Vay Canına
Forum Üyesi
Kızım Karanlıktan Korkuyor!
Üç ila sekiz yaşlarında çocukların kendi ya da anne babalarının güvenlikleri ile ilgili endişelenmeleri ve karanlıktan korkmaları doğaldır. Çocuklar anne babalarının sandıkları kadar güçlü olmadıklarını ve karşılaşabilecekleri kazalardan her zaman koruyamayacaklarını anladıklarında korku duygusunu geliştirirler.
Çocuğunuzun korkuları çoğunlukla geçicidir.
Araştırmalar okul öncesi çocukların hemen hepsinin en az bir tür korkusu olduğunu ortaya koymaktadır. Okul öncesi çocukların korkuları yalnız kalmak, yalnız uyumak, bazı büyük hayvanlar, kötü insanlar, canavarlar, hayaletler, fırtına, karanlık, yaralanmak ya da sevilen birinin yaralanması olarak belirir. Küçük yaşlardaki bu korkuların bir kısmı zamanla kaybolur. Yaralanma ya da anne babadan ayrılma gibi korkular ergenliğe kadar sürebilir. 7-8 yaşlarındaki bir çocuk ölümün herkesin başına gelebilecek sürekli bir ayrılık olduğu bilincine varır ve anne babasını kaybetmekten korkabilir. Çocuğun korkularının yeni bir eve taşıma, okul değiştirme ya da ailede bir kayıp durumunda belirmesi ya da artması doğaldır. Bunların dışında her on çocuktan birinin ani hareketler ve yüksek ses karşısında diğer çocuklara göre daha fazla tepki gösterdiği görülmektedir. Araştırmalar bu tür çocukların sinir sisteminin daha duyarlı olduğunu ve ürkülecek durumlarda daha fazla tepki verdiklerini göstermektedir. Kabuslar da bir korku nedeni olabilir ve çoğunlukla çocuğun var olan korkularının bir dışa vurumudur. Çocuk büyüdükçe rüyalarının ve kabuslarının içeriği değişse de ortak tema bir tehlike karşısında yaşanan acizlik ve umutsuzluktur.
Çocuğunuzun korkuları geçici olmaktan öteyse…
Çocuklukta ya da ergenlikte nadiren görülen kabuslar normal sayılsa da bir çocuk haftada 3-4 kez kabus görmeğe başlamışsa bu aşırı bir endişenin görüntüsü olabilir. Bir çocuk annesinin yanından bir an bile ayrılmak istemiyorsa, anne babası yanında değilken gergin ve sinirli olup bazı fizyolojik tepkiler veriyorsa anne babasını bir daha göremeyip ayrı kalacağı endişesini aşırı ölçüde yaşıyordur. Bazı çocuklar risk alma ya da yeni şeyleri denemekte isteksiz davranabilirler. Bu doğaldır. Ancak çocuğun korkuları onu üzüyor, sosyal ilişkilerini etkiliyor, okulda ya da evdeki faaliyetlerini engelliyorsa bu korkuları aşırı demektir. Bir çocuk böcekler ya da yükseklik gibi belirli şeylere karşı aşırı korku ve tepki veriyorsa fobi geliştirmiş olabilir. Fobiler genellikle olumsuz ve stresli bir durumla karşı karşıya kalınıp başa çıkılamadığında gelişir. Çocuk bu durumda korktuğu şeyle karşılaşabileceği ortamlardan uzak durup kendini güvende hissettiği ortamlarda kalmayı tercih edecektir. Bir başka örnekte, çocuğunuz mikroplardan ya da diğer kirli şeylerden korkup ellerini sık sık yıkayarak kaygısını gidermeğe çalışıyorsa obsesif kompulsif bozuklukta (OKB) görülen belirtileri sergiliyor olabilir. OKB de korkular aşırı ve mantıksız olup bu korkuların yarattığı endişeyi gidermek için yapılanlar tekrarlı ve zaman alıcıdır.
Çocuğunuzun korkularının üstesinden gelmesinde nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Çocuğunuzun korkularının kabul edilebilir bir düzeyde mi yoksa aşırı mı olduğunu belirlemek için yaşıtlarını gözlemleyip o yaş çocuğunda karşılaşılan korkuları belirleyebilirsiniz. Çocuğunuzun bir ya da daha fazla sayıda korkusu olabilir ancak bunlar günlük yaşantısını etkilememeli. Çocuğunuzun korkularından söz etmesini sağlayın. Neler onu korkutuyor? Korkuları belirli bir kişi ya da duruma mı yönelik? Kendisi korkularını anlamlı buluyor mu? Korkularını kontrol edip bunlarla başa çıkabiliyor mu? Bu soruların yanıtlarına göre çocuğunuzu bir tedaviye yönlendirmeği düşünebilirsiniz. Çocuğunuzun korkuları gerçektir ancak bu gerçekçi oldukları anlamına gelmez. Korkuların gerçekçi olmadığını belirlediğinizde korkularına değil endişesine anlayış gösterin. Örneğin, çocuğunuz gerçek üstü bazı yaratıklardan korkuyorsa yaratıkları uzaklaştırmak için değil sadece daha rahat hissetmesi için ışıkları açık bırakın. Korkularına ilişkin çocuğunuzu gerçekçi açıklamalarla bilgilendirin. Çocuk, korkularının gerçekçi olmadığını anladıkça bu korkular zamanla azalır ya da kaybolur. Bu süreç yavaş ve küçük adımlarla ilerlenen bir süreçtir. Anne-babanın takibi ve desteği dışında öğretmeni de bu süreçte takip ederek, anne-babayı bilgilendirerek destek olabilir. Ayrıca doktorun da çocuğunuzun korkularının aşırı olması durumunda bunu belirleme ve sizi bir uzmana yönderdirme yardımı olacaktır.
Uzm. Psk. Aylin Özeren
Üç ila sekiz yaşlarında çocukların kendi ya da anne babalarının güvenlikleri ile ilgili endişelenmeleri ve karanlıktan korkmaları doğaldır. Çocuklar anne babalarının sandıkları kadar güçlü olmadıklarını ve karşılaşabilecekleri kazalardan her zaman koruyamayacaklarını anladıklarında korku duygusunu geliştirirler.
Çocuğunuzun korkuları çoğunlukla geçicidir.
Araştırmalar okul öncesi çocukların hemen hepsinin en az bir tür korkusu olduğunu ortaya koymaktadır. Okul öncesi çocukların korkuları yalnız kalmak, yalnız uyumak, bazı büyük hayvanlar, kötü insanlar, canavarlar, hayaletler, fırtına, karanlık, yaralanmak ya da sevilen birinin yaralanması olarak belirir. Küçük yaşlardaki bu korkuların bir kısmı zamanla kaybolur. Yaralanma ya da anne babadan ayrılma gibi korkular ergenliğe kadar sürebilir. 7-8 yaşlarındaki bir çocuk ölümün herkesin başına gelebilecek sürekli bir ayrılık olduğu bilincine varır ve anne babasını kaybetmekten korkabilir. Çocuğun korkularının yeni bir eve taşıma, okul değiştirme ya da ailede bir kayıp durumunda belirmesi ya da artması doğaldır. Bunların dışında her on çocuktan birinin ani hareketler ve yüksek ses karşısında diğer çocuklara göre daha fazla tepki gösterdiği görülmektedir. Araştırmalar bu tür çocukların sinir sisteminin daha duyarlı olduğunu ve ürkülecek durumlarda daha fazla tepki verdiklerini göstermektedir. Kabuslar da bir korku nedeni olabilir ve çoğunlukla çocuğun var olan korkularının bir dışa vurumudur. Çocuk büyüdükçe rüyalarının ve kabuslarının içeriği değişse de ortak tema bir tehlike karşısında yaşanan acizlik ve umutsuzluktur.
Çocuğunuzun korkuları geçici olmaktan öteyse…
Çocuklukta ya da ergenlikte nadiren görülen kabuslar normal sayılsa da bir çocuk haftada 3-4 kez kabus görmeğe başlamışsa bu aşırı bir endişenin görüntüsü olabilir. Bir çocuk annesinin yanından bir an bile ayrılmak istemiyorsa, anne babası yanında değilken gergin ve sinirli olup bazı fizyolojik tepkiler veriyorsa anne babasını bir daha göremeyip ayrı kalacağı endişesini aşırı ölçüde yaşıyordur. Bazı çocuklar risk alma ya da yeni şeyleri denemekte isteksiz davranabilirler. Bu doğaldır. Ancak çocuğun korkuları onu üzüyor, sosyal ilişkilerini etkiliyor, okulda ya da evdeki faaliyetlerini engelliyorsa bu korkuları aşırı demektir. Bir çocuk böcekler ya da yükseklik gibi belirli şeylere karşı aşırı korku ve tepki veriyorsa fobi geliştirmiş olabilir. Fobiler genellikle olumsuz ve stresli bir durumla karşı karşıya kalınıp başa çıkılamadığında gelişir. Çocuk bu durumda korktuğu şeyle karşılaşabileceği ortamlardan uzak durup kendini güvende hissettiği ortamlarda kalmayı tercih edecektir. Bir başka örnekte, çocuğunuz mikroplardan ya da diğer kirli şeylerden korkup ellerini sık sık yıkayarak kaygısını gidermeğe çalışıyorsa obsesif kompulsif bozuklukta (OKB) görülen belirtileri sergiliyor olabilir. OKB de korkular aşırı ve mantıksız olup bu korkuların yarattığı endişeyi gidermek için yapılanlar tekrarlı ve zaman alıcıdır.
Çocuğunuzun korkularının üstesinden gelmesinde nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Çocuğunuzun korkularının kabul edilebilir bir düzeyde mi yoksa aşırı mı olduğunu belirlemek için yaşıtlarını gözlemleyip o yaş çocuğunda karşılaşılan korkuları belirleyebilirsiniz. Çocuğunuzun bir ya da daha fazla sayıda korkusu olabilir ancak bunlar günlük yaşantısını etkilememeli. Çocuğunuzun korkularından söz etmesini sağlayın. Neler onu korkutuyor? Korkuları belirli bir kişi ya da duruma mı yönelik? Kendisi korkularını anlamlı buluyor mu? Korkularını kontrol edip bunlarla başa çıkabiliyor mu? Bu soruların yanıtlarına göre çocuğunuzu bir tedaviye yönlendirmeği düşünebilirsiniz. Çocuğunuzun korkuları gerçektir ancak bu gerçekçi oldukları anlamına gelmez. Korkuların gerçekçi olmadığını belirlediğinizde korkularına değil endişesine anlayış gösterin. Örneğin, çocuğunuz gerçek üstü bazı yaratıklardan korkuyorsa yaratıkları uzaklaştırmak için değil sadece daha rahat hissetmesi için ışıkları açık bırakın. Korkularına ilişkin çocuğunuzu gerçekçi açıklamalarla bilgilendirin. Çocuk, korkularının gerçekçi olmadığını anladıkça bu korkular zamanla azalır ya da kaybolur. Bu süreç yavaş ve küçük adımlarla ilerlenen bir süreçtir. Anne-babanın takibi ve desteği dışında öğretmeni de bu süreçte takip ederek, anne-babayı bilgilendirerek destek olabilir. Ayrıca doktorun da çocuğunuzun korkularının aşırı olması durumunda bunu belirleme ve sizi bir uzmana yönderdirme yardımı olacaktır.
Uzm. Psk. Aylin Özeren