temel insan hakkı olan yaşam hakkına kast eden caniler siyasi sığınma adı altında korunmaktadır. Bugün NATO'da AP'de veya BM çatısı altında beraber olduğumuz ülkeler Türk adaletinden kaçan haydutların sığınağı haline döndü. Kayda değer ve somut hiçbir çaba harcanmıyor. FETÖ'nün elebaşı ABD'deki malikanesinden örgütü yönetmeye devam ediyor. PKKK terör örgütü militanları Avrupa'da protesto düzenleyip vatandaşlarımıza ve temsilciliklerimize saldırıyor.*
Paris'te yaşananlar en son örneğini teşkil etmiştir. Bölücü terör örgütü mensupları insanımızın canına kast etmiştir. Şimdiye kadar Türkiye'nin bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadeleye şaşı bakanların hatalarının farkına varacağına inanıyorum.*
Çatışmadan kaçan 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere, 4 milyon mağdur ve mazluma kucak açtık. Ülkemize sığınanları geri göndermedik. Suriye'deki çadır kentlerde hayata tutunmaya çalışanlara yardım götürürken kimsenin inancına kökenine bakmadık. Ülkemizdeki Suriyelilerin gönüllü olarak ülkesine geri dönüşleri hızlanmıştır. Mültecileri çadırdan kurtarmak için briket evler yapmaya başladık.*
Terörden temizleyerek emniyetli hale getirdiğimiz bölgelere 550 bin sığınmacı geri döndü. Rusya, Suriye ve Türkiye olarak yürüttüğümüz diplomatik temaslar meyvesini verdikçe bu sayı daha da artacak. Ege'de sadece geçen yıl ölümden kurtarılan göçmen sayısı 20 bini buluyor. Sığınmacıları ölüme terk eden, botlarını batırarak kasten öldüren, onurlarını kırarak sınırları dışına iten ülkeler ise baş tacı yapılıyor. Göçmenlere bu zulmü reva görenler hakkında hiçbir adım atılmıyor.*
Karadeniz üzeriden tahıl koridoru ve esir takasını hayata geçirerek gıda ve enerji krizinin çözümüne katkı sağlıyoruz. Sayın Putin bir şart koştu, durumu iyi olan Avrupa ülkelerine değin fakir Afrika ülkelerine gönderelim dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim. Bunları fabrikalarımızda una çevirip fakir Afrika ülkelerine göndermeye varız dedik.
Afganistan'da kız çocuklarınnı eğitiminin engellenmesini doğru bulmuyoruz. Bunun İslam'da yeri yok.*
Türk demokrasisinin olgunluk seviyesini gösterecek başörtüsü teklifi*konusunda Meclisimizin gerekli adımı atacağına inanıyorum. Meclis görevini yerine getirmezse son kararı milletimizin kendisi verecektir."
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.