“Kuşak-Yol Projesi kazan-kazan bir projedir. Başka inisyatifleri memnunlukla karşılarız.Ama inisyatif dışlayıcı olursa bu hiç hoşumuza gitmez.”
Bu sözler üç yıldır Ankara’da görev yapan Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin’e ait. Büyükelçi Liu hafta içinde İstanbul’a geldi. Marmara Grubu Vakfı’nın 37. dönem toplantısında bir konuşma yaptı. Toplantıda ağırlıklı olarak, Çin’den başlayıp Türkiye üstünden geçerek İngiltere’de son bulan “Kuşak-Yol” projesinin onuncu yıl dönümünde “İpek Yolu” olarak da bilinen inisyatifin kazanımlarından söz etti.
Shaobin, konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Bildiğiniz gibi Kuşak-Yol Projesi onuncu yılında. Ben Türkiye’ye pandeminin (Corona Virüs pandemisi) başlangıcında geldim. Dünya pandemiden kırılıyordu. Buna rağmen Türkiye’de dostluk ve işbirliği ilişkilerimizi geliştirdik. Pandemiye rağmen iki ülke olarak çok iyi işbirliği yaptık.”
Burada ben araya gireyim. Büyükelçi İu Shaobin Ankara’ya atandığı sırada Çin’in Wuhan şehrinden kaynaklandığı söylenen Corona Virüs salgınına karşı dünya ne yapacağını bilmez haldeydi. Pandemi patlak verdikten yaklaşık bir yıl sonra Çin’de virüse karşı klasik yöntemlerle Sinovac isimli bir aşı üretildi. Sinovac üretime geçer geçmez bunun ilk alıcı ülkesi Türkiye oldu. Bir kaç ay içinde Türkiye’ye onlarca milyon ünite Sinovac aşısı getirildi. Doğal olarak da Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti bu alışverişten son derece memnun kaldı.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu devam ediyor:
“Ülkelerimiz birbirine çok uzak ama kalplerimiz çok yakın. Çin’de ve Türkiye’de Mayıs ayında seçimler yapıldı. Seçim sonuçlarını değerlendirmek sizin iç işiniz. Biz Çin Halk Cumhuriyeti olarak Türkiye’nin istikrarlı olmasını temenni ediyoruz. “
HEGEMONYACILIK YAPMAYIN
Büyükelçi Liu daha sonra sözü Kuşak-Yol projesine getiriyor:
“Çin’le Türkiye arasında stratejik ilişki söz konusu. Bunu pekiştirmek için onbinlerce sebep var. Çin bir devdir, diyorlar. Evet, Çin çok büyük bir ülke. Çin’in gelişme hızı bütün dünya tarafından izleniyor.
Büyük ya da küçük, bütün ülkeler eşittir. Büyük ülke olarak sorumluluğumuzu üstlenmeye hazırız. Bir ülke sorumsuzca büyümeye, hegemonyacılık yapmaya çalışıyorsa hoşumuza gitmez.” Büyükelçinin bu son sözleri Soğuk Savaş döneminde Pekin’in Sovyetler Birliği’ni hegemonyacılık yapmakla suçlamasını aklıma getirdi. Acaba Liu üstü örtülü olarak Moskova’ya Ukrayna Savaşı’nı fazla uzatmaması mesajını mı vermek istiyor, diye düşündüm.
Büyükelçi devam ediyor:
“Çin’in ilerlemesine çalışıyoruz. Çin büyük nüfuslu bir modernizasyon modeli. Ülkemizin nüfusu şu anda 1.4 milyar kişi. Çin gelişmiş ülkeler sınıfına bu nüfusla girerse çok başka bir durum ortaya çıkar.
Biz ülkeler arası uçurum olmasını istemiyoruz. Biz maddi değil, manevi gökdelenleri istiyoruz. “
Büyükelçi Liu daha sonra çevre korumaya nasıl önem verdiklerini de şu sözlerle anlatıyor:
“Sadece ekonomik kalkınmaya odaklanıp çevreyi düşünmemek sürdürülebilir bir yol değildir. “
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKEYİZ
Bundan sonra söz Çin’in dünya devi olmasına geliyor. Ancak Büyükelçi Liu’nun tonu gayet alçak gönüllü:
“Çin’in dev ülke olması bazılarını endişeye sevk ediyor. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Hegemonyacılık yapmayız.
“İkinci yüzyılımızı idrak etmek üzereyiz. Türkiye de yüzyılını tamamlamak üzere. Bu vesileyle şunu söylemek isterim ki Kuşak-Yol inisyatifi 10. Yıldönümünde kalkınma ve işbirliği platformu haline gelmiştir.
“Tedarik, ekonomik işbirliği açıklarının giderek arttığı ve küresel zararlara sebep olduğu bu dönemde Kuşak-Yol teşvik edilmelidir. Başta gelişmekte olan ülkeler bunu desteklemelidirler.Proje onlara yardımcı olmaktadır. “
İPEK YOLU RUHU CANLANSIN
Büyükelçi Liu Kuşak-Yol inisyatifinin iki ülke arasında yeni bir sayfa açtığına dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Türkler ve Çinliler binlerce yıl öncesinin İpek Yolu ruhunu canlandırmayı başarabilirler. Burada pek çok yatırıma imza attık. Örnek olarak, Çin son bir yılda Türkiye’ye 2.4 milyar dolar yatırım yaptı. “
Konuşmanın sonunda soru-cevap bölümüne geçildiğinde Büyükelçi Liu’ya iki soru yönelttim. Bunlardan biri “Cumhurbaşkanınız Xi Jinping Hindistan’daki G-20 zirvesine neden katılmadı?”, diğeri de, “G-20 zirvesinde Hindistan’dan başlayıp Almanya’da sona erecek Güney Koridoru projesini nasıl dewğerlendiriyorsunuz? Çin’den İngiltere’ye uzanan Kuşak-Yol projesine rakip olabilir mi?”. Büyükelçi Liu bunlara gülerek şu yanıtı verdi:
“Cumhurbaşkanımız değil ama Başbakanımız G-20 zirvesine katıldı. G-20 önemli bir platform Biz bunu çok önemsiyoruz.
“İkoridor bütün dünyanın ilgisini çekti. Kuşak-Yol kendi çerçevesi içinde çok muteber bir inisyatif. Kuşak-Yol çerçevesinde varılan anlaşma sayısı 200’ü buldu. 3000’den fazla alt projeler oluştu. Asya Kalkınma Bankası bunların alt yapılarını oluşturuyorİnisyatif için 700 bin kişi istihdam edildi.
“Dünyanın kalkınmasına faydalı olacak her inisyatife destek veririz. Kuşak-Yol kazan-kazan bir inisyatiftir. İnisyatif dışlayıcı olur, jeopolitik açıdan zarar verirse bu hiç hoşumuza gitmez. “
Burada başka bir soru yöneltiyorum: “Güney Koridoru’nda Türkiye ve Çin’in olmaması manidar değil mi?” Liu şu yanıtı veriyor:
“İnsanlığa yararlıysa memnunlukla karşılarız.”
Yakasında Marmara Grubu Vakfı rozetiyle toplantıya gelen Liu’nun konuşması sonrasında Marmara Grubu Vakfı Genel Sekreteri Sezgin Bilgiç Büyükelçinin vakfa fahri üye yapılmasını teklif etti. Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver teklifin ilk yönetim kurulunda ele alınacağını söyledi. Büyükelçi Liu’nun bu sözleri duyduğunda yüzünde beliren geniş gülümseme görülmeye değerdi doğrusu.
Bu sözler üç yıldır Ankara’da görev yapan Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu Shaobin’e ait. Büyükelçi Liu hafta içinde İstanbul’a geldi. Marmara Grubu Vakfı’nın 37. dönem toplantısında bir konuşma yaptı. Toplantıda ağırlıklı olarak, Çin’den başlayıp Türkiye üstünden geçerek İngiltere’de son bulan “Kuşak-Yol” projesinin onuncu yıl dönümünde “İpek Yolu” olarak da bilinen inisyatifin kazanımlarından söz etti.
Shaobin, konuşmasına şu sözlerle başladı:
“Bildiğiniz gibi Kuşak-Yol Projesi onuncu yılında. Ben Türkiye’ye pandeminin (Corona Virüs pandemisi) başlangıcında geldim. Dünya pandemiden kırılıyordu. Buna rağmen Türkiye’de dostluk ve işbirliği ilişkilerimizi geliştirdik. Pandemiye rağmen iki ülke olarak çok iyi işbirliği yaptık.”
Burada ben araya gireyim. Büyükelçi İu Shaobin Ankara’ya atandığı sırada Çin’in Wuhan şehrinden kaynaklandığı söylenen Corona Virüs salgınına karşı dünya ne yapacağını bilmez haldeydi. Pandemi patlak verdikten yaklaşık bir yıl sonra Çin’de virüse karşı klasik yöntemlerle Sinovac isimli bir aşı üretildi. Sinovac üretime geçer geçmez bunun ilk alıcı ülkesi Türkiye oldu. Bir kaç ay içinde Türkiye’ye onlarca milyon ünite Sinovac aşısı getirildi. Doğal olarak da Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti bu alışverişten son derece memnun kaldı.
Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi Liu devam ediyor:
“Ülkelerimiz birbirine çok uzak ama kalplerimiz çok yakın. Çin’de ve Türkiye’de Mayıs ayında seçimler yapıldı. Seçim sonuçlarını değerlendirmek sizin iç işiniz. Biz Çin Halk Cumhuriyeti olarak Türkiye’nin istikrarlı olmasını temenni ediyoruz. “
HEGEMONYACILIK YAPMAYIN
Büyükelçi Liu daha sonra sözü Kuşak-Yol projesine getiriyor:
“Çin’le Türkiye arasında stratejik ilişki söz konusu. Bunu pekiştirmek için onbinlerce sebep var. Çin bir devdir, diyorlar. Evet, Çin çok büyük bir ülke. Çin’in gelişme hızı bütün dünya tarafından izleniyor.
Büyük ya da küçük, bütün ülkeler eşittir. Büyük ülke olarak sorumluluğumuzu üstlenmeye hazırız. Bir ülke sorumsuzca büyümeye, hegemonyacılık yapmaya çalışıyorsa hoşumuza gitmez.” Büyükelçinin bu son sözleri Soğuk Savaş döneminde Pekin’in Sovyetler Birliği’ni hegemonyacılık yapmakla suçlamasını aklıma getirdi. Acaba Liu üstü örtülü olarak Moskova’ya Ukrayna Savaşı’nı fazla uzatmaması mesajını mı vermek istiyor, diye düşündüm.
Büyükelçi devam ediyor:
“Çin’in ilerlemesine çalışıyoruz. Çin büyük nüfuslu bir modernizasyon modeli. Ülkemizin nüfusu şu anda 1.4 milyar kişi. Çin gelişmiş ülkeler sınıfına bu nüfusla girerse çok başka bir durum ortaya çıkar.
Biz ülkeler arası uçurum olmasını istemiyoruz. Biz maddi değil, manevi gökdelenleri istiyoruz. “
Büyükelçi Liu daha sonra çevre korumaya nasıl önem verdiklerini de şu sözlerle anlatıyor:
“Sadece ekonomik kalkınmaya odaklanıp çevreyi düşünmemek sürdürülebilir bir yol değildir. “
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKEYİZ
Bundan sonra söz Çin’in dünya devi olmasına geliyor. Ancak Büyükelçi Liu’nun tonu gayet alçak gönüllü:
“Çin’in dev ülke olması bazılarını endişeye sevk ediyor. Biz gelişmekte olan bir ülkeyiz. Hegemonyacılık yapmayız.
“İkinci yüzyılımızı idrak etmek üzereyiz. Türkiye de yüzyılını tamamlamak üzere. Bu vesileyle şunu söylemek isterim ki Kuşak-Yol inisyatifi 10. Yıldönümünde kalkınma ve işbirliği platformu haline gelmiştir.
“Tedarik, ekonomik işbirliği açıklarının giderek arttığı ve küresel zararlara sebep olduğu bu dönemde Kuşak-Yol teşvik edilmelidir. Başta gelişmekte olan ülkeler bunu desteklemelidirler.Proje onlara yardımcı olmaktadır. “
İPEK YOLU RUHU CANLANSIN
Büyükelçi Liu Kuşak-Yol inisyatifinin iki ülke arasında yeni bir sayfa açtığına dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Türkler ve Çinliler binlerce yıl öncesinin İpek Yolu ruhunu canlandırmayı başarabilirler. Burada pek çok yatırıma imza attık. Örnek olarak, Çin son bir yılda Türkiye’ye 2.4 milyar dolar yatırım yaptı. “
Konuşmanın sonunda soru-cevap bölümüne geçildiğinde Büyükelçi Liu’ya iki soru yönelttim. Bunlardan biri “Cumhurbaşkanınız Xi Jinping Hindistan’daki G-20 zirvesine neden katılmadı?”, diğeri de, “G-20 zirvesinde Hindistan’dan başlayıp Almanya’da sona erecek Güney Koridoru projesini nasıl dewğerlendiriyorsunuz? Çin’den İngiltere’ye uzanan Kuşak-Yol projesine rakip olabilir mi?”. Büyükelçi Liu bunlara gülerek şu yanıtı verdi:
“Cumhurbaşkanımız değil ama Başbakanımız G-20 zirvesine katıldı. G-20 önemli bir platform Biz bunu çok önemsiyoruz.
“İkoridor bütün dünyanın ilgisini çekti. Kuşak-Yol kendi çerçevesi içinde çok muteber bir inisyatif. Kuşak-Yol çerçevesinde varılan anlaşma sayısı 200’ü buldu. 3000’den fazla alt projeler oluştu. Asya Kalkınma Bankası bunların alt yapılarını oluşturuyorİnisyatif için 700 bin kişi istihdam edildi.
“Dünyanın kalkınmasına faydalı olacak her inisyatife destek veririz. Kuşak-Yol kazan-kazan bir inisyatiftir. İnisyatif dışlayıcı olur, jeopolitik açıdan zarar verirse bu hiç hoşumuza gitmez. “
Burada başka bir soru yöneltiyorum: “Güney Koridoru’nda Türkiye ve Çin’in olmaması manidar değil mi?” Liu şu yanıtı veriyor:
“İnsanlığa yararlıysa memnunlukla karşılarız.”
Yakasında Marmara Grubu Vakfı rozetiyle toplantıya gelen Liu’nun konuşması sonrasında Marmara Grubu Vakfı Genel Sekreteri Sezgin Bilgiç Büyükelçinin vakfa fahri üye yapılmasını teklif etti. Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver teklifin ilk yönetim kurulunda ele alınacağını söyledi. Büyükelçi Liu’nun bu sözleri duyduğunda yüzünde beliren geniş gülümseme görülmeye değerdi doğrusu.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.