CHP’nin Ahmet Aras bilmecesi

Yanılmıyorsam Churchill’di, kirlenen Thames Nehri için, “herkes Thames’in kirliliğinden söz ediyor ama kimse bir şey yapmıyor.” diyen İngiliz devlet adamı. Şimdi de Bodrum o durumda.

Herkes Bodrum’un, vahşi yapılaşma nedeniyle yok olmaya doğru hızla gittiğini söylüyor, konuşuyor, yazıyor ama kimse bir şey yapmıyor.

Yok, bu tümce doğru olmadı! Kimsenin hakkını yememek gerek. Son beş yıldır Bodrum Belediye Başkanı olan Ahmet Aras bir şeyler yaptı! Ben birkaç haftadır yazılarımda, Başkan Aras’ın, sadece benim tanık olduğum, çevremde gördüğüm ve izlediğim yaptıklarına dikkat çekiyorum. Bodrum’u daha da hızla yok edecek yapılaşmaya nasıl kol kanat gerdiğini; kasabanın tüm doğal ve tarihi güzelliklerini, kısaca Bodrum’u Bodrum ve turizmde bir dünya markası yapan değerlerini yok edecek eylemlerini anlatmaya çalışıyorum. Meğer benim bildiklerim ve bizzat gözlemlediklerim devede kulak kalıyormuş.

Ahmet Aras Bodrum için meğer neler yapmış!

Son günlerde yerel ve ülke yazılı ve görsel basını, Ahmet Aras’ın yaptıkları ile dolu. Doğrusu ben bile bu kadarını beklemiyordum. Birkaçını kısaca sıralayayım:

Bodrum’un en çok iki kat kuralına karşın, kasabanın ortasında beş katlı villalara anında ruhsat vermek; kaldırma sözünü verdiği iskelelerin sayısının ve denizde kapladıkları alanın akıl almaz boyutlara ulaşmasına izin vermek; para toplamak amacıyla (bunu bizzat Belediye’nin yetkilileri söylüyorlar.) hukuksuz, kanunsuz binlerce mühürleme yapmak ama mühürlenen kaçak yapılar için kesilen para cezaları ödenmek kaydıyla hiç birisini yıkmamak; kısacası, bizzat usulsüz, hukuksuz işlemler yapmak ve usulsüz, hukuksuz inşaat, tadilat yapanlara da, Belediye’ye ödeme yapmak kaydıyla göz yummak (Bu gerekçelerle Aras hakkında işlem yapılmasını isteyen müfettiş raporları etrafta uçuşuyor.); hatta kişilere, kaçak yapılarını, başkasının yapı kayıt belgesine kaydettirmelerini önermek! Vaktinizi almamak için son zamanlarda basına yansıyan bu tür haberleri, yazıları burada tek tek saymayacağım. Zaten saymaya kalkarsam bu yazı kitap olur. Sadece dipnot olarak koyduğum linklere bir göz atmak, en hayal gücü yüksek kişiyi bile şaşırtacaktır.

Bodrum’u kurtarmak için mi Muğla’ya aday gösterildi?

Bu haberleri gördükçe doğrusu içime kuşku düşmeye başladı. “Acaba” dedim, “CHP yönetimi bütün bunlardan haberdardı da Bodrum’u Ahmet Aras’tan kurtarmak için mi onu Bodrum’a yeniden aday göstermedi?” Ama düşününce kendi sorum bana bile saçma geldi. Diyelim ki gerçek buydu. O zaman Muğla’ya neden aday gösterdi? Muğla’da aynı hukuksuz ve usulsüz yönetimi sürdüremeyeceği mi düşünüldü? Bodrum’da yaptıklarını Muğla’da da tekrarlarsa, o zaman ülkeye vereceği zarar daha da büyük olmayacak mıydı? Bodrum, Marmaris, Fethiye ve daha nice, en değerli turistik marka kasabaları, beldeleri Muğla’ya bağlı değil mi? Demek ki CHP Yönetiminin Bodrum’u Aras’tan kurtarmak için onu Muğla’ya aday göstermiş olabileceği düşüncem doğru değil.

Aklıma gelen ikinci olasılık; Ahmet Aras’ın, aslında AKP belediyecilik anlayışının yani talan zihniyetinin bir temsilcisi olduğu idi ki Bodrum’da beş yıllık uygulaması bu olasılığı daha akla yakın kılıyordu. O zaman da yine iki olasılıkla karşı karşıya kalıyordum.

Aras’ın CHP’yi içeriden çökertmek görevi mi var?

Bugüne kadar duraksamasız olarak oy verdiğim CHP, AKP zihniyetinde olamayacağına göre -yoksa öyle mi?- ya CHP Yönetimi bunu göremeyecek kadar aciz ve Aras’ı Muğla’ya aday gösterdi ya da Aras, CHP’yi içerden çökertmekle görevlendirilmiş bir kişi ama CHP Yönetimi bunu da göremedi.

Korkarım bu son iki olasılık birbirini tamamlıyor da olabilir. Yine korkarım ki CHP Yönetimi değilse bile Bodrum ve Muğla halkı durumun farkında ve CHP’nin Bodrum’da da, Muğla’da da işi oldukça zor. Bu sadece benim değil son zamanlarda Bodrum’da kimle konuşsam, herkesin düşüncesi ve fikri.

Ne diyeyim? Kendi düşen ağlamaz!

İyi de, sadece düşen ağlamıyor ki. Asıl ağlayan ülkenin anası oluyor.