Chamberlain, Beşiktaş ve Türkiye'yi öve öve bitiremedi!

Ankaragücü maçında attığı golle bir anda İngilizlere kendini hatırlatan Alex Oxlade-Chamberlain, Sky Sports'a çok uzun bir röportaj verdi. İşte o röportajdan bizim de gözümüze çarpan bazı sorular ve cevaplar. Soru: Beşiktaş'la çok sayıda maça çıktınız, çok sayıda antrenman yaptınız hâlâ Premier Lig'i izliyor musunuz? * Biliyor musun, buraya geldiğimden beri İngiltere'deyken izlediğimden daha fazla Premier League izledim. Ve buradaki oyuncuların bunu bu kadar izlemesi beni şaşırtıyor. Yıllarca Premier Lig toplantılarında bize bunun anlatıldığı ve şu şekilde açıklandığı söylendi: 'Tüm dünyada izleniyorsunuz', bu yüzden davranışlarımız hakkında düşünmeliyiz. Sahada nasıl davrandığımızı, çünkü her yerde izleniyorsunuz. Buraya geldiğimden beri buradaki oyuncuların, özellikle de Türk oyuncularının Premier Lig'i ve kadroyu ne kadar takip ettiğini fark ettim. Pazar günleri çok fazla maç oynuyoruz, bu nedenle cumartesi zaman antrenman sahasında oturup izliyorlar. Soru: Beşiktaş'ta doğrudan sahaya indiniz. Bu kadar uzun süre düzenli futbol oynamamak ruhunuzu ısıttı mı? * Öyle oldu. Bir süre oynamadığınızda ve sonra doğrudan oyuna dahil olduğunuzda ve oynamaya başladığınızda, bir yanım bunu seviyordu. Bir yanım da bununla kendimi idare etmeye çalışıyordu. Açıkçası sezon öncesi kampı da eksikti. Böyle bir durumla karşılaştığımda kendimi hazırlamak için çok fazla idman yağptım. Ancak elbette bu, sezon öncesi maçlar oynamak ve diğer 20 oyuncuyla antrenman yapmakla aynı şey değil. Yani kesinlikle fiziksel olarak hızlı bir şekilde atlamak zorunda kaldığım ve bu anlamda hazırlandığım bir seviye var. Her ne kadar bundan gerçekten keyif alsam da başlangıçta, ilk birkaç hafta boyunca zorlandımç Avrupa Konferans Ligi maçlarında da haftada üç maça çıkıyorduk. Bu ilginçti. Ama sanki o dönemi atlattığımı hissediyorum. Soru: Henüz Türkçe kelime öğrendin mi? Küfürler mi? * Aslında henüz herhangi bir küfür bilmiyorum, bundan sonra bu da gelebilir. Bu sadece genel bir teşekkür. Merhaba. Nasılsın? Güle güle. Günaydın. Sorun şu ki, insanlara 'merhaba' demekte, nasıl olduklarını sormakta iyiyim. Bir şeyi geri aldığımda, işte o zaman işim biter. Söyleyecek başka bir şeyim yok. Çok farklı tercüme ediliyor, zor oldu ama deniyorum. Soru: Orada kiminle en yakınsın? * Milot Rashica Norwich'te oynadı. Arthur Masuaku, Gedson, Omar Colley… Gerçekten çok iyi çocuklar var. Biraz iletişim engelimiz var ama birisinin gerçekten iyi bir insan olduğunu anlayabilir ve onunla iyi geçinebilirsiniz. Herkesle iç içe olmaya çalışıyorum. Soru: Soyunma odası müziği yok mu? * Çok fazla Türk müziği var. Alışıyorum. Dinlediklerimden çok farklı. Tam olarak Rap ve RnB değil ama iyi. Cenk Tosun çoğu zaman kontrolü eline alıyor. Afrikalı çocuklardan da çok sayıda Afrobeat var, bu yüzden şikayet etmiyorum. Afrobeats'in büyük bir hayranıyım. Soru: Türkiye'deki atmosfere ve futbol dinine değindiniz... * Benim için en büyük şey stadyumun ısınma anlarında bile ne kadar enerjik olduğuydu. Şarkı söylüyorlar, her oyuncuyu çağırıp taraftarları selamlıyorlar ve sizi de selamlıyorlar. Oldukça sıcak ve misafirperver. Ve eğer oyunda iyi bir performans sergiliyorsanız, destek muhteşem olur. Eğer durumumuz o kadar iyi değilse, sana da uyarıyorlar. Bu benim için sorun değil. Elbette burada kalplerini kollarında taşıyorlar. Şu ana kadar harika bir deneyim oldu. Ekip olarak gelişmeye ve daha fazlasını yapmaya devam etmeliyi. Çünkü bize gösterdikleri destek inanılmaz. Bence burada, onlara iyi performanslar ve birçok galibiyetle borcunu ödeyebilecek kadar iyi bir oyuncu grubumuz var.